Suriye’de seçim kampanyaları, ‘gölge ekonominin’ yeni haritasını gösteriyor

Esed’e destek için düzenlenen mitinglerde bir genç öldürüldü, bir kadın yaralandı

İktidardaki Baas Partisi tarafından Humus’ta Devlet Başkanı Esed’i desteklemek için asılan bir pankart
İktidardaki Baas Partisi tarafından Humus’ta Devlet Başkanı Esed’i desteklemek için asılan bir pankart
TT

Suriye’de seçim kampanyaları, ‘gölge ekonominin’ yeni haritasını gösteriyor

İktidardaki Baas Partisi tarafından Humus’ta Devlet Başkanı Esed’i desteklemek için asılan bir pankart
İktidardaki Baas Partisi tarafından Humus’ta Devlet Başkanı Esed’i desteklemek için asılan bir pankart

Rejim kontrolündeki Şam ve diğer bölgelerde başlatılan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyaları, Devlet Başkanı Beşşar Esed yandaşları arasında sıcak bir rekabete tanık oluyor. Öyle ki sokaklar, meydanlar ve kontrol noktaları fotoğraf ve sloganların olduğu pankartlarla doldu.
Şam kırsalında Beni Halid aşireti, Humus kırsalında ise en-Naim, Al en-Nasır, Al el-Cafer ve Al en-Nasur kabileleri tarafından dağıtılan pankart ve fotoğraflar dikkati çekti. Hama’da da ismi ileri gelenlerden biri olarak anılan Hac Ebu el-Hayr’ın fotoğrafı da dahil, büyük pankartlarla Esed’e destek verildi. Halep ve sahil bölgesinde ise son birkaç aydır en güçlü oluşum olan 25. Özel Görev Tümeni, Taha Alayı ve Haydar Alayı ile birlikte Esed’e destek verildi.
Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Esed’in seçim kampanyasını destekleyenlerin isimleri, Suriye’nin savaştan sonraki yeni haritasını ortaya koyuyor. Bu isimlerin çoğu milis liderleri, savaş zengini insanlar ve savaş sırasında yükselen ailelerdir ve çoğu, kaçakçılık konusunda aktiftir. Bu durum da Suriye’deki dönüşümleri doğrularken, diğer yandan da daha önce Esed’i destekleyen özel şirketlerin varlığı azaldı. Bunların başında iki telekomünikasyon şirketi olan ‘Syriatel’ ve ‘MTN’, iş insanı Muhammed Hamşu’nun şirketleri ve 2000 yılında Beşşar Esed’in iktidarı devralmasıyla ortaya çıkan tüm şirketler geliyor” dedi.
Kaynaklar, “Seçim kampanyası, ülkeyi yoksullaştıran ve ekonomiyi tüketen ruhsatlı hizmet şirketlerine (telekomünikasyon, emlak ve petrol gibi) dayandıktan sonra Esed rejiminin şu anki aşamada dayandığı yeni gölge ekonomi dengelerini gözler önüne seriyor” dedi. Kaynaklar, “Savaş zenginleri ve bölge liderlerinin destek ve sadakat gösterme rekabeti, özellikle de bazıları çözüm ve bağlantı insanı haline geldiği için, aslında bölgeleri üzerindeki liderliklerini güçlendirmekte. Yani paydaşlar, yetkililer ve güvenlik hizmetleri arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için haraç alıyorlar” ifadelerini kullandı.
İktidardaki Baas Partisi’nin yürüttüğü seçim kampanyası kapsamında parti şubeleri ve ‘Baas Tugayları’ rejim kontrolündeki bölgelerde olaya karıştı. Öyle ki Beşşar Esed’e mutlak sadakatlerini ilan eden danslı kutlamalar, sözlü festivaller ve yürüyüşler düzenlendi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Merkez Bölge’de bir dikiş atölyesi, toplamda 3 milyar liraya (1 milyon dolar) geçen şubat ayında seçim kampanyasına hazırlık olarak üç milyondan fazla bayrak üretti. Bu bayrakların dikimini kimin finanse ettiği açıklanmadı.
Humus kırsalında son birkaç gündür yapılan mitinglerde partinin genel sekreter yardımcısı Hilal el-Hilal, Esed’in kampanyası için seçtiği sloganı ayrıntılı şekilde anlatan bir hutbe verdi. Devlet Başkanı Beşşar Esed’in seçim kampanyasının ana başlığını ‘Umut, çalışmaktadır” sloganı oluşturuyor. Slogan, daha iyi bir Suriye umudu ve tüm terör güçlerinden kurtulma umudu anlamına geliyor. Bu bağlamda Hilal, Suriye’nin Beşşar Esed döneminde ve onun sayesinde ‘ektiklerini yediğini ve ürettiklerini giydiğini’ belirtti.
Seçim kampanyasının başlamasıyla birlikte elektrik dağıtım programının bir iyileşmeye tanık olması dikkat çekti. Bazı bölgelerde elektrik verilme saatleri arttı. Su pompalama miktarı ise, suyun haftada sadece iki gün pompalandığı Şam kırsalı, Humus ve Hama vilayetleri gibi birkaç günlük kesintilerden mustarip olan bölgelerde, bir iyileşmeye tanık oldu. Aynı yüksek fiyatlar ve ekmek, gaz ve petrol eksikliği krizlerine gelince, bunlar hala aynı durumda. Humus’taki sivil kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Seçimlerden sonra normal hayata dönmemiz bekleniyor. Normallik; kalıcı bir elektrik ve su, gaz, benzin ve ekmek hatlarının başarılı bir dönüşü anlamına geliyor. Şu an seçimler düğününe tanık oluyoruz. Sonrasında her şey eskisi gibi daha kötüye dönecek” dedi.
Suriye’deki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının ilk kurbanları olarak, 19 Mayıs’ta Humus şehrinin kuzey kırsalındaki el-Farhaniye bölgesinde, bir seçim kampanyası sırasında kimliği belirsiz kişilerce ateşlenen kurşunlarla ses mühendisi Ammar Fevzi Tillavi hayatını kaybetti. Rejim yanlısı gazeteler, mermilerin Telbise ilçesine bağlı el-Farhaniye bölgesinde ‘ulusal çadırda’ motosikletli iki terörist tarafından ateşlendiğini belirtti. Humus’un kuzey kırsalındaki Houla bölgesinde yer alan Telbise kasabası, 2011 yılında Esed rejimine karşı gösterilerin yapıldığı vilayetin ilk bölgesi olarak sayılıyor.
Yerel kaynakları, genç ses mühendisinin Reyhaniye bölgesindeki ulusal çadırda ‘seçim düğünü’ nedeniyle atılan kurşunlarla öldürüldüğünü ileri sürdü. Birkaç gün önce Hama’daki bir kadının bir mahallede Devlet Başkanı Esed için yapılan seçim mitinginde ateşlenen kurşunlarla yaralandığını söyleyen kaynaklar, “Kadın, rastgele ateşlenen kurşun bacağına girip diz kemiklerini parçaladığında evinin balkonundaydı” dedi.
Kaynaklara göre Genel Spor Federasyonu ve Sendikalar Federasyonu da tüm vilayetler, kasabalar ve köyleri de kapsayacak şekilde, rejim kontrolündeki bölgelerde bulunan spor kulüpleri ve kamu sektörü şirketlerinde çalışan işçiler için, Esed’i desteklemek amacıyla mitingler düzenlemeye başladı. Esed’in seçim kampanyaları, diğer adaylar Abdullah es-Sallum ve Mahmud Meri açısından talihsiz ve adayların destekçileri öfkelendiren bir durum. Bu bağlamda Lazkiye’den bir vatandaş, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, “Tişrin Üniversitesi girişine Mahmud Meri’nin fotoğrafını asan kişinin eli kırılmalıdır. Sloganımızın ‘Ne Meri, ne Abdullah, Allah’tan sonra Beşşar’ olduğunu bilmiyorlar mı?” ifadelerine yer verdi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed için yarışan iki aday da birkaç gün önce seçim kampanyalarını başlattı. Öyle ki Sosyalist İttihatçı Parti’nin siyasi büro üyesi Abdullah Sallum Abdullah, ‘Gücümüz birliğimizdir’ sloganını tercih etti. Ayrıca yol kenarlarındaki reklam panolarında, Abdullah lehine ‘Terörizme hayır’, ‘İşgalcileri hezimete uğratmaya evet’ gibi sloganlar yazıldı. Mahmud Meri ise kampanyasının ana başlığı olarak ise ‘Birlikte’ kelimesini seçerken, Meri’nin reklam panolarında şu gibi ifadelere yer verildi; “Görüşlerimiz farklı, ama onurlu olduğumuz için birlikte”, “Vicdan mahkumlarını serbest bırakmak için birlikte.’ Seçim kampanyaları, bu ayın 25’ine kadar devam edecek. 26 Mayıs ise, seçim gününe hazırlık olarak ‘seçim sessizliği’ günü.
Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Şam’a yakın yabancı ülkelerde de seçimlerin yürütüleceği beklentisinin yanı sıra, cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Türkiye ve Almanya’nın kendi topraklarında oy kullanma işlemleri yapılmasını reddettiğini duyurdu.
Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Eymen Suzan, ‘Syria’ kanalına yaptığı açıklamada, seçimlerin, Suriye diplomatik misyonlarını kapatan ülkelerin yanı sıra, Türkiye ve Almanya da hariç, Suriye büyükelçiliklerinin çoğunda seçimlerin yapılacağını belirtti.



Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
TT

Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)

Türk basınında yer alan bazı haberlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hükümetin, Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü olarak dönmelerine yönelik çabaları hızlandıracak bir adımla Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep ilinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak amacıyla üçlü bir mekanizma kurduğu bildirildi.

Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriyelileri mültecilerin Suriye’nin kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve onunla birlikte hareket eden Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından güvenliğin sağlandığı yerlere gönüllü olarak dönmelerini teşvik etmek amacıyla İçişleri Bakanlığı, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve AK Partili milletvekillerinden oluşan üçlü bir mekanizma oluşturulması talimatı verdiğini aktardı.

hty
Suriye-Türkiye sınırında Halep’e açılan Bab es-Selame (Öncüpınar) Sınır Kapısı (Reuters)

Gazete, üçlü mekanizmanın Suriye’nin kuzeyinde güvenliğin sağlandığı bölgelerde ekonomik ve ticari hayatı canlandırmayı ve aralarında Türklerin de olduğu iş insanlarını, geri dönen mültecilerin istihdam edilmesi için bölgede proje uygulamaya, fabrika ve tesis kurmaya teşvik etmeyi amaçladığını kaydetti.

Halep’in canlandırılması

Gazete, üçlü mekanizmanın üzerinde çalıştığı yol haritasının en önemli ve öne çıkan yönlerinden birinin Suriye'nin ekonomi başkenti olan Halep’i ekonomik ve sosyal yönden canlandırmak olduğunu bildirdi.

Ankara, ülkelerine gönüllü olarak dönmeye teşvik edilecek yüzbinlerce Suriyeli mülteciye iş imkanı sağlamak amacıyla Halep'in yol haritasına dahil edilmesi için Şam ve Moskova ile görüşmelerini sürdürüyor.

Hürriyet gazetesinin hükümete yakınlığıyla bilinen yazarı Abdülkadir Selvi, geçtiğimiz hafta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu ay olası Türkiye’ye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmede, masada Suriye ile ilgili iki konunun olacağını, bunlardan birinin mültecilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri, ikincisi ise Ankara ile Şam arasındaki normalleşme ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında bir görüşme yapılması olduğunu yazdı.

Erdoğan ile Esed görüşmesinin önemine dikkati çeken Selvi, çünkü Türkiye'nin önceliğinin Suriyelilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak olduğunu belirtti. Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bölümünü Halep’ten gelenlerin oluşturduğuna dikkati çeken Selvi, onların Halep’e güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanması gerektiğini vurguladı.

Selvi, bu yüzden Ankara’nın Türk ve Suriye askerinin koordinasyon içinde olacağı güvenlik noktaları oluşturulması gerektiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

Ankara, geçtiğimiz mayıs ayında Suriye ile ilişkileri normalleştirme müzakereleri kapsamında Rusya'nın himayesinde ve İran'ın da katılımıyla Suriye'de dört ülkenin temsilcilerinin yer aldığı bir askeri koordinasyon merkezi kurulması için anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.

Türk askerinin Suriye'nin kuzeyindeki varlığı meselesi, Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sürecinde ilerlemenin önünde engel teşkil ediyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda, ‘Türkiye’nin Suriye topraklarını işgali’ dediği durum sona ermeden ilişkilerin normalleşmesinden ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmekten bahsedilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Öte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı bir açıklamada, TSK’nın Türkiye sınırlarının ve Türk halkının güvenliğini sağlamadan geri çekilmesinin düşünülemeyeceğini ve Esed'in ‘bu konuda daha aklıselimle hareket edeceğine inandığını’ söyledi.

Türkiye'de geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri sırasında en sıcak dosyalardan biri olan Suriyeli mülteciler dosyası 31 Mart'ta yapılması planlanan yerel seçimlere aylar kala yeniden gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümetinin Suriye'nin kuzeyinde TSK tarafından oluşturulan güvenli bölgelerde bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi güvenli ve insana yakışır bir yaşam sağlayacak koşullarda barındırmayı amaçlayan projeler üzerinde çalıştığını ve yaklaşık 553 bin Suriyelinin Suriye’nin kuzeyinde TSK ve SMO tarafından kontrol edilen bölgelere geri döndüğünü çok kez vurguladı.

ascd
Rusya'nın BMGK’nın Türkiye ile Suriye arasındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden yapılan insani yardımların süresini uzatma kararını reddetmesi üzerine 17 Temmuz’da Suriye'de düzenlenen bir protesto sırasında yere çizilen Rusya bayrağı ve üzerindeki veto yazısı (EPA)

Bunun yanında Ankara, Suriyeli mültecilerin ilerleyen süreçte sadece bahsi geçen güvenli bölgelere değil, Suriye ordusunun kontrolündeki yerlere de dönmelerini sağlamak istiyor.

3 milyon 321 bin Suriyeli mülteci

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere ilişkin son verilerinde geçici koruma sağlanan Suriyelilerin sayısının 3 milyon 321 bin 72 olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden sonra hükümet, ülkedeki yabancılar dosyasında katı bir politika izlemeye başladı. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli illerde, Suriyeliler de dahil olmak üzere çeşitli milletlerden yasadışı göçmenleri ve ikamet koşullarını ihlal edenlere karşı üç aydır aralıksız devam eden bir güvenlik operasyonu sürdürülüyor.

Türkiye'de Suriyeli mültecilerin bazılarının zorla sınır dışı edildiğine dair haberler sık ​​sık basında yer alsa da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye'de geçici sığınmacı statüsüne sahip Suriyelilerin sınır dışı edilmediklerini açıkladı. Göç İdaresi Başkanlığı, kayıtlı olmadıkları illerde ikamet eden Suriyelilere 24 Eylül'e kadar kayıtlı oldukları illere dönmeleri için süre tanıdı. Türkiye’de 6 Şubat meydana gelen depremden etkilenen 11 ilden İstanbul'a taşınan mültecilerin ise bir sonraki duyuruya kadar İstanbul’da kalmalarına izin verildi.