Mısır, Hindistan varyantına karşı önlemleri artırıyor

Camilerde teheccüd namazı kılmak yasak

İl sakinlerini dolaşan sağlık farkındalık ekiplerinden iki kadın çalışan (Sağlık Bakanlığı Facebook sayfası)
İl sakinlerini dolaşan sağlık farkındalık ekiplerinden iki kadın çalışan (Sağlık Bakanlığı Facebook sayfası)
TT

Mısır, Hindistan varyantına karşı önlemleri artırıyor

İl sakinlerini dolaşan sağlık farkındalık ekiplerinden iki kadın çalışan (Sağlık Bakanlığı Facebook sayfası)
İl sakinlerini dolaşan sağlık farkındalık ekiplerinden iki kadın çalışan (Sağlık Bakanlığı Facebook sayfası)

Mısır, "Hindistan varyantının" (mutasyona uğramış koronavirüs) ülkeye sızmaması için ihtiyati tedbirler aldı. Mısır Sağlık ve Önleyici İşler Başkanlık Danışmanı Muhammed Avad Taceddin konu hakkında yaptığı açıklamada, “Mısır'da  Hint mutantının bulaşma olasılığını azaltmak için havaalanı ve uçuşlar başta olmak üzere istisnai ve önleyici tedbirlerin alındığını" belirtti. Vakıflar Bakanlığı ise, "yeni koronavirüs salgını nedeniyle camilerde teheccüd namazlarının kılınmasını yasakladı" ve bunun, camilerde namaz kılınmasına izin veren ve cemaatle namaz kılanlar için caydırıcı bir karar olduğunu belirtti. Bu çerçevede dün teheccüd namazlarının evlerde kılınması çağrısı yapıldı.
Aynı zamanda Mısır Sağlık Bakanı Hale Zayid konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Sosyal hizmet ve sağlık uzmanları aracılığıyla Mısır'ın farklı şehirlerinde verilecek eğitimler, toplumun virüse karşı alınan tedbirler konusundaki farkındalığını artıracağı gibi bayram ve dinî törenlerde HIV enfeksiyonu oranlarının azaltılmasına da katkıda bulunacaktır" dedi. Bakan, vatandaşlar arasında sağlık bilincini artırmak amacıyla Mısır’ın Suhac, Asyut, Kahire, Gize, Kalyubi, Kina, el-Minye, Kafr el-Şeyh, el-Minufiye bölgelerinde sosyal hizmet ve sağlık uzmanlarından oluşan ekipler kurulduğunu açıkladı.
Zayid ayrıca, Sağlık Bakanlığına bağlı sosyal hizmet ekiplerinin, eğitim programının ilk gününde 50 bin vatandaşa önleyici ve ihtiyati tedbirler ile aşının önemi konusunda sağlık bilinci eğitimi verdiklerini açıkladı.
Bakanlık vatandaşlara, koronavirüsün herhangi bir belirtisine rastlanılması halinde derhal en yakın hastaneye ya da yardım hattına başvuruda bulunmaları çağrısında bulundu.
Mısır Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı son verilere göre bin 51 yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası tespit edilirken, 7 kişi de hayatını kaybetti. Veriler, Mısır’da dün akşam itibariyle kaydedilen toplam vaka sayısının 229 bin 763 olduğunu, bunların 172 bin 342’sinin hastalıktan iyileştiğini ve 13 bin 469’unun ise hayatını kaybettiğini gösterdi.
Avad Taceddin, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, ’Hint varyantının' dünyada en az 17 ülkeye ulaştığını belirterek, "şu ana kadar ülkemizde Hindistan varyantına rastlanmadı. Mısır şu anda koronavirüsün üçüncü dalgasını yaşıyor, geçmiş dönemlere kıyasla vaka sayılarında ciddi bir artış söz konusu ve devletimiz virüse karşı mümkün olduğunca çok aşı temin ediyor ve yaptırıyor" açıklamasında bulundu.
Mısır Sağlık ve Önleyici İşler Başkanlık Danışmanı Muhammed Abdulfettah, vatandaşları, “ihtiyati tedbirlere bağlı kalmaya, maske takmaya ve sosyal mesafeyi korumaya” çağırdı. Abdulfettah ayrıca, "Tüm valiliklerde hastanenin hazırlıklarını takip eden ve tüm ihtiyaçları karşılayan en üst düzeyde ekipler" bulunduğunu belirterek, "Koronavirüs ile ilgili solunum semptomlarının şu anda Mısır'da yaygın olduğunu ve değişmediğini" vurguladı.
Abdulfettah, dünden önceki gün televizyonda yaptığı açıklamada, "Hastanelerin koronavirüs vakalarını karşılayabilecek imkanlara sahip olup yatak kapasitesinin yüzde 40’ının boş olduğunu belirterek, ülkede vakaların en yoğun olduğu bölgelerin Kahire, el-Minufiye, Asvan, Kina, Suhac, el-Bahreyl Ahmar" olduğunu söyledi.
Abdulfettah, “Sağlık Bakanlığı’nın resmî internet sitesine 2 milyonu aşkın vatandaşımız aşı yaptırmak için kayıt yaptırdı. Ülke çapındaki 360 aşı merkezi aracılığıyla günde 200 bin vatandaşımızı aşılamayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.