Gazze’deki ateşkes Körfez ülkeleri ve Müslüman ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılanırken, iki devletli çözüme duyulan ihtiyaç vurgulandı

Gazze halkı ateşkesi kutlamak için sokaklara çıktı. (DPA)
Gazze halkı ateşkesi kutlamak için sokaklara çıktı. (DPA)
TT

Gazze’deki ateşkes Körfez ülkeleri ve Müslüman ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılanırken, iki devletli çözüme duyulan ihtiyaç vurgulandı

Gazze halkı ateşkesi kutlamak için sokaklara çıktı. (DPA)
Gazze halkı ateşkesi kutlamak için sokaklara çıktı. (DPA)

İsrail ile Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas Hareketi arasındaki 11 günlük şiddeti sona erdiren ateşkes, kapsamlı barışa ulaşmak için iki devletli çözüme duyulan ihtiyaç vurgulanarak Körfez ülkeleri ve Müslümanlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Mısır hükümetinin ve uluslararası Arap ve Müslüman diplomasinin Gazze'de ateşkese yol açan çabalarını takdir etti. Aynı zamanda Ortadoğu Dörtlüsü (ABD, Rusya, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler) ve BM Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere uluslararası aktörlere İsrail işgalini sona erdirecek ve  Filistin halkına ilgili BM kararları ve Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir devlet kurarak egemenliğini sağlayacak siyasi bir çözüm bulma çağrısında bulundu.
İİT tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in düşmanlıklarının kesilmesine ve ateşkese rağmen, adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın diyaloğa, ilgili BM kararlarına ve iki devletli çözüme dayalı Arap Barış Girişimi'ne dayanması gerektiği vurgulandı.
İİT Genel Sekreteri Dr. Yusuf el-Useymin, dün çalışmalarına başlayan ve İslami ve Arap grupların ve tarafsız olanların talebi üzerine düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun acil oturumuna İİT’nin de katıldığını belirtti. Ayrıca bu katılımın, uluslararası toplumun İsrail'in Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlarına yönelik ihlallerine ve saldırılarına son verme sorumluluğunu üstlenmesini sağlamak için İİT’nin uluslararası forumlarda gösterdiği siyasi ve diplomatik çabaların bir parçası olduğunu vurguladı.
Dr. Useymin, Suudi Arabistan'ın talebi üzerine 16 Mayıs'ta dışişleri bakanları düzeyinde video konferans formatında düzenlenen açık katılımlı İİT İcra Komitesi Olağanüstü Toplantısı'nda onaylananları yeniden teyit etti. Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden İsrail sömürgesini kınadıklarını vurgulayan Useymin, aynı zamanda İsrail’in özellikle yerleşim yerleri inşa ederek Filistinlilerin evlerine ve mallarına el koymasını, genişleme duvarı inşa etmesini ve Filistinlileri tahliye ederek onları zorla evlerinden ve topraklarından çıkarmalarını reddettiklerini kaydetti. Dr. Useymin açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“İİT, dışişleri bakanları düzeyindeki olağanüstü toplantıda ifade edilen İsrail'in Filistin topraklarını sömürgeleştirme politikasının hızlanması ve İsrail işgal yetkililerinin desteği ve yardımı ile ırkçı mahkemelerle işbirliği içinde aşırılık yanlısı yerleşimci grupları tarafından tahliyeyle karşı karşıya olan Şeyh Cerrah ve Silvan'daki aileler de dahil olmak üzere işgal altındaki Doğu Kudüs'teki yüzlerce Filistinli aileye yönelik tehditlerle ilgili endişeleri onaylıyor.”

Nayef el-Hacraf, ateşkesi memnuniyetle karşıladı
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacraf da Gazze Şeridi'nin İsrail işgal güçlerinin saldırılarına maruz kalmasından ve çok sayıda şehit ve yaralının yanı sıra, buradaki tesislerin, okulların, konutların ve altyapının büyük bir yıkıma uğramasına neden olan çatışmalardan 11 gün sonra Gazze’de ateşkesin onaylanmasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti.
Dr. Hacraf açıklamasında şunları kaydetti:
"Gazze Şeridi'nde tanık olunan gerilim ve saldırılar, barış çabalarını canlandırmak ve Filistin meselesine uluslararası referanslar, Arap Barış Girişimi ve başkenti Doğu Kudüs olan, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasına yönelik iki devletli çözüm temelinde adil bir çözüme ulaşmak için uluslararası bir tutumun gerekli olduğunu gösteriyor. KİK’in, kardeş Filistin halkının bağımsız devletlerini kurma hakları konusundaki desteği tam ve sabit.”
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırganlığına karşı düzenlenen BM Genel Kurulu'nun özel oturumuna ve Arap ve İslam dünyasının çabalarına övgüde bulunan Dr. Nacraf, aynı şekilde Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Tunus ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çabalarını takdir etti.

 


İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.