Irak kuvvetleri, Kazımi’yi ‘Nasıriye yangını’ dolayısıyla sorgulamak için imza topladı

Iraklılar, Nasıriye’deki hastane yangınında hayatını kaybedenler için mum yaktılar (AFP)
Iraklılar, Nasıriye’deki hastane yangınında hayatını kaybedenler için mum yaktılar (AFP)
TT

Irak kuvvetleri, Kazımi’yi ‘Nasıriye yangını’ dolayısıyla sorgulamak için imza topladı

Iraklılar, Nasıriye’deki hastane yangınında hayatını kaybedenler için mum yaktılar (AFP)
Iraklılar, Nasıriye’deki hastane yangınında hayatını kaybedenler için mum yaktılar (AFP)

Irak’ın Zikar şehrinde “korona” hastalarını için tecrit hastanesinde çıkan yangının yansımaları ülkedeki tüm siyaset sahnesini etkilemeye devam ediyor. Haber ajanslarının aktardığına göre Sağlık Bakanlığı, 100’e ulaşan vefat sayısına dair ortalıkta dolaşan rakamları reddederek felaketin boyutlarını hafifletmeye çalışıyor. Bazı siyasi güçler ise kendilerini olaydan soyutlamaya ve yaşananlardan tamamen hükümeti sorumlu tutmaya çalışıyorlar.
Sağlık Bakanlığı dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, "Kazada hayatını kaybedenlerin sayısı abartılıyor. Medyada dolaşanlara göre sayıları 100'den fazla. Ancak 39'u kimliği tespit edilmiş, 21'i ise kimliği hala belirlenememiş olmak üzere bu rakam 60’ı geçmiyor” dedi. Buna rağmen görgü tanıkları, birçok insan hakları örgütü ve aktivistler yangının üçüncü gününde enkaz altında çok sayıda cesedin var olduğuna dair trajik hikayeler, vakalar ve rakamlar yayıyorlar.
Ayrıca bu olay, 10 Ekim'de yapılması planlanan erken seçim kampanyasının başlamasına denk geldiği için siyasi çevreler tarafından kısa sürede fırsat aracı olarak kullanılmaya başlandı. Çeşitli siyasi güçler ve partiler, başkentteki büyük otellerde seçim kampanyası için yer ayırtmışken programlarını ve adaylarının isimlerini duyurma törenlerini kurbanlara saygıdan dolayı ertelediler. Diğer siyasi partiler de Nasırıye'daki el-Hüseyin Hospital'da yaşananlardan kendilerini soyutlamaya ve Başbakan Mustafa el-Kazımi hükümetini sorumlu tutmaya çalışıyor.
El-Kazımi ise buna karşılık, krizi kontrol altına almak, nedenlerini öğrenmek ve sorumlulardan hesap sormak için elini çabuk tuttu. Spor ve Gençlik Bakanı Adnan Dirjal başkanlığında bir yüksek bakanlar komitesi kurarak hastanenin üst düzey yetkililerinden birini gözaltına aldı. Irak yargısı da bu olay ile ilgili suçlanan 13 kişi hakkında tutuklama emri çıkardı.
Olayın üçüncü gününde Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih ve el-Kazımi, hala dünya liderlerinden taziye ve Irak'ın bu zorluğu aşmasına yardım etmeye hazır olduklarını bildiren mesajlar alıyorlar.
Siyasi olarak, el-Kazımi'yi sorgulamak ve belki de yaşananların ardından el-Kazımi hükümetine olan güveni geri çekmeye çalışmak için imza toplamaya yönelik bir parlamenter hareket var. Siyasi gözlemcilere göre bu girişim bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor. Bu bir yandan, sorumluluğu, durumu düzeltmeyi taahhüt eden hükümete yükleyip, kendilerinin sorumlu olmadığının halka duyurulması, diğer yandan seçimlerin üç ay sonra planlanan tarihten sonraya ertelenmesi anlamına geliyor.
Bu gözlemciler, hükümetin güvenoyu ile düşürülmesinin ve görevden alınmasının, olayı alternatif bir hükümetin seçilmesine kadar götürecek bir eylem olduğuna ve bu hükümeti geçici bir hükümet haline getireceğine inanıyor. Siyasi farklılıkların derinliği nedeniyle alternatif bir hükümet hazır olmadığı için, yeni bir hükümet kurma süreci birkaç ay daha sürebilir, bu ise pratikte anayasal bir boşluğa girmek anlamına gelir ve bu nedenle seçimler ertelenebilir.
Diğer yandan eski başbakan adayı olan Irak El-Vefa Hareketi Sekreteri Adnan el-Zarfi, devlet kurumlarında tekrarlanan yangınların seçim sürecini bozmayı amaçladığını ifade etti. Elektrik kulelerinin hedef alınmasının son derece tehlikeli olduğunu” belirten el-Zarfi, “Siyasi sistemin ve hükümetin, işlerin ne boyuta geldiğinin farkında olmadığını söyleyebileceğimiz bir zamanda elektrik kulelerinin hedef alınması, ısrarla gerçekleştirilen sabotaj eylemlerinin bir parçasıdır” dedi.
El-Zarfi dün televizyonda yaptığı açıklamalarda, "Yabancı güçlerin Irak'tan çıkarılmasıyla ilgili bir sorundan bahsedip duran, ancak insanların yaşamlarıyla ilgili diğer sorunları görmezden gelenler var" dedi. El-Zarfi, ülkedeki istihbarat sisteminde bir aksaklık olduğunu düşünürken, "istihbarat bilgilerinin sağlanmasında uluslararası bir grubun yardımına başvurulması" çağrısında bulundu. El-Zarfi, Irak'taki sorunun kaynağının iktidarın siyasi aklı olduğunu belirtti ve “Irak vatandaşının şehit unvanına ihtiyacı yok çünkü vatandaş yaşamak istiyor, hükümet çöküyor ve vatandaşlar şehit oluyor” dedi. Aynı zamanda, "kontrolsüz silahlarla ilgili sloganlardan vazgeçilmesi, göstericilerin ve aktivistlerin katillerinin ortaya çıkarılması" çağrısında bulundu.
Irak'taki “Siyasi Düşünce Merkezi”nin başkanı Dr. İhsan el-Şemmari, Şarku'l-Avsat’a yaptığı açıklamada, “Kendinden kopuş, siyasi güçlerin benimsediği kötü yönetim, planlama ve yolsuzluk alanlarında sorumluluk almama gibi stratejilerin sonucudur. Özellikle geleneksel siyasi güçler, önceki hükümetlerdeki yönetimleri sebebiyle halkın öfkesini kazandıklarını çok iyi biliyorlar. Bu nedenle, yaptıkları hataları nasıl affettirebileceklerini araştırıyorlar ve devleti kurum olarak tutmanın onları halkın öfkesinden kurtarabilecek en iyi şey olduğunu farkediyorlar” dedi. El-Şemmari, “Bu siyasi güçlerin, el-Kazımi'nin yeniden yükseliş olasılığı konusundaki endişelerinin başka bir yönü daha var. Bu siyasi güçlerin özellikle Sadr hareketinden ve diğer güçlerden kendilerine destek bulmaları, onları, başbakanı devirme stratejisi olarak adlandırılabilecek bir strateji doğrultusunda çalışmaya teşvik ediyor” dedi.
El-Şemmari, "Bu siyasi güçler, el-Kazımi'yi saf dışı ederek siyasi ağırlıklarını kanıtlamak istiyorlar. Bu nedenle el-Kazımi’nin sorgulanması hakkındaki yaptıkları konuşmalar, onların hizmetlerle ve diğer konularla ne kadar ilgilendiklerini kanıtlamak için kullandıkları önemli argümanlardan biri olabilir. Bu girişimler, bu siyasi güçler ile silahlı grupların ve el-Kazımi'nin siyasi cepheleri arasındaki çatışmanın bir parçası. Dolayısıyla onlar, “el-Kazımi'nin yaşananlarda sorumlu olduğu” imajını pazarlamaya çalışıyorlar. Ayrıca el-Kazımi göreve geldiği zaman ona verdikleri destekten de kademeli olarak vazgeçmek istiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.