Özgür Yurtsever Hareket’in Başkanı Milletvekili Cibran Basil, hükümet kurma topunu Hizbullah’ın oyun sahasına atarken Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ı da kendisi için kabul edilen koşullara uymaya çağırdı. Basil, “Bu, hükümetteki son sözüm” derken, Hizbullah ise mevcut ikileme Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve hükümeti kurmakla görevli Saad Hariri arasında varılacak bir uzlaşı dışında çözüm görmüyor.
Basil, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin girişiminin yanı sıra Saad Hariri’ye de sözlü saldırıda bulundu. Mevcut siyasi krizde mezhep pozisyonlarını anayasal yetkiler ile rejim krizine yönlendirme ve muhalifleri de cumhurbaşkanlığı yetkilerini geri almaya çalışmakla suçladı.
Berri’nin girişiminde hükümet kurma çabalarının iki temel ilkeye bağlı olduğu biliniyor. İlki, üçüncü tarafların herhangi bir taraf için askıya alınmaması. İkincisi de Lübnan Kuvvetleri’nin katılma konusundaki isteksizliği ve ‘Ketaib’ partisi de dahil 8 Hıristiyan milletvekilinin istifası doğrultusunda Hıristiyan güvenini kazanabilmesi için Basil liderliğindeki ‘Güçlü Lübnan’ bloğunun parlamentoya güven vermesi.
Basil, televizyon üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Hükümeti kurma krizi, daha ciddi ve daha derin sorunları ortaya çıkardı. Rejim, anayasa, uygulanma ve milletvekili krizi ortaya çıktı. Bunlar en kötüleri. Haklarımızı savunmak için verilen mücadelenin bir müzayede ya da engelleme değil, özgür varlığımızı korumak için olduğunu ortaya koydu. Hükümeti kurma krizi, sorunun anayasanın muğlak metinlerinde olmadığını gösterdi. Ne yazık ki kriz ve öfke anlarında krizin sahiplerini ifşa eden gizli niyetler ortaya çıkıyor. 1990- 2005 yılları arasında bizden aldıkları rolü yeniden elde etmemizi sindiremeyenlerin olduğu açık. Bugün soygun zamanını geri getirmek için yeni bir fırsata sahip olduklarına inanıyorlar. Krizin özü, bizim arzu ettiğimiz, uygulanmasını ve geliştirilmesini talep ettiğimiz Taif de dahil reforma dayalı bir ülkede varlık göstermek, rol almak ve ortak olmaktır. Bu konuda entegre bir proje sunduk. Konumlarına bağlı olanlar, metinlerine saygısızlık ederek ve onu geliştirmeyi reddederek yanlış uygulayanlardır. Onlar yüzünden Taif tehlikeye girmiştir.”
Ciban Basil, Cumhurbaşkanı’na ilettiği mesaja ilişkin de açıklamalarda bulundu:
“Cumhurbaşkanı’na ‘Hiçbir bakana isim vermeye hakkınız yok. Başbakan’ın adını koyacak bir sözünüz yok. Size yetki veren bir bloğa istediğiniz gibi isim koyma hakkınız yok. Bu Bakanlar Kurulu’nda bir sese sahip değilsiniz dediğinizi gördüm’ dedim.
Ayrıca ‘Cumhurbaşkanı’nın 15 gün içinde imza atması gerekiyor (aksi takdirde uygulanabilir olmayacak). Bakana kararnameyi imzalaması için bir son tarih belirlemeyi reddediyorsunuz. Taif, böyle mi korunuyor ve rejim işler durumda mı?’ diye sordum.”
Şii tarafının cumhurbaşkanının ve başbakanın imzalarının yanı sıra finansal harcamalara ihtiyaç duyan kararnamede üçüncü imza olan Maliye Bakanlığı’nı elde etmesine atıfta bulunan Basil, “Başbakan sanki kazanılmış bir hakmış gibi Maliye Bakanlığı konusunda lafı dolandırıyor” dedi. “Bu bile Taif’i yıkmaya yeter. Biz bunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Özgür Yurtsever Hareket Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Papa ve Patrik’e eşit olarak yalan söylediğinizde ve bize ‘üçlü sistem’ ve yeni bir formülle geldiğinizde nasıl bir tepki vermemizi beklediniz? Gerçek eşitlik 12’ye 12 paralel ve Hristiyanlar ve Müslümanlara eşit isimlendirmedir. 8 Hristiyanlara ve 16 Müslümanlara (8 Şii ve 8 Sünni) değil. Bu üçlü bir sistemdir. Bunu kabul etmiyoruz.”
Basil, muhaliflerini de ortaklıktan rahatsız olmakla, yetkilere saygı duymamak ve reformları istememekle suçlarken, hükümeti kurmanın cumhurbaşkanı ile mutabık kalınarak, görevlendirilen yetkiliye ait olduğunu dile getirdi.
Basil konuşmasında Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’a hitaben de şunları söyledi:
“Sayın Hasan bu bir girişim değil. Bir hükümet çabası yürütmek için bir dost olarak Başkan Berri’nin devletine yardım etti. Bu girişimin bir unsuru yok. Ya da en azından biz bilmiyoruz. Ama dengeli ve adil olması halinde, yani dürüst bir arabulucu varsa bunu takdire şayan bir çaba olarak görüyoruz. Bize taraflı yaklaşır ve saldırgan görünürse istenmeyen hale gelir. Bugün dostum olan Nasrallah’ın yardımını istiyorum. Hayır, dahası onu hakem olarak görmek istiyorum ve meseleyi kendisine emanet ediyorum.”
Basil, Nasrallah’a seslendiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hakkınızdan geri adım atmayacağınızı biliyorum. Ben Cibran Basil olarak size hiçbir yük bindirmeden, bunu kendin için kabul ettiğim, bildiriyorum. Hükümete ilişkin son sözüm budur.”
Hizbullah, Avn ve Hariri arasında uzlaşı olmadan hükümet krizine bir çözüm bulunamayacağına inanıyor. Direniş Vefa bloğu üyesi Milletvekili Hasan Fadlullah konuya dair şu değerlendirmede bulundu:
“Geçmişte edinilen tüm tecrübelerin ardından siyasi rejimin mezhep yapısı karşısında sunduğu çözümlerde, ülkemiz ortaklık ilkesine dayandığı için her zaman bir anlayışa ihtiyaç duyar. Dolayısıyla bugün, cumhurbaşkanı ve hükümeti kurmakla görevli yetkili başta olmak üzere ilgili tarafların anlayışı dışında bir hükümet kurmanın başka bir çözümü yoktur. Dolayısıyla biz (Hizbullah), bu bu ve bezeri engelleri ve medyadan uzakta yapılan oturumları aşmak için çok çaba sarf ettik. Mesafeleri yakınlaştırmak için her türülü aracı veya öneriyi sunduk. Ne zaman ciddi ve somut bir ilerlemeye vardıysak karşımıza başka bir sorun çıktı. Çözümün temelini hükümetin kurulması oluşturuyor. Bu nedenle girişimlerin başarılı olması için uğraşıyoruz. Diğer çözüm planlarında bir yürütme organı olmadan sonuca varılamaz.”
Basil, Nasrallah’tan yardım istedi
Hizbullah, Avn ile Hariri arasında anlaşma sağlanmadan bir çözüme ulaşılabileceğine inanmıyor.
Basil, Nasrallah’tan yardım istedi
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة