Fransa, Suudi Arabistan'ın Yemen’deki barış girişimine desteğini vurguladı Husi saldırılarını kınadı

Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ve Fransız mevkidaşı Le Drian, ikili ilişkileri güçlendirme konusunda istekli olduklarını vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çarşamba günü Paris'te Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile görüştü. (Prens Faysal bin Ferhan'ın Twitter hesabı)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çarşamba günü Paris'te Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile görüştü. (Prens Faysal bin Ferhan'ın Twitter hesabı)
TT

Fransa, Suudi Arabistan'ın Yemen’deki barış girişimine desteğini vurguladı Husi saldırılarını kınadı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çarşamba günü Paris'te Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile görüştü. (Prens Faysal bin Ferhan'ın Twitter hesabı)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çarşamba günü Paris'te Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile görüştü. (Prens Faysal bin Ferhan'ın Twitter hesabı)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Paris, Suudi Arabistan’ın Yemen'deki barış girişimine desteğini vurgularken, aynı zamanda Husi milislerinin Suudi Arabistan topraklarını hedef alan saldırılarını kınadı. 
İki bakanın görüşmesi, Prens Faysal bin Ferhan'ın Fransa'nın başkenti Paris’te dün ve önceki gün yaptığı görüşmeler çerçevesinde geldi. Bakan Ferhan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Danışmanı ve Büyükelçi Emmanuel Bonn ve Fransa Senatosu’ndan bir grup üyenin yer aldığı birçok görüşme gerçekleştirdi.
Prens Ferhan’ın Fransa Dışişleri Bakanı ile görüşmesinin ardından Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, taraflar Suudi Arabistan ile Fransa arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme yönündeki isteklerini dile getirdiler. 
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı'nın Suudi Arabistan'ı ziyaret etmesi bekleniyor. Bu ziyaretin geçen Nisan ayında gerçekleşmesi planlanıyordu. Ancak ilgili Fransız kaynaklarına göre ziyaretin önümüzdeki Ekim ayında yeniden programlanmasına karar verildi.
Suudi Arabistan haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, iki taraf çeşitli ekonomik ve yatırım alanlarında, özellikle Suudi Arabistan ve Fransa'daki mega projelere ek bir destek sağlama konusunda görüştü.
Görüşmede iki tarafın eğitim, sağlık, inovasyon ve teknoloji alanlarında işbirliğini geliştirme arzusunun yanı sıra, Kovid-19 pandemisi ve mutasyonlarıyla mücadele etme konusunda deneyim alışverişinde bulunma isteklerini dile getirdikleri bildirildi. 
Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada, iki tarafın ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla her alanda koordinasyonu ve ortak çalışmayı artırmaya çalışacağı ifade edildi. 
Fransa ve Suudi Arabistan, dönem başkanlığı Riyad'dan İtalya’ya geçen ve yıllık Liderler zirvesi 30-31 Ekim 2021'de başkent Roma'da yapılacak G20 Grubu'na üye ülkeler arasında yer alıyor.
Bakan Ferhan’ın bölgesel meselelere ilişkin yaptığı görüşmelerde ise, Paris'teki toplantılarında İran nükleer dosyası önemli bir yer işgal etti. Fransa'nın 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın korunması meselesinde en önemli savunuculardan biri olduğu bir sır değil. Ancak İran'ın süreci ertelemesi ve zaman kazanma çabası sonucunda yeni bir anlaşmaya varılması için Tahran'ı müzakerelere devam etmeye zorlamaktan çekinmedi. Ayrıca İran'ın arzusuna göre Viyana müzakerelerinin dondurulmasının bu hedefi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu.
Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Bakan Le Drian, Tahran'ın müzakere masasına dönmesi gerektiğini ifade etti. Ancak aynı bağlamda, Fransa'nın bölgesel güvenlik ve istikrara bağlılığını ve Fransa ve Suudi Arabistan'ı ilgilendiren konulara yanıt verme kararlılığını vurguladı.
Fransa’nın görüşmelerde Yemen konusundaki tutumları öne çıktı. Fransız Bakan yaptığı görüşmede, Husilerin Suudi topraklarına yönelik gerçekleştirdiği saldırıları sert bir şekilde kınarken, saldırıları durdurmak ve tam ve kapsamlı bir siyasi çözümle ilerlemek için Suudi Arabistan’ın geçen Mart ayında sunduğu barış girişimini desteklediğini dile getirdi. İki bakan, tartışılan konularda koordinasyonu sürdürme konusunda mutabık kaldı.
Taraflar Lübnan'daki durumu da ele aldı. Paris, Lübnan'ın başkentinde Beyrut Limanı’ndaki patlamadan bir yıl sonra, neredeyse tüm sektörlerde yaşanan krizden etkilenen Lübnanlılara insani yardım sağlamak amacıyla 4 Ağustos'ta davetli olarak sanal bir konferans düzenlemeye hazırlanıyor. Paris, mümkün olan en büyük uluslararası desteğe ulaşmak için geniş bir katılım sağlamaya çalışacağını belirterek, Fransa'nın geçen yıl benzer iki toplantıya ev sahipliği yaptığını ve Fransa Savunma Bakanlığı'nı da Lübnan ordusuna destek sağlaması için Haziran ortasındaki toplantıya çağırdığını kaydetti. Ancak, İtalya’nın güneyindeki Matera’da 29 Haziran'da yapılan G20 ülkelerinin dışişleri bakanlarının toplantısının ardından, üç ülkenin (Fransa, Suudi Arabistan, ABD) dışişleri bakanlarının katıldığı toplantı çerçevesinde Paris, Riyad ve Washington'ın Lübnan konusunda birlikte çalışma konusunda anlaşması, Lübnan dosyasındaki en önemli mesele olarak kabul ediliyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Bakan Le Drian'ın Lübnanlı yetkililerin reformları gerçekleştirebilecek yeni bir Lübnan hükümeti kurmalarının acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladığını aktardı. Ayrıca Le Drian’ın, gelecek hafta düzenlenecek sanal konferansa atıfta bulunarak, Fransızların Lübnan'a yardım sağlama çabalarının devam ettiğine işaret ettiği kaydedildi.
Senato düzeyinde ise Suudi Bakan, Fransa-Körfez Ülkeleri Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Olivier Cadic'in davetini kabul etti ve bir grup Senato üyesiyle bir araya gelerek, onlara ülkesinin her alanda "seçkin" olarak nitelendirdiği ikili ilişkiler konusundaki vizyonunun bir sunumunu yaptı. Ayrıca iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi için mevcut fırsatlara değindi.
Prens Faysal bin Ferhan, iki ülke hükümetlerinin, özellikle Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu çerçevsinde ikili ilişkileri sürekli olarak geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştığını belirterek, bu vizyonun Suudi Arabistan ve ortakları için daha iyi bir gelecek oluşturduğunu vurguladı.
Bakan Ferhan’ın toplantılarına Suudi Arabistan'ın Fransa Büyükelçisi Fahd er-Ruveyli, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı Ofisi Direktörü Abdurrahman Davud ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı Avrupa Ülkeleri Genel Müdürü Sultan bin Huzeym katıldı.

 


Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.