Sudan’daki UNITAMS Başkanı Perthes Şarku’l Avsat’a konuştu: Yeni sömürgeci değiliz

BM Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes (Fotoğraf: Mübarek el Kurdi)
BM Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes (Fotoğraf: Mübarek el Kurdi)
TT

Sudan’daki UNITAMS Başkanı Perthes Şarku’l Avsat’a konuştu: Yeni sömürgeci değiliz

BM Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes (Fotoğraf: Mübarek el Kurdi)
BM Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes (Fotoğraf: Mübarek el Kurdi)

Sudan’daki Birleşmiş Milletler (BM) Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes, uluslararası toplumun, barış sürecinin devam etmesi ve gerçek bir demokratik dönüşüm yolunun açılması adına Sudan'a yardım etmeye hazır olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Perthes, UNITAMS’ın büyük görevlerde küçük rol oynadığını, herhangi bir geliştirme projesini finanse etmediğini ancak uluslararası toplumu Sudan'a yardım etmeye ve yardıma erişimi kolaylaştırmaya teşvik etmeye katkı sağladığını söyledi.
Yurt dışından gelen silahlı grupların savaşçılarını tek bir orduda birleştirmek adına ön istişareler yaptıklarını söyleyen Perthes, konunun çok hassas olduğunu ve yetkili makamların konuyla ilgili dış müdahaleye ilişkin çekinceleri olduğunu dile getirdi.
UNITAMS Başkanı açıklamasında, Etiyopya iç çatışması ve Tigray bölgesindeki çatışma sebebiyle 70 bini aşkın Etiyopyalı mültecinin Sudan’a ek yükler yüklemesine rağmen Sudan’ın BM ile mültecilere birçok yardımda bulunduğun dikkati çekti.
Perthes, UNITAMS’ın BM şartının 6. bölümden 7. bölüme dönüştürülmesine ilişkin açıklamasında, misyonun bağlamını değiştirme girişimlerine katılmayacağını belirterek, sosyal medyada açıklandığı gibi UNITAMS’ın Sudan’a müdahalesinin olmadığını, sömürgeci ve Sudan’a hakim olma gayesi taşımadığını vurguladı.

*UNITAMS, Sudan’daki geçişi desteklemek konusunda nereye vardı?
UNITAMS, Sudan hükümetinin talebi üzerine anayasa belgesinin ve barış anlaşmasının içeriğine dayanarak, seçimler dahil olmak üzere siyasi geçişe yardımcı olmak, anayasa maddelerini yeniden yazmak, bir hukuk devleti oluşturmak, barış anlaşmasını uygulamak, gelecekteki müzakerelere yardımcı olmak, barışı inşa etmek, Sudan'ın dış yardım almasını desteklemek ve yardım etmek, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonuna yardımcı olmak ve ayrıca hükümete olası teknik yardım sağlamak için geldi.

*UNITAMS’IN çalışmalarında kullandığı mekanizma ve araçlar nelerdir?
UNITAMS, hükümet, geçiş otoritesi, sivil toplum ve parti kurumları ile birlikte çalışan çok küçük bir misyon olup görevleri ise büyüktür. Şimdiye dek misyonda 50 kişi bulunuyor. Misyon, Sudan'da bulunan BM kurum ve kuruluşlarıyla entegre bir şekilde çalışır ve bu ajanslar, nüfus sayımı, seçimler ve anayasa gibi özel programların geliştirilmesi ile uygulanmasına katılır. UNITAMS devlet kurumlarında uzmanlar ve seçim komitelerinde uzmanlaşmış personel yetiştirmek, erkek ve kadın adayları eğitmek ve seçim yasasının hazırlanmasına yardımcı olmak için bir seçim yardım departmanı kuracak. Tüm bu görevler BM’nin uzman kuruluşlarıyla koordineli olarak UNITAMS tarafından yürütülecek.

*Gerçek görev boyutu nedir?
BM’deki ilgili komite tarafından tahsis edilen bütçeye göre misyonun planlanan büyüklüğü 269 çalışan olarak belirlendi. Bazı ek uzmanlardan yardım istiyoruz. Birleşmiş Milletler’deki bazı ülkeler bize bu konuda yardımcı oluyor. Misyonun boyutu ise önümüzdeki yıl tamamlanacak.

*Misyonun görevleriyle karşılaştırıldığında bu boyut az değil mi?
Elbette misyon çok küçük, geniş ve büyük görevleri var. Barışı koruma görevlilerini kapsamıyor. Sadece siyaset, insan hakları, sivillerin korunması, seçimler ve anayasa konularında uzmanlarımız var. UNITAMS projeleri finanse etmiyor. Bu onun işi değil, çünkü bunlar BM’deki bazı uzman kuruluşlar tarafından veya Sudan'a yardım etmek isteyen yabancı ülkeler tarafından uygulanan programlar.

*Görev bütçesi ne kadar?
Tahmini olarak 30 milyon dolarlık bir bütçeye sahip.

*Yeterli mi?
Asla yeterli değil ancak misyon mevcut yetenekler temelinde çalışıyor. Projeleri veya geliştirme programlarını finanse etmediği sürece, küçük bir kadro ve nispeten küçük bir bütçeyle bile etkili bir şekilde çalışabiliriz.

*UNITAMS’ın farklı birimlerle ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sudan’a geldiğimizden bu yana Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Başbakan Abdullah Hamduk’un yanı sıra basın, medya, yargı, savcılık ve hatta sivil toplum kuruluşlarıyla dahi ilişkiler kurduk. İç gelişmelerde medyanın aktif ve önemli bir rolü var.  Geçiş döneminde basının sesi çok önemli.
Barış ve kalkınma için bazı üniversiteler ve merkezlerle ilişkiler kurduk. Ülkenin siyasi geçişte ilerlemesine yardımcı olmak ve normal bir ortaklık oluşturmak için bizimle işbirliği yapmak isteyen Sudanlı uzmanlar var. Ülkedeki durumu keşfetmek ve anlamak için ilişkiler kuruyoruz. Darfur, Doğu ve Cezire eyaletlerine de ziyaretler yaptık.  İçişleri Bakanlığı ve Sivilleri Koruma Ulusal Komitesi ile işbirliğine başladık.
Bütçede soruşturma, cinsel şiddetle mücadele ve sivilleri koruma gibi önemli alanlarda polisin eğitilmesi ve eğitmenlerin hazırlanması için çalışmak üzere 12'si Darfur'a gönderilen 21 polis memuru bulunuyor. Sudan polisini güçlendirmenin misyonun en önemli işlevlerinden biri olduğuna inanıyoruz, çünkü devletin gerçek rolünün sivilleri korumak olduğuna ve vatandaşları koruyan organın milisler değil ‘polis’ olduğuna inanıyoruz.

*Misyon anayasal belge ve Juba Barış Anlaşması uyarınca çatışma taraflarını ordu etrafında birleştirmek için istişarelere başladı mı?
Bu konuda ön istişareler var. Geçtiğimiz aylarda, Libya ve başka yerlerden bazı örgütlerin savaşçıları Hartum'a geldi. Darfur'daki sivilleri korumak adına ortak bir güç kurmak için tartışmalar ve atılan ilk adımlar var. Şimdiye dek misyonun bu operasyonlarla ilgili doğrudan bir rolü yok, ancak silahlı örgütlerin ve yetkililerin duyması için sesimizi yükseltiyoruz. Sesimizden başka silahımız yok.

Uluslararası toplum tarafından destekleniyorsunuz.
BMGK, Sudanlı yetkililere ve barış ortaklarına tavsiyelerde bulunuyoruz. Ancak orduların birleştirilmesi konusunun son derece hassas olduğunun ve bu konuda yetkili organların dış müdahale dedikleri şey hakkında bazı çekincelerinin olduğunun farkındayız.

*Sivil veya askeri, siyasi geçiş hakkında yetkili bileşenler arasında hazırlık ve uyum var mı?
Bu konuda, farklı bileşenler arasındaki işbirliğinin bir ‘aşk evliliğinin’ sonucu olmadığı, daha ziyade bir ‘mantık evliliğinin’ sonucu olduğu ve her iki taraf da, birinin diğeri olmadan durumları kontrol edemeyeceğini erken fark ettim. Bu nedenle, uluslararası toplum ve dış aktörlerin yardımıyla iktidarda bir ortaklık konusunda anlaştılar. Arap ülkelerindeki devrimlerin ve ayaklanmaların patlak vermesinden geçen 10 yılın ardından, bir güç ortaklığı veya demokratik değişimden ziyade daha çok iç savaşlara veya yeni otoriteye ulaşamayan çevre ülkeler sebebiyle bir deneyim mevcut. Elbette çelişkiler var ancak Sudan’daki en önemli şey komşu ülkelere ve bölgesel çevreye bu ortaklık modelini sunması. Zor olsa bile etkili yöntem kat edilebilir. Benim görevim Sudanlıların bu ortaklığı sürdürmelerine yardımcı olmak.
Şimdi denklem daha da zorlaşıyor. Bir tarafta ordu, diğer tarafta Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçlerindeki (ÖDBG) siviller. Artık birden fazla parti var. ÖDBG kampı içerisinde bir ‘dağılma’ yaşanmış, Juba Anlaşmasını imzalayan askeri grupların ortaklıkta üçüncü taraf olarak yer alması denklemi daha da zorlaştırmıştır. Ama aynı zamanda tüm bu bileşenlerin denkleme girmesi ve bu ortaklığı sürdürmeye devam etmesi çok önemli.

*Bazı kesimler misyonun diktatörce otoriter bir rejimin geri dönüşüne veya askeri yönetime dönüşe karşı bir garanti olduğuna inanıyor. UNITAMS Sudan’da güvenli ulaşıma ne ölçüde katkı sağlar?
UNITAMS’ın askeri güçleri yok, uluslararası bir irade veya benim iradem empoze edilemez. Taraflar arasındaki siyasi diyaloğa katkıda bulunuyoruz, görüşümü ifade etmek ve tavsiyeler vermek için sesimizi yükseltiyoruz. Bu önemli çünkü Sudan, dış, siyasi ve ekonomik ilişkilerini yeniden düzenlemek için zor ama önemli bir sürece girerek uluslararası toplumda etkili bir üye olmaya karar verdi.
BM ve UNITAMS, iç reformlar ve dış ilişkiler yoluyla Sudan'ı dış borçlardan muaf tutulmasına aktif olarak katkı sağlıyor. Siyasi geçişin devam etmesi koşuluyla henüz katılım sağlamayan tarafların da katılımıyla gerçek bir dönüşüm ve barış sürecine devam etmek için Sudan’a yardım etmeye hazırız.

*Nahda Barajı krizi ve Etiyopya’nın doğu sınırındaki gerginlikler gibi ortaya çıkan değişikler Misyon’u nasıl etkiler?
Sudan’ın jeopolitik ortamındaki değişiklikler ve Etiyopya Tigray bölgesi krizi, Sudan’ın 70 bin Etiyopyalı mülteciye ev sahipliği yapması gibi yeni yükler almasını sebep oldu. BM, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Bürosu (UNHCR) aracılığıyla büyük yardım sağladı. Sudan’da bu krize çok fazla yardımcı oldu.
Sudan ve Etiyopya arasındaki sınır anlaşmazlığı da dahil olmak üzere iç Etiyopya çatışması Sudan'ı etkiliyor. BM Özel Temsilcisi olarak bu gelişmelerden Genel Sekreter'i bilgilendirmek benim görevim. Ancak iki ülke arasındaki arabuluculukta rol oynama yetkisine sahip değilim, çünkü bu görev Genel Sekreterin yetkisi. Müdahale edersem Etiyopyalılar beni tarafsız görür.
Nahda Barajı konusunda Sudan, BM, Avrupa Birliği (AB), Afrika Birliği (AfB) ve ABD’den oluşan dörtlü arabuluculuğu önerdi ancak Etiyopya bu öneriye ikna olmuş gibi görünmüyor. Ancak prensip olarak BM, Sudan’ın önerisini kabul etti.

*Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Darfur Misyonu UNAMID'in bölgeden çekilmesi görevlerinizi ne ölçüde etkiler?
UNAMID’in UNATIMS için bir görevi yok. Kalan unsurlar ise belirli lojistik görevleri yerine getiriyorlar. Sivilleri korumada hiçbir rolleri yok, aksine sadece kendilerini koruyorlar ve kampları ve binaları yetkililere teslim etmeye başladılar. Elbette UNAMID’in çekilmesinin bir etkisi olacak. Hali hazırda misyon Sudan polisi ve güvenlik servisleri tarafından yürütülen, ülke içinde yerinden edilmiş kişiler için kamplardaki sivilleri koruyor. Batı Darfur eyaletindeki el Cuneyne şehri ve diğer bölgelerde çatışmalar gördük. Sivilleri korumak çok büyük bir görev ve Sudanlı resmi kurumlar için meydan okumayı temsil ediyor. UNAMID’in devam etmesi gerektiğini dileyen çok fazla fikir duydum. Ancak karar BMGK’da alındı ve geri dönülmez. Sudan hükümetinin sivilleri koruma görevini yerine getirme kapasitesinin oluşturulmasına yardımcı olmak uluslararası toplumun sorumluluğundadır. Darfur’daki Sudan polisinin kabiliyetleri gerekenin altında ve bu kuvvetlerin kabiliyetlerini eğitimle inşa etmeye ihtiyaç duyuluyor. Bunun bir bölümünü yapıyoruz. Bazı Sudanlı yetkililer, UNAMID barış güçlerinin geri çekilmesinden kaynaklanan zorluğun kapsamını ve misyonun Sudanlı yetkililere teslim ettiği kamplara ne olabileceğini fark edemedi. Binaların yağmalanmasına tanıklık etti. Bunlar Sudan’ın dış imajını etkileyen meseleler.

*UNITAMS’ın karşılaştığı zorluklar nelerdir?
Sudan ve çeşitli misyonlar arasındaki karmaşık geçmiş nedeniyle, bazı çevrelerden ‘yeni sömürgeci’ olduğumuz veya Sudan genel valisi olduğuma dair bazı söylentiler yayıldı. Sosyal medyada bu tarz söylentileri çok görüyorum ama aldırış etmiyorum. Ben UNITAMS Başkanı ve BM ajansları koordinatörüyüm vali değilim. Silah ve barış koruma gücüm yok. En güçlü silahım sözüm ve kararlılığımdır.
Bu sürekli olarak tekrarlanan söylentiler bana yönelik değil, Sudanlı bir parti tarafından başka bir iç partiye yöneltiliyor ve aralarında futbol topu olarak UNITAMS kullanıyor. Genellikle bu tarz söylentilere cevap vermem.
Hali hazırda Sudan hükümeti ile misyonun statüsü konusunda müzakerelerin son aşamasındayız. Diplomatik bir misyonuz ve hiçbir ülkenin büyükelçisi değiliz. Birleşmiş Milletler bu tarz konularda devletlerle müzakere eder ancak bu beklenenden daha uzun sürdü. Fakat neredeyse bir anlaşmaya vardık, bir hafta içerisinde hükümetle anlaşma imzalamayı bekliyorum.

*UNITAMS’ın barış müzakerelerine katılmayan hareketlerle herhangi bir bağlantısı var mı?
Onlarla temas halindeyiz ve Juba ziyaretim sırasında Güney Sudan’daki arabulucular, barış anlaşmasını imzalamayan taraflar Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Abdulaziz Adem el-Hulu ile görüşeceğim.

*Abdulvahid Muhammed Nur ile iletişime geçtiniz mi?
Evet, detaya girmeyeceğim ama bağlantılar var. Abdulaziz Adem el-Hulu hareketine gelince müzakereler 24 Mayıs’ta başlayacak. UNITAMS müzakereyi kolaylaştırıcı taraf olarak hazır bulunacak. Arabulucular ve hareketle müzakere masasına katkımızın ayrıntılarını ele alacağız.

*Paris’te yapılacak olan Sudan Ortaklık Konferansı’nda UNITAMS’ın bir rolü olacak mı?
UNITAMS konferansa katılacak ve BM Genel Sekreteri bir konuşma yapacak. Hükümete ve bazı özel sektörlere tavsiyelerde bulunduk.

*UNITAMS’ın 6 ıncı bölümden 7 inci bölüme geçmesi olasılığı var mı, bu hangi koşullarda yapılabilir?
Birkaç sebepten ötürü olmayacak. Ev sahibi ülke bunu istemiyor ve bu konudaki herhangi bir taslak kararın Güvenlik Konseyi'nde beş daimi üyenin onayını alması gerekiyor. UNITAMS’ın misyonunu değiştirme girişimlerine katılmayacağım. Çünkü ben 2524 sayılı kararın metnine uygun olarak Sudan’a yardım adına özel bir siyasi görev için geldim. Sudanlıların iradesine karşı gelen bir misyon değil. Bunun olmayacağına eminim.



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”