Mısır ve Hollanda, düzensiz göçe karşı mücadelede işbirliğini artıracak

Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Hollanda Göçmenlik Bakanı dün Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Hollanda Göçmenlik Bakanı dün Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır ve Hollanda, düzensiz göçe karşı mücadelede işbirliğini artıracak

Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Hollanda Göçmenlik Bakanı dün Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Hollanda Göçmenlik Bakanı dün Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır ve Hollanda'dan yetkililer düzensiz göç konusunda işbirliği mekanizmalarını güçlendirmek için dün Kahire'de bir görüşme gerçekleştirdiler. Taraflar, Mısır'ın teknik ve mesleki becerilerinin geliştirilmesi ve Mısır'da iş fırsatları yaratmak için ortak bir merkez kurulmasını içeren karşılıklı bir niyet beyanı imzaladı.
Mısır'ın Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Badr Abdel-Atiy ve Hollanda Göçmenlik Bakanı Ankie Broekers başkanlık ettiği toplantı, Mısır'daki Yasadışı Göç ve İnsan Ticareti ile Mücadele ve Önleme Ulusal Koordinasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Naela (Nayla) Gabr ve çeşitli bakanlıklardan çok sayıda temsilcinin katılımıyla Mısır Dışişleri Bakanlığı yerleşkesinde gerçekleştirildi. Mısır'dan yapılan açıklamaya göre, taraflar arası istişareler sırasında iki ülke arasındaki seçkin ilişkileri, özellikle düzensiz göç alanında olmak üzere çeşitli alanlarda bağlarını güçlendirmenin yolları gözden geçirildi.
Mısır'ın Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı, göç ve düzensiz göç konusundaki bu istişarelerin yapılmasının, Mısır'ın bu alandaki güçlü duruş ve çabaları ile uluslararası çabalara niteliksel bir katkı sağlamak için Avrupa ülkeleriyle işbirliği yapma konusundaki istekliliği çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı.
Mısır'ın düzensiz göçle mücadele alanındaki büyük çabaları ve başarıları, özellikle de Mısır'ın 6 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmasına rağmen Eylül 2016'dan bu yana Mısır kıyılarından hiçbir yasadışı göçmen teknesinin denize açılmamış olmasına atıfta bulundu. Öte yandan, Mısır'ın Hollanda da dahil olmak üzere Avrupa işgücü piyasalarındaki ihtiyaçlarını karşılamak için vasıflı ve eğitimli işgücü sağlamaya hazır olduğunu vurguladı.
Dr. Abdel-Atiy ayrıca, vatandaşlarını düzensiz göç ve insan kaçakçılığının tehlikelerinden korumak için Mısır devlet kurumlarının konuyla ilgili alakasına ve etkin işbirliğine dikkat çekerek, sosyal konuları ele alan kapsamlı bir yaklaşımla iki taraf arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu olumsuz fenomene karşı koymak ve iş fırsatlarının yaratılmasına ve Mısır'a daha fazla yabancı yatırım akışına izin vermek için Mısır'ın etkinlik alanındaki çabalarını desteklenmesinin yanı sıra, mevcut düzenli göçmenlik fırsatları hakkında farkındalık programları ve ortak eğitim programları aracılığıyla teknik destek sağlanmasının desteklendiğini söyledi.
Hollanda Göçmenlik Bakanı, Mısır'ın bu dosyadaki olağanüstü çabalarını överek, Hollanda'nın, Mısır'ın düzensiz göç olgusuyla mücadele etme ve bu olgunun çeşitli boyutlarını ele alma çabalarını ve çabalarını desteklemek için Mısır ile işbirliği çerçevelerini geliştirmeye ve güçlendirmeye olan ilgisine ve ülkesinin, iş fırsatları yaratmak, iki taraf arasında eğitim ve rehabilitasyon programları düzenlemek ve ayrıca gençlerin iş bulma şanslarını artırmak için teknik ve mesleki eğitim alanında işbirliğini güçlendirmeye yönelik isteklerini vurguladı.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.