Aksa’da şiddetli çatışmalar: Hamas, roket saldırısı düzenledi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ise en az 20 kişi hayatını kaybetti

İsrail güçleri ile Filistinliler arasındaki çatışmalar Mescid-i Aksa'dan Doğu Kudüs'e geçiş yaptı (DPA)
İsrail güçleri ile Filistinliler arasındaki çatışmalar Mescid-i Aksa'dan Doğu Kudüs'e geçiş yaptı (DPA)
TT

Aksa’da şiddetli çatışmalar: Hamas, roket saldırısı düzenledi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ise en az 20 kişi hayatını kaybetti

İsrail güçleri ile Filistinliler arasındaki çatışmalar Mescid-i Aksa'dan Doğu Kudüs'e geçiş yaptı (DPA)
İsrail güçleri ile Filistinliler arasındaki çatışmalar Mescid-i Aksa'dan Doğu Kudüs'e geçiş yaptı (DPA)

İsrail'e Kudüs'teki Şeyh Cerrah ve Mescid-i Aksa'da Filistinlilere yönelik saldırılar nedeniyle ültimatom veren Hamas, Kudüs ve İsrail'in güneyine roket saldırıları düzenledi. Bunu İsrail'in Gazze'ye yönelik kanlı misillemesi takip etti. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında en az 20 ölü kaydedildi
Hamas Hareketi’ne bağlı İzzeddin el-Kassam Tugayları, roketlerin Gazze yakınlarındaki Aşkelon ve tampon yerleşimleri kapsaması ardından dün Kudüs şehrine roket fırtlattı. İsrail’e yönelik bu en güçlü meydan okuma, Pazar günü kaydedilen tehdidin hayata geçirilmesi sayılıyor. Hamas, söz konusu tehditte, Tel Aviv'den Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah mahallesinden İsrail askerlerini tahliye etmesini, tutukluları saat 18.00’a kadar serbest bırakmasını talep etmişti.
Hamas’ın Kudüs’e attığı 7 adet roketten birinin İsrail hava savunma sistemi Demir Kubbe tarafından durdurulduğu, diğerlerinin ise farklı bölgelere düştüğü kaydedildi. Roketlerin yerleşimcilerin Kudüs’ün birleşme günü (Kudüs'ün işgali) sabah saatleri itibariyle şehrin ateşe verilmesine neden olan büyük bayrak yürüyüşünde olduğu sırada atıldığı, siren seslerini duyan İsraillilerin kaçıştığı bildirildi. İsrail polisi yürüyüşlerin durdurulması ve Burak Duvarı’nın boşaltılmasını emretti.
Roketlerin ardından derhal İsrail ise Gazze’ye düzenlediği 9’u çocuk olmak üzere en az 20 kişinin hayatını kaybettiği saldırılarla karşılık verdi. Kudüs’ü bombalamanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu öne süren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, şehirde yaptığı konuşmada, “Gazze'deki terör örgütleri, Kudüs Günü akşamı kırmızı çizgiyi geçerek bize roketlerle saldırdı. İsrail ise buna büyük bir güçle karşılık verecektir. Topraklarımız, başkentimiz, vatandaşlarımız ve askerlerimize yönelik hiçbir bir saldırıya müsamaha göstermeyeceğiz. Bize saldıran her kimse ağır bir bedel ödeyecektir” açıklamalarında bulundu.
Nitekim Hamas’ın 2014’ten bu yana ilk kez Kudüs’e roket attığı kaydedildi. Kudüs'teki uygulamalarını durdurması için İsrail'i doğrudan tehdit eden İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, “Kutsal şehre karşı işlediği suçlara ve saldırganlığa tepki olarak Kudüs'teki düşmana roket saldırısı düzenlendi. Siz saldırırsanız biz de saldırırız; yükselirseniz biz de yükseliriz” ifadeleri kullanıldı.
Nitekim Mescid-i Aksa ve çevresinde, geniş bir savaşa benzeyen bir atmosfer mevcut. İsrail polisi Aksa ibadetçileri ve protestocularına karşı kurşun, gaz ve ses bombaları ile saldırırken, aşırılık yanlısı yerleşimcilerin Kudüs Günü Mescid-i Aksa’yı basma planlarına karşı burayı savunmaya gelen Filistinliler ise taş, şişe, ayakkabı gibi ellerine ne geçerse kullanıyor. Filistinlilerden 331, Mescid-i Aksa meydanlarını gasp eden, ibadetçileri buradan çıkarıp kapılarını kapatan işgalci polis saflarından ise 9 kişinin yaralandığı kaydedildi.
İsrail polisinin Mescid-i Aksa ile sınırlı kalmayan bu uygulamaları, Kudüs'ün ara sokakları ve caddelerine doğru hızla yayılan bir çatışmayı körükledi. Polisler, özel kuvvetler ve yerleşimcilerle çatışmalar, ayrıca ezme girişimleri, tutuklamalar ve karşılıklı saldırılar kaydedildi. Yerleşimcilerden biri, Kudüs’teki Bab el-Asbat (Aslanlı Kapı) yakınlarında yayaları ezme girişiminde bulunurken İsrail polisi ise yerleşimcinin taşlı saldırı sonucu arabanın kontrolünü kaybettiğini iddia etti. Ancak konuyla ilgili görüntüler, sonrasında kendisine yönelen birçok protestocuyu kasıtlı olarak ezdiğini, havaya ateş açan polisin ise bu yerleşimciyi serbest bıraktığını gösteriyor. Nitekim bu sahne, çatışmaları özetler nitelikte.
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, konuyla ilgili açıklamasında, “İşgalci İsrail’in baskın, saldırı, mubarek Mescid-i Aksa ibadetçilerini sıkıştırma yönündeki uygulamaları, uluslararası topluma, bilhassa ABD yönetiminin çabalarına karşı yeni bir meydan okumadır. İsrail hükümeti, tüm bu uluslararası çaba ve müdahaleleri duvara çarpmıştır” ifadelerini kullandı.
Filistin liderliği ise İsrail'in Mescid-i Aksa ve vatandaşlara yönelik saldırısına yanıt verme seçeneklerini araştırdığını bildirdi. Ancak araya giren Hamas ve silahlı Filistinli gruplar, meseleyi Gazze'de bir çatışmaya dönüştürme tehdidinde bulundu. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin tüm Filistinlilerin haklarını kanları ve canlarıyla savunmaya hazır olduklarını vurgulayarak İsrail'i tehdit etmesinden birkaç saat sonra, Kassam Tugayları sözcüsü Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Ortak odadaki direniş liderliği, askerleri ve işgalcilerini mübarek Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah mahallesinden çekmesi, aynı zamanda tüm tutukluları serbest bırakması için İsrail’e Pazartesi (dün) akşamı saat 18.00’e kadar mühlet veriyor. Aksi taktirde bedeli ağır olacak) ifadelerini kullanmıştı.
Hamas’ın söz konusu tehditlerinin hemen ardından endişeye düşen İsrail, Ben Gurion Uluslararası Havalimanı uçak trafiğini alternatif rotalara yönlendirmeye kararı aldı. Gazze’de yer alan yerleşim yerlerinin barınakları açıldı, burada düzenlenmesi planlanan tüm faaliyetler iptal edildi. Nitekim Hamas, tehditleri ardından Kudüs'ü ve Gazze yakınlarındaki yerleşim yerlerini bombaladı. İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı Kudüs Tugayları’nın Aşkelon’a düzenlediği güdümlü füze saldırısında ise Gazze’deki yerleşim yerlerinden birinde bulunan bir İsrail aracı hedef alındı.  
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya eşi benzeri görülmemiş bir şekilde saldırdığını söyleyen Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El Kisvani, “Namaz kılınan yeri, Bab er-Rahme musallasını ve Kubbet'üs-Sahra’yı basan İşgalci İsrail, ibadetçileri buradan çıkardı” açıklamalarında bulundu.
Diğer yandan Şeyh Cerrah mahallesinde ise bir yanda Arap milletvekilleri ve vatandaşlar ile diğer yanda radikal Yahudi milletvekilleri ve yerleşimciler arasında çatışmalar kaydedildi. Olaya müdahalede bulunan polisin mahalleyi çevrelemesi ardından yeniden çatışmalar yaşandı.



Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
TT

Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)

Suudi Arabistan, sivillerin çadırlarını bombalayan İsrail'i "soykırım" yaptığı gerekçesiyle kınadı.  

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan bugün yapılan açıklamada, Gazze savaşında İsrail'in uluslararası hukukun tüm ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

İsrail işgal güçlerinin, Refah'taki savunmasız Filistinli mültecilerin çadırlarını hedef almaya devam ederek, Filistin halkına karşı caydırıcılıktan uzak şekilde sürdürdüğü soykırım katliamlarını en sert şekilde kınıyoruz.

Riyad yönetimi, uluslararası toplumun Refah'ta yaşananlara sessiz kalmasının insani felaketin boyutunu daha da artırdığını vurgulayarak, "Filistin halkına yönelik katliamların durdurulması ve sorumluların hesap vermesi" çağrısında bulundu. 

İsrail'in tanınmış haber sitelerinden Times of Israel (ToI), Riyad yönetiminin yayımladığı metne dair "Suudi Arabistan, Gazze'de Hamas'a karşı savaşın başından bu yana İsrail'e yönelik belki de en sert açıklamasını yaptı" ifadelerini kullandı. 

İsrail ve Suudi Arabistan'ın ABD arabuluculuğunda yürüttüğü normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı saldırısının ardından durmuştu. Riyad yönetimi, savaşın başladığı ay müzakerelerin askıya alındığını duyurmuştu. 

Süreçteki önemli konulardan biri de Filistin meselesiydi. Riyad, Filistin sorunu çözülmeden Tel Aviv yönetimini tanımayacağını defalarca duyurmuştu. İsrail ise iki devletli çözüme yanaşmamıştı. ToI, normalleşme sürecinin durmasının ardından Suudi Arabistan'ın İsrail karşıtı söylemlerini güçlendirdiğine dikkat çekti.

Riyad'ın Tel Aviv'e yönelik sert açıklaması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki Refah'ın kuzeybatısında yerinden edilmiş Filistinlilere düzenlediği saldırıların ardından geldi. 

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), 24 Mayıs'ta açıkladığı tedbir kararında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak Birleşmiş Milletler görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti. UAD, Hamas'ın da elindeki rehineleri derhal bırakması gerektiğini vurgulamıştı.

Ancak İsrail ordusu kararı görmezden gelerek, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) depolarının bulunduğu bölgenin yakınındaki çadırları 26 Mayıs'ta bombalamıştı. Saldırıda en az 45 Filistinli öldürülmüş, 200 kişi yaralanmıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası kamuoyundan tepki toplayan saldırıyı "trajik hata" diye nitelemişti. 

Bunun ardından İsrail ordusu, yerinden edilen Filistinlilere dün tekrar saldırı düzenlemişti. Refah'ta İsrail'in "güvenli bölge" diye tanımladığı El-Mevasi'deki çadırlara yapılan saldırıda 21 kişi öldürülürken, 64 kişi yaralanmıştı. 

Diğer yandan Amerikan medya kuruluşu CNN, 26 Mayıs'taki saldırıda İsrail ordusunun ABD yapımı mühimmat kullandığını aktardı. 

Patlayıcı silah uzmanı Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun saldırıda GBU-39 adlı küçük çaplı bombaları kullandığını söyledi. Bu bombalar, Amerikan savunma ve havacılık firması Boeing tarafından üretiliyor. 

ABD ise Refah'ta Filistinlilerin kamplarına düzenlenen saldırıların "kırmızı çizgilerini geçmediğini" bildirdi. 

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Refah'taki durumun "içler acısı ve çok trajik" olduğunu, sivil ölümlerini kınadıklarını belirtti. Ancak Kirby, Refah'ta halen kapsamlı bir kara harekatı düzenlenmediğini savunarak, son saldırıların "belirledikleri kırmızı çizgiyi geçmediğini" söyledi.

Washington yönetimi, Gazze Şeridi'ne yardım tedariki için bir yüzer liman da inşa etmişti. 17 Mayıs'ta kullanıma açılan 320 milyon dolarlık limandan tedarikin salı günü geçici olarak askıya alındığı bildirildi. 

ABD ordusundan yapılan açıklamada, kötü hava koşulları nedeniyle iskelenin zarar gördüğü belirtildi. 25 Mayıs'ta da iskelenin bir parçası koparak karaya oturmuştu. Pentagon, iskelenin yeniden bir araya getirilip sabitlenmesinin en az bir hafta sürebileceğini ifade etti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz, CNN, New York Times