Ankara, Libya’daki Türk güçlerine ‘yabancı güç’ gözüyle bakmıyor

Trablus’ta Türk askerlerinin Libyalılara verdiği askeri eğitimlerden bir kare (Şarku’l Avsat)
Trablus’ta Türk askerlerinin Libyalılara verdiği askeri eğitimlerden bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Ankara, Libya’daki Türk güçlerine ‘yabancı güç’ gözüyle bakmıyor

Trablus’ta Türk askerlerinin Libyalılara verdiği askeri eğitimlerden bir kare (Şarku’l Avsat)
Trablus’ta Türk askerlerinin Libyalılara verdiği askeri eğitimlerden bir kare (Şarku’l Avsat)

Türk ve Libyalı yetkililer, 27 Kasım 2019’da Faiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Ankara arasında imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği Türk güçleri ve binlerce Suriyeli paralı askerin Libya’da kalmaya devam edeceği vurgusunu yineledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar, İtalya’da iki gün süren temaslarının ardından Türkiye’yi ziyaret eden
Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile Libya’daki gelişmeleri ve yabancı güçler ile paralı askerlerin ülkeden çıkması meselesini görüştü.
Çavuşoğlu ve Akar, Perşembe ve Cuma akşamı Mişri ile yaptıkları ayrı toplantılarda, Türk güçlerinin Libya’daki meşru varlığına vurgu yaparak, söz konusu güçlerin önceki hükümetle yapılan muhtıra kapsamında Libya’da bulunduğunu ve söz konusu güçlerin muhtıraya dayanarak orada kalmaya devam edeceğini ifade ettiler.
Bakan Çavuşoğlu, Türk güçlerinin Libya’daki varlığının meşru hükümet ile yapılan anlaşmaya dayandığını ve bunun da uluslararası hukuka uygun olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, Libya’da istikrarın sağlanması amacıyla ülkesinin Libya’da 24 Aralık’ta yapılması kararlaştırılan seçimlerde geçici hükümetin çabalarını desteklemeyi sürdüreceğini ifade etti.
Savunma Bakanı Akar, Mişri ile görüşmesinde, ülkesinin Libya’daki geçici hükümete olan desteğini yineledi. Akar, Libya’daki Türk güçlerine yabancı güç gözüyle bakılmaması gerektiğini çünkü bu güçlerin meşru hükümetin daveti üzerine orada bulunduğunu ve Libya ordusunun kendi kendine yetebilecek bir seviyeye ulaşması ve istikrara kavuşması sağlanıncaya kadar orada kalmaya devam edeceğini vurguladı. Türkiye’nin kimsenin hakkında, hukukunda ve toprağında gözü olmadığını belirten Akar, Libya’daki Türk güçlerinin “Libya, Libyalılarındır” anlayışıyla çalıştığını ifade etti.
Akar ve Mişri, Libya’daki seçimlerin anayasal duyuruya binaen sağlıklı hukuki temeller üzerinde belirlenen vakitte yapılmasını arzuladıklarını belirterek, seçimlerin yapılmasını ve şeffaflık sağlamayı imkansızlaştıracak tüm engelleri ortadan kaldırmanın ve seçimleri baltalayanları cezalandırmanın önemini vurguladı.
Libya’daki yabancı güçlerin ve paralı askerlerin varlığına değinen Mişri, “Yasal ve meşru anlaşmalar (Serrac hükümeti döneminde imzalanan muhtıraya atıfla) üzerine gelen güçlerin kalmasına karar vermek, seçilmiş Libyalı yetkililere bırakılmalıdır” dedi.
Ankara, Türk güçlerinin yanı sıra 10 bini aşkın Suriyeli paralı askeri Libya’dan çekmesini isteyen uluslararası toplumun talepleriyle karşı karşıya. Türkiye UMH ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası kapsamında UMH’yi desteklemesi için Libya’ya Türk güçlerinin yanı sıra 20 bin Suriyeli paralı asker göndermişti ancak geçtiğimiz yıl Ekim ayında Libya’da ateşkes yapılmasının ardından bunların bir kısmını çekti.
Mişri, Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada, “Türk güçleri Libya’nın açık iradesiyle geldi ve Türkiye ile imzalanan anlaşmaların (27 Kasım 2019’da İstanbul’da imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası ile Deniz Yetki Alanları Anlaşması’na atıfla) her ne şekilde olursa olsun hedef alınmasını tamamen reddediyoruz. Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti, kendileriyle birlikte gelen metinlere ve anlaşmalara bağlı kalmalılar” dedi.



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.