Taliban’ın Afganistan’da yeniden kontrolü ele alması karşısında Filistinliler ayrışırken İsrailliler ortak bir tutum benimsiyor

Taliban’ın Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan'dan ayrılma fırsatını kollayan Afganlar (Reuters)
Taliban’ın Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan'dan ayrılma fırsatını kollayan Afganlar (Reuters)
TT

Taliban’ın Afganistan’da yeniden kontrolü ele alması karşısında Filistinliler ayrışırken İsrailliler ortak bir tutum benimsiyor

Taliban’ın Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan'dan ayrılma fırsatını kollayan Afganlar (Reuters)
Taliban’ın Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan'dan ayrılma fırsatını kollayan Afganlar (Reuters)

Taliban’ın Afganistan’da yeniden kontrolü ele alması karşısında Filistinliler; Taliban’ın destekçileri ve muhalifleri olarak ayrışırken, İsrailliler bir bütün olarak, bu gelişmenin tehlikelerini gözeterek Ortadoğu'daki yansımaları konusunda uyardılar. Bazı İsrailli generallere göre, Taliban'ın zaferi, bu dünyada sükunet ve barış isteyen ve Amerika ile dost olan herkesin önünde ‘kırmızı bir ışık’ yakıyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Operasyon Bölümü Eski Başkanı General Israel Ziv, dün bir radyo programında şunları söyledi: “Deneyimi incelemek ve gerekli sonuçları çıkarmak hayati bir zorunluluktur. Afganistan'da olanlar, özellikle ABD yönetiminin Taliban'dan daha aşırı olan İranlılarla bir anlaşma yapmaya çalıştığı günümüzde, Amerika'nın dostları için dramatik bir ders niteliğinde. Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. ABD’li dostlarımız Taliban ile bir anlaşma yaptı ve aşağılayıcı bir şekilde başarısız oldu. Taliban, hedeflerini uygulamakta tereddüt etmedi ve anlaşmaları ayaklar altına aldı. ABD'nin Taliban ve İran gibi dini açıdan püriten unsurlarla ilişkiler kurma ve anlaşmalar imzalama stratejisi, büyük bir başarısızlığa ve tam bir çöküşe tabidir. Karanlık güçlerle anlaşmanın mümkün olduğu rüyası, bir yaz gecesi rüyası gibi kaybolur, hepsi yanılsamadır.”
İsrail hükümetine İran konusunda Amerikan baskısına boyun eğmemesini tavsiye eden ve Washington yönetimine İran'a yönelik ambargoyu ve ekonomik yaptırımları gevşetmekten kaçınma çağrısında bulunan Ziv, “Yaptırımların kaldırılması halinde bir anlaşmaya yanaşacağını söyleyen İran'ın dürüst olduğunu düşünenler hayal kırıklığına uğrayacaktır. İran'ın gündemi nükleer anlaşmadan daha büyük. Ortadoğu'da Irak ve Suriye'den Lübnan, Libya ve Yemen'e kadar uzanan bir ahtapot gibi işleyen mekanizmalar ve silahlar ortaya koydu. Her kol için belirli görevler var. Hepsi özenle ve durmadan çalışıyor. Bunların hepsi İsrail'e ve bölgede kendilerine mensup olmayan herkese düşmanlık duyuyorlar” açıklamalarında bulundu.
Filistin tarafında ise Hamas, Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesine yönelik övgülerde bulundu ve bu gelişmeyi "20 yılı aşkın mücadeleyi taçlandıran bir zafer" olarak nitelendirdi. Hamas’tan yapılan bir açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Tüm Afgan topraklarının Amerikan işgalinden kurtuluşu nedeniyle Afgan Müslüman ulusunu kutluyoruz."
Hamas'ın üst düzey yetkililerinden Musa Moussa ebu Marzuk, Taliban zaferini bir Filistin zaferi olarak değerlendirdi ve örtülü bir şekilde Taliban'ın Afgan hükümetine karşı savaşı ile Hamas'ın İsrail'e karşı savaşı arasında benzerlikler kurdu. Marzuk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Önceden gericilik ve terörizmle suçlanan Taliban bugün galip geldi ve şimdi daha akıllı ve gerçekçi bir hareket. ABD ve müttefikleriyle karşı karşıya geldi, onlarla uzlaşmayı reddetti ve demokrasi ve seçimler gibi gösterişli adreslere ya da sahte vaatlere aldanmadı. Bütün mazlum halklar bunları yaşadı, ders çıkaran var mı?”
Ramallah'taki çoğu yetkili, Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi hakkında kamuoyuna açıklama yapmadı. Ancak Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi üyesi Ahmed Mecdelani, Facebook sayfasında yaptığı bir paylaşımda örgütü kınadı. Mecdelani, “Sözde ‘direnişin zaferini’ kutlayanlar resmin tamamını görmüyorlar. Hatırlatmak gerekirse, Taliban aynı Taliban. DEAŞ ve El-Kaide'yi doğuran karanlık vahşi güç, her türlü aşırılık ve terörizm Taliban’ı da doğurmuştur. Arap ve İslam halkları aşırılık ve terörizm düşüncelerinin ve uygulamalarının bedelini başka halklardan önce ödemiştir” dedi.



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki İsrailli keskin nişancılar, öldürme yetkileri varmış gibi yardım bekleyen insanlara ateş ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki İsrailli keskin nişancılar, öldürme yetkileri varmış gibi yardım bekleyen insanlara ateş ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Direktörü Philippe Lazzarini dün (pazartesi) yaptığı açıklamada, İsrailli keskin nişancıların Gazze Şeridi'nde yardım bekleyen insanlara ‘öldürme yetkileri varmış gibi’ ayrım gözetmeksizin ateş ettiğini söyledi.

Lazzarini X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi'nde doktorların, hemşirelerin ve insani yardım çalışanlarının açlık çektiğini ve hiç kimsenin bu trajediden kaçamadığını belirtti.

Lazzarini, Gazze Şeridi'nde gıda arayışının bombardıman kadar ölümcül bir hal aldığını vurgulayarak, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım kuruluşunun bir ‘ölüm tuzağı’ haline geldiğini kaydetti.

UNRWA Genel Direktörü, insani yardım dağıtmanın Gazze Şeridi'ndeki ‘paralı askerlerin’ işi olmadığını söyleyerek, kuruluşta çalışanlara atıfta bulundu.

Diğer yandan Dünya Gıda Programı (WFP) pazar günü 25 tırlık bir yardım konvoyunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine girerken ateş altında kaldığını ve bunun sonucunda ölüm ve yaralanmaların meydana geldiğini duyurdu.

WFP X platformunda yaptığı açıklamada, konvoyun Zikim Sınır Kapısı’ndan girdikten sonra İsrail tankları ve keskin nişancıları tarafından ateş altına alınmadan önce ‘yardım arayan büyük sivil kalabalıklarla’ karşılaştığını bildirdi.

WFP, olayla ilgili daha fazla ayrıntı toplamak için ‘yetkililerle’ birlikte çalıştığını ifade ederek, ‘insani yardım arayan sivilleri hedef alan herhangi bir şiddetin tamamen kabul edilemez olduğunu’ vurguladı.

WFP, Gazze Şeridi'nde insani yardım konvoylarının ve gıda dağıtım noktalarının yakınında ateş açılmasına son verilmesi ve Gazze Şeridi'nde hayat kurtarıcı yardım sağlayan sivillerin ve insani yardım çalışanlarının korunması çağrısında bulundu.

WFP tarafından yapılan açıklamada, “Tüm siviller ve yardım çalışanları korunmadığı sürece Gazze Şeridi'ne yardım sağlamaya devam edemeyiz” denildi. WFP, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki açlık çeken nüfusa gıda yardımı ulaştırılmasını kolaylaştırmaya çağırdı.