ABD ve Libya ‘kurumların birleştirilmesi ve Libya uzlaşısı’nı görüşüyor

Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter, siyasi çözüm başarısız olursa askeri seçeneğe geri dönmekle tehdit ediyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi Tunus’ta kabul etti (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi Tunus’ta kabul etti (AFP)
TT

ABD ve Libya ‘kurumların birleştirilmesi ve Libya uzlaşısı’nı görüşüyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi Tunus’ta kabul etti (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi Tunus’ta kabul etti (AFP)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter’in ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir gün sonra, ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland ile ülkedeki askeri kuruluşların birleştirilmesi meselesini görüştü. Hafter, geçit töreni sırasında uzlaşı sağlanan barışçıl çözüm engellenirse güçlerinin ‘barışı zorla dayatmak için’ tekrar savaşmaktan çekinmeyecekleri imasında bulunmuştu.
ABD’nin Trablus Büyükelçisi Norland, 30 Mayıs’ta Menfi ile bir araya gelirken, askeri, güvenlik ve diğer kuruluşların birleşmesi, uzlaşı, yabancı savaşçıların geri çekilmesi ve Aralık ayında yapılması planlanan seçimler de dahil olmak üzere birçok konuda iyi bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti.
ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada Norland, “Aynı şekilde insan ticareti ve paralı askerlerin varlığı gibi meselelerle daha iyi şekilde başa çıkmak için güneydeki güvenlik koşullarının iyileştirilmesini de ele aldık” dedi.
Söz konusu görüşme, teorik olarak Libya ordusunun başkomutanı olan Menfi’nin askeri geçit törenine katılmamasından bir gün sonra gerçekleşti.
Hafter, 2014 yılında el-Kerame operasyonunun başlatılmasının yedinci yıldönümünü anmak üzere Bingazi şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde, “Uzlaşı ve hoşgörü zamanı geldi. Böylece birlikte yeni bir Libya, bir iyilik, barış ve güvenlik Libya’sı inşa edeceğiz” dedi. Trablus’taki silahlı grupların dağıtılması ve gecikme olmadan seçimlere gidilmesi çağrısı yapan Hafter “Uzlaşı sağlanan barış süreci engellenirse, barışı zorla dayatmak için tekrar savaşmaktan çekinmeyeceğiz” dedi.
Başkent Trablus’ta LUO güçleri tarafından başlatılan ve başarısızlıkla sonuçlanan savaşı durdurmaya yönelik öneriye yaptığı ilk açıklamasında Hafter, güçlerinin şehri özgürleştirmeye yakın olduğunu, ancak dünyanın ilerlemeyi durdurmak için acele ettiğini söyledi. Barış konulu Berlin Konferansı başta olmak üzere, barışçıl sürecini benimsemek için düzenlenen tüm uluslararası konferansların, kuvvetlerini başkent Trablus’a yönlendirmek için doğru bir kararın sonucu olduğunu dile getirdi.
Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Hava Savunma Kuvvetleri, Sınır Muhafızları ve paraşütlerden oluşan askeri birliklerin katıldığı geçit töreni sırasında
Cemal Abdunnasır Hava Üssü’ne ait ‘MİG 21’ türü savaş uçağı düşerken, pilot Cemal bin Amer hayatını kaybetti.
Ordu Komutanlığı, geçen cumartesi akşamı Benina askeri üssündeki askeri geçit töreni sırasında bir uçağının düşmesi sonucu ‘bir görev şehidinin’ yasını tuttu. Görgü tanıkları, 30 Mayıs’ta ordu liderlerinin huzurunda Bingazi’deki Benina mezarlığına gömülen pilotun kendisini feda ettiğini söyledi. Görgü tanıkları, uçağın kutlama alanından uzağa düşmesini sağlamak için pilotun uçağı kalabalıktan uzaklaştırdığını belirtti.
Öte yandan Menfi, ‘güvenlik alanında iş birliğine ve terörle mücadeleye ek olarak ortak öneme sahip konuları, çeşitli alanlarda ikili iş birliği, vatandaşların karşılaştığı sorunlar ve bunları ele alma yollarını’ görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Kays Said’den Tunus’a ziyarette bulunması için bir davet olduğunu açıklamıştı.
Diğer taraftan Almanya’nın Libya Büyükelçisi Oliver Owcza, geçen cumartesi akşamı Libya’nın doğusundaki el-Kubbe’de ‘dostça ve yapıcı bir toplantı’ gerçekleştirmeleri dolaysıyla Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e teşekkürlerini iletti. Owcza, gelecek Aralık ayında yapılacak ulusal seçimler için anayasal temelde uygun bir vakitte bir anlaşmaya varılma gerekliliği konusunda uzlaşı sağladıklarını söyledi.
Owcza, toplantıda ilgili kurumların tüm Libyalılar adına hareket etme sorumluluğunu da dikkati çekti. Aynı şekilde Salih ise Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile yaptığı görüşmede cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin tarihine bağlılığını doğruladı. Yüksek Seçim Komisyonu’nun seçim hakkının yerine getirilmesine destek verdiğini vurgulayan Akile Salih, ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Trablus’taki yeni geçiş yönetimine bağlı Devlet Yüksek Konseyi ise uluslararası toplumu, çifte standartlık politikasından vazgeçmeye, elini Mareşal Hafter’den tamamen çekmeye ve sadece Libya’nın ulusal egemenliğine saygı duyulmasından dolayı meşru organlar ve resmi makamlarla çalışmaya çağırdı.
Konsey, yaptığı açıklamada Libya Ordusu Yüksek Komitesi olarak Başkanlık Konseyi’ne, el-Kerame terörist grupları tarafından gerçekleştirilen tehlikeli ihlaller ve saldırgan davranışlara son verme çağrısı yaptı. Yüksek Konsey, bu eylemleri ‘Libya’da değişim hayaliyle savaşan bölgesel ve uluslararası güçler tarafından desteklenmiş askeri darbeler aracılığıyla, iktidara ulaşmaya çalışan yasadışı girişimler’ olarak nitelendirdi.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.