İran cumhurbaşkanlığı seçimi: Laricani ve Reisi adaylık başvurusunda bulundu

Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu (AFP)
Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu (AFP)
TT

İran cumhurbaşkanlığı seçimi: Laricani ve Reisi adaylık başvurusunda bulundu

Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu (AFP)
Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu (AFP)

İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylık başvurusu için verilen süre bugün sona eriyor. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’den sonra cumhurbaşkanlığı koltuğu için öne çıkan adayların bugün Seçim Komisyonu’na giderek adaylık başvuru belgelerini teslim etmeleri bekleniyor. Gözler şu anda Seçim Komisyonu’na çevrilmiş durumda. Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi ve Eski Meclis Başkanı Ali Laricani bu sabah başvuru belgelerini Seçim Komisyonu’na sundu. Öte yandan başvuru belgelerini sunması beklenen adaylar arasında Ruhani’nin Yardımcısı İshak Cihangiri ve İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi de bulunuyor.
İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi başta olmak üzere önde gelen reformist isimler arasında dün yoğun bir iletişim trafiği yaşandı. Görüşmelerde, adaylık başvurularının onay makamı olan Anayasayı Koruyucular Konsey’inin engeline takılmadan reformistleri temsil etmesi mümkün olan kişiler üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Yardımcısı İshak Cihangiri, reformistler arasında cumhurbaşkanlığı adaylığına en yakın isim olarak görülüyor.
Reformistlere yakınlığıyla bilinen ILNA haber ajansı, adaylık sürecini izleyen bir kaynaktan aktardığı haberinde, Cihangiri’nin son günlerde seçimde aday olup olmama noktasında kararsız kaldığını ancak Muhammed Hatemi ile yaptığı telefon görüşmesi ve reformistlerin lideri Mehdi Kerrubi ile Mücahid Din Adamları Grubu Başkanı Muhammed Musevi Hueyniha’dan aldığı tavsiyelerin ardından seçime katılma kararı aldığı belirtiliyor.
Eski Cumhurbaşkanı Hatemi’nin Danışmanı Hamid Rıza Celayipur, ILNA’ya verdiği demeçte, “Yaptırımlar sebebiyle fakirleşen 35 milyon kişiye iş olanakları sağlama ve üretim konusunda temel bir çalışma yapabilecek bir kişi istiyoruz. Bence o kişi İshak Cihangiri’dir. Cihangiri sonradan değil temelden reformcudur. Devlet erkanı ve özellikle Rehber’in (Ali Hamaney) ofisi ile ülkedeki seçkinlerle iyi anlaşabilir. Ülke hokkabazlık yaparak, slogan atarak veya Mahmud Ahmedinejad’ın yaptığı gibi çitlere tırmanarak yönetilemez. Bir sonraki hükümette ülkeyi kalkınma yörüngesine sokması için slogan atan değil, tecrübeli ve reformist bir kişiye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Reformist siyasetçilerden Gulam Ali Recai, Jamaran isimli haber sitesine yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in seçimlerde Cihangiri’yi desteklemesini beklediğini söyledi. Recai, “Cihangiri’ye şunu açıkça söyledim: Hatemi ve diğerlerinin talebini geri çeviremezsin” dedi. 2011’den bu yana ev hapsinde tutulan Mehdi Kerrubi’nin oğlu Hüseyin Kerrubi, babasının bir dizi telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğini ve aradığı kişiler arasında Cihangiri, Eski Meclisi Başkan Yardımcısı Mesut Pezeşkiyan ile Reformist Cephe’nin Eski Meclis Grup Başkanvekili Muhammed Rıza Arif’in bulunduğunu kaydetti. Hüseyin Kerrubi, babasının söz konusu isimlerle seçimlere katılıp katılmayacakları hususunu görüştüğünü belirtti.
Hüseyin, babasının görüşmelerde ‘bu yükü taşıyabilecek yani Anayasayı Koruyucular Konsey’inden geçerek halktan oy alabilecek’ herkesin aday olması için çağrıda bulunduğunu ve 2005’teki senaryonun tekrarlanmasına karşı uyardığını aktardı. Hüseyin’in aktardığına göre Mehdi Kerrubi, görüşmelerde “Önde gelen bazı reformistler, 2009’da aday olmak için 2005’te kasıtlı olarak ülkeyi Ahmedinejad’a teslim etti” ifadesini kullandı.
Hüseyin Kerrubi, “Babam uzun bir zamandır insanların cumhurbaşkanlığı seçimlerinde müesses nizamın (istediği adayın) aksine oy verdikleri görüşünde” dedi. Reform Cephesi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ferec Kimcani, yaptığı açıklamada, Eski Meclis Başkanı Ali Laricani’nin desteklenmesi yönünde herhangi bir niyetin olmadığını belirterek, Cihangiri’nin reformistlerin nihai adayı olacağını söyledi. Kimcani, açıklamasında şunları kaydetti:
“Nihai adayımız, Reform Cephesi’nin seçtiği 14 adayın arasından olması muhtemeldir. Eğer Anayasayı Koruyucular Komitesi’nin filtresi bizi her türlü adaydan alıkoyacak kadar dar ise bir toplantı yapıp konuyu inceleyeceğiz. O vakit adayımız olmaz ve reformistlere istedikleri kişilere oy verebileceğini ilan ederiz. Laricani bizim adayımız değil. Adayımız olması için de özel bir rağbet bulunmuyor.”
IRNA haber ajansının haberine göre, İslami Devrim Söylem Grubu Başkanı Abdurrahmane Moaşer, “Laricani reformistlerin nihai adayı olacak. Fakat o muhafazakar ve reformist bir görüşe sahip. Bu nedenle rakip edeceği kişiler de muhafazakar olacak. Tek parti içerisindeki bir muhalefet” ifadelerini kullandı.
Reformist hareket içerisinden İran’da sesini duyuran birkaç kişiden biri olan Mustafa Taçzade, AFP’nin aktardığına göre, Haziran ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için dün adaylık belgelerini teslim etti. Yeşil Hareketi’nin 2009’da düzenlediği protestoların ardından hapis cezası alan 64 yaşındaki Taçzade, Haziran 2016’da cezaevinden çıktıktan sonraki süreçte İran içerisinde “demokratik ve yapısal değişikliklerin olması” için çalıştı.  1997-2005 yılları arasında reformist Muhammed Hatemi’nin Yardımcılığını yapan Taçzade, İçişleri Bakanlığı’na dosyasını sunduktan sonra gazetecilere verdiği yaptığı açıklamada kendisini “ülkenin bir vatandaşı, reformist ve 7 yıl hapis yatan bir siyasi tutuklu” olarak niteledi.

 


Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.