Tunus Cumhurbaşkanı Said’den darbe iddialarına karşı meşruiyete bağlılık vurgusu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said’den darbe iddialarına karşı meşruiyete bağlılık vurgusu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said devletin meşruiyetine ve birliğine bağlılığını vurguladığı açıklamasında darbeye teşvik tartışmalarına da sert çıktı.
Dün akşam Başbakan Hişam el-Meşişi ve Savunma Bakanı İbrahim el-Bertaci ile gerçekleştirdiği ve daha sonra medyada yayınlanan görüşmede darbe savunucusu olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı “Darbe meşrutiyetten çıkıştır. Biz darbe ve meşruiyetten çıkılmasının savunucusu değiliz. Kurumlar arası entegrasyonu savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
İngiltere merkezli bir internet sitesinde iki gün önce, Başbakan'ın yetkileri azaltılırken parlamentonun askıya alınmasına ve Cumhurbaşkanı Said’in yetkilerinin genişletilmesine yönelik birtakım öneriler içeren, gerçekliği doğrulanmamış gizli bir belge yayınlanmıştı.
Söz konusu öneriler, Cumhurbaşkanı’nın belirli durumlarda ve koşullarda istisnai önlemler almasına izin veren anayasanın 80’inci maddesine dayanıyordu.
2011’den bu yana hiçbir ilerleme kaydedilmeyen bir demokratik geçiş sürecine tanıklık eden Tunus, hükümet kurumları arasında şiddetlenen siyasi ve anayasal bir kriz yaşıyor. Kriz, ocak ayından bu yana hükümet değişikliğine ve 2015 yılından beri ertelenen Anayasa Mahkemesi yasasının imzalanmasının askıya alınmasına neden oldu.
Cumhurbaşkanı Said açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Farklı bakış açılarının olduğu doğru. Ancak devlet kurumları arasında tam bir koordinasyon olması gerektiğinden şüphe yok. Biz tek vücut bir ülkeyiz. Bu tartışmaların kamuoyu önünde olmaması gerekiyor. Zira bu tarz tartışmalar devlete zarar verir”
Emekli anayasa hukuku profesörü olan Cumhurbaşkanı Kays Said, konuşmasının büyük bir kısmında Nahda Hareketi ve müttefiki Tunus'un Kalbi olmak üzere ülkenin önde gelen iki büyük partisi tarafından desteklenen meclise ve hükümete yönelik sarsıcı eleştiriler yaptı. Cumhurbaşkanı birçok kez mevcut siyasi sistemi değiştirmek istediğine yönelik imada bulundu.
Diğer yandan Tunus'un Kalbi Partisi’nden yapılan açıklamaya göre Tunus yargısı dün akşam, mali yolsuzlukla ilgili davalar sebebiyle 24 Aralık’tan bu yana tutuklu olan parti lideri iş adamı Nebil el-Karvi’nin serbest bırakılması talebini reddetti.
2019 yılındaki genel seçimlerde ikinci sırada yer alan Tunus'un Kalbi Partisi’nin siyasi bürosu tarafından yapılan açıklamada, soruşturma hakiminin Nebil el-Karvi’nin “zorunlu tahliyesini” kabul etmediği belirtildi. Parti, bunu mahkeme öncesi azami tutukluluk süresi aşıldığı için yasa ihlali olarak değerlendirdi.
Açıklamada, mahkeme öncesi tutukluluk süresinin yasal olarak 180 gün ile sınırlı olduğu, Karvi’nin 202 gündür hapiste bulunduğu belirtildi. Bu nedenle Karvi’nin serbest bırakılması gerektiği vurgulandı.
2016 yılından bu yana yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren I Watch Organization adlı kuruluş tarafından 2019 yılında açılan dava doğrultusunda, Karvi ve kardeşi Gazi’ye yöneltilen vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla ilgili soruşturmalar başlatıldı.
Soruşturma yargıcı, 24 Şubat’ta 10 milyon Tunus dinarı (yaklaşık 3,7 milyon dolar) tutarında kefaret ödenmesi karşılığında Karvi’yi geçici olarak serbest bırakma kararı verdi. Ancak bu tarar temyiz mahkemesi tarafından reddedildi.
Karvi, 3 Eylül 2019’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yürüttüğü kampanya sırasında tutuklandı. Karvi aynı yıl 9 Ekim’de, şu anki Cumhurbaşkanı Said’in rakibi olarak katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda yapılacak oylamadan birkaç gün önce serbest bırakılmıştı.



Suriye-Lübnan sınırında, aralarında Esed rejimiyle bağlantılı subayların da bulunduğu 12 kişiyi gözaltına aldı

Lübnan-Suriye sınırına yakın bir yerde Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Lübnan'a girmek için sıraya giren araçlar, (Arşiv-Reuters)
Lübnan-Suriye sınırına yakın bir yerde Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Lübnan'a girmek için sıraya giren araçlar, (Arşiv-Reuters)
TT

Suriye-Lübnan sınırında, aralarında Esed rejimiyle bağlantılı subayların da bulunduğu 12 kişiyi gözaltına aldı

Lübnan-Suriye sınırına yakın bir yerde Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Lübnan'a girmek için sıraya giren araçlar, (Arşiv-Reuters)
Lübnan-Suriye sınırına yakın bir yerde Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Lübnan'a girmek için sıraya giren araçlar, (Arşiv-Reuters)

Suriye yetkilileri, Suriye-Lübnan sınırında eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine bağlı subaylar da dahil olmak üzere 12 kişiyi gözaltına aldı

Suriye Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi, dün geç saatlerde sosyal medya sayfalarında yaptığı açıklamada, "Sınır Muhafız birlikleri 12 kişiyi gözaltına aldı" ifadelerini kullandı.

Gözaltına alınanlar arasında Suriye-Lübnan sınırındaki eski rejimle bağlantılı kişiler ve subaylar da bulunuyor. Gözaltına alınanlar, daha sonraki işlemler için ilgili makamlara teslim edilecek.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre Humus vilayetindeki kaynaklar, "Eski rejimin ordusundaki yüksek rütbeli subaylar da dahil olmak üzere 12 kişinin gözaltına alındığını” bildirdi.


Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
TT

Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Almanya'nın Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan düşen uçağın kara kutu verilerini analiz etmeyi, bu tür uçaklarla ilgili gerekli teknik kapasitenin bulunmaması gerekçesiyle reddettiğini duyurdu.

Bakanlık, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, Ankara Havalimanı'ndan kalktıktan yarım saat sonra düşen uçakla ilgili gerekli teknik işlemleri tamamlamak üzere İngiltere'nin "tarafsız" taraf olarak seçilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldığını belirtti.

Bakanlık, ölenlerin cenazelerinin bugün (Cumartesi) Trablus’a nakledilmesine karar verildiğini açıkladı.

Uçakta Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindeki heyet bulunuyordu. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti, uçağın kara kutusunun doğru teknik analizinin yapılması için Türk yetkililerle Almanya'ya gönderilmesi konusunda anlaşmaya vardığını duyurmuştu.


Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
TT

Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)

Suriye hükümetinin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarını bir kez daha vurgulayan yeni bir olayda, Humus şehrindeki (orta Suriye) bir camide meydana gelen patlamada en az 8 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Saldırıyı DEAŞ'a bağlı bir grup üstlendi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) tarafından yayınlanan bir açıklamada, Suriye Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Humus'un Vadi el-Deheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırıda ölü sayısının 8, yaralı sayısının ise 18'e ulaştığını söyledi. Sağlık Bakanlığı Acil Durum ve Ambulans Müdürlüğü Direktörü Necib el-Nesen, ölü sayısının "kesin olmadığını" belirtti.

DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup Ensar el-Sünne, saldırının bir Alevi camisini hedef aldığını belirterek sorumluluğu üstlenirken, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, saldırının arkasında kim varsa adaletin yerini bulacağına dair söz verdi. İbadet yerlerinin hedef alınmasını "alçakça ve korkakça bir eylem" olarak nitelendirdi.

Bu bombalama, mevcut rejimin bir yıl önce iktidara gelmesinden bu yana bir ibadethane içinde gerçekleşen ikinci saldırı oldu. Haziran ayında Şam'daki bir kilisede meydana gelen ve 25 kişinin ölümüne yol açan intihar saldırısının sorumluluğunu da "Saraya Ensar el-Sünne" grubu üstlenmişti.

Dün Humus'ta gerçekleşen bombalama, Arap dünyasında geniş çaplı kınamaya neden oldu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Krallığın "terörizm ve aşırıcılığı", cami ve ibadethanelerin hedef alınmasını ve masum sivillerin terörize edilmesini kesin bir dille reddettiğini vurgulayarak, Suriye ile dayanışmasını ve Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına desteğini teyit etti.