Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Dr. Aref Ali Nayed, Şarku’l Avsat’a konuştu: Seçimlerinin ertelenmesi yeni kaos demek

Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü (İhya Libya) Başkanı ve Libya’nın eski Dubai Büyükelçisi Dr. Aref Ali Nayed (Şarku’l Avsat)
Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü (İhya Libya) Başkanı ve Libya’nın eski Dubai Büyükelçisi Dr. Aref Ali Nayed (Şarku’l Avsat)
TT

Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Dr. Aref Ali Nayed, Şarku’l Avsat’a konuştu: Seçimlerinin ertelenmesi yeni kaos demek

Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü (İhya Libya) Başkanı ve Libya’nın eski Dubai Büyükelçisi Dr. Aref Ali Nayed (Şarku’l Avsat)
Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü (İhya Libya) Başkanı ve Libya’nın eski Dubai Büyükelçisi Dr. Aref Ali Nayed (Şarku’l Avsat)

Libya’nın yeni Cumhurbaşkanı adaylarından Dr. Aref Ali Nayed, Şarku’l Avsat’a konuştu. Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü ve İhya Libya Partisi Başkanı ve aynı zamanda Libya’nın eski Dubai Büyükelçisi olan Nayed, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerinin planlandığı tarihte yapılması gerektiğini belirtti.
Merkezi Trablus’ta bulunan Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü, “İhya Libya 2030 Vizyonu” adlı ulusal bir vizyon programı üzerine çalışıyor. Enstitü Kaddafi sonrası istikrarı yakalayamayan Libya’nın demokratik geçiş süreci üzerine sivil toplum etkinlikleri ve think tank faaliyetleri yürütüyor.  
İhya Libya Başkanı ve diplomat Nayed, ülkenin doğrudan Libyalılar tarafından seçilen Cumhurbaşkanı’nın ve yeni Meclis’in, bölünmeyi sona erdirmek ve ülkenin güvenlik yapısını inşa etmek için birlikte çalışacağına inandığını dile getirdi.
Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda Nayed “Libya'daki paralı askerler ve yabancı güçlerin durumu ve onları ülkeden çıkarmanın yolu, Libya'daki silahlı milisler sorunu ve silahların nasıl toplanacağı” konularına değinen Nayed, bu zor dosyanın sorunlarını çözmek için ayrıntılı teknik planların olduğunu ileri sürdü.

İkinci Berlin Konferansı’nın sonuçları
Yaklaşan seçimlerde cumhurbaşkanlığına aday olma niyetini yenileyen eski Büyükelçi Nayed, İkinci Berlin Konferansı’nın sonuçlarına değindi ve uygulanabilirliğine dair inancını dile getirdi. Nayed, seçimlerin 24 Aralık'ta planlanan tarihin ötesine ertelenmesi halinde "çok sayıda çatışmaya yol açabilecek kitlesel bir halk ayaklanmasının" patlak vermesinden korktuğunu kaydetti.
Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü ve İhya Libya Partisi Başkanı Dr. Aref Ali Nayed’in Şarku'l Avsat'a verdiği röportajın tam metni:

-İlk olarak, Libya konulu İkinci Berlin Konferansı’nın sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mükemmel, çünkü Birinci Berlin Konferansı’nda önemli ve olumlu olan her şey yeniden vurgulandı. İkinci Berlin Konferansı tarihi belirlenen seçimlerin yapılmasını ve tüm yabancı güçlerin ve “paralı askerlerin” ülkeden çıkışını yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde bir uzlaşma meselesi haline getirdi. Bunlar, Libya halkının kamuoyu yoklamaları, blok toplantıları, dernekler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve sosyal konseyler aracılığıyla açıkça ifade ettiği haklı talepleridir.

-Bazıları konferansın bir dizi sonuçları olduğunu, ancak bunların sahada nasıl uygulanacağına dair gerçek garantilerin olmadığını iddia ediyor?
Seçimlerin yapılmasının ve tüm yabancı güçlerin ve “paralı askerlerin” ülkeden çıkışının gerçek garantisi, tüm Libya halkının açık ve ciddi kolektif iradesinde temsil edilmektedir ve bu taleplere yönelik halk desteği en önemli garantidir. Ayrıca seçimlerin ertelenmesinin ve yurtta yabancı güçlerin varlığının halk tarafından tamamen reddedilmesi, tüm bu iddiaların reddedilmesinin en önemli garantisidir. ABD ve diğer BM Güvenlik Konseyi üyelerinin bu kez İkinci Berlin Konferansı kararlarını uygulama konusunda ciddi oldukları ve Güvenlik Konseyi'nin son kararlarına dayanarak seçimlerin yapılması ve yabancı güçlerin derhal sınır dışı edilmesi konularında Libya ve uluslararası iradenin hayata geçirilebileceği çok açık.

-Libya cumhurbaşkanlığı için potansiyel bir aday olarak, paralı askerleri ve yabancı savaşçıları Libya'dan çıkarma düşüncenizden bahseder misiniz?
Tüm yabancı güçleri ve “paralı askerleri” Libya topraklarından çıkarma operasyonlarını yönetmenin en iyi yolu, Ortak Askeri Komite (5+5) tarafından müzakere edilen ve İkinci Berlin Konferansı’nda ek ivme kazanan metodolojidir. Ayrıca profesyonel, eş zamanlı, sıralı ve etkili bir şekilde istenileni gerçekleştirebilecek çok önemli teknik Amerikan ve Fransız teklifleri de bulunmakta.

-Seçimlerin zamanında yapılacağını düşünüyor musunuz?
Seçimler, oyalama veya erteleme olmadan gerçekleşmelidir. On yıllık bir dışlama ve marjinalleşmeden sonra, temsilcilerini seçmek Libyalıların hakkıdır. Böylece Libya'yı başarısız bir devlet yapan “azınlık tiranlığı” sona erecektir. Seçimlerin zamanında yapılmasının gerekliliği konusunda ilk kez tanık olduğumuz uluslararası uzlaşıyı teşvik ettik. Aynı şekilde seçimlerin yapılmasını zorunlu kılan son iki Güvenlik Konseyi kararı da bizi cesaretlendiriyor.

-Bölünmenin devam ettiği ve güvenliğin olmadığı bir ortamda bu seçimler nasıl yapılacak?
Doğrudan Libyalılar tarafından seçilen cumhurbaşkanı ve yeni seçilen parlamento bölünmeyi sona erdirecek ve Libya'nın güvenlik altyapısını oluşturacaklar. Bölünmenin ve güvenlik kaygılarının sona ermesinin seçimlerin yapılması için şart olmaması çok önemlidir; birlik olmak ve güvenliği sağlamak için seçimlere ihtiyacımız var, tersi değil.
Şunu da söyleyeyim, mevcut durum, seçimlerin başarıyla gerçekleştiği 2012 ile 2014 yılları arasında yaşananlardan daha kötü değil. Seçimlerin başarı şansı, Afrika Birliği'nden yardım talep edilerek “5 + 5” komitesi tarafından denetlenen, uluslararası mevcudiyet ve izleme ve ortak bir güvenlik planının etkinleştirilmesiyle artırılabilir. Afrika Birliği mevcut durumumuzdan daha kötü durumda olan birkaç Afrika ülkesinde seçimlerin yapılmasını desteklemişti.

-Seçimleri ertelemenin ülkeye savaşı geri getireceğine inananlar var. Bu endişeleri paylaşıyor musunuz?
Evet, korkarım seçimleri oyalamaya veya ertelemeye yönelik herhangi bir girişim, kitlesel bir halk ayaklanmasına ve belki bir hatta birkaç savaşa yol açacak. Son on yılda kendilerini baskı altında ve dışlanmış hisseden binlerce Libyalı olduğunu unutmamalıyız. Bu insanlar, yeni liderlerini seçme ve ülkelerinin meşruiyetini ve egemenliğini yenileme konusunda doğuştan sahip oldukları haklarından mahrum bırakılmaları halinde sabırlı olmayacaklardır.

-Libya Cumhurbaşkanı olursanız ülke genelindeki milisleri dağıtma ve silah toplama konusundaki düşünceniz nedir?
Bu zor dosyanın sorunlarını çözmek için ayrıntılı teknik planlar var. Bunlar vizyonumuzun (Libya'yı İhya Vizyonu 2030) ayrıntılı planlarının bir parçası ve ana özellikleri "terörle mücadele" ve "hızlı müdahale" güçlerinin kurulmasının yanı sıra bir ordu ve bir polis gücüdür. Tüm bunlar, Libya'daki herhangi bir güvenlik altyapısının temelidir.
Şu anda silahlı gruplara katılan genç erkekler Libyalıdırlar. Onlara eğitim, öğretim, rehabilitasyon ve küçük ve orta ölçekli işletmeler aracılığıyla insan onuruna yakışır ve alternatif bir yaşam için gerçek fırsatlar verilmelidir. Güvenlik sektöründe kalmak isteyenler, toplu olarak değil, bireysel olarak ve sıkı sınavlardan ve mesleki eğitimden geçtikten sonra orduya, polise veya diğer güvenlik teşkilatlarına resmi olarak katılabilirler.

-Ulusal Mutabakat Hükümeti dönemi hakkındaki görüşünüz nedir?
Bu hükümet birçok olumlu beklentiyi çeşitli nedenlerle boşa çıkardı. Yetki alanı dışında hareket etmek, yabancı ülkelerle anlaşmaları ve mutabakatları yeniden tasdik etmek ve imzalamak, Bingazi şehri hakkında asla kabul edilemez açıklamalar yapmak ve "terörist olduğu bilinen kişilerin" katılımıyla askeri geçit törenleri düzenlemek de dahil olmak üzere birçok nedenden dolayı bu hükümet kendisi hakkındaki olumlu beklentileri boşa çıkardı. Bütün bunlar hayal kırıklığı yarattı ve doğrudan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri tarihine bağlılık taleplerini daha da acil hale getirdi. Bu nedenle, bu hükümetin 24 Aralık'ta sona eren meşruiyetinin ardından bir gün ertelemeye izin verilmeden seçimler yapılmalıdır.

-Son olarak; cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldunuz, Libya için gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz neler?
Hedeflerim, kapsamlı vizyonumuz (Libya'yı İhya Vizyonu 2030) aracılığıyla Libya halkının arzularını somutlaştırmaktır. Libya'yı birlikte canlandırmak amacıyla hazırlanan bu kapsamlı vizyonu formüle etmek üzere 70 seçkin uzman ve bilim adamından oluşan bir ekip çalıştı.



Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
TT

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.

dsvfbg

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.

Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.

dsfvgb
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)

Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.

Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”

Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”

Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?

Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”

Varlıkları sona erdi

Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.

*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”

Ön koşullar

*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?

Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.

*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?

Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”

CSDVFBR
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)

Bir sonraki hükümetin şekli

*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?

Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.

“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.

Kongrenin zamanlaması

*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”

SCDVFEGR
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)

Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.

Komite seçimi için kriterler

Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:

“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”