Hafter, Dibeybe’nin Savunma Bakanlığını devralmasını reddediyor

Başkanlık Konseyi'nin Pazartesi günü Trablus'ta Birlik Hükümeti Başbakanı ile yaptığı toplantı
Başkanlık Konseyi'nin Pazartesi günü Trablus'ta Birlik Hükümeti Başbakanı ile yaptığı toplantı
TT

Hafter, Dibeybe’nin Savunma Bakanlığını devralmasını reddediyor

Başkanlık Konseyi'nin Pazartesi günü Trablus'ta Birlik Hükümeti Başbakanı ile yaptığı toplantı
Başkanlık Konseyi'nin Pazartesi günü Trablus'ta Birlik Hükümeti Başbakanı ile yaptığı toplantı

Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’yi sert bir şekilde eleştirmesi ve kendisini resmi olarak tanımayı reddetmesi ardından dün Mareşal Halife Hafter liderliğindeki LUO ile geçiş otoritesi arasındaki gerilim yeniden tırmandı. Hafter Dibeybe’nin Savunma Bakanı pozisyonunu da reddetti.
Dün akşam Bingazi kentinde düzenlediği basın toplantısında “Libya'da yasal yetki ve herhangi bir meşruiyet parlamentodan geçer. Parlamentonun meşruiyetini almadıkça Libya'da meşru bir organ yoktur” ifadelerini kullanan LUO Sözcüsü Ahmed el-Mismari, LUO’nun Dibeybe’nin Muhammed el-Haddad'ı Genelkurmay Başkan olarak atamasını tanımayı reddederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Libya parlamentosu ve yasama yetkisine sahip Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Abdurrezzak en-Nazuri’dir. Geri kalan her şey sadece bir provokasyon ve siyasi anlaşmanın ihlalidir; 5+5 Ortak Askeri Komite’nin çabalarını durdurma girişimidir. Başbakan’ın bize savunma bakanının kim olduğunu söylemesini istiyoruz. Şahsen Savunma Bakanı ise bize resmi bir yazı ile bildirmesi gerekir. Bu soruya cevap alana kadar ister bakan ister vekillerinden olsun, Savunma Bakanlığı makamının boş olduğunu düşünüyoruz. Savunma Bakanlığı yoktur. Mareşal Hafter, işgalcilere ve Libya'yı Türkleştirme projesine karşı duruyor. Batı Libya, Türklerin işgal ettiği bir bölgedir; olup bitenler, Libya egemenliğinin ihlalidir. Türk Savunma Bakanı ile aynı uçakla başkent Trablus'a kimin geldiğini bilmiyoruz.”
Güneybatıda yakın zamanda DEAŞ’ın operasyon düzenleyebileceği uyarısında bulunan Mismari, aynı zamanda “Seçimlere yaklaştıkça, seçim treninin önüne patlayıcılar yerleştirerek tansiyonu yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Başkanlık Konseyi dün Dibeybe ile ülkedeki askeri ve güvenlik durumunu, terörle ilgili konuları görüştü. Hükümet tarafından yapılan açıklamada, toplantıda Ajaylat şehrinde kaydedilen güvenlik gerilimindeki son gelişmelerin ve bir dizi başka alanın gözden geçirildiği belirtildi. Dibeybe, Başsavcı Sıddık es-Sur’a hükümetinin kamu sektöründe artan mali ve idari yolsuzluk olgusuyla mücadele yönünde devam eden soruşturmalara güvendiğini bildirdi.
Temsilciler Meclisi, devletin genel bütçe taslağından iki maddeyi ve egemen pozisyonların üstlenilmesini görüşmek üzere Başkan Akile Salih ve iki yardımcısının huzurunda resmi oturumuna yeniden başladı. Konseyin resmi sözcüsü Abdullah Belihak, oturumun kapalı olduğunu belirtti.
Dün Katar’daki Arap dışişleri bakanları olağanüstü toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Necla Manguş, Libya’nın bugün tek bir yürütme otoritesi aracılığıyla yeni bir gerçekliğe şahit olduğunu, otoritenin tüm Libya topraklarında barışı teşvik etme, anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözme ve yaklaşan seçimlere hazırlanma sorumluluklarını üstlendiğini söyledi.
Sakinliğe varma yolunda ciddi zorlukların bulunduğu uyarısını yapan Bakan Manguş, hükümetinin önceliklerinin tüm Libya topraklarında ulusal egemenlik kurmak, tüm yabancı güçleri ve paralı askerleri Libya topraklarından çıkarmak ve ulusal uzlaşmayı sağlamak olduğuna dikkat çekti.
Bakan Manguş, dün söz konusu toplantının oturum aralarında Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile bir araya geldi. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün bildirdiğine göre Libya sahasındaki gelişmeleri ele alan iki bakan, yıl sonu öncesinde seçimlerin yapılması da dahil olmak üzere Libya siyasi sürecinde üzerinde anlaşmaya varılan adım ve prosedürlerin önemi üzerine durdu. Bakan Şukri, Bakan Manguş’a önümüzdeki günlerde Mısır’ı ziyaret etmesi yönünde davette bulundu. Ziyaret tarihinin iki ülke arasında her düzeydeki mevcut istişareler çerçevesinde gerçekleşmesi kararlaştırıldı. Mısır, dış müdahaleden uzakta istikrarlı bir Libya devleti çerçevesinde yeni bir uzlaşma aşamasının başlatılmasına yönelik çabalarında Libya'ya her türlü desteği sağlamaya niyetli.



Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
TT

Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)

Iraklı milis gruplarının liderleri son günlerde silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısı yapmaya başladı. Bu gelişme, yerel düzeyde sürpriz, soru işaretleri ve eleştirileri beraberinde getirdi. Zira söz konusu isimler, kısa süre öncesine kadar direniş eksenine mensup oldukları gerekçesiyle silahlarını açıkça sergiliyor, devlete meydan okuyor; ABD karşıtlığını vurgulayarak Amerikan güçlerinin Irak’tan çekilmesini talep ediyordu.

Yerel analizlerde bu olgu, Irak’taki Amerikan baskıları, olası bölgesel dönüşümler ve bu grupların yeni parlamentoda sandalye kazanmalarının ardından siyasi alana yönelme arayışlarıyla ilişkilendiriliyor.

Diğer yandan Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim’in çağrısına ek olarak, son iki gün içinde ABD’nin yaptırım ve terör listesinde yer alan, fraksiyonlarla bağlantılı üç tanınmış isimden de silahların devletin elinde sınırlandırılması yönünde çağrılar geldi.

Üç grup

Bu isimlerin başında, yaklaşık 27 sandalyeyle parlamentoda güçlü bir varlık elde eden Asaib Ehli’l Hak Hareketi Genel Sekreteri Kays el-Hazali geliyor. Hazali cuma günü yaptığı açıklamada, “Silahların devletin elinde sınırlandırılmasına inanıyoruz ve bunu gerçekçi adımlarla hayata geçirmek için çalışacağız” dedi. Aynı yönde açıklamalar, Ensarullah el-Evfiya Hareketi Genel Sekreteri Haydar el-Garavi ile İmam Ali Tugayları lideri Şibl ez-Zeydi’den de geldi.

Üç grubun liderlerini ortak paydada buluşturan unsurlar, Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleri çatısı altında yer almaları ve ABD’nin terör listesinde bulunmaları olarak öne çıkıyor. Bu durum, söz konusu isimlerin, silahlı gruplara mensup unsurların yeni kurulacak hükümette yer almasına karşı çıkan Washington’a yönelik siyasi manevra arayışında oldukları yorumlarını güçlendiriyor.

Irak’ta en yüksek yargı organının başkanı dün yaptığı açıklamada, silahların devletin elinde sınırlandırılması konusunda silahlı grupların liderlerinin iş birliğine onay verdiğini duyurdu.

Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yayımladığı açıklamada, ‘hukukun üstünlüğünün sağlanması, silahların devletin elinde sınırlandırılması ve askeri çalışmaya duyulan ulusal ihtiyacın ortadan kalkmasının ardından siyasi faaliyete geçilmesi’ yönündeki tavsiyesine olumlu yanıt verdikleri için ‘kardeş fraksiyon liderlerine’ teşekkür etti.

Washington'ın ciddiyeti

İslamcı gruplar üzerine çalışan araştırmacı Nizar Haydar, fraksiyon liderlerinin silahların devletin elinde sınırlandırılmasına yönelik çağrılarının, ‘Şii güçler ve tüm fraksiyonların, fraksiyonları içeren yeni bir hükümetle anlaşmayı reddeden Amerikan tutumunun ciddiyetini hissetmeye başlamasından’ kaynaklandığına inanıyor.

Haydar, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Fraksiyonlar, ABD’nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya’nın Bağdat’a gelmesinden önce Washington’a iyi niyetlerini kanıtlamak için şu sıralar zamanla yarışıyor” ifadesini kullandı.

Haydar, silahlı fraksiyonları iki gruba ayırıyor. İlk grup, siyasi ve seçim sürecine çeşitli aşamalarda dahil olan, son olarak da son parlamento seçimlerine katılan ve geçmiş hükümetlerde bir ya da daha fazla bakanla temsil edilen fraksiyonlardan oluşuyor. Bu gruplar, devlet otoritesi dışında silahlı bir güç olmaktan çıkarak, güvenlik başta olmak üzere devlet kurumlarının bir parçası haline gelmeyi hedefliyor.

Haydar’a göre bu ilk grup, ‘uluslararası ve bölgesel toplum nezdinde, özellikle de ABD’de kabul görmek amacıyla bugün silahların devlet elinde sınırlandırılmasını savunan kesim’ olarak öne çıkıyor.

İkinci grup ise son parlamento seçimlerine katılmış olmalarına rağmen kendilerini hâlâ siyasi sürecin içinde görmeyen, ‘direniş’ söylemini kullanmaya devam eden ve devlete tam entegrasyonunu ilan etmeden önce mümkün olan en büyük siyasi, mali ve güvenlik kazanımlarını elde etmeye çalışan fraksiyonlardan oluşuyor.

Aşamalı taktik

Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şemmeri de ABD’nin fraksiyonlar üzerindeki baskısının önem ve etkisi konusunda aynı görüşü paylaşıyor ve bu baskının, söz konusu grupları devlet çerçevesi dışında silah taşımaktan vazgeçtiklerini açıklamaya zorladığını belirtiyor.

Şemmeri, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Silahsızlanma çağrıları; ABD’nin silahların dağıtılması ve devlet ile silahlı kuvvetler başkomutanının denetimi altında toplanması yönündeki şartlarıyla ve Savaya’nın Irak’a gelişinin yaklaşmasıyla eşzamanlı olması bakımından ele alınmalı” dedi.

Bu çağrıların aynı zamanda yeni hükümetin kurulmasına yönelik müzakerelerin zamanlamasıyla da bağlantılı olduğunu ifade eden Şemmeri, “Bu gruplar, ABD’nin bu yöndeki itirazlarının boyutunu bilerek yeni hükümete dahil olmayı hedefliyor” değerlendirmesinde bulundu.

defrt
Ketaib Hizbullah üyeleri, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen bir geçit töreninde (Reuters)

Şemmeri, söz konusu çıkışların, ‘ABD’nin bu tür çağrılara vereceği tepkiyi ölçmeyi amaçlayan geçici ve taktiksel bir bağlamda’ gündeme gelmiş olabileceğini, aynı zamanda bu fraksiyonların Washington ile doğrudan müzakerelere girmesi için bir kapı aralayabileceğini de dile getirdi.

Iraklı fraksiyonların çağrılarının, Hizbullah’ın söyleminden bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Şemmeri, bu tutumun Hizbullah’ın silahsızlanmaya ilişkin şartlarıyla örtüştüğünü belirterek, “Amaç, silahsızlanma sürecinin ABD ve dış baskıların sonucu değil, yerel ve iç düzenlemelerin bir parçası gibi görünmesini sağlamak” dedi.


Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
TT

Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)

Başkan Donald Trump, geçen cumartesi günü Suriye çölündeki Palmira'da bir aşırılıkçı tarafından düzenlenen saldırıda üç Amerikalının (iki asker ve bir tercüman) öldürülmesinin ardından DEAŞ'a karşı misilleme tehdidini yerine getirdi. ABD hava saldırıları, cuma sabahı erken saatlerde Deyrizor, Hums ve Rakka çöllerindeki 70 DEAŞ mevzisini hedef aldı. Yaklaşık beş saat süren baskınlara uçaklar, helikopterler ve HIMARS roketatarları katıldı. Ürdün de uçaklarının saldırıya katıldığını açıkladı.

Trump cuma günü “çok güçlü bir misilleme saldırısı”ndan bahsederken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, “ABD güçleri, DEAŞ savaşçılarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Operasyonuna başladı” diyerek, operasyonu üç Amerikalının ölümüne yol açan Palmira saldırısının ardından “misilleme ilanı” olarak nitelendirdi.

Şarku’kul Avsat’ın görüştüğü Şam'daki Suriye Savunma Bakanlığına yakın kaynaklar, ABD saldırılarının süresiz olabileceğini ve günlerce devam edebileceğini söyledi.


Selam: Silahlar yakında Litani ve Evveli nehirleri arasındaki bölgeyle sınırlı kalacak

Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
TT

Selam: Silahlar yakında Litani ve Evveli nehirleri arasındaki bölgeyle sınırlı kalacak

Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ordunun silahlanmayı kısıtlama planının ikinci aşamasının, yakında başlayacak şekilde, güneyde Litani Nehri ile kuzeyde Evveli Nehri kıyıları arasında, üçüncü aşamasının Beyrut ve Lübnan Dağı'nda, dördüncü aşamasının Bekaa Vadisi'nde ve sonrasında da diğer bölgelerde uygulanacağını belirtti.

Selam, Lübnan askeri kurumunun yaptıklarının, Litani Nehri'nin güneyinden güney sınırlarına kadar uzanan bölge üzerinde devlet otoritesinin tam anlamıyla genişlemesine yol açtığını, ancak İsrail'in işgal ettiği noktalardan derhal çekilmesi gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Selam, Bakanlar Kurulu'nun yeni yılın başında ilk aşamayı değerlendirmek üzere toplanacağını belirtirken, İsrail'in karşılıklı adımlar atması, saldırılarını durdurması ve ateşkes kararını ihlal etmesinin engellemesi gerektiğinin altını çizdi. Ancak Selam, bunun Lübnan'ın silah kontrol planının ikinci aşamasına geçmesini engellemeyeceğine inandığını belirtti. İkinci aşama, Litani Nehri'nin kuzeyinden Evveli Nehri bölgesine kadar uzanan nispeten geniş bir alanı kapsıyor.