Moskova, nükleer anlaşmanın yenden uygulanmasını talep etti

Rusya’nın uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov. (EPA)
Rusya’nın uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov. (EPA)
TT

Moskova, nükleer anlaşmanın yenden uygulanmasını talep etti

Rusya’nın uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov. (EPA)
Rusya’nın uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov. (EPA)

Rusya, İran’ın nükleer programına ilişkin olarak 2015 planının istikrarlı ve öngörülebilir bir kanalda yeniden uygulanması çağrısında bulundu. Anlaşmayı yeniden canlandırmak için Viyana’da müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili belirsizlik ise sürüyor.
Moskova, Washington ve Tahran’ın anlaşmaya varma noktasında topu birbirlerinin oyun sahasına atmasının ardından müzakereleri canlandırmak amacıyla baskı uyguluyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Londra’daki Rusya Büyükelçiliği’nin Twitter hesabından yayınlanan açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Rusya, Ortak Eylem Planını istikrarlı ve öngörülebilir bir kanala döndürmekle, İran ile barışçıl nükleer faaliyetler de dahil olmak üzere ekonomi, ticaret, bilimsel araştırma ve teknolojide uluslararası iş birliğinin normalleşmesi için koşullar oluşturmakla ilgileniyor.”
Diğer yandan Rusya’nın Viyana’daki uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov, başta Viyana görüşmeleri olmak üzere İran nükleer meselesi hakkında neredeyse her gün Twitter üzerinde açıklamalar yapıyor. Ulyanov, mevcut görüşmelerin temel hedefinin, 2015 nükleer anlaşmasını tamamen orijinal şekline döndürmek olduğunu söyledi.
Ulyanov’un açıklaması, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ‘Batı’nın İran nükleer programıyla ilgili olmayan konularda Tahran’a daha fazla yükümlülük getirme çabaları’ hakkındaki uyarısı bağlamında geldi. Lavrov, müzakerelerdeki Batılı ortakları nükleer anlaşmada değişiklik yapmak ve özellikle Tahran’ın nükleer programıyla kesinlikle hiçbir ilgisi olmayan konularda İran’a yeni yükümlülükler getirmek amacıyla mevcut durumdan yararlanmaya çalışmakla suçladı.
İran’ın nükleer programıyla ilgisi olmayan her başlığın ayrı ayrı tartışılabileceğini ancak önce Ortak Eylem Planı’nın yeniden başlatılması gerektiğini vurgulayan Lavrov, geçen ayki müzakerelerle birçok konuda önemli bir ilerleme ve uzlaşı sağlandığını vurguladı. Lavrov, “Füze programı ve bölgesel sorunlar da dahil olmak üzere Batı’nın İran’la ilgili diğer endişeleri, çağrımızı yaptığımız forum çerçevesinde diğer birçok konu ile beraber masaya yatırılabilir” ifadesini kullandı.
Ulyanov da İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki temasların ve diyalogun devam etmesini memnuniyetle karşılayarak ABD yaptırımlarının kaldırılması karşılığında Tahran’ı nükleer taahhütlerine geri döndürmek için anlaşmayı canlandırma müzakerelerinin ‘özellikle de şu anki aşamada’ oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Rus diplomat, Twitter üzerinden yaptığı açıklamalarda İranlı mevkidaşı Kazım Garibabadi’nin ‘bugünlerde ajansın genel müdür yardımcısına planlanmış bir ziyaret yapacağı’ açıklamasından da alıntı yaptı.
Viyana görüşmelerine belirsizlik sürerken Hasan Ruhani yönetiminin ‘yetkilerini muhafazakâr radikal İbrahim Reisi başkanlığındaki yeni hükümete devretmesi’ için de sadece dört haftası var.
Reisi’nin İran’ın müzakere politikasına ilişkin ani bir değişiklik ortaya koyması olası görülmüyor. Bunun nedeni, dış politika ve nükleer mesele hususundaki nihai kararın, ülkede son sözü söyleyen Dini Lider Ali Hamaney’e ait olması olarak gösteriliyor.  
İranlı çevreler, Dışişleri Bakanı’nı ve Reisi’nin İran Dini Lideri’nin çizdiği hattı takip etmek için izleyeceği planı öğrenmekte sabırsızlanıyor.
Nükleer müzakere, Ruhani’nin 2013’teki görev süresinde Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin sorumluluğundaydı.
Nükleer anlaşmanın devamlılığını destekleyen eski milletvekili Haşmetullah Falahat Biyşah, ‘diplomasiye ve tansiyonu düşürmeye inanan’ bir dışişleri bakanının atanması çağrısında bulundu. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) göre Falahat Biyşah, 4 Temmuz’da “Mahalleler seçilmiş hükümet için kırmızı halıyı seriyor” dedi.
Eski parlamentodaki Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi’ne başkanlık eden Falahat Biyşah, nükleer müzakerelerin bazı dönemlerinde İran dış politikası için ‘gerginliğin azaltılması’ gerektiğinin altını çizdi.
Milletvekili Haşmetullah Falahat Biyşah, “Hiçbir ülkenin, farklı nedenlerle, İran gibi düşmanı yoktur” dedi. “Uluslararası, bölgesel ve ikili ilişkiler olmak üzere üç alanda gerginliği azaltma politikası takip etmeliyiz” açıklaması yapan milletvekili, diplomatik birimi üstlenen ismin gerginliğe yol açmaması gerektiğini vurguladı.
Falahat Biyşah, İran’ın komşu ülkeler ve bölge ile ilişkilerinde var olan ‘ciddi gerginliklere’ atıfta bulunduğu açıklamasında ayrıca “Bu gerginlikler, gerilim istemeyen bazı ülkeleri bölgesel ilişkilerde İran’ın yerini almaya itti” değerlendirmesinde bulundu.



Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, İsrail medyasında ordunun Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edebileceğine dair haberlerin yayınlanmasının ardından geldi. Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”

Netanyahu bugün, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş için yeni bir plan sunmak üzere bir güvenlik toplantısı düzenleyecek. Bu plan, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesini içerebilir. Öte yandan İsrail, kuşatma altında harap olmuş Gazze Şeridi’ne ticari malların kısmen girişine izin verdi.

yuıo
İsrail ordusuna ait bir araç, İsrail'in Gazze Şeridi ile olan güney sınırında hareket ediyor. (AFP)

Netanyahu'nun Kudüs'te güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek yeni talimatlar vermesi bekleniyor. Bu toplantı, Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin acılarına dikkat çekmek için New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

İsrail Kanal 12 televizyonu, Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı ile bir araya geleceğini bildirdi. Kanal, Netanyahu'nun ofisindeki üst düzey yetkililerin, açıklanacak kararlar arasında Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin de yer alacağını söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol etmesini istiyor.

Haberde, “Başbakanla görüşen bazı hükümet üyeleri, Netanyahu'nun esirlerin tutulduğu bölgeleri de kapsayacak şekilde savaşı genişletmeye karar verdiğini doğruladı” denildi.

Maariv ise “Karar verildi. Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmek üzereyiz” diye yazdı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün, “Gazze Şeridi'nde Hamas'ı yenmek ve esirlerin geri dönmesi için gerekli koşulları sağlamak, savaşın iki ana hedefi. Bunları gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

sdfrgtyh
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda yardımı almak için kamyonlara binen Filistinliler (Reuters)

Medyada tartışılan plan, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin öfkeli tepkisine neden oldu. Hükümet, ateşkes görüşmeleri konusundaki tutumunu değiştirmeyeceğini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Husam Bedran AFP’ye yaptığı açıklamada, “Top işgalcilerin ve ABD'nin sahasında. Ne yazık ki ABD işgali desteklemeye devam ediyor. Bu da ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasını fiilen geciktiriyor” dedi.

Baskılar

22 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney sınırına düzenlediği saldırının ardından başlayan 22 aylık çatışmanın ardından Netanyahu, birçok cephede baskı altında.

İsrail'de, Gazze Şeridi'nde kalan 49 esirin aileleri, onların geri getirilmesi için ateşkes talep ediyor.

Uluslararası alanda ise insani yardım kuruluşları, ‘kitlesel açlık’ tehdidi altındaki Filistinlilere gıda yardımının ulaştırılması için baskı yapıyor. Batılı başkentler ise ABD ve İsrail'in şiddetli muhalefetine rağmen Filistin devletini tanıma planlarını açıkladı.

Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonundaki müttefikleri, savaşı, Gazze Şeridi'ni işgal etmek ve Batı Şeria üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmak için kullanmaya çalışıyor.

7 Ekim’deki Hamas saldırısında çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü. O zamandan beri İsrail, BM tarafından güvenilir olarak kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre çoğu sivil olmak üzere en az 61 bin 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bir askeri harekatla karşılık verdi.

Savaşın hedefleri

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in savaş hedeflerinin halen ‘düşmanı yenmek, esirleri kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak’ olduğunu vurguladı.

Bu açıklamaları, aralarında eski istihbarat teşkilatı başkanlarının da bulunduğu 550 eski İsrail güvenlik yetkilisinin, ABD Başkanı Donald Trump'a Netanyahu'ya baskı yapması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi çağrısında bulunmasının ardından geldi.

Bu yetkililer Trump'a hitaben yazdıkları açık mektupta şu ifadeleri kullandılar: “Mesleki görüşümüz, Hamas'ın artık İsrail için stratejik bir tehdit oluşturmadığı yönündedir... Tüm askeri hedefleri gerçekleştirdik ve bu savaş artık adil değil... İsrail'in güvenliğini ve kimliğini kaybetmesine yol açıyor.”

Öte yandan esir aileleri yaptıkları açıklamada, “22 aydır kamuoyuna, askeri baskı ve yoğun çatışmaların esirleri geri getireceği söylendi... Gerçek şu ki, savaşın genişlemesi esirlerin hayatını tehlikeye atıyor… Onlar zaten doğrudan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Netanyahu, İsrail'i ve esirleri yıkıma sürüklüyor” ifadeleri yer aldı.

Temel gıda maddeleri

İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ne ticari malların girişine kısmen izin vereceğini ve böylece bölgenin BM ve diğer uluslararası kuruluşların sağladığı insani yardıma olan bağımlılığını azaltacağını duyurdu.

COGAT tarafından yapılan açıklamada, “Mekanizmanın oluşturulması kapsamında, savunma kurumu, çeşitli kriterlere uymak ve sıkı güvenlik denetimlerinden geçmek şartıyla sınırlı sayıda yerel tüccarı kabul etti” denildi.

İsrail, mart ayı başından itibaren Gazze Şeridi'ne abluka uyguladıktan sonra mayıs ayında ablukayı kısmen hafifleteceğini duyurdu ve Washington ile koordineli olarak, uluslararası kuruluşların eleştirilerine maruz kalan tartışmalı Gazze İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla yardım dağıtım sistemi kurdu. Son dönemde Gazze Şeridi'nde insani kriz ve temel ihtiyaç maddelerinin eksikliği daha da kötüleşti.

Geçen ay yardım konvoyları ve havadan yardım atma operasyonları yeniden başladı. Ancak BM, bölgeye giren gıda miktarının kıtlığı önlemek için yeterli olmadığını düşünüyor.

COGAT'ın açıklamasında, teslim edilecek malların ödemesinin denetimli banka havalesi yoluyla yapılacağı, sevkiyatların ise ‘Hamas'ın müdahalesini önlemek’ için Gazze Şeridi'ne girmeden önce İsrail ordusu tarafından denetleneceği belirtildi.

Yeni mekanizma kapsamında izin verilen malların temel gıda maddeleri, meyve ve sebzeler, bebek maması ve sağlık ürünlerini içereceği belirtildi.

COGAT, dün 300'den fazla yardım kamyonunun Gazze Şeridi'ne girdiğini ve ‘şu anda dağıtılmayı beklediğini’ duyurdu. Ayrıca bölgeye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün, Almanya, Kanada ve Belçika ile iş birliği içinde 120 yardım paketi bırakıldı.