Lübnan’da ilaç krizi yaşanırken koronavirüs vakalarının artması felaket uyarısı veriyor

Refik Hariri Hastanesi’nde jeneratör odasında çalışan bir görevli. (AFP)
Refik Hariri Hastanesi’nde jeneratör odasında çalışan bir görevli. (AFP)
TT

Lübnan’da ilaç krizi yaşanırken koronavirüs vakalarının artması felaket uyarısı veriyor

Refik Hariri Hastanesi’nde jeneratör odasında çalışan bir görevli. (AFP)
Refik Hariri Hastanesi’nde jeneratör odasında çalışan bir görevli. (AFP)

Lübnanlılar, sağlık sektörünün ilaç ve tıbbi malzeme yetersizliği, hemşire sayısının ciddi bir seviyede yetersiz olması, elektriğin katı bir şekilde karne ile dağıtılması ve jeneratörler için yakıt kıtlığı sonucunda daha önce görülmemiş bir krize tanık oluyor. Aynı zamanda Lübnanlılar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarındaki hızlı artış ve hastaneye kaldırılması gereken vaka oranları nedeniyle yaklaşmakta olan bir sağlık felaketinin yaşanmasından korkuyor.
Sağlık Komitesi Başkanı Milletvekili Asım Araci, Cuma günü kaydedilen vaka sayısının Çarşamba gününe kıyasla 200 vaka arttığını ve hastaneye kaldırılan 17 hastadan 5’inin suni solunuma ihtiyacı olduğunu açıkladı ve bu sayıların çökmekte olan sağlık sektörünün gölgesinde son derece endişe verici olduğunu belirtti.
Araci, geniş çaplı bir salgın senaryosu ile karşı karşıya kalmamak için koruyucu önlemlere uyulması, ülkeye gelenlerin takip edilmesi ve aşı olunması çağrısında bulundu.
Aynı çerçevede, ülkede koronavirüs hastalarını kabul eden en büyük devlet hastanesi olan Refik Hariri Üniversite Hastanesi’nin müdürü Firas el-Abyad, şu anda tüm hastanelerin ülkeyi etkisi altına alan bir önceki dalgaya göre daha az hazırlıklı olduğunu açıkladı. Abyad doktor ve hemşirelerin yurtdışına göç ettiğini, ilaçların tükendiğini ve Refik Hariri Üniversite Hastanesi’nin bile bu yükü taşımakta zorluk çektiğini belirtti.
Hemşireler Sendikası, Lübnan lirasının çöküşü nedeniyle maaşları değerlerinin yüzde 90’ından fazlasını kaybetmeleri ile 2019 yılından bu yana Lübnan’dan ayrılan ve yurtdışında iş fırsatları arayan deneyimli hemşire sayısı bin 600’ü aşması sonucunda hemşirelik sektöründe görülmemiş bir göç olduğuna yönelik birden fazla kez uyarıda bulunmuştu.

Lübnan’da iki yıldır ciddi bir kriz mevcut
Lübnan, özellikle 9 aydan uzun bir süredir hükümet kurulamaması sebebiyle potansiyel bir çözümlerin olmaması ile iki yıldır ciddi bir kriz yaşıyor. Dünya Bankası bu krizi 19.yüzyılın ortalarından bu yana yaşanan en kötü küresel krizler arasında sınıflandırdı.
Abyad, elektrik krizine ve hastaneleri tehdit eden yakıt sıkıntısına da dikkat çekti ve vaka sayılarının yükselmesi ile oluşan baskının yanı sıra yakıt kıtlığı nedeniyle çalışmaya devam edemeyeceklerine yönelik endişeler yaşanırken, hastanenin iki veya üç saat elektrik aldığını, geri kalan zamanlarda ise jeneratörlerin elektrik sağladığını belirtti.
Abyad, hastanelerin birçok kez antibiyotik, anestezi ilaçları yetersizliği sebebiyle sıkıntı çektiğini, bu nedenle hasta yakınlarının ilaçları diğer hastanelerden veya eczanelerden talep etmek zorunda kaldıklarını açıkladı ve vaka sayısındaki artışın Lübnan’ın yılbaşında tanık olunana benzer derecede büyük bir artışa yol açması durumunda bir felaket yaşayacağı uyarısında bulundu.
Gözlemcilerin belirttiğine göre, Lübnan’daki ilaç krizi, özellikle de ilaç şirketlerinin günlerdir greve girmesi ve ilaç ithal etmeyi ve eczanelere dağıtmayı bırakmasının ardından giderek daha karmaşık bir hal alıyor.
Sağlık Bakanlığı yakın bir zamanda, döviz rezervlerindeki azalma sebebiyle ithal ilaçları dolarların resmi fiyattan yani, 1 dolar başına 1500 Lübnan lirası ile temin edemeyeceğini duyuran Lübnan Bankası’nın ilaç ithalatını finanse etmesi için faturalarını düşürdü. Bir dizi ilaç için destek değeri 12 bin Lübnan lirasına düşerken, kronik veya tedavisi olmayan hastalıklarda kullanılan ilaçlara yönelik finansal destek aynı kaldı.
Bu kararın ardından ithalatçılar, resmi fiyat bazında finansman sağlanan ilaçların ithalatını durdurdu. İthalatçılar, Lübnan Bankası’ndan ilaç ihraç eden üretici firmalar lehine 600 milyon doları aşan birikmiş ve düzenlenmiş ödemelerin kapatılmasını talep ettiler. Mali desteğin azaltıldığı ilaçları ithal etmeyi de durduran ithalatçılar Sağlık Bakanlığı’nın talep ettiği gibi bir dolara karşı 12 bin Lübnan lirası fiyatı üzerinden eczanelere ilaç sağlayamayacaklarını zira çok büyük zarara uğrayacaklarını belirtiler.
Lübnan Ocak ve Şubat aylarında, çoğu hastanenin hasta kapasitesini aşması ile ciddi bir koronavirüs salgınına tanık olmuş ve hastaları koridorlarda ve otoparklarda tedavi etmek zorunda kalmıştı.
Lübnan koronavirüs vaka sayılarında aylarca istikrarını korudu ancak gurbetçilerin yaz tatilini geçirmek üzere ülkeye akın etmesi ile vaka sayıları yükselmeye başladı. Lübnan dün 744 yeni vaka kaydetti böylece salgının başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısını 553 bin 615’e ulaştı.



Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde halen tıkanmış durumda olan ateşkes anlaşmasını ilerletmek amacıyla arabulucuların temasları sürüyor. Kahire ve Ankara, anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin iki ayrı toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde yeni bir ilerleme sağlanması amacıyla yapılan kapsamlı toplantının ardından gerçekleştirildi.

Mısır ve Türkiye’de yapılan bu yeni toplantıların, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, tıkanan anlaşmanın önündeki engelleri aşmaya yönelik girişimler niteliği taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in ABD baskısı altında anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeye itiraz etmeyebileceğini, ancak çekilmeler ve benzeri konulara ilişkin müzakereleri uzatarak uygulama sürecini aksatabileceğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakanın talimatıyla, Esirler ve Kayıplar Koordinatörü Gal Hirsch, ordu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve Mossad yetkililerinden oluşan bir heyetin başında Kahire’ye gitti” denildi.

İsrail heyeti, üst düzey yetkililer ve arabulucu ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldi. Görüşmelerde, Ran Gvili’nin cesedinin geri alınmasına yönelik çabalar ve bu sürecin ayrıntıları ele alındı.

Filistinli gruplar, 10 Ekim’de başlayan ateşkesin ilk aşamasından bu yana 20 İsrailli esiri sağ olarak, 27’sinin de cesedini teslim etti. Ran Gvili’nin cesedi ise henüz bulunamadı. Hamas, Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle aramaların zaman alacağını belirtirken, İsrail anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmaya yönelik müzakereleri, söz konusu cesedin teslim edilmesine bağlamış durumda.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Hamas, yaptığı açıklamada, Halil el-Hayye başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü duyurdu. Açıklamada, söz konusu görüşmede ‘Gazze Şeridi’nde savaşı sona erdiren anlaşmanın uygulanma süreci ile sahadaki gelişmelerin’ ele alındığı ifade edildi.

Heyet, Gazze Şeridi’nde ‘İsrail’in süregelen hedef alma eylemleri ve tekrarlanan ihlallerine’ karşı uyarıda bulunarak, bunların ‘anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi engellemeyi ve mevcut mutabakatları boşa çıkarmayı amaçladığını’ ifade etti.

Söz konusu iki temas, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde ateşkes anlaşmasının arabulucularını bir araya getiren toplantının ardından gerçekleşti. Toplantı sonrası yayımlanan ortak açıklamada, anlaşmanın uygulanmasına yönelik yolların ele alındığı bildirilmişti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, Kahire ve Ankara’daki görüşmelerin, anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak, engelleri somut biçimde aşmak ve Washington’u İsrail üzerinde baskıyı artırarak tıkanan ikinci aşamaya geçmeye zorlamak açısından kritik bir zamanda yapıldığını söyledi. Ukkaşe, son kalan ceset meselesinin ise Hamas ve İsrail’in karşılıklı kazanım elde etmeye çalıştığı bir oyuna benzediğini dile getirdi.

Ukkaşe’ye göre, kulislerde dile getirildiği üzere Hamas cesedin yerini biliyor, ancak arabulucuların ve zaman baskısının etkisiyle ikinci aşamaya girerken elinde bir pazarlık unsuru tutmak istediği için teslim etmiyor. İsrail ise bundan yararlanarak, çekilmelerle bağlantılı yeni taahhütler üstlenmeden ilk aşamayı sürdürmeye devam ediyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu toplantılarda, özellikle cesedin ciddi bir engel oluşturması nedeniyle mevcut boşlukların nasıl kapatılacağının ele alındığını belirtti. Mutava, Hamas’ın Türkiye’deki temaslarının silahsızlanma düzenlemeleri ve uluslararası güçlerin sahaya girişi gibi konulara odaklandığını, Ankara’nın bu süreçte rol üstlenmeyi ve Washington ile ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

r
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

İsrail, anlaşmayı zorlaştıran tutumlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin ‘Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Ynet internet sitesinden aktardığına göre Katz, yerleşimleri korumak amacıyla Gazze Şeridi içinde bir güvenlik kuşağı oluşturulacağını belirterek, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde ‘İsrail’in bu görevi bizzat üstleneceğini’ ifade etti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, salı akşamı Refah’ta patlayıcı infilakı sonucu bir İsrail subayının yaralanmasından Hamas’ı sorumlu tutmaya çalıştı ve ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini öne sürdü. Hamas ise patlamanın İsrail’in tamamen kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini, olayın ‘savaş kalıntılarından’ kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Hamas’a yönelik suçlamaları, ABD’de Başkan Donald Trump ile yapması beklenen görüşmeden birkaç gün önce geldi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Trump’ı İsrail ile Hamas’ın kontrol alanları arasında kalıcı sınır olarak sarı hattın kabul edilmesine ikna etmeyi hedefliyor. Bu durumun, Gazze Şeridi’nin yüzde 58’inin İsrail tarafından işgal edilmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Ukkaşe, İsrail’in Trump ile yapılacak görüşmenin ardından ikinci aşamaya geçilmesine karşı çıkmadığını açıklayabileceğini, ancak bunun teorik düzeyde kalacağını belirterek, uygulamada müzakere takvimini ve maddelerin hayata geçirilmesini uzatacağını, bu süreçte belirleyici unsurun ABD baskısı olacağını söyledi.

Mutava ise İsrail’in engelleyici tutumunu sürdüreceğini, Trump’ın da tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceğinin farkında olduğunu dile getirdi. Mutava’ya göre, devam eden toplantılar engelleri aşamalı olarak çözmeyi amaçlıyor ve Trump, anlaşmanın çökmediğini göstermek için ikinci aşamanın gelecek ocak ayında başlatılmasını istiyor.


İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi'nde iki Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu, iki "teröristin" Gazze'nin güneyindeki "sarı hat"ı geçerek İsrail güçlerine yaklaştığını belirtti.

Açıklamada, iki adamın "acil bir tehdit" oluşturduğu ve kimliklerinin tespit edilmesinin ardından "etkisiz hale getirildiği" belirtildi.

İsrail güçleri, Filistinli Hamas grubuyla 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ndeki sarı hattın gerisine çekildi.

Beton bloklar ve sarı işaretlerle belirlenen hat, Gazze Şeridi'nde yeni bir toprak bölünmesini temsil ediyor ve kıyı şeridine doğru 1,5 ila 6,5 ​​kilometre uzanıyor. Böylece İsrail, Gazze'nin alanının yarısından biraz fazlasını kontrol ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyyal Zamir, geçtiğimiz günlerde Sarı Hat’ı Gazze Şeridi ile yeni sınır olarak ilan etti.

Ateşkese rağmen, Gazze'de ara sıra yaşanan olaylar can kayıplarına yol açmaya devam ederken, İsrail ordusu da Hamas liderlerini ve merkezlerini hedef almayı sürdürüyor.


Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)

İsrail televizyon kanalı i24NEWS, dün Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam'ın, İsrail ile bir güvenlik anlaşmasına varmak için topraklarındaki Türk ve Rus varlığı arasında denge kurmak istediğini bildirdi.

Kanal, Suriye'nin ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri yakınlarında Rus güçlerinin konuşlandırılmasını İsrail ile müzakereleri güçlendirmenin bir yolu olarak gördüğünü belirtti.

Televizyon haberinde, İsrail'in Suriye'deki Rus varlığının devamı konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yakın bir kaynak, İsrail ve Suriye arasında güvenlik anlaşması konusunda son haftalarda önemli ilerleme kaydedildiğini ve yakında imzalanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

İsrail'in i24NEWS haber sitesine konuşan kaynak, bu son atılımın ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli çabaları sayesinde gerçekleştiğini belirterek, diplomatik bir ilave içerecek olan anlaşmanın, yakın gelecekte bir Avrupa ülkesinde yapılacak üst düzey bir Suriye-İsrail görüşmesinde imzalanmasının muhtemel olduğunu kaydetti.

Suriyeli kaynak, Eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak bir görüşmede doğrudan imzalanma olasılığını da göz ardı etmediğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kanalından aktardığına göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani geçen ay, Şam'ın 1974 Ateşkes Anlaşması'na dayalı, bazı küçük değişikliklerle ve tampon bölgeler olmaksızın, yıl sonuna kadar Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılmasını beklediğini söyledi.

İsrail ise eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra İsrail ordusunun Suriye'de ele geçirdiği tüm mevzilerden İsrail'in çekilmesi yönündeki Suriye'nin talebini reddediyor.

i24NEWS'e göre İsrail kaynakları, İsrail ordusunun Suriye topraklarında şu anda kontrol ettiği dokuz noktadan bazılarından çekilmesinin ancak Suriye ile tam bir barış anlaşması karşılığında gerçekleşeceğini, güvenlik anlaşması karşılığında olmayacağını belirtiyor.