Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed ed-Dayf, İsrail’i bedel ödemekle tehdit etti

Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki bir evin duvarında tahliye kararına karşı bir yazı. (AFP)
Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki bir evin duvarında tahliye kararına karşı bir yazı. (AFP)
TT

Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed ed-Dayf, İsrail’i bedel ödemekle tehdit etti

Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki bir evin duvarında tahliye kararına karşı bir yazı. (AFP)
Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki bir evin duvarında tahliye kararına karşı bir yazı. (AFP)

İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Kudüs’teki Şeyh Jarrah Mahallesi sakinlerine verdiği süre bugün (Perşembe) sona erdi. Filistin Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Filistin ulusal projesi için en tehlikeli aşamada olunduğu belirtilirken, artık savaşma zamanının geldiği ifadeleri kullanıldı. İsrailli kaynaklar, Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed ed-Dayf’ın bir tehdit olduğunu söyledi. Kaynaklar, Hamas hareketinin Kudüs ve Batı Şeria’daki durumları alevlendirmeye çalıştığını aktardı.
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne yaptığı açıklamada, “Şimdi İslam’da ve Hristiyanlıkta, Arap kimliğinde, mirasında ve tarihinde kutsal olan savaşların savaşı, Kudüs savaşının zamanı. Bu uzun ve zorlu bir yüzleşme. Ancak zafer imkansız değil. Kudüs’te yaşanan son olaylar ve Kudüslülerin kararlılığı Mescid-i Aksa’yı korumak için gösterilen çabalarda olduğu gibi, Filistin halkının komploları bir kez daha durdurabileceğini kanıtladı” ifadelerini kullandı.
Ebu Rudeyne, bağımsız Filistin ulusal kararının ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün, Filistin halkının ve Kudüs’ün tek ve meşru temsilcisi olduğunu belirterek, ulusal birliğin sağlanması için etkili faktörler olduklarını vurguladı. Rudeyne çatışma pusulasının yalnızca işgalde kalması gerektiğini vurguladı. Sözcü, Yüzyılın Anlaşması gibi Gazze’de ve bağlı köylerde çeşitli birliklerin kurulması fikri ile geçici sınırlara ve alternatif yerel yönetime sahip bir devletin reddedilmesi dahil olmak üzere Filistin davasına karşı tüm şüpheli projeleri çökerten faktörlerin bunlar olduğunu belirtti.
Ebu Rudeyne’nin açıklamaları, alternatif bir liderlik bulma önerileri karşısında yayınlanan Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaları hatırlattı. Açıklamada, Filistin arenasındaki bağımsızların yanı sıra, Hamas ve Fetih hareketinin bir kısmının, Devlet Başkanı Abbas’ın seçimleri iptal etme kararına karşı çıkmasının ardından, Filistinli partilere İsrail’e karşı birleşme çağrısında bulunulmuştu.
Başkanlığın, Kudüs savaşının başladığını vurguladığı açıklama, Kudüs’ün büyük bir gerilime tanık olduğu bir dönemde geldi. Tüm İsrail tahminleri bu durumun sıcak bir çatışmaya dönüşeceğine işaret ediyor. İsrail, Abbas’ın seçimleri iptal etme kararından sonra, Hamas’ın Kudüs ve Batı Şeria’yı sıcak bir bölge haline getirmeye çalıştığını söylüyor.  Hamasın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed ed-Dayf’ın, Şeyh Jarrah Mahallesi sakinlerine yönelik saldırıların durdurulmaması durumunda, yerleşimcilere açık bir uyarı yapmasının söz konusu tahminleri güçlendirdiği bildirildi.

Hamas, güneyde yeni bir denklem oluşturmaya çalışıyor
Dayf Kassam yazılı açıklamasında, “El-Kassam ve direniş, eli kolu bağlı kalamaz, bedelini çok pahalı öderler” ifadelerini kullandı. Dayf, Direniş ve Kassam liderlerinin neler olup bittiğini yakından izlediklerini vurguladı. Muhammed ed-Dayf İsrail tarafından yıllardır aranan bir isim olmakla birlikte, çok nadir bir şekilde açıklama yaptığı biliniyor. Dayf’ın açıklamaları İsrail medyasında oldukça yankı yaptı. Resmi kaynaklar, Hamas’ın, Mescid-i Aksa ve Şeyh Jarrah’a zarar verilmemesi karşılığında güneyde yeni bir denklem oluşturmaya çalıştığını aktardı.
İsrail’in Maarif gazetesindeki bir muhabir, “O, Şeyh Jarrah’da veya son zamanlarda Kudüs’te olan olaylardan çok daha büyük olayların içerisinde. Dayf sessizdi. Sessizliğini bozması Hamas’ın bölgeyi ateşe verme kararlılığının kanıtı. Bu gece yaptığı açıklama bir uyarıdan ziyade, bölgeyi ateşe veren bir emir” ifadelerini kullandı.
Hamas liderlerinden Mahmud Mardavi, işgalci güçlerin Yahudileştirme politikaları devam ettiği takdirde, Kudüs, Batı Şeri ve 48 Araplarının bu uyarıyı tercümeye etmeye hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
Son günlerde Doğu Kudüs’te Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki Kudüslülerin evlerinden çıkarılması sorunu nedeniyle gerginlik arttı. İsrail Yüksek Mahkemesi Pazar günü Kudüs’teki Şeyh Jarrah Mahallesi’ndeki 4 aileye evlerinin inşa edildiği arazilerin mülkiyeti konusunda yerleşimcilerle bir anlaşmaya varmak için, evlerini tahliye etme noktasında Perşembe (bugün) gününe kadar süre vermişti.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.