Deniz buzları eriyince kutup ayıları yakın akrabalarıyla çiftleşmeye başladı

Küresel ısınmanın etkileri, kutup ayılarının soyunun tükenmesine neden olabilir (Reuters)
Küresel ısınmanın etkileri, kutup ayılarının soyunun tükenmesine neden olabilir (Reuters)
TT

Deniz buzları eriyince kutup ayıları yakın akrabalarıyla çiftleşmeye başladı

Küresel ısınmanın etkileri, kutup ayılarının soyunun tükenmesine neden olabilir (Reuters)
Küresel ısınmanın etkileri, kutup ayılarının soyunun tükenmesine neden olabilir (Reuters)

Kutup ayıları iklim krizinin bir sonucu olarak Arktik Denizi'ndeki buz kaybı nedeniyle hayatta kalabilmek için soy içi üremeye yöneldi.
The Royal Society adlı akademik dergide çarşamba günü yayımlanan bir araştırmaya göre soy içi üreme, 1995-2015 arasında Norveç'in Svalbard Takımadaları'ndaki kutup ayısı popülasyonunda genetik çeşitliliğin yüzde 10 azalmasına neden oldu.
Norveç Kutup Enstitüsü'nden bilim insanları, takımadanın kutup ayısı popülasyonundaki genetik eğilimleri gözlemlemek için 20 yıl boyunca ekoloji ve mühendislik verilerini inceledi.
Çalışmada, genetik çeşitlilik kaybının "Arktik Barents Denizi'ndeki hızlı deniz buzu kaybıyla" ilgili olduğu belirtildi.
Gen akışındaki düşüşe deniz buzunun kapladığı alanın azalması sebebiyle yaşanan habitat parçalanmasının neden olduğu, bunun da "odak örnekleme alanlarındaki yerel kutup ayılarının soy içi üremesinde artışla sonuçlandığı" ifade edildi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'na (World Wildlife Fund -WWF) göre Barents Denizi, Arktik bölgesinde iklim krizine bağlı en hızlı buz kaybını yaşıyor.
Norveç Biyoekonomi Araştırma Enstitüsü'nden çalışmanın yazarı Simo Maduna, ABC News'a verdiği demeçte, "Genetik çeşitlilikte, popülasyon çok küçüldüğü zaman yakın akraba bireylerin çiftleşme ve yavru üretme şansının daha yüksek olacağını görürsünüz. Fakat bununla birlikte çekinik bazı özelliklerin artık popülasyonda gün yüzüne çıkma tehlikesi de oluşuyor" dedi.
Bu süper avcılar seyahat etmek, avlanmak, dinlenmek ve üremek için buza bağlı. Çoğunlukla deniz buzu üzerinde dolaşır ve nadiren kıyılara çıkarlar.
Nisanda yapılan bir başka çalışmada da iklim krizinin süper avcıların beslenmelerini değiştirdiğine işaret edilmişti.
Kutup ayıları zamanlarının yarısından fazlasını yiyecek bulmak için harcar fakat fok avlama fırsatları azaldığı için aç hayvanlar deniz kuşları ve bu kuşların yumurtalarını aramak zorunda kalıyor.
Besin kaynaklarının azalmasıyla ayıların giderek yamyamlaştığı gözlemlendi. Ayrıca kutup ayıları hamilelik sırasında kaldığı anne inlerinden "giderek daha ayrı düşüyorlar".
Rusya'nın baş çevre düzenleyicisi Svetlana Radionova, geçen ay sosyal medyada "kutup ayılarının insanlara daha sık gelmesinin endişe verici olduğunu" yazmıştı. Bir olayda, Sibirya'nın kuzeybatısındaki Yamal Yarımadası'nda bulunan rengeyiklerinin yaşadığı alanlara girmemesi için bir grup ayının helikopterlerle korkutulduğu bildirilmişti.
Çalışmada, hayvanlar arasında artan izolasyon seviyelerinin "gelecekte soy içi üremeyi artırabileceği, bunun da yüksek ihtimalle beraberinde soy içi üremeye bağlı azalma (soy içi üremenin neden olduğu biyolojik uyumluluk kaybı -ed.n.) gibi olumsuz etkiler yaratacağı" belirtildi. Öte yandan diğer çalışmalarda, bu tür soy içi üremelerin daha düşük seviyede gerçekleştiği bildirildi.
Dünya'da Arktik boyunca Alaska, Kanada, Grönland, Norveç ve Rusya'da dağılmış şekilde yaklaşık 25 bin kutup ayısı kaldı.
Halihazırda tehlike altındaki bir tür olarak kaydedilen bu memeliler, Nature Climate Change adlı akademik dergide yayımlanan bir çalışmaya göre bu yüzyılın sonunda yok olabilir.
Independent Türkçe



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news