Sisi'den Johnson'a: Mısır'ın su güvenliğine bağlıyız

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (EPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (EPA)
TT

Sisi'den Johnson'a: Mısır'ın su güvenliğine bağlıyız

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (EPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (EPA)

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile önceki günün akşamı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre Abdulfettah es-Sisi, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'a "Mısır'ın Nil suları üzerindeki tarihi haklarına, şimdi ve gelecekte Mısır'ın su güvenliğine sıkı sıkıya bağlı kalacağını" belirtti. Johnson’un ise, sorunun adil bir çözüme kavuşması için müzakere sürecini yeniden başlatma çabalarına desteğini ifade etti.
Sisi görüşmede, Hedasi (Nahda) Barajının doldurulması ve işletilmesinde kapsamlı, adil ve bağlayıcı bir anlaşmaya varılması amacıyla müzakere sürecinin ciddiyetle yürütülmesine ve siyasi iradenin zorlamasında uluslararası toplumun sorumluluk almasına ihtiyaç olduğunu belirtti.
Mısır, Sudan ve Etiyopya, Rönesans Barajı'nın çalışma şekli konusunda bir anlaşmaya varmak için 10 yılı aşkın süredir müzakere yürütüyor. Kahire ve Hartum'dan gelen itirazlara rağmen Addis Ababa iki gün önce barajın ikinci dolum aşamasının tamamlandığını duyurdu.
Hedasi Barajı ile ilgili Mısır-İngiltere teması kurulurken, aynı dosyada eş zamanlı olarak bir başka gelişme daha kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Afrika Birliği'nin dönem başkanı Demokratik Kongo Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi ile telefonda görüştü. Blinken, Afrika Birliği'nin çatışmayı azaltmada ve Rönesans Barajı anlaşmazlığı konusunda arabuluculuktaki rolünün önemini vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, İngiltere ile yapılan görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada: “Başta ticaret, yatırım, sağlık, güvenlik iş birliği ve terörle mücadele çabaları olmak üzere iki ülke arasındaki ilişkilerde en önemli dosyalar ele alındı. Bunun yanı sıra bölgedeki son gelişmeler ve Rönesans Barajı konusunda görüş alışverişi yapıldı. Son dönemde ikili ilişkilerdeki iş birliğinin tanık olduğu olumlu gelişme övgüyle karşılandı. Görüşmede Mısır ve İngiltere arasındaki özel ilişkilerin altı çizilirken Orta Doğu, Afrika ve genel olarak dünyanın karşı karşıya olduğu ciddi zorluklar çerçevesinde, bölgesel ve uluslararası dosyalarda iş birliği, diyalog ve koordinasyonu geliştirmenin sürdürülmesi konularına vurgu yapıldığını” belirtti.
Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, özellikle terörle mücadele, yasadışı göç ve sınırların güvenliği konuları başta olmak üzere güvenlik, askeri ve istihbarat alanlarında iş birliğini güçlendirme ve geliştirmenin önemi konusunda fikir birliğine varıldı. Kahire, özellikle Mısır ekonomisinin yatırımları teşvik etme çabaları kapsamında tanık olduğu olumlu gelişmeler üzerine, ekonomik iş birliğini geliştirme ve daha fazla İngiliz yatırımını çekmeyi arzu ediyor. Mısır'da uygulanmakta olan ulusal projelerin sunduğu umut verici yatırım ve endüstriyel fırsatların yanı sıra, Mısır'ın Arap ve Afrika okyanuslarında serbest ticaret için muafiyetlere sahip olduğu birçok coğrafi bölgenin pazarlarına ürün ihraç etme imkanına sahip olmasına da dikkat çekildi.
Görüşmede ayrıca, sağlık alanında iş birliğini en üst düzeye çıkarmanın yanı sıra, eğitim sektöründe İngiliz uzmanlığından yararlanma ve İngiliz ve Mısır üniversiteleri arasındaki iş birliğini güçlendirme dahil olmak üzere sağlık ve eğitim sektörlerinde iş birliğini geliştirmenin yollarına da değinildi. Özellikle, koronavirüs aşılarının üretiminde ortak iş birliğine ek olarak, uzman sağlık personelinin eğitimi konusu ele alındı.
Küresel iklim krizi çerçevesinde iklim sorunlarıyla ilgili olarak, iki taraf, Birleşik Krallık'ın bu yılın sonunda Glasgow'da ev sahipliği yapacağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın bir sonraki oturumunun uluslararası toplumun çalışmalarını geliştiren güçlü sonuçlara ulaşması için koordinasyonun artırılmasının önemini vurguladı.  İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlanması konularına öncelik verilmesi ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için finansman yönünden desteklenmesi, teknolojik ve teknik desteğe erişmeleri konuları ise ayrıca görüşüldü.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, “Görüşmede, ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel dosyalardaki gelişmeler tartışıldı. Filistin meselesindeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Bu bağlamda İngiltere Başbakanı, Mısır'ın 500 milyon dolar ayırarak Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etme girişiminde bulunmasını övgüde bulundu. Mısır’ın girişimiyle İsrail ve Gazze arasında sağlanan ateşkesi sürdürmenin en yüksek öncelik olduğunu vurguladı. Önümüzdeki dönemde ateşkesi sağlamlaştırmaya yönelik daha fazla önlem almak için harekete geçme ihtiyacının yanı sıra, istenilen siyasi yolun yeniden canlandırılması için uygun ortamın sağlanması konusunda gerekli koşulların hazırlanması ve iki taraf arasında ciddi ve yapıcı müzakerelerin başlatılması gereği vurgulandı” açıklamasını yaptı.
 



Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye’de ikamet eden İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Örgütü’nden bazı unsurların “Türk vatandaşlığı ve ikamet izni alamama ve üzerlerindeki güvenlik baskılarının artmasına ilişkin krizin devam ettiğini” söylemeleri, ‘Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği son güvencelere rağmen İhvan unsurlarının mevcut endişeleri’ hakkında soruları gündeme getirdi.

dwfwe
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği’nden bir heyet ile

bu ayın başlarında görüşmesinin ardından İhvan mensupları derin bir nefes aldıklarını ifade etmişlerdi. Nitekim bu görüşme, İhvan mensuplarına, son zamanlarda özellikle İstanbul’daki güvenlik kampanyaları ve ‘sınır dışı etme faaliyetleri’ konusunda net bir güvence mesajı verilmesine tanık olmuştu. Erdoğan “İkamet koşullarını ihlal edenler ve yasa dışı göçmenler dışında kimseye dokunulmayacağını” vurgulamıştı.

‘Mısır’daki şiddet olaylarında hüküm giyen’ İhvan’a bağlı Mısırlı Vaiz Vecdi Ganim, saatler önce iletişim sitelerinde yayınlanan bir videoda, Erdoğan ile yaptıkları görüşme dolayısıyla İhvan ve Müslüman Alimler Birliği’ni hedef alarak “toplantıya katılma yönünde kendisini davet etmemeleri ve 2014’ten beri ülkede bulunmasına rağmen Türk makamlarının kendisine ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddetmesi sorununu bugüne kadar gündeme getirmemelerini” eleştirdi.

Ganim’in videosu ile eş zamanlı olarak, bir kısmı İhvan’a bağlı olan ve Türkiye’de ikamet eden Mısırlıların sosyal paylaşım sitelerindeki sayfaları, “Erdoğan’ın güvencelerine rağmen durumlarının kesinleşmediğine ilişkin” şikayetlerle doldu. Abdullah eş-Şerif “Türkiye’nin İhvan’a karşı son zamanlardaki uygulamalarını” eleştirirken, Amr Abdulhadi “Türkiye’deki bazı İhvan” unsurlarını eleştirerek, “onları, bazılarının Türk vatandaşlığı alamaması ile ilgili krizin sebebi olmakla” itham etti. Muhammed Muntasır “Türkiye’nin İhvan unsurları, özellikle de gençlerinin aleyhindeki uygulamalarının sonlandırılması” çağrısında bulundu. Hüseyin Rıza ise Türkiye’de ikamet sıkıntısı yaşayanlara “İstanbul’u bırakıp geçici süreliğine civar illere gitmelerini” tavsiye etti.

Geçen mayıs ayında Türkiye’de yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından başta çoğu İhvan mensubunun yaşadığı İstanbul olmak üzere çeşitli illerde başlatılan ‘güvenlik kontrolü’ kampanyaları nedeniyle İhvan unsurları son dönemde büyük tedirginlik yaşadılar. Gerek ikameti bitip yenilemeyerek gerekse geçici vize ile giriş yapıp ikamet başvurusunda bulunmayarak ikamet şartlarını ihlal eden çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da ikamet eden Mısırlı yazar ve romancı Ali es-Savi, “Türkiye’de durumlarının yasallaşmasının göz ardı edilmesinden muzdarip birçok kişi var ve bunlar örgütle bağlantılı” dedi. Savi, “Türkiye hala örgüte siyasi baskı aracı olarak yaklaşıyor, daha fazlası değil” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Türkiye’nin siyasi her sahneden uzaklaşmış bir örgütü tercih etmek için Mısır ile ilişkileri yeniden tesis etme yönünde attığı ileriye dönük adımları feda etmeyeceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Savi Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda sözlerini şöyle sürdürdü:

“İhvan örgütünün, Türkiye’deki mevcut durumunu iyileştiren bir pazarlık konusu olmasını sağlayacak artık herhangi bir siyasi avantajı yok. Şu anda alternatif bir dayanak ve varoluşsal bir gerekçe olarak, Türkiye’de kendisine mümkün olduğunca uzun bir süre istikrar garanti edecek olan yatırım kartına güveniyor. Bu, her şeyin dizginlerini elinde tutan İhvan liderlerine bağlı, örgütün en geniş kesimini temsil eden gençlere ve örgütün yöntemini reddeden bazı kişilere değil. Bu insanların çoğu sınır dışı edilme korkusuyla oldukça kötü koşullarda yaşıyor.”

Mısır-Türkiye yakınlaşması, Türkiye’deki İhvan üyeleri arasında, Türk yetkililerin kendilerini Mısır’a sınır dışı edeceğine ilişkin derin endişelere yol açmıştı. Zira birçoğu Mısır’da cezai hükümlerle karşı karşıya ya da Mısır yargısı tarafından aranıyor.

Fotoğraf altı: Erdoğan ve Müslüman Alimler Birliği’nin heyeti arasında geçen görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Radikal hareketler ve uluslararası terörizm konusunda uzman Mısırlı araştırmacı Munir Edib’e göre “İhvan’a sadık unsurlar var ve Türkiye onlara ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddediyor. Çünkü bunların bir kısmı, Erdoğan’ın İhvan’a verdiği son güvencelerden sonra bile Türk hükümetine rahatsızlık verebilir.”

Edib Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Türkiye, Mısır’da terör listesinde yer alan Yahya Musa ve Alaa es-Semahi’ye ikamet ve vatandaşlık vermeyecek. Aynı şey radikal fikirleri ve Mısır’da hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle Vecdi Ganim için de geçerli” ifadelerini kullandı. Edib, bunun delili olarak “özellikle bu kişilerin aleyhinde Mısır’da şiddetle bağlantılı hükümler olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye’nin bu kişilere vatandaşlık vermesinin Ankara’yı dışarıda ve ABD karşısında zor bir duruma sokacağını” söyledi.

2017’de bir Mısır mahkemesi, Vecdi Ganim ve İhvan’ın bazı üyelerini “Mısır’da terör eylemleri gerçekleştirmek için Vecdi Ganim Hücresi adlı bir oluşum kurmaktan” suçlu bularak ölüm cezasına çarptırmıştı. Mısır Savcılığı, Ganim ve diğerlerini “2013 ile Ekim 2015 arasında illegal bir grup kurmakla” suçlamış, bu grubun “amacının, anayasa ve kanun hükümlerinin çiğnenmesi, devlet kurumlarının ve kamu kurumlarının görevlerini yapmasına engel olunması, vatandaşların kişisel hürriyetlerine saldırılması ve millî birlik ve toplumsal barışın zedelenmesi yönünde çağrı yapmak” olduğunu belirtmişti. Ganim, geçtiğimiz haziran ayında bir videoda “Türk makamlarının dokuz yıldır yaptığı vatandaşlık talebini reddetmesine üzüldüğünü” söylemişti.

Öte yandan Savi “Vecdi Ganim’in (saatler önce yeni bir videoda) sınır dışı edilme korkusuyla vaziyetini yasallaştırma konusunda kendisine yardım eli uzatmaması sebebiyle örgüte sitem etmesi, Türkiye’nin Mısır ile başlattığı siyasi yola bağlılığının ve cezai olarak aranan bazı kişiler üzerindeki baskıları artırmasının yanı sıra, İhvan’ın mevcut güçsüzlüğünün, Türk karar mercilerinin üzerindeki zayıf etkisinin ve önceden sahip olduğu imtiyazların sona erdiğinin bir göstergesidir. Şu anda Türkiye’deki bazı İhvan mensupları arasında ciddi bir endişe var. Türkiye’de bulunan İhvan mensubu bazı gençler, örgütün liderlerine öfkeli. Çünkü vatandaşlık adaylarının isim listesini Türk makamlarına sunan örgüt ve baş kaldıran -veya örgütün kararlarını reddeden ya da Türkiye’deki örgüt liderlerine biat etmeyen- herhangi bir ismin reddedilmesi Türkiye’deki bazı İhvan liderlerinin elinde” ifadelerini kullandı.