Kaddafi'nin oğlu 10 yıl aradan sonra ilk kez yabancı gazeteye konuştu: 'Geri dönmeye hazırlanıyorum'

Seyfülislam Kaddafi, 2011’de Libya’da yaşanan iç savaşta insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranıyor (Jehad Nga / The New York Times)
Seyfülislam Kaddafi, 2011’de Libya’da yaşanan iç savaşta insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranıyor (Jehad Nga / The New York Times)
TT

Kaddafi'nin oğlu 10 yıl aradan sonra ilk kez yabancı gazeteye konuştu: 'Geri dönmeye hazırlanıyorum'

Seyfülislam Kaddafi, 2011’de Libya’da yaşanan iç savaşta insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranıyor (Jehad Nga / The New York Times)
Seyfülislam Kaddafi, 2011’de Libya’da yaşanan iç savaşta insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranıyor (Jehad Nga / The New York Times)

Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, 10 yıl aradan sonra ilk kez yabancı bir gazeteciye konuştu.
Libya'da 2011'de yaşanan iç savaşta 42 yıl boyunca iktidarda kalan Muammer Kaddafi, 69 yaşındayken isyancılar tarafından öldürülmüş, Seyfülislam Kaddafi'yse muhalifler tarafından yakalanmış ve hapse atılmıştı. Başkent Trablus'ta 2015'te düzenlenen bir mahkemede savaş suçu işlediği gerekçesiyle idama mahkum edilen Seyfülislam, 2017'de çıkan afla serbest bırakılmıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre Seyfülislam 2014'ten beri hiçbir yaşam belirtisi göstermiyor, uzun süredir ne yaptığına ve yaşayıp yaşamadığına dair bir bilgi bulunmuyordu. 
Kaddafi'nin oğlu, New York Times'a verdiği röportajda, artık özgürlüğüne kavuştuğu için siyasete dönüş planları yaptığını belirtti.
49 yaşındaki Seyfülislam, Libya'nın mevcut durumuna ilişkin şunları söyledi:
"Ülkenin ırzına geçtiler; çok kötü durumda. Para yok, güvenlik yok. Hayat kalmamış. Benzinliğe gidin, benzin yok. İtalya'ya petrol ve benzin ihraç ediyoruz, İtalya'nın yarısına enerjiyi biz sağlıyoruz. Ama burada elektrik kesintileri yaşıyoruz. Bu başarısızlıktan da öte bir şey. Bu bir fiyasko."
2011 Libya İç Savaşı'na dair detaylar paylaşan Seyfülislam, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisini aradığını söyledi. Erdoğan için "Önce bizim yanımızda durdu ve Batı'nın müdahalesine karşı çıktı" diyen Seyfülislam, "Sonra beni ülkeyi terk etmem için ikna etmeye çalıştı" ifadelerini de kullandı.
Seyfülislam, Erdoğan'ın ayaklanmaları "dış güçlerin uzun süredir hazırladığı bir tezgah" olarak nitelendirdiğini aktardı. Kaddafi'nin oğlu da benzer şekilde ayaklanmaların artan uluslararası gerginliklerle, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de dahil fırsatçı dış aktörlerin bir araya gelmesiyle oluştuğunu düşündüğünü belirtti. Seyfülislam, "Aynı anda birçok şey yaşanıyordu. Muazzam bir fırtınaydı" dedi.

"Güçlü bir hükümet kurulması işlerine gelmiyor"
Kaddafi'nin oğlu, 2011'de muhalifler tarafından tutuklanıp hapse atıldığı dönemde bazı şeylerin değiştiğini anladığını belirtti. Tutuklu kaldığı hücrede kendisini ziyarete gelen ve iç savaşta Kaddafi'ye karşı savaşan milislerin sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olduğunu anlattı.
Seyfülislam'a göre Libyalılar yaşananlardan o kadar olumsuz etkilenmişti ki, Kaddafi dönemine nostaljiyle bakıyorlardı. Kaddafi'nin oğlu, bunun kendisi için bir fırsat olabileceğini ve kaybettiği her şeyi geri kazanmasını sağlayabileceğini fark ettiğini söyledi.
Röportajda 2011'den beri Libya'da gerçek bir devlet olmadığını savunan Seyfülislam, iç savaştan bu yana farklı hükümetlerin iktidara geldiğini fakat bunların takım elbise giyen eli silahlı kişilerden ibaret olduğunu belirtti.
"Güçlü bir hükümet kurulması işlerine gelmiyor. Bu yüzden seçimlerden korkuyorlar" ifadelerini kullanan Seyfülislam, "Bir başbakan bulunması fikrine karşılar. Bir devlet, meşruluğunu halktan alan bir hükümet fikrine karşılar" diye devam etti.

"Kaddafi'nin rejiminde eleştirecek bir şey görmüyorum"
Robert F. Worth'un kaleme aldığı röportaj metninde, Seyfülislam'ın halkı temsil edecek kişi olarak kendini gördüğü belirtildi. Ayrıca Libya halkında, Seyfülislam'ın babasının rejiminin hatalarından ve yaşanan acı olaylardan ders çıkardığına ilişkin bir beklenti ve umut bulunduğunu, bunun kolektif bir fanteziye dönüştüğü ifade edildi.
Seyfülislam'ın da bunun farkında olduğunun belirtildiği metinde, Kaddafi'nin oğlunun şu sözleri aktarıldı:
"Libya halkından 10 yıldır uzaktayım. Yavaş, çok yavaş bir şekilde geri dönmelisiniz. Striptiz gibi. Biraz akıllarıyla oynamalısınız."
Öte yandan röportajda Seyfülislam, babasının 40 yıllık iktidarında gerçekten eleştireceği bir şey bulunmadığını söyledi. 1980'lerdeki bazı sosyalist politikaların aşırıya kaçmış olabileceğini belirten Seyfülislam, babasının bunu fark edip gerekli düzeltmeleri yaptığını savundu.
Kaddafi'nin yazdığı ünlü Yeşil Kitap'a ilişkin de yorumlarda bulunan Seyfülislam, "Bu çılgınca bir kitap değildi. Herkesin şimdi kabul ettiği şeylerden bahsediyordu" dedi. Seyfülislam, Batı'da zamanla rağbet gören halk referandumu ve çalışan için hisse senedi sahipliği planı gibi fikirlerin kökenlerinin Yeşil Kitap'ta bulunabileceğini söyledi.

Independent Türkçe, New York Times



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz