Irak Başbakanı Kazımi yalan seçim vaatlerine karşı uyardı

BM Irak Özel Temsilcisi seçimlere etkin katılım çağrısında bulundu.

Fotoğraf: Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AP)
Fotoğraf: Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AP)
TT

Irak Başbakanı Kazımi yalan seçim vaatlerine karşı uyardı

Fotoğraf: Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AP)
Fotoğraf: Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AP)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, ülkede erken seçimlerin yapılacağı 10 Ekim tarihi yaklaştıkça vatandaşları, seçmenden oy almak amacıyla yalan seçim vaatlerinde bulunan siyasetçilere karşı uyarmaya devam ediyor.
Kazımi’nin geçtiğimiz günlerde bu yöndeki uyarısını birçok vesileyle tekrarlaması, ülkedeki yürütme otoritesinin başındaki ismin uzun yıllardır seçim sürecini kuşatan tehlikelerin ve etkili siyasi partilerin çoğunun seçmenden oy almak için başvurduğu ‘hileli yolların’ boyutlarının farkında olduğunu gösteriyor.
Kazımi çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Hayali kamu atamaları veya arazi dağıtımı gibi yalan vaatler karşılığında oy satın alma girişimlerine karşı uyarıyorum. Bu tür girişimlere inanmayın. Vatandaşın yalan iddialarla kandırılmasını tamamen reddediyoruz. Bu iddialar tarafımızca izlenecek” dedi.
Kazımi cuma günü de Twitter hesabından paylaştığı mesajda vatandaşa seslenerek, “Haksız bir şekilde bürokrasi basamaklarını hızlıca tırmanmaya çalışanların atama yapma ve arazi dağıtımı gibi hayali vaatlerde bulunan ve oy satın alanlara inanmayın. Tehdit edenlere ve ortalığı karıştıranlara kulak asmayın. Onları özgür ve şeffaf seçimlerde oylarınızla uzaklaştırın” ifadelerini kullandı.
Kazımi’nin, adayların kamuya atama gerçekleştirme veya arazi dağıtma gibi vaatlerine karşı tekrar tekrar uyarması dikkati çekti. Bu uyarılar, birçok adayın yoksul halk kesimlerin içinde bulunduğu durumdan faydalanarak yalan vaatlere başvurmasının ardından geldi. Ancak sahadaki gerçeklik ise son yıllarda yoksul kesimlerin bu tür vaatlere aldırış etmediklerine işaret ediyor.
Arazi dağıtma vaadi daha çok Nuri el-Maliki’nin liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu ile anılıyor. Nitekim bu vaat en çok 2014 seçim döneminde kullanıldı. O dönem Maliki başbakanlık görevini yürütüyordu. Çoğu Iraklının hatırladığı üzere o dönem yayılan bir videoda Kanun Devleti Koalisyonu’ndan aday olan Hakim Mahmud el-Hasan’ın seçmenlere milletvekili olmak şartıyla takdir edilen arazi bedeli karşılığında bono dağıtıyordu. Hasan milletvekili seçildikten sonra dağıttığı bonoların sahte olduğu ortaya çıktı. Ne var ki Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği Hasan’a karşı harekete geçmemişti. Seçim Komiserliği bu ayın ortasında ise “seçim kartı satın almak” suçlamasıyla hakkında adli dava açılması sebebiyle Eşvak Fahd Ubud el-Gariri’nin adaylığını düşürdü.
Seçim Komiserliği salı günü “seçim talimatnamelerindeki kurallara aykırı davrandıkları” gerekçesiyle iki kişinin daha adaylığını düşürdü. Komiserlik talimatnamelere aykırı 100 durum tespit ettiğini ve bunlarla ilgili işlem başlattığını aktardı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Iraklı vatandaşlara seçim fırsatını değerlendirme ve seçim sandığına gitme çağrısı yaptı. Plasschaert dün Iraklılara seslendiği kısa açıklamasında, erken seçimlerin Ekim 2019 protestolarının en önemli taleplerinden biri olduğuna dikkat çekti.
Plasschaert, açıklamasında şunları kaydetti:
“Ekim 2019’da birçok Iraklı sokağa indi ve ekonomik, sosyal ve siyasi fırsatların olmamasına karşı protesto yaptılar. Vatandaşlarının haklarını koruyan ve herkese fırsat sunan bir ülkede yaşama yönündeki açık isteklerini dile getirdiler. Aradan geçen 2 yılın ardından temel taleplerinden biri gerçekleşiyor o da 10 Ekim 2021’de yapılması beklenen erken seçimlerdir. Seçim sandığında sesinizi duyurabileceğiniz fırsatınızı olacak. Bu seçimler Iraklılara aittir ve onu Iraklılar yönetecek. BM daime her adımda ortak olarak kalmaya devam edecek. Bu, sizin ülkeniz, sizin geleceğiniz ve sizin oyunuz. Fırsatı değerlendirin.”



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.