Güney Afganistan’da Taliban’a karşı mücadele eden genç bir general: Sami Sedat

“Kahraman” ve “bir milletin kurtarıcısı” olarak nitelendirilen Sami Sedat, sosyal medyada büyük bir popülariteye sahip.

Ülkenin güneyindeki en yüksek rütbeli askeri komutan genç Afgan General Sami Sedat (215/AFP Alayı Halkla İlişkiler Ofisi)
Ülkenin güneyindeki en yüksek rütbeli askeri komutan genç Afgan General Sami Sedat (215/AFP Alayı Halkla İlişkiler Ofisi)
TT

Güney Afganistan’da Taliban’a karşı mücadele eden genç bir general: Sami Sedat

Ülkenin güneyindeki en yüksek rütbeli askeri komutan genç Afgan General Sami Sedat (215/AFP Alayı Halkla İlişkiler Ofisi)
Ülkenin güneyindeki en yüksek rütbeli askeri komutan genç Afgan General Sami Sedat (215/AFP Alayı Halkla İlişkiler Ofisi)

Taliban’ın ilerleyişini durduramayan Afganistan ordusu dağılmışken, genç bir general ülkenin güneyindeki direnişin simgesi haline geldi.
Ülkenin güneyindeki en yüksek rütbeli askeri komutan olan 36 yaşındaki Afgan General Sami Sedat, Taliban tarafından bir hafta önce kuşatılan Helmand vilayetinin başkenti Laşkar Gah sokaklarında adamlarıyla birlikte çetin bir mücadele ediyor.
Kuzey Afganistan’da son günlerde birçok eyalet başkenti birbiri ardına Taliban’ın eline geçti.
Her ne kadar durum hükümet için umutsuz görünse de Laşkar Gah’ta tüm zorluklara rağmen, ordu Taliban’a karşı mücadele ediyor.
215. alayın 20 bin askerini 11 aydır komuta eden Sami Sedat cesareti ve iletişim yöntemlerindeki uzmanlığı sebebiyle, kahraman ve bir milletin kurtarıcısı olarak nitelendirilmesiyle sosyal medyada büyük bir popülerlik kazandı.
Sami Sedat, kazanmış olduğu bu popülerlik ve çatışma bölgelerindeki kararları vesilesiyle Çarşamba günü ülke genelinde özel kuvvetler komutanlığına atandı.

“Hesaplanmış tehlikeler”
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Sedat, ordunun gidişatı tersine çevireceğine ve Taliban’ın ilerleyişini durduracağına inanıyor.
Özel kuvvetler komutanlığına atanmadan önce Fransız haber ajansı AFP ile telefon görüşmesi yapan General Sedat, “Başkent Laşkar Gah’a gelen her Taliban unsuru ya ölecek ya da ömür boyu sakat kalacak” dedi.
Bu sözler biraz büyüklenme gibi görünse de askeri mücadele açısından durum öyle değil. Sedat da Laşkar Gah'ın tamamını kurtarmanın haftalar alacağının farkında.
Sedat’ın arkadaşı olan güvenlik güçlerinden bir kaynak, “Aslında o’nu eleştirenler, genç yaşını vurgulayan ve cesur olduğu halde sorumsuz olarak niteleyen rakipleridir. Aksine o, hesaplanmış riskler alıyor ve ordusunu cepheden bizzat yönetiyor. Sedat, emir verip ve sonra saklanan biri değildir” diyerek, askerleri için her şeyi yapmaya hazır olduğunu vurguladı.

“Stratejik vizyon”
Eğitimini bir Alman askeri akademisi, Polonya, İngiltere ve ABD’den alan, Londra’daki prestijli Kings College Üniversitesi’nden mezun olan Sedat, askeri kariyerini Afganistan İçişleri Bakanlığı bünyesindeyken yükseltti.
Ardından, Ulusal Güvenlik Müdürlüğü’ne yani istihbarata geçti.
İstihbarattan arkadaşı olan bir General, “Çok stratejik bir vizyonu ve neler olup bittiğine dair çok derin bir analiz yeteneği var. Laşkar Gah’ta gerçekten çok iyi çalışıyor” dedi.
Eski İçişleri Bakanı Mesud Andrabi ise “İstihbaratın önemini biliyor ve doğru zamanda hareket ediyor” dedi.

Laşkar Gah’a saldırı
Afganistan ordusu 4 Ağustos'ta Laşkar Gah’a karşı bir saldırı başlattı. Saldırıdan önce Sedat, şehirden çıkmaları için sakinlerine çağrı yaptı. Ancak tüm sivillerin şehri terk etmesi mümkün olmadı.
Sedat, “Adamlarımız her evi ve her pazarı temizliyor. Başta yaşlılar ve kadınlar olmak üzere sivilleri, daha güvenli yerlere götürüyoruz” dedi.
Bununla birlikte, sivil toplum örgütleri ve BM, sivillerin maruz kaldığı tehlikeler ve Afgan ordusunun hava bombardımanının da hedefi olan Laşkar Gah’daki çatışmalar konusundaki endişelerini defalarca dile getirdiler.

Zafere olan inanç
Şehirlerin mukavemet gösteremeden düşmesine ve birçok askerin savaşmadan kaçmasına rağmen Sedat, iyimser konuşarak, “Ben kazanacağımızı biliyorum. Biliyorum ki burası bizim ülkemiz. Taliban er ya da geç yenilecektir” dedi.
Gösteriş savaşının, alan savaşı kadar önemli olduğuna inanan Sedat, “Bence Laşkar Gah, özgürlüğü, vatanı ve Afganistan’ı seven insanlar için birleştirici bir faktör haline geldi. Ben bununla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınan Sedat, “Bu mücadele benim işim ve bunun için eğitim aldım. Bunu yapmak benim için kesinlikle bir onur” değerlendirmesinde bulundu.
Etnik ve dini bölünmelerin parçaladığı ve 40 yıldır savaş içerisinde olan bir ülkede, doğduğu yeri açıklamayı reddeden Sedat, “Afganistan bana göre tek bir vilayettir” diyor.



Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

ABD’li yetkililerin, müzakerelerin gidişatını Gazze Şeridi'nde kısmi ateşkesten tüm esirlerin geri getirilmesini öngören ‘kapsamlı anlaşma’ çabalarına çevirme konusundaki açıklamaları, Washington ve İsrail'in istişare için geri çekilmesinden bu yana bir haftadan fazla süredir devam eden çıkmazın gölgesinde bunun mümkün olup olmadığına dair soruları yeniden gündeme getirdi.

Geçtiğimiz perşembe günü İsrail'e gelen ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Steve Witkoff'un önerdiği görüşme, müzakerelerdeki çıkmazı kırmanın başlangıcı gibi görünebilir. Ancak, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, müzakerelerin zaman alacağını ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesi veya İsrail'in Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerinden çekilmeye karşı çıkması gibi engellerle karşılaşacağını tahmin ediyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, perşembe ve cuma günleri, Gazze Şeridi'ndeki mevcut insani durumu yansıtan, yorgun ve zayıf iki esiri gösteren iki video yayınladı ve bu, İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

Dün, çoğu siyah kıyafetler giymiş yüzlerce esir yakını Tel Aviv'de bir meydanda toplandı. Sosyal medyada yayınlanan ve İsrail medyasında yer alan fotoğraflara göre Witkoff da onlara katıldı.

İsrail'in Haaretz gazetesi, Witkoff'un ailelerle yaptığı görüşmede, “Binyamin Netanyahu savaşı sona erdirmeye kararlı ve Hamas silahlarını teslim etmeyi kabul etti” dediğini aktardı.

Gösteriye katılan bir aile üyesi, Witkoff'un ‘Donald Trump yönetiminin, Arap ülkeleri ve ABD'nin tüm gücünü içeren, savaşı sona erdirecek yeni bir çözüm üzerinde çalıştığını’ söylediğini bildirdi.

İsrail Yayın Kurumu, Witkoff'un gösteri sırasında “Müzakerelerin gidişatı ya hep ya hiç şeklinde değişti. Herkes evine dönmeli” dediğini aktardı.

Bu, perşembe günü Witkoff ve Netanyahu'nun görüşmesinin ardından üst düzey bir İsrailli yetkilinin, İsrail ve ABD'nin bazı esirlerin serbest bırakılması planından tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılması planına geçilmesi gerektiğini anladığını söylemesiyle örtüşüyor.

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, iki gün önce Gazze Şeridi'ne yaptığı saha ziyaretinin ardından savaşa ilişkin tutumuyla ilgili olarak AFP’ye şunları söyledi: “Tahminimce, önümüzdeki günlerde esirlerimizin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğiz, aksi takdirde savaş acımasızca devam edecek.”

hyu7ı
Gazze'nin er-Rimal mahallesinde annesiyle birlikte yerde oturan yetersiz beslenmeden mustarip Filistinli çocuk (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, İsrail'in şu anda saldırılarını şiddetlendirmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Ukkaşe, Witkoff'un anlaşma hakkındaki açıklamalarının, iki aşamalı müzakerelerin yeniden başlamasına yol açacağını tahmin ediyor; Birincisi, esirler karşılığında savaşın sona erdirilmesi, ikincisi ise Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla Filistin devletinin kurulmasına giden yolda ilerlemek. Kuşkusuz bu, istişareler için zaman alacak.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, İsrail'in şu anda operasyonlarını genişletmek istemediğini düşünüyor. Zira bu, müzakerelerin fiilen çökmesi ve yakın zamanda yeniden başlamaması anlamına gelir. Witkoff'un önerisi, Knesset'in tatilde olduğu bu dönemde Netanyahu için uygun olabilir. Çünkü rakipleri şu anda hükümetini devirme gücüne sahip değil ve Netanyahu şehirlerden çekilme ve diğer bölgelerde kontrolü elinde tutma konusunda ısrarcı.

Mutava, Trump'ın İran'ın şu anda Hamas'ı yönlendirdiğinin farkında olduğunu ve Gazze meselesini bir kerede bitirmek istediğini düşünüyor; bu nedenle, manevra yapmak, Hamas'ı ifşa etmek ve ona baskı uygulamak için bu konuyla ilgili konuşmalar artacak. Mutava, “Netanyahu ve Hamas, müzakerelerin tıkanmasının ve kapsamlı anlaşma görüşmelerinin tehlikeye girmesinin iki ana nedeni olmaya devam ediyorlar. Çünkü Hamas silahlarını teslim etmiyor ve İsrail de Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden çekilmiyor” ifadelerini kullandı.

Silah bırakmayı kabul ettiklerine ilişkin iddiaları yalanlayan Hamas, son aylarda ısrarla talep ettiği kapsamlı anlaşma konusuna değinmedi. Hamas tarafından dün yayınlanan açıklamada, “Bazı medya kuruluşlarının Witkoff'un sözlerini aktararak, hareketin silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu yayınladığı haberlere ilişkin olarak, işgal devam ettiği sürece direniş ve silahların ulusal ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha yineliyoruz. Bu, sözleşmeler ve uluslararası normlarla onaylanmıştır” denildi.

cdfvdc
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de İsrail'in hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Washington ve İsrail, yaklaşık bir hafta önce, 6 Temmuz'dan beri Doha'da süren müzakerelerden heyetlerini çekeceklerini açıklamışlardı. Bu açıklama, Hamas ile ABD ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında karşılıklı suçlamaların yaşandığı bir dönemde geldi.

Hamas’tan bir kaynak cuma günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda sunduğu teklife İsrail'in verdiği yanıtın ‘cesaret verici olmadığını’ söyledi. Kaynak, ‘arabulucuların Hamas’a İsrail'in sözlü yanıtını ilettiğini, ancak İsrail'in Filistinliler tarafından reddedilen Amerikan yardım kurumunun kurulmasını ve güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandığı güvenlik noktalarının kalmasını ısrarla talep ettiğini’ belirtti. Kaynak, İsrail'in yanıtının ‘savaşı sona erdirme konusunda gerçek bir niyetinin olmadığını gösterdiğini’ vurguladı.

Müzakerelerin gidişatına aşina olan Mısırlı bir kaynak da cuma günü Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, İsrail ve Washington'un bir haftadan fazla bir süre önce istişare için çekilmesinden bu yana müzakerelerde bir kriz olduğunu söyledi. Kaynak, baskı altında müzakerelerle ilgili toplantılar yapılsa bile, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki kontrol bölgelerinde kalma eğiliminin, müzakerelerin yine sonuçsuz kalacağını gösterdiğini belirtti.

Ukkaşe, Hamas'ın gelecekteki varlığını güvence altına almak amacıyla yeni şartlar bahanesiyle talep ettiği kapsamlı anlaşmayı reddetmesi halinde, kendisini dünyanın karşısına koymuş olacağına inanıyor ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesinin uzlaşma yoluyla aşılacağını öngörüyor. Ukkaşe, “Hamas ve İsrail, sanki her iki tarafın da galip gelmek istediği bir maçta olduğu gibi, anlaşmayı bozmaya çalışacak” dedi.

Mutava ise Hamas'ın silahlarına sarılmasının, zaman kazanmak ve Gazze savaşının ertesi günü için kendine bir yer aramak amacıyla olduğunu düşünüyor. Mutava, “İran'a sadık olan radikal kanat halen söz sahibi ve hareketin silahsızlandırılması konusunda Arap ve uluslararası konsensüsün boyutlarını ve bunun kesinleştiğini anlamıyor” dedi. Hareketin iki seçeneği olduğunu belirten Mutava, ‘ya baskı altında bu seçeneği kabul edeceğini ya da risk alıp silah ve iktidarı elinde tutacağını’ söyledi.