‘Generallerin güzü’ Cezayir’de eşi görülmemiş bir yolsuzluğu gün yüzüne çıkarıyor

Yolsuzluk ve eski rejimin sembolleri ile mücadele edilmesi talebiyle başkent sokaklarında yapılan gösterilerden bir kare. (AFP)
Yolsuzluk ve eski rejimin sembolleri ile mücadele edilmesi talebiyle başkent sokaklarında yapılan gösterilerden bir kare. (AFP)
TT

‘Generallerin güzü’ Cezayir’de eşi görülmemiş bir yolsuzluğu gün yüzüne çıkarıyor

Yolsuzluk ve eski rejimin sembolleri ile mücadele edilmesi talebiyle başkent sokaklarında yapılan gösterilerden bir kare. (AFP)
Yolsuzluk ve eski rejimin sembolleri ile mücadele edilmesi talebiyle başkent sokaklarında yapılan gösterilerden bir kare. (AFP)

Cezayir cezaevleri, mevcut rejime karşı geniş çaplı bir ayaklanmanın çıktığı 2019 yılından beri olduğu gibi daha önce hiç bu kadar sayıda üst düzey sivil ve askeri yetkiliye kucak açmamıştı. Bu süre zarfında sivil yargı, iki başbakan ve 18 bakanı hapse atarken, askeri mahkemeler 30 generali ve çok sayıda düşük rütbeli subayı ciddi yolsuzluk suçlamalarıyla hapse attı.
Gözlemcilere göre, cezaevlerinin bu “olağanüstü misafirleri” ağırlaması, ülkede rekor düzeyde rüşvete başvurulduğunun ve kamu parasının zimmete geçirildiğinin kanıtı niteliğinde. Hapishaneye giren son kişi, Savunma Bakanlığı’na bağlı Eski Askeri Sanayiler Müdürü Tümgeneral Raşid Şevaki oldu. Şevaki askeri savcı tarafından yolsuzlukla suçlanarak geçtiğimiz Çarşamba günü tutuklu yargılanmak üzere Buleyde Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Buleyde Askeri Cezaevi’nin hücrelerinde Ordu Kurmay Komutanlığı ve İstihbarat Teşkilatı’ndan üst düzey yetkililer bulunuyor.
Bunların arasında en öne çıkan isimlerden biri “mevkisinin verdiği gücü yasadışı kâr elde etme amacıyla kullanmakla” suçlanan Eski İç Güvenlik (ordu istihbaratı) Genel Müdürü General Beşir Tartag. Tartag’ın adı, geniş yetkileri sayesinde projeler yapmak için “sembolik bir ücret karşılığında” toprak parçaları alan “eski Cumhurbaşkanı Buteflika'nın gayri meşru kızı”nın davasında geçiyordu. Aynı davada, İç Güvenlik biriminin başkent şubesinin eski müdürü olan albay rütbesinde bir subay da tutuklanmıştı. Bu yılın başında Tartag, "orduya karşı komplo kurma" suçlamasından beraat ederek askeri hapishaneden sivil bir hapishaneye nakledildi. Aynı şey Eski Emniyet Müdürü ve Cumhuriyet Muhafızları Müdürü Tümgeneral Abdulgani Hamil’in de başına geldi. Geçen yıl başkentteki bir mahkeme tarafından 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Hamil şu anda sivil bir hapishanede tutuluyor.
Askeri hapishaneye giren ilk generallerin isimleri şöyle; eski Jandarma Komutanı Menad Nevbe, eski Birinci Bölge Komutanı Habib Şentuf, eski İkinci Bölge Komutanı Said Bay, eski Dördüncü Bölge Komutanı Abdurrezzak Eş-Şerif, eski Savunma Bakanlığı Maliye Müdürü Bucuma Budevavir. Bu beş yüksek rütbeli subay hapis cezasına çarptırılmıştı. Askeri yargı geçtiğimiz günlerde, eski Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri ve Askeri Anlaşmalar Direktörü Tümgeneral Abdulhamid Geris’i, Hirak aktivistlerinin hapse atılmasını haklı çıkarmak için adlarını kötülemek amacıyla internet üzerinden yalan yanlış bilgiler yayan subaylardan oluşan bir şebekeye liderlik etmek de dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla hapis cezasına çarptırdı. Suçlamaların içerisinde silah satın alma sözleşmeleri ve anlaşmaları ile bağlantılı yolsuzluk suçlamaları da yer alıyor. Aynı zamanda geçen sene eski İç Güvenlik Genel Müdürü General Vasini Buazze 2019 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini eski bir bakan olan İzzeddin Mihubi lehine çevirmek için sivil yetkililere baskı yapmak da dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla hapis cezasına çarptırılmıştı.
Eski Ordu Emniyet Müdürü General Cebbar Muhenna, 3 yıldır tutuklu yargılanmak üzere cezaevinde tutuluyor. Muhenna “Askeri Yüksek Komutanlığı’nın emirlerini çiğnemek” ve “gayrimeşru yollardan zenginleşme” suçlamalarıyla karşı karşıya. Birkaç ay önce eski İstihbarat Teşkilatı Terörle Mücadele Dairesi Müdürü General Hassan Ayt Va’rabi beş yıllık hapis cezasını tamamladı. Ayt Va’rabi “askeri belgeleri imha etmekle” suçlanmıştı. Çok sayıda üst düzey subay Avrupa'da siyasi sığınmacı olarak yaşıyor. Kovuşturma altında olan bu subaylar gıyabi hapis cezasına çarptırıldılar.
Medya üst düzey askeri personellerin hapis cezasına çarptırılmasını ve kovuşturulmasını “generallerin güzü” olarak tanımlıyor. Medya bu tanımı generallerin sahip oldukları yüksek mertebelerin, büyük güçlerin ve sınırsız yetkilerin kendi ayaklarına dolandığını ve sefaletlerinin sebebi olduğunu ifade etmek için bir kinaye olarak kullanıyor. Generallerin avukatları ve aileleri “rejimin halkın öfkesini dindirmek için aleyhlerinde suçlamalar uydurarak generallerden kurtulduğunu” öne sürüp “hesaplaşmaların kurbanı olduklarını” söylüyorlar.
El-Harraş ve Kalia cezaevlerinde iki eski başbakan Ahmed Uyahya (15 yıl hapis), Abdulmalik Selal (12 yıl hapis) ve üçü kadın olmak üzere 18 bakan bulunuyor. İçlerinde 90 yaşına merdiven dayamış eski Aile ve Dayanışma Bakanı Cemal Veled Abbas da yer alıyor. Hepsi rüşvet, yasadışı kâr sağlama ve akrabalara ve tanıdıklara gayrimeşru imtiyazlar sağlamakla suçlanıyor. Yargının en son hapse attığı kişiler ise eski Su Kaynakları Bakanları Arezki Baraki ve Hüseyin Nasib oldu.



Sudan’da 19 Aralık devriminin yıldönümü, çatışmaları durdurun çağrısıyla anıldı

Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
TT

Sudan’da 19 Aralık devriminin yıldönümü, çatışmaları durdurun çağrısıyla anıldı

Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)

Sudanlı siviller, Beşir iktidarını deviren Aralık Devrimi’nin yıldönümünü ülkenin çok sayıda kentinde düzenledikleri protesto eylemleriyle andı. Sosyal medya üzerinden yapılan kampanyalarla desteklenen bu etkinliklerde, savaşın durması ve sivil yönetime dönüş çağrısı öne çıktı.

Bu gelişmeler yaşanırken, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Güney Kordofan Eyaleti’nin başkenti Kadugli yakınlarındaki “Brno” kasabasının tamamında kontrol sağladığını duyurdu. HDK, kasabada geçtiğimiz ay yeniden hâkimiyeti ele alan orduya karşı bölgedeki varlığını güçlendirdiğini bildirdi.

HDK tarafından yapılan açıklamada, güçlerin sert çatışmaların ardından Güney Kordofan’ın kuzeydoğu kırsalında yer alan Brno’da “önemli saha kazanımları” elde ettiği belirtildi. Ordu birliklerinin ağır topçu ve zırhlı araçlarla bölgedeki HDK mevzilerine saldırdığı ileri sürülen açıklamada, çatışmaların sonunda HDK’nın kasabaya tamamen hâkim olduğu ve çevre hattında konuşlandığı kaydedildi.

Brno, Güney Kordofan eyaletinde yer alan ve başkent Kadugli’ye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan önemli bir tarım bölgesi olarak biliniyor. Ordu, kasabayı 17 Kasım’daki şiddetli çatışmaların ardından HDK ve müttefiki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi–Kuzey’den geri almıştı.

Kordofan’da kuşatma genişliyor

HDK ve müttefiki Abdulaziz el-Hilu’ya bağlı Sudan Halk Kurtuluş Hareketi, Güney Kordofan’ın Kadugli ve Delenc dahil birçok stratejik kentini kuşatma altında tutuyor. Hareket, Kadugli’nin güneydoğusundaki Kauda bölgesini de kontrol ediyor.

Orduya bağlı 22’nci Tümen’in Batı Kordofan’daki Abnusa’da ele geçirilmesinin ardından HDK, Güney Kordofan üzerindeki baskıyı arttırdı ve eyaletin ana kentlerini ağır topçu ve SİHA saldırılarıyla hedef almaya başladı. Kadugli ve Delenc bu saldırıların merkezinde bulunuyor. Ordu da HDK mevzilerine topçu atışları ve insansız hava araçlarıyla karşılık veriyor.

Bu hafta boyunca HDK, Kuzey ve Güney Kordofan eyaletlerindeki birçok kente intihar tipi ve saldırı amaçlı SİHA operasyonları düzenledi. Saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti; ölenler arasında BM barış gücü misyonu UNISFA’dan altı asker de bulunuyor. HDK’ya bağlı SİHA’lar perşembe günü ülkenin kuzeyindeki Atbara kentini de vurdu; en az beş kişi yaşamını yitirdi. Şehrin elektrik santralinin hedef alınması, bazı eyaletlerde elektrik kesintilerine yol açtı.

19 Aralık anmaları ve protestolar

Savaştan kaynaklanan baskı ortamına rağmen aktivistler, Aralık Devrimi’nin beşinci yıldönümünü anmak için protesto çağrıları yaptı. Sosyal medya platformlarında “çevrim içi gösteriler” düzenlendi, sivil yönetime dönüş talebi yeniden gündeme taşındı.

sxdfrgt
19 Aralık Devrimi’nin yıl dönümünü kutlamak için Facebook’ta yayımlanan bir afiş

Başkent Hartum’un ikiz şehri Omdurman’da yüzlerce genç, devrimin sloganlarını atarak meydanlarda toplandı. Polis, göstericileri göz yaşartıcı gazla dağıttı. “Özgürlük, Barış ve Adalet” ile “Ordu kışlaya, Cancavid dağıtılsın” sloganları öne çıktı.

Tanık ifadelerine göre, polis bazı alanlarda cop kullanarak göstericileri dağıttı ve Şambat Köprüsü yakınlarında da kovalamaca yaşandı.

Port Sudan’da da benzer protestolar düzenlendi. Protestolarda savaşın sona ermesi talep edildi. Gedaref Eyaleti’nde ise çok sayıda gösterici gözaltına alındı.

Çevrim içi platformlarda Aralık Devrimi’nin kazanımlarının savaşla hedef alındığı vurgulandı ve sivil yönetime dönüş çağrıları yinelendi. Aktivistler, protestoları “baskı, korkutma ve işbirliği suçlamalarına karşı bir meydan okuma” olarak niteledi.

Sudan’da 19 Aralık, 2018’de Atbara’da ekmek fiyatlarına karşı başlayan ve tüm ülkeye yayılan protestoların yıl dönümü olarak biliniyor. Bu gösteriler, Nisan 2019’da Ömer el-Beşir yönetiminin devrilmesine yol açmıştı. 25 Ekim 2021 darbesinin ardından ise bu tarih, sivil yönetim ve demokratik geçiş taleplerinin simgesi hâline geldi.


Gazze ateşkes sürecin geleceği Miami’de şekilleniyor

Güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus’ta, hayır mutfağında dağıtılan gıda yardımlarını almak için bekleyen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus’ta, hayır mutfağında dağıtılan gıda yardımlarını almak için bekleyen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkes sürecin geleceği Miami’de şekilleniyor

Güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus’ta, hayır mutfağında dağıtılan gıda yardımlarını almak için bekleyen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus’ta, hayır mutfağında dağıtılan gıda yardımlarını almak için bekleyen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişte yaşanan tıkanıklık sürerken, ABD’nin Florida eyaletindeki Miami kentinde arabulucuları bir araya getiren yeni bir görüşme gerçekleştiriliyor.

Arabulucuların, “anlaşmanın ikinci aşamasına dair bir taslağın ele alınacağını” söylediği toplantı, uzmanlara göre “İsrail’in geri çekilme mekanizmasının nasıl uygulanacağı, istikrar güçlerinin konuşlandırılması ve Hamas’ın silahsızlandırılması” gibi başlıklarda ortaya çıkan boşlukları gidermeye yönelik adımlar kapsamında değerlendiriliyor. Aynı uzmanlar, gelecek ay somut ilerleme ihtimalinin bulunduğunu aktarıyor.

Miami’de düzenlenen toplantı, ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Steve Witkoff’u, Katar, Mısır ve Türkiye’den üst düzey yetkililerle bir araya getiriyor. Görüşme; ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmeyi amaçlıyor. Beyaz Saray’dan bir yetkili de Perşembe günü AFP’ye yaptığı açıklamada süreci doğruladı.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Çarşamba günü Washington ziyareti sırasında, arabulucuların Cuma günü ikinci aşamaya ilişkin taslak üzerinde görüşmek üzere hazırlanmakta olduğunu duyurdu.

Toplantı öncesinde açıklama yapan Hamas Siyasi Büro üyesi Basim Naim ise, “Halkımız bu görüşmelerden, İsrail tarafından işlenen ihlallerin tamamen durdurulmasını ve işgalin Şarm eş-Şeyh anlaşmasının gerekliliklerine uymasının sağlanmasını bekliyor” ifadelerini kullandı.

Filistinli siyasi analist Dr. Ayman el-Raqab, “Miami toplantısının, İsrail’in çekilme sürecinin uygulanması, istikrar güçlerinin konuşlandırılması ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına ilişkin boşlukların giderilmesine yönelik bir girişim olduğunu” belirtti ve mevcut diplomatik hızın sürmesi halinde gelecek ay somut adımların gündeme gelebileceğini söyledi.

Raqab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Washington’dan beklentinin, Miami toplantısında anlaşmanın uygulanmasını desteklemesi gerektiğini; Gazze’nin bölünmesi ya da yeni bir Refah düzeni oluşturması yönünde adımlardan uzak durması olduğunu ifade etti. Raqab “İkinci aşamadaki boşluklar, İsrail’in çekilmesinin uygulanması, istikrar güçlerinin konuşlandırılması ve Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla ilgili. Bu nedenle yapılması gereken, İsrail’in beklentilerine hizmet eden Amerikan tasarıları değil, uygulamaya yönelik somut çözümler üretmektir” dedi.

 

Öte yandan

edfvf
Gazze’nin Rimal Mahallesi’nde, 2023 yılında yıkılan bir binanın enkazında Selim ailesinin cenazelerini arayan Filistinli sivil savunma görevlileri (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Cuma günü Kahire’de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede, BM Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının uygulanmasının ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde çalışmasının önemini vurguladı. Lavrov da Gazze’de ateşkesin sürdürülmesi için diplomatik çabaların devam etmesi gerektiğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Abdulati, aynı gün Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf ile de bir araya gelerek, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi, ikinci aşamanın yükümlülüklerinin hayata geçirilmesi, insani yardımların engelsiz geçişi, erken iyileşme ve yeniden inşa sürecinin başlaması için koşulların oluşturulması konularını ele aldı. Abdulati ayrıca, Filistin topraklarının bütünlüğünü tehlikeye atabilecek veya Filistin meselesini tasfiye etmeye yönelik her türlü adıma karşı olduklarını belirtti.

AB Konseyi de Brüksel’de düzenlenen AB zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, BM’nin 2803 sayılı kararını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Karar, Gazze’de çatışmanın sona erdirilmesi planı kapsamında geçici “Barış Konseyi” ve “uluslararası istikrar gücü” oluşturulmasını öngörüyor. AB liderleri, kararın tam uygulanmasının önemini vurguladı ve Gazze’de kalıcı güvenlik istikrarının sağlanması gerektiğini kaydetti. Avrupa Birliği ayrıca uluslararası hukuka ve iki devletli çözüme bağlılığını yineledi.

Dr. el-Raqab, Mısır’ın, Katar ve Türkiye ile birlikte ilerleme sağlanması konusunda umutlu olduğunu ve bu sürecin Avrupa desteğiyle güçlendiğini ifade etti. Ayrıca, ay sonunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Donald Trump arasında yapılması beklenen görüşmenin sürecin seyrinde belirleyici olacağını söyledi.


Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.