Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan ve yardımcısı Daklu, sivil hükümet ortaklarını ‘darbeye zemin hazırlamakla’ suçladı

Sudan Ordusu Başkomutanı El-Burhan: “Küçük siyasi güçlerin orduya hükmetmesine ve orduyu kötüye kullanmasına izin vermeyeceğiz”

Abdulfettah El-Burhan, sivil hükümet ortaklarını “darbeye zemin hazırlamakla” suçladı. (Reuters)
Abdulfettah El-Burhan, sivil hükümet ortaklarını “darbeye zemin hazırlamakla” suçladı. (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan ve yardımcısı Daklu, sivil hükümet ortaklarını ‘darbeye zemin hazırlamakla’ suçladı

Abdulfettah El-Burhan, sivil hükümet ortaklarını “darbeye zemin hazırlamakla” suçladı. (Reuters)
Abdulfettah El-Burhan, sivil hükümet ortaklarını “darbeye zemin hazırlamakla” suçladı. (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), geçiş hükümetinin siyasi referansını temsil eden siyasi ve sivil ittifakı, başarısız darbe girişiminden ve silahlı kuvvetlere karşı başlatılan kampanyalardan sorumlu tuttu. Sahayı yalnızca sivil bileşenlere bırakmama sözü veren iki isim, zor ekonomik durum ve iktidar mücadeleleri için de sivil bileşeni suçladı.
El-Burhan ve yardımcısı Hamideti, bir dizi askeri güce hitaben yaptıkları konuşmada, geçiş hükümetinin sivil bileşenine sert eleştiriler yönelttiler. Geçiş hükümetini, “vatandaşların yaşam koşullarını ihmal ederek, hükümet koltukları ve bakanlık pozisyonları için mücadele ederek” başarısız askeri darbelere zemin hazırlamakla suçladılar.
El-Burhan, Hartum'un kuzeyindeki Vadi Sidna bölgesinde düzenlenen "özel kuvvetler" mezuniyet töreninde, silahlı kuvvetlerin darbe girişimini püskürttüğünü ve başka hiçbir partinin bunu yapmadığını söyledi. Burhan, “Demokratik bir geçiş istiyoruz. Hiçbirimizin iktidarı ele geçirmek gibi bir niyeti yok. Halk iradesiyle seçilen sivil ve demokratik bir devletin kurulduğu geleceğe doğru ilerlemek için devrimin hedeflerine ve geçiş döneminin hedeflerine inanan milli güçlerle el ele vermek istiyoruz” dedi.
Askeri güçlerden övgüyle bahseden El-Burhan, isim vermeden bahsettiği “asıl kaygısı iktidarda bir koltuk olan” siyasi partiler karşısında değişimin tek koruyucusunun askeri güçler olduğunu söyledi. El-Burhan geçiş hükümetinin sivil bileşenini işaret ederek, “Silahlı kuvvetler değişimi koruyor. Bir bakanlık koltuğu kapmaktan başka kaygısı olmayan siyasi partiler var” ifadelerini kullandı.
Siyasi partileri silahlı kuvvetlere karşı kampanya başlatmakla suçlayan El-Burhan, "Siyasi partiler oklarını silahlı kuvvetlere yöneltiyor, orduya hakaret etmeyi ve sövmeyi kamu personeli alımında bir ölçüt olarak görüyorlar. Ortaklarımıza şunu söylüyoruz: Ortaklığımızı beslemeliyiz. Biz hiç kimseyi dışlamaksızın el ele vermedikçe hiçbir partinin veya geçiş dönemi bileşeninin ülkeyi tek başına yönetemeyeceğini aklımızda tutmalıyız” dedi.
El-Burhan, ortaklığın askeri bileşeni olan silahlı kuvvetlerin geçiş döneminin önemli bir parçası ve ortağı olmasına rağmen, Başbakan’ın ve Özgürlük ve Değişim Güçleri İttifakının girişimleri de dahil olmak üzere yapılan tüm faaliyetlerde hükümetten dışlandığını söyledi.
El-Burhan, geçiş döneminin başarısızlıkları için sivil ortakları suçlayarak şunları söyledi: "Her şey elimizdeydi. Buna rağmen yürütme işini Bakanlar Kurulu'na bıraktık. Vatanseverliklerine olan güvenimize rağmen doğru yoldan saptıklarını görüyoruz. Geçici iktidarın oluşumundan önce müzakere ettiğimiz siyasi güçlerin büyük bir bölümü teker teker döküldü. Bu nedenle, devrimin şafağı olan bu güçlerin birlik olmaları için çağrı yapıyoruz. Diğer tüm ulusal güçleri geçiş dönemine katılmaya davet ediyoruz”
Hartum'daki tesislerin inşasına ve El-Fuşka'daki askeri operasyonlara hiçbir partinin katılmadığını, ordunun tek başına çaba gösterdiğini belirten El-Burhan, bu sebeple orduya teşekkür etti. El-Burhan, “Zor koşullarda çalışıyoruz. Askerimizin durumu hiç de kolay değil. Subay ve askerlerimize verdiklerimiz, taleplerinin azını bile karşılamıyor” dedi.
El-Burhan ayrıca, anayasal belgeye göre resmi ortak olan Özgürlük ve Değişim Güçleri İttifakı'na atıfta bulunarak, “Sudan'ı hiç kimsenin tekeline bırakmama” sözü verdi. Bu bağlamda El-Burhan, “Değişime inanan ulusal siyasi güçleri, silahlı kuvvetlerle haklarımızı koruyarak, özgür ve adil seçimler yoluyla sivil bir devlet kurmak için çalışmaya çağırıyoruz. Sudan’ı hiç kimsenin tekeline bırakmayacağız. Ayrıca küçük siyasi güçlerin bize hükmetmesine ve silahlı kuvvetleri kötüye kullanmasına izin vermeyeceğiz.”
El-Burhan, hükümet ve siyasi güçlerin darbe girişimine ilişkin açıklamalarını kınayarak, onları silahlı kuvvetlere haksızlık yapmakla suçladı. El-Burhan, “Darbe girişimini durduranın silahlı kuvvetler olduğunu söylemediler. Buna rağmen biz sabır göstermeye devam ediyoruz” diyerek, silahlı kuvvetleri ve darbe girişimini engellemedeki rolünden bir kez daha övgüyle bahsetti.
Ayrıca Doğu Sudan'daki huzursuzluğa, limanın ve kara yolunun kapatılmasını da değinen El-Burhan "Bu, iktidar paylaşımıyla ilgili siyasi bir mesele ve çözümü de siyasi olmalı. Bu mesele şiddet ve kavga yoluyla çözülemez. Biz ordu olarak bu kargaşaları desteklemekle suçlanıyoruz, bu bir yalan... Silahlı kuvvetlere ve liderlerine yönelik organize harekatın durmasını zaten beklemiyoruz. Amacımız Sudan'ın birliği ve demokratik bir geçiş. Hakaretlere ve eleştirilere kulak asmıyoruz" ifadelerini kullandı.
El-Burhan, "ücretli kalemler" dediği kişileri suçlayarak, "Bunun için para ödeyen partiler ve ajanslarla çalışan ücretli kalemler olduğunu biliyoruz. Ancak biz, milyonlarca Sudanlıyı sokaklara döken demokratik dönüşümü sağlamak, özgürlük, adalet ve eşitlik sloganlarına ulaşmak istiyoruz. Ama bu sloganlar kürsüler ve bakanlıklar arasında kaybolup gitti” dedi.
Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi üyesi meslektaşı Muhammed El-Faki Süleyman'ın devrimcileri darbeye karşı koymaya çağırdığı tweetine atıfta bulunan El-Burhan, Halkı bu sloganlara karşı uyarmalı, oturma eyleminde bulunan ve kardeşleri şehit olan devrim güçlerine diyoruz ki: “Ayağa kalkın ve ey kitleler demiyoruz. Devriminizi korumak için ayağa kalkın.”
Devrimi gasp etmek isteyenlerin konuşmalarının ordu tarafından kabul edilmeyeceğine de kısaca değinen El-Burhan “Geçişi koruyan ve kollayan biziz. Devrimi, onu gasp etmek isteyenlerden de koruyacağız. Bu konuda kimse bizden daha azimli olamaz” dedi.
Hamideti ise tekrarlanan darbe girişimlerinden, vatandaşı ihmal eden, koltuk mücadelesi ve pozisyon paylaşımıyla meşgul olan siyasileri sorumlu tutarak şunları söyledi: “Biz ordu olarak değişimin ilk gününden bu yana hiçbir konuda cimrilik yapmadık. Buna rağmen ortaklardan gece gündüz aşağılama ve hakaretlerden başka bir şey bulamıyoruz. Düzenli güçlerin saygı ve takdir görmediği bir ortamda nasıl darbe olmasın ki!”
Hamideti, askeri güçlerinin Başbakan Abdullah Hamdok'un girişimine katılmamasını eleştirerek, "Başbakan Abdullah Hamdok'un ülkedeki siyasi gerilimi aşma girişimine destek verdik. Ancak bizi dışladılar. Onlarla anayasal belgeyi imzalayanlar bile dışlandı. Her iki taraf da dar partizan konumları ve çıkarları için diğer partinin altını oymaya devam etti” dedi.
Hamideti, halkın bu "maskaralık ve başarısızlık" karşısında sabır gösterdiğini belirterek, ulusal bir program üzerinde uzlaşmaya varılması ve "bu ülkenin güvenlik ve istikrarını sağlayan milli kurumları vatana ihanetle suçlamanın ve hedef göstermenin bırakılması” çağrısında bulundu.



Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
TT

Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)

Irak’ta 11 Kasım’da yapılan parlamento seçimlerinde 65'ten fazla sandalye kazanan başlıca Sünni güçler ve partiler, ‘siyasi ve sosyal istikrarı korumak, anayasal hakları güvence altına almak ve devlet kurumlarında temsiliyeti güçlendirmek için çabaları birleştirmek ve ortak bir vizyonla çalışmak’ amacıyla ‘Ulusal Siyasi Konsey’in kurulduğunu duyurdu.

Konseyde eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, milletvekili Musenna es-Samarrai liderliğindeki Azim Partisi, Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı, mevcut Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Ulusal Hasim İttifakı ve mahkeme kararıyla parlamento seçimlerine katılmaktan men edilen eski milletvekili Ahmed el-Cuburi'nin liderliğindeki Ulusal Cemahir Partisi yer alıyor.

Bazıları bu adımı memnuniyetle karşılarken, Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, sorunun Sünni partilerin ve isimlerin Türkiye, Ürdün, bazı Körfez ülkeleri ve İran dahil olmak üzere çok sayıda bölgesel destekçisinin bulunması ve buna karşın Şii tarafındaki herkesin (Koordinasyon Çerçevesi) Tahran ile ittifak halinde olmasından kaynaklandığını söyledi.


Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
TT

Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)

Kudüs'teki Yabancı Basın Derneği, dün İsrail Yüksek Mahkemesi'ni yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verme kararını bir kez daha ertelediği için eleştirdi.

Hamas'ın İsrail'e saldırdığı Ekim 2023'teki Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana, İsrail yetkilileri yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin harap olmuş ve abluka altındaki bölgeye bağımsız olarak girmelerini engelledi.

İsrail ve Filistin topraklarındaki uluslararası medya kuruluşlarını temsil eden ve bünyesinde yüzlerce yabancı gazeteci barındıran Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi.

Mahkeme, 23 Ekim'de İsrail yetkililerine yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verecek bir plan geliştirmeleri için 30 gün süre verdi.

Ancak sürenin pazartesi günü dolması üzerine mahkeme, İsrail hükümetine 10 günlük ek süre vererek kararını 4 Aralık'a erteledi.

Dernek, yaptığı açıklamada "derin hayal kırıklığını" dile getirerek, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, İsrail hükümetine Gazze'ye serbest ve bağımsız erişim için yaptığı başvuruya yanıt vermesi için bir kez daha ek süre verdiğini öğrendiklerini belirtti.

Dernek, "Dilekçenin sunulmasından bu yana geçen 14 ay boyunca bu tür gecikmelere alıştık. İsrail hükümeti, Gazze'ye erişime izin vermek istemediğini ve böyle bir planı olmadığını defalarca açıkça belirtti" ifadelerini kullandı.


İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
TT

İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai’ye düzenlediği suikastın ardından önümüzdeki günlerde olası bir tırmanışa ilişkin korkular arttı. Yetkililer, bu suikastın siyasi ve güvenlik mesajları içerdiğine inanıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı'na yakın kaynakları, Beyrut’un güney banliyölerinde gerçekleşen saldırıyı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın müzakere girişimlerini önermeye başladığından beri İsrail'in benimsediği eylem planının bir parçası olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Haftalar önce, Cumhurbaşkanı Avn müzakere girişimini başlattığında, İsrail buna ateşle karşılık verdi ve Bekaa Vadisi ve güney bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenledi. Şimdi de İsrail ile krize sürdürülebilir bir çözüm bulmak için bir girişim başlatmasının ardından yanıt Dahiya'ya saldırmak oldu” dediler.

Tabatabai suikastı, İsrail'in yakında gerilimi tırmandırma niyetinde olduğunu teyit eden tehdit mesajları yayınladığı, Lübnan ile kuzey sınırındaki hava savunma sisteminde alarm durumu ilan ettiği ve işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri'nde sürpriz askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleşti.

İsrailli liderler, ABD yönetiminin bu tırmanışa itiraz etmeyeceğini ve İsrail'in bu görevi sadece suikastlarla değil, güç kullanarak da üstleneceğini öne sürdüler. Aynı yetkililer, İsrail ordusunun şu anda Lübnan'da işgal altındaki Batı Şeria'da olduğu gibi hareket ettiğini vurguladılar.