Suriye’nin kuzeydoğusundaki ‘Özerk Yönetim’, DEAŞ’a bağlı ailelerden 100’ün üzerinde kadın ve çocuğu Özbekistan’a teslim etti

El-Hol Kampı’nın içi (Reuters-Arşiv)
El-Hol Kampı’nın içi (Reuters-Arşiv)
TT

Suriye’nin kuzeydoğusundaki ‘Özerk Yönetim’, DEAŞ’a bağlı ailelerden 100’ün üzerinde kadın ve çocuğu Özbekistan’a teslim etti

El-Hol Kampı’nın içi (Reuters-Arşiv)
El-Hol Kampı’nın içi (Reuters-Arşiv)

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt Özerk Yönetimi, 30 Nisan’da yaptığı açıklamada, DEAŞ unsurlarının ailelerinden yaklaşık 100 Özbek kadın ve çocuğun Özbekistan’dan resmi bir heyete teslim edildiğini duyurdu.
Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi, 30 Nisan’da Özbekistan Dışişleri Bakanlığı heyetiyle basın toplantısı düzenleyerek, 24 kadın ve 68 çocuğun Özbekistan’a teslim edildiğini açıkladı.
Daire Başkanı Abdulkerim Ömer, çocuklar arasında sadece 7 yetimin bulunduğunu açıkladı.
Bu durum, Özbekistan’ın Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplarda tutulan vatandaşlarını teslim aldığı ilk durum değil. Özerk Yönetim’in Dış İlişkiler Dairesi’nin Özbek heyetten bir temsilciden aktardığına göre bugüne kadar 240 kadın ve çocuk teslim edildi.
Özbekistan, vatandaşlarından büyük bir grubu teslim alan az sayıdaki ülkeler arasında yer alıyor.
Mart 2019’da radikalizm yanlısı örgütün bölgelerinin ortadan kaldırıldığının ilan edilmesinden bu yana Kürtler, ilgili ülkeleri alıkoyulan vatandaşlarını iade almaya ve radikalizm yanlılarını yargılamak için uluslararası bir mahkeme kurmaya çağırıyor.
Özbekistan, Kazakistan ve Kosova gibi bazı ülkeler, radikalizm yanlılarının aile üyelerini kabul etti. Özellikle Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer bazı ülkeler de yalnızca sınırlı sayıda yetim çocuğu iade aldı.
Rusya, bu ay 34 yetim çocuğu kabul ederek, Moskova’nın iade aldığı çocuk sayısını 169’a çıkardı.
DEAŞ mensuplarının ailelerinden binlerce yabancı kadın ve çocuk, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Haseke vilayetindeki el-Hol ve Roj kamplarında kendilerine tahsis edilen alanlarda kalıyor.
Yüzde 93’ü Suriyeli, Iraklı, yabancı kadın ve çocuklardan oluşan, toplamda yaklaşık 62 bin kişinin yaşadığı el-Hol kampına dair güvenlik ve yaşamsal bir endişe duyuluyor.
Şubat ayında Birleşmiş Milletler’e (BM) sunulan bir rapora göre el-Hol kampında, ‘radikalleşme, eğitim, fon toplama ve dış operasyonlar gerçekleştirmeye teşvik’ gibi durumlar gözlemlendi.
Raporda, bazı tutukluların el-Hol’un, örgütün son bölgesi olduğuna inandığı belirtildi.
Kampların yanı sıra DEAŞ saflarına katılan yüzlerce yabancı radikalizm yanlısı, Kürt savaşçıların hapishanelerinde tutuluyor.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.