Koronavirüsün ilk kez Hindistan’da keşfedilen varyantı Delta, diğer varyantlardan daha bulaşıcı olması ve birden fazla ülkede hızla yayılması ile küresel olarak büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Bilimsel konularda uzmanlaşmış olan ABD’li yazar Faye Flam, Bloomberg News’in yayınladığı bir raporda, mutasyona uğramış Delta varyantının pandemi çerçevesinde yeni korku hikayesi oluşturduğunu belirtti. Flam varyantın ABD’de ölüm sayısında veya hastaneye yatışlarda bir artışa neden olmadığını ancak ülkede bulunduğuna yönelik haberlerin, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü kutlamalarına gölge düşürdüğünü söyledi.
Halk sağlığı uzmanlarının tepkisi şaşırtıcıydı, zira çelişkili öneriler, bilgiler ve tutarsız görünen bilimsel gerçekler yayınladılar. Sonuç olarak ise, Kovid-19 pandemisinin ilk aşamalarında olduğu gibi, gereksiz bir kafa karışıklığı ve öfke ortamının oluşması oldu.
Aşılı kişilerin koruyucu maske takması gerekip gerekmediği gibi soruların cevapları, bu soruların kime yönlendirildiğine göre değişiyor. Aynı şekilde ekonomik hayatın normale dönme ihtimaline ilişkin uzmanlar görüşleri de farklılık gösteriyor.
Yerel koşullar
Bazı uzmanlar bu sorunların yerel koşullara bağlı olduklarını söylüyorlar. Beyaz Saray Sağlık Danışmanı Dr. Anthony Fauci aşılama oranı düşük vaka sayılarının ise yüksek olduğu Alabama Eyaleti’nde herkesin maske takması gerektiğini söylüyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Başkanı Rochelle Walensky, aşılama oranın üçte birin altında olduğu tüm topluluklarda kapalı alanlarda maske takmasını tavsiyesinde bulundu. Bununla birlikte Los Angeles, nispeten yüksek bir aşılama oranına sahip olmasına rağmen aşılı kişilerin de maske takmasını istiyor.
İlk kez Hindistan’da keşfedilen Delta varyantı, İngiltere’de keşfedilen Alfa varyantından daha bulaşıcı bir varyant. Söz konusu varyant, son derece bulaşıcı olması sebebiyle geçen baharda çift maske takma çağrılarına neden olmuştu. Delta, ABD halk sağlığı yetkililerinin, koronavirüse karşı güvenlikleri konusunda insanlara tek tip davranış standartlarına uymaları çağrıları yapmak yerine, kendi kararlarını vermeye teşvik ettiği sırada bir tehdit olarak ortaya çıktı.
Maske kullanımı
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Mayıs ayında maske kullanımına ilişkin tavsiyelerini hafifletti, CDC Başkanı Rochelle Walensky, aşı dozları tam olan kişilerin pandemi nedeniyle yapmayı bıraktıkları şeyleri yapmaya başlayabileceklerini açıkladı. Bu tutum değişikliğinin ardında, Delta da dahil olmak üzere tüm Kovid-19 varyantlarına karşı etkili görünen son derece etkili aşılar vardı. Bununla birlikte kişisel sorumluluğa odaklanmaya geçilmesi, politik ve ahlaki bir değişimi temsil ediyor. Bu nedenle, tavsiyelerin ve kuralların farklı olması, şaşırtıcı değil. Dünya Sağlık Örgütü WHO, aşılı kişilerin de kapalı alanların çoğunda maske takmaları gerektiğini belirterek Los Angeles’a katılıyor ancak CDC maske takma kararlarının bölgelere, şirketlere ve bireylere bırakılması gerektiğini belirtiyor.
Walensky ABD’deki aşıların dünyanın çoğu yerinden çok daha fazla olduğunu ve bazı eyaletlerde diğerlerine göre daha geniş çapta olarak kullanıldığını açıkladı. Bu nedenle CDC ile WHO’nu tavsiyelerinin bilimsel olarak desteklendiği söylenebilir. Ancak bilim aynı zamanda, aşılanmış kişilerin, Delta varyantı ile enfekte olsalar bile ciddi semptomlar geliştirmelerinin ve başkalarına bulaştırma ihtimalinin çok düşük olduğunu da gösteriyor.
Bu bilimin başlı başına doğru bir halk sağlığı politikası için bir formül sunmamasının sebebidir. Viroloji ve epidemiyoloji bilimleri, insanlara bir şeyin ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir tahmin verebilir. Ancak sınırı aşan risklerin büyüklüğünü veya büyük bir yük uygulayan hafifletme önlemlerinin hangileri olduğunu belirtemezler.
İngiltere’deki St Andrews Üniversitesi’nde enfeksiyon hastalıkları uzmanı Müge Çevik, aşı dozlarının tamamı yapıldıktan sonra enfeksiyon riskinin yüzde 60 ila yüzde 80 oranında düştüğünü gösteren veriler olduğunu söyledi. Bu, şüphesiz bir şekilde Delta varyantının etkili olduğu yerlerde hastanelerdeki yoğunluğun ve ölümlerin niçin artmadığını açıklıyor.
Gençlerin aşılanması
Yazar şu soruyor: Kimler enfeksiyon karşısında savunmasız? Çevik bu soruya, aşısız gençlerin yanı sıra virüse karşı en büyük tehlikede olan mesleklerin taksicilik, otobüs şoförlüğü ve otelcilik sektöründe çalışanlar olduğunu söylüyor ve bu sektörlerde çalışan kişilerden çok azının aşılandığını söylüyor. Maruz kaldıkları tehlike, her gün kapalı alanlarda çok sayıda insanla uzun süreli temas kurmalarından kaynaklanıyor. Çevik aşı olan ve daha sonra enfekte olan kişilerden neredeyse hiçbirinin ciddi bir hastalık geliştirme tehlikesinin olmadığını söylüyor.
Dünyanın genelindeki maske kullanımı savunan kişiler, maske kullanımının vakaların arttığı ve aşıların yaygın olmadığı 2020’de değerli bir strateji olduğunu ancak ne kadar kişinin maske takmasının yardımcı olduğunun hala iyi bir şekilde belirlenmediğini belirttiler. Maske kullanımı için sert bir baskı uygulayan iki doktor, o dönemde Mayıs 2021’e kadar ABD’de maskelere ihtiyaç kalmayacağını söylemişlerdi. Çevik, Delta varyantı ile ilgili en büyük sorunun aşılama oranlarının düşük olduğu ülkelerde yaşanacağını söyledi. ABD’de de varyantın asıl etkisi aşı olmamış kişiler üzerinde olacak zira varyantın artan bulaşma gücü, sürü bağışıklığı tarafından dolaylı olarak korunma olasılıklarının daha düşük olmasına neden olacak.
Bununla birlikte, uzmanlar nüfusun yarısından fazlasının aşılandığı ve enfeksiyon geçirenler arasında yaşlılar veya hastaların oranının yüksek olduğu eyaletlerde yeni bir ölüm dalgasını veya yoğun bakım ünitelerinde kalabalık oluşmasını beklemiyor. Aşılanmış bazı kişilerin hafif bir enfeksiyonun ardından uzun süreli komplikasyonlar geliştirmesi veya immünospresif ilaçlar kullanan kişilerde bazı ciddi enfeksiyon gelişmesi teorik olarak hala mümkün olarak kalıyor. Dolayısı ile tehlike sona ermiş değil ancak delta varyantı bizi 2020’ye geri götürmesi de söz konusu değil.