İran Cumhurbaşkanı, para piyasalarını ve enflasyon oranını kontrol altına alacak ‘acil ve hedefe odaklı’ adımlar atılmasını istedi

İran Cumhurbaşkanı Reisi, ekonomi kurmaylarından Viyana’daki müzakerelere güvenmemelerini talep etti

İran’da yeni hükümetin ekonomi ekibi, dün, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran’da yeni hükümetin ekonomi ekibi, dün, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

İran Cumhurbaşkanı, para piyasalarını ve enflasyon oranını kontrol altına alacak ‘acil ve hedefe odaklı’ adımlar atılmasını istedi

İran’da yeni hükümetin ekonomi ekibi, dün, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran’da yeni hükümetin ekonomi ekibi, dün, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran’ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ABD’nin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle çöküşün eşiğine gelen İran ekonomisine yeniden istikrar kazandırmak amacıyla ekonomi ekibine döviz piyasalarındaki dengesizliği ve enflasyondaki artışı kontrol altına almak için ‘acil ve hedefe odaklı’ adımlar atmaları talimatı verdi.
Cumhurbaşkanı Reisi'nin, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) Genel Sekreteri Muhsin Rızai'yi ekonomi işlerinden sorumlu yardımcısı olarak atadığı bir cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yayınlanmasından birkaç gün sonra yeni hükümetin ekonomi ekibi, dün, ilk toplantısını gerçekleştirdi. Bunun yanı sıra önümüzdeki günlerde Merkez Bankası’na yeni bir başkan ataması bekleniyor. Reisi’nin ekonomi ekibi, Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir, Cumhurbaşkanlığı Ofisi Direktörü Gulamhüseyin İsmaili, Bütçe ve Planlama Teşkilatı Başkanı Mesud Mirkazımi, Ekonomi Bakanı İhsan Handuzi ve Çalışma Bakanı Hüccetullah Abdulmelik’ten oluşuyor. Ancak Reisi’nin ekonomi ekibinde yer alan isimlerle ilgili, İran Şura Meclisi’nde gerçekleştirilen hükümetin güvenoyu aldığı oturumda ekonomik sorunlarla başa çıkma yeteneklerine gerçekten sahip oldukları konusunda bir takım şüpheler vardı.
İran Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesine göre Reisi, ekonomi ekibine döviz piyasasını ve enflasyon oranını kontrol etmek amacıyla ‘acil ve hedefe yönelik’ adımlar atma talimatı verdi. Ayrıca, uzmanlarla genel bütçeyi destekleyecek ve İran para biriminin değerini artıracak çözümlerin ele alınacağı istişarelerde bulunulmasını istedi. Cumhurbaşkanı Reisi, “Atılan adımların, vatandaşların günlük hayatlarına yansımaları olmalı. Hükümetin bu konuyla ilgilendiğinden emin olmalılar” ifadelerini kullandı.
Cumartesi günü yeni kabineyi kabul eden İran’ın dini lideri (Rehber) Ali Hamaney'in ekonomiye yönelik ‘tavsiyelerini’ uygulamaya çağıran Cumhurbaşkanı Reisi, ‘Hameney’in konuşmasının ekonomiyle ilgili bölümlerinin hükümetin ekonomi ekibinin tüm üyeleri tarafından yakından ve daimi olarak takip edilmesi gerektiğini’ söyledi.
Hamaney’in uygulanmasını istediği 10 madde arasında, ‘ekonomik sorunların nükleer anlaşma ile ilgili müzakerelere ve bunların sonuçlarına bağlanmaması ve kararlar alınırken iç dinamiklerin başlıca referans olması’ yer alıyordu.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’nın (ISNA) haberine göre Reisi, ekonomi kurmaylarından, hükümetin sınırlı geliri olan kişilere sağladığı mali yardımları gözden geçirmelerinin yanı sıra bankacılık sistemini desteklemelerini istedi.
Öte yandan Reisi hükümetinin göreve başlamasının döviz piyasalarına yansıması olumsuz oldu. Dolar ise geçtiğimiz Mart ayından bu yana en yüksek seviyesine yükseldi. Oysa İran Şura Meclisi geçtiğimiz hafta hükümete güvenoyu verilmesi konusunda zamanla yarışıyordu.
İran İstatistik Merkezi tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan bir rapora göre yıllık enflasyon oranı Temmuz ayında yüzde 45,2'ye yükseldi. Bu arada İran Çalışma, Kooperatif ve Sosyal Refah Bakanlığı, 83 milyon İranlıdan 26,5'inin kötüleşen yaşam şartları nedeniyle yoksulluk sınırının altında yaşadığını bildirdi.
Dolar ise hafta sonunda 280 bin İran riyalini aştı. Donya-e-eqtesad gazetesinin haberine göre dün akşam İran piyasalarının kapanmasının ardından dolar riyal karşısında küçük bir artış kaydettikten sonra 275 bin riyale geriledi.



Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
TT

Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)

Velid Fares

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, Dışişleri Bakanı ile birlikte helikopter kazasında hayatını kaybettiğini duyuran açıklamanın mürekkebi kurumadan, ölümünden kimin sorumlu olduğuna dair anlatılar başladı. Helikopterin zorunlu inişi gerçekten teknik nedenlerden mi kaynaklanıyordu, yoksa birisi motora sabotaj mı yapmıştı?

Haberlerin çoğu, teknik bir arızanın bir felakete dönüşen bu zorunlu inişe yol açtığı sonucuna varıyor. Ancak pek çok soru hâlâ soruluyor ve bunlar arasında şunlar da var; bu helikopter nasıl düştü, Cumhurbaşkanına eşlik eden iki helikopterden ikisi de neden zorunlu iniş alanına bakmadan yolculuklarına devam ettiler? Bazıları, kötü hava koşullarına rağmen kışın bile bu koridorun sürekli uçak ve helikopterler tarafından kullanıldığını söylüyorlar. Dolayısıyla ya bu olay benzersiz ya da olayların seyrini bu yöne iten yıkıcı bir el var.

Nihai raporların sonuçları ne olursa olsun, bu durum, İran rejimi içindeki kanatlar arasındaki güç tartışması çerçevesine giriyor. Bu kanatların ilki ölen Cumhurbaşkanı’nın devlet başkanı konumundayken başını çektiği kanattır. Kaynaklara göre Reisi, başkanlığını yaptığı devlet kurumlarının daha yetkili olması için çalışıyordu. Diğer kanat ise Dini Lider'in kanadı ve yüksek Humeyni otoritesi onun elinde. Yeni cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi yaklaşırken kanatlar arasındaki mücadele yoğunlaşmıştı ve Hamaney'in ölümüyle yerine geçecek yeni ismin bulunması için çalışmalar yapılıyordu. Bilgiler, Humeyni Otoritesinin başındaki ismin, yerine oğlu Mücteba Hamaney'i önerdiğini söylüyor. Ancak diğer kaynaklar, Reisi'nin Veliyyi Fakih’in halefi olmaya hazırlandığını, bunun da iki kanat arasında çatışmaya yol açtığını söylüyorlar.

Anlaşmazlık konularından biri de 2014'ten bu yana Batı'dan, özellikle de ABD'den aktarılan ve on milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paranın kontrolü. Bu büyük meblağlar doğal olarak hükümet, bürokrasi, güvenlik kurumları, bankalar ve sahayı kontrol eden milisler arasında büyük çatışmalara yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Rehberlik makamları arasındaki çatışma, bir yandan rejimin gücünü güvence altına alan bu fonlar üzerindeki kontrolün niteliği, diğer yandan da rejimin dört Arap ülkesinde ve Filistin topraklarındaki Humeynici ve müttefik milislerle olan organik bağıyla ilgili derin farklılıkların bir sonucu olabilir.

Peki, Reisi’nin sahneden ayrılmasından sonra şimdi ne olacak?

En yakın ihtimal, kurumlardaki ve devletteki destekçilerinin zayıflatılması ve yerine Rehber’i çevreleyen dar çevrenin parçası olacak, yeni bir cumhurbaşkanının getirilmesidir. Böylece cumhurbaşkanlığı makamı yakın gelecekte Dini Lider’in halefi için hazırlanmış olacak. Bu durumda, İran'daki bu dramatik değişimlerin iç, bölgesel ve uluslararası arenadaki sonuçları nelerdir?

İran içinde, yoğun halk tepkisinden ve Tahran ile diğer şehirlerde gerçekleşen kutlamalardan, Reisi'nin ölümünün, muhalefetin bir bütün olarak rejimin varlığını reddetmesi, bir otorite boşluğu veya en azından otoritenin kanatları arasında bir çekişme olduğu temelinde otoriteye karşı yeniden protesto çağrısı yapması için yeni bir kapı açabilir. Bu elbette rejimi, uluslararası kamuoyunu sahayı kesin olarak kontrol ettiğine ikna etmek için büyük bir baskıda bulunmaya itecektir.

Bölgesel düzeyde bazı hükümetler, Tahran’daki yeni hükümet ve yönetim ile ilişkilere hazırlık olarak Hamaney'in otoritesini yeniden tanıdı. Bunların arasında devletlerin içişlerine karışmama anlaşması imzalayan ülkelerin yanı sıra, durumu izleyen ve yeni rejimin istikrarlı bir yönde gelişimini görene kadar harekete geçmeyecek Arap Körfez ülkeleri de var.

Uluslararası düzeyde, bazı Avrupa hükümetlerinin, İran liderliğine Avrupa, AB ve Tahran arasındaki mevcut anlaşmalara saygı duyulacağı konusunda güvence vermek amacıyla, Dini Lider’e sempatilerini ifade etmekte hızlı davrandıklarını gördük. Bu, İran'da en yüksek ve derin Avrupa çıkarlarına sahip olanlar için normaldir ve şu ana kadar rejimi değiştirmeye çalışan tüm İran muhalefetlerinden daha güçlüdür.

ABD'ye gelince, Dışişleri Bakanlığı, İran hükümetinin koşullarındaki değişikliğe rağmen kendisi ile diplomatik ilişkiler kurmadan, İran yönetimine sakin bir dille başsağlığı diledi. Çünkü yönetim Kongre'de her iki partiden de cumhurbaşkanı kim olursa olsun bu rejimle ilişki kurmak istemeyen bir çoğunluğun bulunduğunu çok iyi biliyor. Başkanlık seçimi kampanyası sırasında muhalefetin yönetime yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığı ve muhalefetin ABD yönetimini, terörist olarak gördüğü bir rejimi tanımaktan sorumlu tuttuğu biliniyor.

Dolayısıyla Biden yönetimi İran rejimini diplomatik olarak tanırken, popülist Cumhuriyetçi tabandan duyduğu korku nedeni ile kendisi ile ilişki kurmama ilkesini sürdürecek. Çünkü Cumhuriyetçiler önemli eyaletlerde çoğunluğu elde etmiş gibi görünüyor, bu da seçim sonuçlarını etkileyebilir.

Bunun gelecekteki en önemli sonuçları ne olacak?

İran rejiminin, önümüzdeki Kasım ayındaki ABD seçimleri öncesi Ortadoğu'da bir tür güç gösterisine hazırlık amacıyla kendi kurumlarını etrafında toplaması, onları koruması ve geliştirmeye çalışması mantıklı. Bu da demek oluyor ki, yaz başından kasım ortasına kadar Biden yönetiminin ya da diğerlerinin seçimler nedeniyle Ortadoğu'daki herhangi büyük hareketlenmeye karşılık veremeyeceği hassas bir dönem yaşanacak. Tahran bunu anladı ve eğer isterse aynı aşamayı bölgedeki bazı hedeflerini hayata geçirmek için de kullanmaya hazırlanıyor.

Reisi'den sonra İran, iktidarın Humeyni’nin deyimi ile "Allah ile savaşan" muhalefete bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırma yoluna gidecek. Ancak İsrail-İran çatışması çerçevesindeki yeni durum, bir yanda İsrail ve bölgesel müttefikleri, diğer yanda İran rejimi arasında tansiyonu yükseltmeyi, aynı zamanda rejim içinde yeni halk ayaklanmalarının başlamasını kolaylaştıracak bir iç bölünmenin yaşanmasını ümit eden İran muhalefetinin işine yarayabilir.

Fakat ABD'nin tutumu değişmediği sürece, mevcut aşamada bu rejimi değiştirmek zor olsa da seçim tarihi yaklaştıkça değişim fırsatları doğabilir. Her halükârda, Humeyni rejiminin temel direklerinden biri ve 1980'lerdeki binlerce idamın sorumlusu olan birinin yokluğu, İran'daki kurban aileleri için umut verici bir haber, rejime reform veya değişim yönünde baskı yapmak için motive edici bir faktördür.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.