Rus ve rejim güçlerinin Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırıları sürüyor

Türkiye sınırı yakınlarındaki Atme’de yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp. (AP)
Türkiye sınırı yakınlarındaki Atme’de yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp. (AP)
TT

Rus ve rejim güçlerinin Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırıları sürüyor

Türkiye sınırı yakınlarındaki Atme’de yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp. (AP)
Türkiye sınırı yakınlarındaki Atme’de yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp. (AP)

Rejim güçlerinin Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'in güneyinde ve Halep'in batısında sürdürdüğü topçu saldırıları sonucunda 1’i çocuk 5 sivil öldürüldü. Ardından Rusya’nın da İdlib eteklerini bombaladığı bildirildi. Rejim güçlerinin iki Türk noktasını hedef almaya çalışmasının ardından Türkiye’nin İdlib'in güneyine ve doğusuna takviye güçleri gönderdiği öne sürüldü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), bir Rus uçağının İdlib eteklerindeki Ayn Şib bölgesine ardı ardına üç hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. Ancak kayıplara yönelik herhangi bir bilgi verilmedi. Aynı zamanda Rus savaş ve keşif uçaklarının da gerginliği azaltma bölgesi hava sahasında uçtuğu gözlemlendi.
Aktivistlerin aktardığı bilgilere göre rejim güçleri ve destekçi milisleri bu sabah İdlib'in güneyindeki el-Fatira, Sufuhun, Kefer Avid, Şinen ve Benin köylerini Rus Krasnopol silahları ile yoğun bir şekilde ateşe tuttu. Bir sivil yaşamını yitirirken bir diğeri de yaralandı. Aynı silahlarla İdlib'in doğusundaki Afes ve Mantef köylerini ve Neyrab köyü çevresini bombalamaya devam eden rejim güçleri, 1’i kadın 3 sivili öldürdü. Saldırıda ağır yaralılar da olduğu bildirildi. Halep'in batısındaki Atarib şehri, Tukad ve Kefer Taal köylerini topçu ve füze atışlarıyla hedef alması üzerine ise bir çocuk yaşamını yitirdi.
SOHR’un gözlemlediğine göre Türk kuvvetleri ve Feth'ul Mubin Operasyon Odası’na bağlı gruplar da rejim güçleri ve 46. ​​birlikteki sadık milislerin mevzilerini ve Halep’in batı kırsalındaki Miznaz ve Kefer Halep’i füzeler ile bombaladı. Bu adım, Halep'in batısındaki Tukad, Belinta,el-Habata, Bahfiz, Kefer Amme ve diğer bölgeleri hedef alan rejim güçlerine yanıt olarak geldi. SOHR, rejim güçlerinin bir unsurunun İdlib'in güneyindeki Kefer Nebl eksenindeki gruplardan bir keskin nişancı tarafından öldürüldüğünü aktardı. Kensafra köyü (İdlib'in güneyi) ve Atarib şehri (Halep'in batısı) yakınlarında Türk kuvvetlerine ait iki gözlem noktasının hedef alındığı öne ve 3 Türk askerinin yaralandığı öne sürüldü. Serakib’in kuzeyinde Zerbeh ve ed*Devir ekseninde, Şam'ı Halep'e bağlayan M5 otobanı yolu üzerinde Türk kuvvetleri ve Feth'ul Mubin Operasyon Odası ile rejim güçleri arasında ağır makineli tüfeklerle çatışmalar yaşandığı da bildirildi.
SOHR dün, rejim güçlerinin İdlib kırsalındaki Afis köyünü vatandaşların cenaze çıkışı sırasında bombalaması sonucu 1’i çocuk 4 sivilin öldürüldüğünü, yaklaşık 6 sivilin ise yaralandığını belgelemişti. SOHR’un istatistiklerine göre 6 Haziran'dan bugüne kadar olan dönemde 6'sı kadın ve 4'ü çocuk olmak üzere 19 sivil, aynı zamanda başta Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) olmak üzere birçok gruptan 22 unsurun Rus yapımı füzelerin kullanıldığı kara bombardımanlarında öldürüldü. İdlib kırsalındaki Rus hava saldırılarında hamile bir kadın yaşamını yitirirken aralarında çocukların da olduğu çoğunluğu sivil en az 63 kişi yaralandı.
Halep'in kuzeydoğusunda Fırat Kalkanı olarak bilinen alanda ter alan Cerablus bölgesinin es-Sacur ekseninde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile çıkan şiddetli çatışmalarda Suriye Milli Ordusu’ndan 4 üyesi öldürüldü. Suriye Milli Ordusu ve Türkiye’nin daha sonra Halep'in kuzeydoğusundaki Menbiç yakınlarındaki SDG askeri mevzilerine yönelik ortak topçu bombardımanı düzenlediği bildirildi.

Uluslararası çağrılar sürüyor
Diğer yandan insani yardım kuruluşları ve sağlık örgütleri tarafından İdlib kırsalında ‘Hayat Damarı’ adı altında düzenlenen toplantıda yapılan ortak açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) üye devletler insani yardım konusundaki taahhütlerini yerine getirmeye, Suriye’nin kuzeybatı sınırı üzerinden insani yardım operasyonlarına ilişkin kararları yenilemeye çağrıldı.
Uluslararası toplumdan sorumluluklarını yerine getirmesini talep eden kuruluşlar, hayat kurtaran sağlık yardımı dosyasının Rusya ve rejimin elinde bir şantaj unsuruna dönüştürülmesinin önlenmesini istediler.
Açıklamada, insani durumda veya barış sürecinde BM kararı uyarınca ilerleme kaydedilmediği sürece bu mekanizmadan vazgeçilemeyeceği vurgulandı. Aynı zamanda yardım giriş yetkisinin uzatılması kararının yenilenmemesinin insani durum üzerinde feci bir etkisi olacağı, kuzeybatı Suriye'de koronavirüs karşıtı aşı kampanyasının durdurulmasına yol açacağı konusun da uyarıda bulunuldu.
Söz konusu açıklamada gıda kolilerinin ayda 4,1 milyon kişiye ulaştırılamayacağı,  su ve kanalizasyon hizmetlerinin kesintiye uğrayacağı, tüm bunların hastalık oranlarını artıracağı, insanların çektiği acıları trajik bir şekilde şiddetlendireceği ve nüfus üzerinde ciddi yansımaları olacağı vurgulandı.
Nitekim her üç çocuktan birinin yetersiz beslendiği bölgede insani yardım programlarını aksatmaya çalışmak yerine erişim düzeyini artırmaya ve kapsamını genişletmeye yönelik acil adımlara ihtiyaç duyuluyor.
BMGK’nın 2014 tarihli 2165 sayılı kararı, Suriye’de insani yardımın ulaştırılmasını engelleyen koşullar sonucu alınmıştı. BM kurumları ve uygulamadaki ortaklarının sınır geçişleri yoluyla yardım ulaştırmalarının önü açılmıştı.

 


Yükselen Aslan Operasyonu ve Suriye

Görsel: Eduardo Ramon
Görsel: Eduardo Ramon
TT

Yükselen Aslan Operasyonu ve Suriye

Görsel: Eduardo Ramon
Görsel: Eduardo Ramon

Subhi Franjieh

Suriye hükümeti, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti Ortadoğu’da başlayan büyük gerginliğin Suriye'ye sıçramaması için iç politikada çaba sarf ediyor. Bu çabalar, İsrail'in ‘Yükselen Aslan’ adını verdiği operasyon kapsamında İran'a büyük bir saldırı düzenlemesi ve bu saldırı sonucunda İran ordusunun önde gelen komutanlarının yanı sıra İran'ın nükleer programıyla ilişkili bir dizi İranlı bilim insanının öldürülmesi ve İran'ın nükleer tesislerinin tahrip edilmesinin ardından başladı.

İran, geçtiğimiz yıllarda Suriye’deki ve Irak'taki vekillerini, çıkarlarına yönelik herhangi bir saldırıya misilleme olarak ABD'nin bölgedeki varlıklarını hedef almak için kullandı. ABD’nin Suriye’de ve Irak'ta bulunan üsleri onlarca saldırıya uğradı. Ayrıca Suriye'nin güneyinden İsrail tarafına yönelik saldırılar da gerçekleştirildi. Tüm bunlar, İran'ın bölgede ABD ve İsrail ile çatışmayı yönetme politikasıyla açıkça uyumlu görünüyor.

Suriye İslami Direniş Cephesi (Uli'l el-Bas) yazılı olarak yaptığı açıklamada, Şam, Bağdat, Beyrut ve bugün Tahran'da liderleri suikast düzenleyen düşmanın, tüm milletlere karşı yumuşak ve sert bir savaş yürüten düşmanla aynı olduğunu söyledi. Açıklamada, “Hepimizin görevi, birleşik bir cephe oluşturarak, cepheyi güçlendirerek ve saldırıları yoğunlaştırarak ona karşı koymaktır Ümmetin tüm özgür insanlarını, gruplarını ve örgütlerini, medya mensuplarını ve düşünürleri, alimlerini ve mücahitlerini, dengelerin değişmesine karşı direnmeye çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.

Bu ayın başlarında Suriye'nin güneyinden İsrail'e düzenlenen saldırıyı üstlenen Uli'l el-Bas, İsrail'in Tahran'a saldırısından bir gün önce, 12 Haziran Perşembe günü, saldırıların devam edeceğini ve fırlatılan füzelerin ‘bir uyarı ve ilk meydan okuma olduğu, düşmanın sahada acı çekip geri çekilmesini sağlayacak hamleler göreceği’ tehdidinde bulundu.

Şu ana kadar Uli'l el-Bas veya başka bir grup, Suriye topraklarından gerilimi tırmandıracak adımlar atmazken hükümet, Suriye sahnesini sakin tutmak ve İran ile İsrail arasında Suriye semalarında karşılıklı ateş açılmasını önlemek için güvenlik önlemleri ve askeri tedbirler aldı.

Suriye semaları şimdiye kadar İsrail-İran çatışmasının bazı tehlikelerine tanık oldu. Suriye'nin birçok bölgesinde uçak yakıt tankları ve İsrail tarafından önlenen füzelerin kalıntıları Suriye topraklarına düştü. Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid es-Salih, Suriye Arap Haber Ajansı SANA’ya yaptığı açıklamada, “Bölgedeki askeri gerginliğin tırmanması nedeniyle, vatandaşların güvenliği için toplanmamalarını ve olayları izlemek için çatıya çıkmamalarını rica ediyoruz” dedi. Suriyelileri olaylar sonucunda düşebilecek herhangi bir yabancı cisim veya enkaza yaklaşmamaları konusunda uyaran Salih, vatandaşların bu cisimlere dokunmamalarını, savaş kalıntılarını temizleme ekiplerine bırakmalarını ve herhangi bir savaş kalıntısı veya enkazını derhal kendilerine bildirmelerini istedi.

İhtiyati önlemler

Al-Majalla’nın edindiği bilgilere göre Suriye hükümeti perşembe ve cuma günleri Suriye'nin güneyine takviye kuvvetler gönderirken Suriye-Irak ve Suriye-Lübnan sınırlarında da alarm durumu ilan edildi. Tüm bu önlemler, özellikle hükümetin istikrarı sağlama ve silahları kontrol altına alma çabalarında karşılaştığı güvenlik sorunları açısından Suriye topraklarının çatışmaların sahnesi haline gelmesini önlemek amacıyla alındı.

ı8o9p0
Suriye'nin güneyindeki el-Cubeyle köyünde, İsrail hava savunması sistemleri tarafından düşürüldüğü düşünülen İran yapımı insansız hava aracının parçaları etrafında toplanan Suriyeli çocuklar, 13 Haziran 2025 (AP)

Suriye hükümeti, Suriye'nin güneyindeki hareketliliğini artırdı ve bölgeden herhangi bir güvenlik ihlali veya saldırı girişimine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdı. Suriye İçişleri Bakanlığı perşembe günü, Dera’nın batı kırsalındaki Mesakin Celin bölgesine takviye güç gönderdiğini açıklamıştı. Tüm bu gelişmeler, bir güvenlik devriyesinin, bölgede yasadışı bir grubun barikat kurduğuna dair gelen ihbarı üzerine olay yerine giderken silahlı bir pusuya düşürülmesinin ardından yaşandı. Edinilen bilgilere göre İç Güvenlik İdaresi cuma günü Suriye'nin güneyinde bir silah deposuna el koydu.

Suriye hükümetinin, durumu kontrol altına almak ve hükümet için hala bir güvenlik açığı teşkil eden sınırların kontrolünü sağlamak amacıyla Suriye-Irak sınırına yeni takviye güçler göndermesi bekleniyor.

İran'ın Suriye'deki siyasi ve milis nüfuzu, Beşşar Esed rejiminin düşüşüyle sona ermiş olsa da bazı unsurları ve hücreleri, Suriye’deki varlığını halen sürdürüyor. Bu hücreler silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ya da güvenlik kaosu yaratma gibi faaliyetlerde bulunuyor. Suriye hükümeti bu hücrelerle mücadeleye devam ederken son birkaç gün içinde Deyrizor ile Irak ve Lübnan sınırındaki bölgelerde birçok operasyon düzenleyerek, Suriye'de İran'ın projelerine hizmet etmeye devam eden kişileri tutukladı.

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla'dan aktardığı analize yerel kaynaklar, Irak-Suriye sınırının Irak tarafına yakın bölgelere iki hava saldırısı düzenlendiğini söyledi. Kaynaklara göre Uluslararası Koalisyona ait savaş uçakları Suriye-Irak sınır bölgesinde defalarca kez tur attı. Bunun nedeni, Irak tarafından Suriye tarafına herhangi bir sızma veya kaçakçılık faaliyetinin önlenmesi olabilir. Bir diğer gelişmede, Suriye ordusu askerleri, cuma gecesi ve cumartesi günü, Suriye-Irak sınırında milisler tarafından gerçekleştirilen saldırılara uğradı. Suriyeli askerler, ateş edilen yere karşılık verdi. Edinilen bilgilere göre saldırı sonucunda Suriye ordusundan bir asker yaralandı.

Suriye hükümetinin, durumu kontrol altına almak ve hükümet için halen bir güvenlik açığı teşkil eden sınırları kontrol altına almak amacıyla Suriye-Irak sınırına yeni takviye güçler göndermesi bekleniyor. Çünkü İran destekli milisler geçtiğimiz yıllarda Suriye-Irak sınırının iki ucunu birbirine bağlayan çok sayıda karmaşık tünel ağı kazmış ve Suriye devleti bu tünelleri imha etmeye çalışmıştı. Bu tüneller silah, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı için kullanılıyordu.

Olası güvenlik boşluğu ve bunun sonuçları

İran-İsrail çatışmasının uzun süre devam etmesi ve İran tarafının doğrudan savaştan vekalet savaşına geçmesi, zaten istikrarsız ve değişken olan Suriye'deki durumu daha da karmaşık hale getireceğine şüphe yok. Bu durum, Suriye hükümetinin sınırları kontrol etmek ve nüfuzun ve çatışmanın Suriye içlerine yayılmasını önlemek için kapasitesinin büyük bir kısmını tüketmesine neden oluyor. Bu da Suriye içlerinde DEAŞ başta olmak üzere bazı güçlerin yararlanabileceği güvenlik açıkları yaratabilir.

fghy
İsrail uçakları tarafından bombalanan Tahran'daki bir petrol tesisinde İran bayrakları ve arkasında yükselen alevler ve dumanlar görülüyor, 15 Haziran 2025 (Reuters)

Suriye devleti, DEAŞ terör örgütünün Suriye'deki operasyon stratejisini değiştirdiğinin ve Suriye hükümetinin askeri ve insani kaynaklarının örgütün hedefi haline geldiğinin farkında. Geçtiğimiz ayın sonlarında Suriye hükümetine karşı bir operasyon düzenleyen DEAŞ, Telul es-Sefa bölgesindeki Suriyeli askeri güçleri hedef almıştı. Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab da bu ayın başlarında Suriye'nin el-İhbariye kanalına verdiği röportajda, DEAŞ terör örgütünün ‘sadece zarar veren anlamsız eylemlerden, stratejik hedefleri olan planlı eylemlere’ geçtiğini söyledi.

DEAŞ terör örgütü, Suriye hükümetinin kaynaklarını İran-İsrail çatışmasının yansımalarıyla mücadele etmek ve bu çatışmanın Suriye topraklarına sıçramasını önlemek için kullanması nedeniyle ortaya çıkabilecek güvenlik boşluğunu da istismar edebilir. Özellikle Suriye topraklarındaki bu güvenlik boşluğundan yararlanarak gücünü yaygınlaştıran örgüt, devletin kontrolü dışındaki büyük miktardaki silahları parayla satın alarak silahlanma çabalarını sürdürüyor.

Dahası DEAŞ, Suriye'de oluşabilecek güvenlik boşluğundan yararlanabilecek tek örgüt değil. Silahlarını halen elinde bulunduran ve devletle çatışmak için fırsat kollayan başka örgütler de var. Bunlar arasında rejimin kalıntıları ve kaçakçılık ve uyuşturucu üretimi faaliyetlerinde bulunan gruplar yer alıyor. Bu gruplar, Suriye devletinin halihazırda İsrail'in Suriye rejiminin düşüşünün ardından Suriye'nin askeri altyapısını tahrip etmesi ve rejimin düşüşünden önce askeri birliklere ve rejime ait silah depolarına ait silahların büyük çapta çalınması nedeniyle sınırlı olan güvenlik ve askeri kaynaklarını büyük ölçüde tüketiyor.