Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin "Dini Özgürlükler Raporu"na tepki: Türkiye'ye ilişkin bölüm, objektiflikten uzak bir yaklaşımla kaleme alınmış

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin "Dini Özgürlükler Raporu"na tepki: Türkiye'ye ilişkin bölüm, objektiflikten uzak bir yaklaşımla kaleme alınmış
TT

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin "Dini Özgürlükler Raporu"na tepki: Türkiye'ye ilişkin bölüm, objektiflikten uzak bir yaklaşımla kaleme alınmış

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin "Dini Özgürlükler Raporu"na tepki: Türkiye'ye ilişkin bölüm, objektiflikten uzak bir yaklaşımla kaleme alınmış

Türk Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı "2020 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu"nun Türkiye ile ilgili bölümüne tepki gösterdi.
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, söz konusu raporun Türkiye'ye ilişkin bölümünün objektiflikten uzak bir yaklaşımla kaleme alındığını kaydetti.
"Türkiye, her zaman farklı dini inançlara sahip bireylerin barış ve uyum içinde yaşadığı bir toplumsal yapıya sahip olmuştur" diyen Bilgiç, şöyle devam etti:
"Ülkemiz tüm vatandaşlarımızın din ve ibadet özgürlüklerinin daha ileri taşınması için sözde değil özde adımlar atmaktadır. Nitekim, 2 Mart 2021 tarihinde kamuoyuyla paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planı’nda din ve vicdan özgürlüğünün korunması ile cemaat temsilcileri ve vakıflarının faaliyetlerinin daha fazla güvence altına alınmasına yönelik hedef ve faaliyetlere yer verilmiştir. Ülkemizin tüm vatandaşlarımızın din ve ibadet özgürlüğünün korunması yönündeki iradesi tamdır ve bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir."

ABD'nin yayımladığı rapor
Söz konusu raporun Türkiye bölümünde, hükümetin azınlıklar başta olmak üzere çeşitli inanç gruplarına ilişkin politikaları değerlendirildi. 
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tanıtıldığı raporda, 'sivil toplum örgütlerinden alınan verilere' dayandırılarak "Protestan cemaatlerinin Türk vatandaşı olmayan liderlerinin giriş yasaklarının ve sınır dışı edilmelerinin hızlandığı bildirildi" denildi.
Raporda, azınlıkların ibadethane açmalarının zorlaştığı belirtilerek, hükümetin 'gayrimüslim azınlıkların liderliğini veya idari yapılarını tanımadığı' öne sürüldü.
Hükümetin azınlık okullarına yeterli fon sağlamadığı da belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı:
"Hükümet, İslam'ı öğreten kamu, özel ve dini okullara fon sağlamaya devam etti. Ancak Lozan Antlaşması kapsamında tanınan azınlık okulları için, Türk edebiyatı gibi Türkçe öğretilen derslerin maaşlarını ödemesi dışında herhangi bir destekte bulunmadı. Azınlık cemaatler, tüm masraflarını, kilise vakıfları ve mezunları dahil olmak üzere bağışlarla finanse etti."
Raporda ayrıca, Alevilere yönelik ırkçı saldırılara yer verilerek, Sivas'ta gerçekleşen Madımak katliamı anlatıldı ve Tunceli'de yaşayan Alevi nüfusun 'yerlerinden edilmeye çalışıldığı' iddia edildi. 
Ayasofya ve Kariye'nin camiye çevrilmelerine de değinilen raporda, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da konuyla ilgili, “Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi dünya genelindeki milyonlarca Hıristiyan’ı hayal kırıklığına uğratacak” şeklindeki açıklamasına yer verildi.
 
Independent Türkçe

 


Washington ve Tahran zorlu müzakerelere doğru ilerliyor

İranlı bir genç, Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı liderler ve bilim adamlarının posterinin yanından bisikletle geçiyor (AP)
İranlı bir genç, Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı liderler ve bilim adamlarının posterinin yanından bisikletle geçiyor (AP)
TT

Washington ve Tahran zorlu müzakerelere doğru ilerliyor

İranlı bir genç, Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı liderler ve bilim adamlarının posterinin yanından bisikletle geçiyor (AP)
İranlı bir genç, Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı liderler ve bilim adamlarının posterinin yanından bisikletle geçiyor (AP)

Washington ve Tahran, nükleer programla ilgili zorlu müzakereler sırasında dolaylı mesajlar ilettiler.

ABD Başkanı Donald Trump, “İran bir görüşme yapmak bile isteyebilir. Bence çok hevesliler. Ne olacağını göreceğiz” dedi. Trump, “Gerekirse müzakerelere müdahale edeceğim” diye de sözlerini tamamladı.

Tahran'da ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi, diplomasi kapılarının hala açık olduğunu ancak ülkesinin “uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini” söyledi. Devrim Muhafızları'nın koordinasyon işlerinden sorumlu genelkurmay başkan yardımcısı Tuğgeneral Ali Fazli de İran'ın "henüz ortaya çıkarılmamış birçok füze kabiliyetine" sahip olduğunu ima etti.

Önemli bir gelişme olarak, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettiş ekibi İran'dan güvenli bir şekilde ayrıldı. UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi, ajansın Twitter hesabından yayımladığı açıklamalarda, İran'da izleme faaliyetlerinin en kısa sürede yeniden başlatılmasının önemini vurguladı.