İdlib'deki muhalifler Rusya'nın baskısından endişeli

Çizdikleri resimleri taşıyan İdlib kırsalındaki çocuklar. (AFP)
Çizdikleri resimleri taşıyan İdlib kırsalındaki çocuklar. (AFP)
TT

İdlib'deki muhalifler Rusya'nın baskısından endişeli

Çizdikleri resimleri taşıyan İdlib kırsalındaki çocuklar. (AFP)
Çizdikleri resimleri taşıyan İdlib kırsalındaki çocuklar. (AFP)

Rus savaşçılar, rejim güçlerinin Suriye'nin kuzeybatısındaki gerilimi azaltma bölgelerindeki topçu ve füze atışlarıyla eşzamanlı olarak hava saldırılarını sürdürüyor. İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye’deki binlerce sivilin evlerini terk etmeye ve onlarca sivilin öldürülmesine ve yaralanmasına neden olan gerilimi azaltma bölgesindeki şiddet hız kazanıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), iki Rus savaş uçağının 22 Eylül sabahı İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye’de bulunan Kansafra bölgesini yüksek patlayıcı vakum füzeleriyle bombaladığını bildirdi. İdlib'in kuzeybatı bölgelerinde başlatılan yeni bir Rus hava bombardımanında Heyetu Tahrir’uş Şam grubunun bir üyesi öldürüldü. Örgütün birçok unsuru da yaralandı.
SOHR, eylül ayının başından bu yana İdlib, Hama ve Halep'in büyük kısmını kapsayan, "gerilimi azaltma bölgesi” olarak bilinen alana Rus hava saldırılarının sayısının arttığını kaydetti. Rus savaş uçakları, yüksek patlayıcı termobarik füzelerin kullanıldığı 172 hava saldırısı düzenledi. İdlib bölgelerine 122, Lazkiye kırsalına 25, Hama kırsalına 2 ve Cebel Şeyh Bereket ve Halep’teki Darat İzze çevresine de 18 hava saldırısı yapıldı.
İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye'deki el-Bara bölgesi sakinlerinden biri şunları aktardı:
“İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye bölgelerine rejim güçleri ve Ruslar tarafından yapılan kara ve hava bombardımanı ve başlatılan askeri operasyonlar karşısında muhalif grupların ve kontrolü altındaki alanların garantörü nerede?”
Türkiye’nin saldırılara müdahale etmediğini öne süren Suriyeli bölgede son zamanlarda en az 20 Rus hava saldırısının gerekleştiğini bildirdi.
İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye köylerine rejim güçleri ve İranlı milisler tarafından yapılan kara bombardımanına ek olarak Rus hava saldırıları sonucu nüfusun yüzde 80’inin bölgeyi terk ettiğini belirten vatandaş, bölgenin neredeyse ıssızlaştığını kaydetti. Ayrıca Cebel ez-Zaviye’deki birçok köyde 200'den fazlası kişinin saldırılarda yaralandığını, aralarında çocukların ve kadınların da olduğu 200'den fazla sivilin de öldürüldüğünü aktardı.
İdlib'in güney kırsalından göç eden 49 yaşındaki Cuma es-Sicnavi de şunları aktardı:
“Kendisini gerilimi azaltma sürecinde rejim güçlerinin ve İranlı milislerin garantörü olarak tanımlayan Rusya karşısındaki tutumu nedeniyle kendisini muhaliflerin garantörü olarak niteleyen Türkiye’nin tutumu dikkat çekici. Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki gerilimi azaltma bölgeleri geçen haziran ayından bu yana Ruslar, rejim güçleri ve İranlı milislerin çeşitli silahlarıyla gerçekleştirdikleri askeri saldırılarla karşı karşıya. Bölge halkı sığınmacı ve göçmen konumuna düştü. Cebel köylerinin halkı, bölgenin son zamanlarda tanık olduğu askeri gerilimden dolayı çok acı çekti. Rus savaşçıları veya rejin unsurları tarafından yapıldığı tahmin edilen bombardımanda ölen bir vatandaşın ailesi, keşif uçaklarının görüş alanından uzağa gömmek istedikleri cesedi gece yarısına kadar evde tutmak zorunda kaldı. Bölgede yaşam standartlarının bozulması ve tıbbi hizmetlerin yetersizliği de yaralıların hayatını tehdit ediyor.”
Özgür Suriye Ordusu’nda Komutan Albay Mustafa Bakur da konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Ruslar, Türklerle yapılan tüm görüşmelerden önce, özellikle Suriye'nin kuzeyindeki Türk noktalarının yakınında ve kurtarılmış bölgelerde askeri operasyonlarını sürdürdü.”
Bakur açıklamasında mevcut gerilimin Türkiye Cumhurbaşkanı’na, kurtarılan bölgelerin bombalanmasını durdurması karşılığında taviz vermesi için baskı yapmak amacıyla yaklaşan Rus-Türk zirvesi hazırlıkları çerçevesinde gerçekleştiğini öne sürdü.
Bakur, ABD'nin Fırat'ın doğusundan çekilme olasılığına ilişkin bilgilerin henüz doğrulanmadığını, bunun Ruslar için Afganistan'daki kadar öncelikli bir dosya haline geldiğini iddia etti.
İnsan hakları aktivisti Ömer Hac Ahmed de duruma dair şunları söyledi:
"Tüm siyasi göstergeler ve birkaç gün önce Rusya ve Türkiye dışişleri bakanları arasındaki karşılıklı yapılan açıklamalar, Suriye’nin kuzeybatısındaki gerilimi azaltma bölgesinde rejim güçleri ve Ruslar tarafından başlatılan operasyonların Moskova tarafından baskı yapmak için kullanıldığını gösteriyor.”



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.