Dünyanın en eski üzüm ağacı fosili 18 milyon yaşında

Üzüm ağacı fosili
Üzüm ağacı fosili
TT

Dünyanın en eski üzüm ağacı fosili 18 milyon yaşında

Üzüm ağacı fosili
Üzüm ağacı fosili

Panama'da Cornell Üniversitesi'nde görev yapan bir araştırma ekibi, 18,5 milyon yıl öncesine dayanan tarihin en eski üzüm ağacı fosilini keşfetti.
Bilim dergisi Plus One'ın son sayısında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, keşfedilen üzüm ağacı fosilinin, ‘Polynay’ adı verilen tropikal bitki ailesine (Liana) ait en eski ve güvenilir örnek olduğunu açıkladılar.
Araştırmacılar laboratuvar ortamında fosili ince dilimler halinde keserek, dokuların ve su ileten damarların yapısını ve boyutlarını mikroskop altında incelediler. İnceleme sonunda fosile dair tespit edilen tüm özelliklerin yer aldığı bir veri tabanı oluşturdular ve bunları önceki çalışmaların bulgularıyla karşılaştırdılar. Tüm bunların sonucunda, anatomik özellikleri itibariyle bu üzüm ağacı fosilinin, ‘Liana’ ailesine ait bir tür olduğunu keşfettiler.
Araştırmacılar, analizleri sırasında Lianaların özelliklerini belirlediler. Bu gruptaki bitkiler, kabaca aynı boyutta olan su iletken dokular (su ve mineralleri köklerden yapraklara taşıyan) içeriyor.
Üzüm bitkisinde, bu kanallar büyük ve küçük olmak üzere iki boyutta gelir ve bu da araştırmacıların fosilde tam olarak keşfettiği şeydir.
Cornell Üniversitesi Tarım ve Yaşam Bilimleri Fakültesi'nde yardımcı araştırma profesörü ve çalışmanın ortak yazarı olan ahşap anatomisti Joyce Sherry, üniversitenin web sitesinde yayınlanan bir raporda, "Bu, Lianaların 18 milyon yıl öncesine kadar köklerinde bile odun ürettiğinin kanıtıdır."
Bitki biyolojisi doçenti ve araştırmanın çalışanlarından Nathan Jud konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu keşiften önce, bu lianaların ne zaman ve ne kadar hızlı çeşitlendikleri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorduk” dedi.
Öte yandan Jud, bahsi geçen üzüm ağacı fosili, yaklaşık 3 milyon yıl önce büyük hayvanların kıtalar arası göçüyle gerçekleşen büyük biyotik değişimden çok daha önce Kuzey Amerika’ya ulaşan bitkiler arasında yer alıyor.
Araştırmacılar, 18,5 milyon yıl öncesine dayanan Lianaların sistemini, buldukları üzüm ağacı fosili sayesinde keşfettiler.
Sonraki çalışmalarında araştırmacılar, bu ailenin evrimsel tarihi ve çeşitliliği konusundaki araştırmalarına devam etmeyi planlıyor.



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news