Hamas, İsrail'e Mısır üzerinden iki aşamalı esir takası teklif etti

Mısır'ın Filistin Büyükelçisi Tarık Tayel, Mısır'ın Ulusal Günü nedeniyle Ramallah'taki büyükelçilikte gerçekleşen törende Iştiyye'yi karşıladı (Wafa)
Mısır'ın Filistin Büyükelçisi Tarık Tayel, Mısır'ın Ulusal Günü nedeniyle Ramallah'taki büyükelçilikte gerçekleşen törende Iştiyye'yi karşıladı (Wafa)
TT

Hamas, İsrail'e Mısır üzerinden iki aşamalı esir takası teklif etti

Mısır'ın Filistin Büyükelçisi Tarık Tayel, Mısır'ın Ulusal Günü nedeniyle Ramallah'taki büyükelçilikte gerçekleşen törende Iştiyye'yi karşıladı (Wafa)
Mısır'ın Filistin Büyükelçisi Tarık Tayel, Mısır'ın Ulusal Günü nedeniyle Ramallah'taki büyükelçilikte gerçekleşen törende Iştiyye'yi karşıladı (Wafa)

İsrailli kaynaklar, Hamas'ın İsrail'e Mısır üzerinden iki aşamalı bir esir değişimi anlaşması teklif ettiğini, ancak bu teklife İsrail'in yanıt vermediğini bildirdi.
İlk aşama, Filistinli mahkumların (yaşlı, çocuk, kadın, hasta ve ölülerin naaşları) serbest bırakılması karşılığında İsrailli tutsak askerler Shaul Aron ve Hadar Goldin hakkında bilgi verilmesi ve iki İsrailli sivil mahkum Abraham Mengistu ve Hisham es-Sayed'in serbest bırakılmasını içeriyor. İkinci aşama ise Fetih Hareketi Merkez Komitesi Üyesi Mervan el-Bergusi'nin de aralarında bulunduğu 800 mahkum karşılığında söz konusu İsrailli askerlerin serbest bırakılması için müzakere yürütülmesini içeriyor.
Hamas, takas anlaşması önerilerinde her zaman Bergusi ve diğerlerini talepleri arasına dahil etti, ancak İsrail bu önerilere yanıt vermedi. Gazze Şeridi'nde 2014 yazında çıkan savaşta Hamas tarafından esir alınan iki asker Shaul Aron ve Hadar Goldin’in yanı sıra toplam 4 İsrailli bulunuyor. İsrail bu askerlerin şu an hayatta bulunmadığını söylerken Hamas durumları hakkında herhangi bir bilgi vermiyor. İki İsrail vatandaşı, Etiyopya kökenli Abraham Mengistu ve Arap kökenli Haşim Bedevi es-Seyyid ise 2014 yılındaki Gazze savaşından sonra farklı zamanlarda Gazze'ye kendi özgür iradeleriyle girdiler.
Hamas, İsrail’e yönelik bu teklifini Mısır'a iletti, ancak Tel Aviv merkezli Kanalı 12'ye göre İsrail bu teklife şu ana kadar herhangi bir yanıt vermedi. Taraflar arasındaki son temaslara dair iyi bilgi sahibi bir kaynak, Hamas’ın, ilk aşamanın uygulanmasından sonra iki İsrail askeriyle ilgili belgeli bir içeriği İsrail tarafına teslim etmeyi teklif ettiğini söyledi. Tüm bunlara karşılık Hamas, tam bir anlaşma için 800 Filistinli tutsak, tüm kadın tutsaklar ve İsrail'de tutulan 300 Filistinlinin cesedini istiyor.
Kanal 12, İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelerin Mısır arabuluculuğunda geçen Mayıs ayında Gazze'ye yönelik saldırıların sona ermesinden bu yana devam ettiğini kaydetti. Mısır, kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını ileriye taşıyacağı göz önüne alındığında, bir takas anlaşmasının uygulanması için baskı yapıyor.
İsrail, ateşkes müzakerelerindeki herhangi bir ilerlemeyi, Hamas'ın elinde tutsak bulunan askerlerinin serbest kalmasına ve Gazze'nin yeniden inşa sürecine bağlamıştı, ancak Hamas, ateşkes ve takas anlaşması doğrultusunda iki paralel çizgide yürümeye hazır olduğunu söyleyerek Tel Aviv’in bu tutumunu reddetti.
Bu arada Mısır'ın Filistin Büyükelçisi Tarık Tayel, ülkesinin Filistinli gruplar ile İsrail arasındaki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etmek için uluslararası taraflarla temaslarını sürdürdüğünü belirtti. Mısır'ın Ulusal Günü'nde Ramallah'taki Mısır Büyükelçiliği'nde düzenlenen törende konuşan Tayel, Mısır'ın Gazze'nin yeniden inşası ve Gazzelileri rahatlatacak projelerin oluşturulmasına hazırlık olarak molozların kaldırılması konularındaki girişimine dikkat çekti. Tayel, Mısır'ın Gazze’nin yeniden inşası ve ateşkesin istikrara kavuşturulması çabalarına destek için uluslararası taraflarla temaslarını sürdürdüğünü ve Filistin için olduğu gibi Mısır için de bir öncelik olarak uzlaşma çabalarını sürdüreceğini söyledi.
Mısır'ın barış sürecini destekleme çabalarıyla ilgili olarak Mısır büyükelçisi, çalışmaların iki düzeyde yürütüldüğünü belirtti. Birincisi, Filistin davasının karşı karşıya olduğu zorluklarla başa çıkmak için ortak bir vizyon geliştirmek amacıyla Mısır, Ürdün ve Filistin'i bir araya getiren üçlü işbirliği formülünün başlatılmasıdır. Ön sonuç olarak, bu formülün Arap dışişleri bakanlarının toplantısında, Filistinlilerin vazgeçilmez haklarına koşulsuz Arap desteğini yenilemede ve Arap Barış Girişimi'ni yeniden canlandırmada başarılı olduğunu açıklayan Tayel, sözlerini şöyle sürdürdü: “İkinci düzey, barış sürecini uluslararası seviyede canlandırma ve barışı sağlamak için Uluslararası Dörtlü Komite de dahil olmak üzere uluslararası parametreler dahilinde uluslararası temasları yürütmeye yönelik çaba sarf etmektir.” 
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, büyükelçilikteki tören sırasında yaptığı açıklamada, Mısır'ın İsrail'in Filistin topraklarındaki, özellikle Kudüs'teki genişleme politikasına iki devletli çözümü koruyacak şekilde karşı koymada Filistin ile ortak olduğunu söyledi.
DPA’nın aktardığına göre Iştiyye, “Bu yıl, Madrid Barış Konferansı'nın 30. yıl dönümü. Yerleşimlerin genişletilmesi, evlerin ve binaların yıkılması, Kudüs'ün Yahudileştirilmesi, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlenmesi, Gazze’nin abluka altına alınması ve Batı Şeria'daki İsrail askerî kontrol noktaları kurulması gibi İsrail'in icraat ve politikaları nedeniyle barış şansı azalıyor. Yeni İsrail hükümetinin politikaları, karşılık verdiğimiz art arda krizler yaratan önceki hükümetlerin politikalarından çok uzak değil. Bölge şu anda doldurulması gereken bir siyasi boşluk içinde. Bu boşluğu, uluslararası bir konferans çatısı altında, meşruiyet ve uluslararası hukuka dayalı olarak Uluslararası Dörtlü doldurabilir. Çözüm için ortaya konan herhangi bir vizyon, bir yanda Filistin sokağının dayattığı güç dengesindeki değişime, diğer yanda uluslararası arenadaki değişimlere dayanmalıdır. Dünya kamuoyunda Filistin'e yönelik bakış açısında büyük bir değişiklik var.” açıklamalarında bulundu.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.