Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de barış Türkiye ve Rusya ilişkilerine bağlı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Rusya ilişkilerine ilişkin, "Suriye ile ilişkili birlikte attığımız adımlar büyük önem arz ediyor. Oranın da barışı yine Türkiye ve Rusya ilişkilerine bağlı." dedi.

AA
AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de barış Türkiye ve Rusya ilişkilerine bağlı

AA
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Devlet Başkanlığı Resmi Konutu'nda bir araya geldi.
Görüşmenin basına açık bölümünde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce planladıkları yüz yüze görüşmeyi gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kovid-19'un birçok dostu birbirinden ayırdığını belirten Erdoğan, tüm tedbirleri almalarına rağmen mücadelenin çok zor şartlarda devam ettiğini ifade etti.
Türkiye'de yaşanan yangınlarla mücadelede verdiği destekten dolayı Putin'e teşekkürlerini ileten Erdoğan, yangın söndürme çalışmaları sırasında hayatını kaybeden Rus pilotlar için başsağlığı diledi. Erdoğan, "Gerçekten dostlar bu tür zor günlerde belli oluyor." dedi.
Siyasi, askeri, ekonomik ve ticari alanlarda Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok farklı şekilde kendini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Ticaret hacminde kısmi bazı iniş çıkışlar olsa da şu an gayet iyi bir durumda. Ben daha da iyi bir konuma geleceğine inanıyorum. Özellikle turizmde vermiş olduğunuz destek sebebiyle de çok çok teşekkür ediyorum. Rus dostlarımızın Türkiye'yi tercih edişlerinden dolayı da minnettarız." diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşaatının sürdüğünü ve belirlenen zamanda da biteceğini dile getiren Erdoğan, "Önümüzdeki yıl öyle zannediyorum ki birinci ünitenin açılışını yapabileceğiz. Yoğun bir çalışma var. Şu anda burada 13 bin insan çalışıyor, bunların 10 bini Türk, 3 bini Rus, ama bunların hemen hemen tamamına yakını da Rusya'da eğitim aldı. Bu da tabii yine aramızdaki ilişkilerin pekişmesine neden oluyor." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir diğer konu da tabii özellikle bizim savunma sanayinde beraber attığımız adımlar. Bunu da ayrıca zaten konuşmamızda fayda var. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da malum zevat hep bize bazı konuları özellikle sordular. Biz de onlara zaten gereken cevabı verdik. Çünkü attığımız adımlardan geri dönmemiz mümkün değil. Özellikle şuna inanıyorum yani bizim Türkiye-Rusya ilişkilerinde her geçen gün çok daha güçlenerek devam etmemizde çok büyük faydalar var. Suriye ile ilişkili birlikte attığımız adımlar da büyük önem arz ediyor. Oranın da barışı yine Türkiye-Rusya ilişkilerine bağlı." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan ev sahipliği için Putin'e teşekkür etti.

Putin: Büyük projelerin hepsi planlı şekilde devam ediyor
Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye ve Libya konuları dahil, Türkiye ile uluslararası arenada iş birliğinin başarıyla sürdüğünü söyledi.
Putin, Soçi'de Devlet Başkanlığı Resmi Konutu'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin basına açık kısmında konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle Erdoğan ile 1,5 yıldır yüz yüze görüşemediklerini belirten Putin, buna rağmen sürekli temas halinde olduklarını hatırlattı. Putin, "İkili ilişkilerimizin yoğun ve olumlu şekilde gelişmesinden gayet memnunum. Bütün istikametlerde ilgili kurum ve kuruluşlarımız sürekli temas halindeler." ifadelerini kullandı.
Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacminde geçen yıl yüzde 20 gibi önemli düşüş kaydedildiğini ifade eden Putin, bu senenin ilk 8 ayında ikili ticaret hacminin yüzde 55 arttığını dile getirdi. Putin, “İkili ticaret hacmimiz bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık yüzde 50 arttı. Pandemi döneminde kaybettiklerimizi telafi etmekle kalmadık, yüzde 30'dan fazla bir önemli bir artış da sağladık." dedi.
Erdoğan ile görüşmelerine ilişkin Putin, "Görüşmelerimiz her zaman sorunsuz geçmiyor ancak ilgili kurum ve kuruluşlarımız uzlaşı bulabiliyor." diye konuştu.
Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı yatırımların artarak devam ettiğine dikkati çeken Putin, "İkili ticaret hacmimiz bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık yüzde 50 arttı. Karşılıklı yatırımlar da artmaya devam ediyor. Türkiye’nin Rusya yatırımları toplam 1,5 milyar, Rusya’nın Türkiye yatırımları 6,5 milyar dolara ulaştı. Büyük projelerin hepsi planlı şekilde devam etmektedir." dedi.
Türkiye'ye, oradan da güney Avrupa ülkelerine yönelik TürkAkım doğal gaz boru hattının sorunsuz çalıştığını anlatan Putin, bu büyük ve önemli projeye, hem Türk halkı hem de Rusya'nın çıkarlarına uygun şekilde verdiği katkılardan dolayı Erdoğan'a teşekkür etti.
Son günlerde Avrupa doğal gaz piyasasında istikrarsızlıklar yaşanmakta iken Türkiye'nin kendini güvende hissettiğini söyleyen Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin inşaatının programa uygun şekilde devam ettiğini dile getirdi.
Rusya ile Türkiye'nin uluslararası iş birliğinin devam ettiğini aktaran Putin, "(Türkiye ile) İş birliğimiz, uluslararası arenada başarılı bir şekilde sürüyor. Burada hem Suriye hem de Libya ile ilgili tutumlarımızı kastediyorum. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırda Rus-Türk ateşkesi kontrol merkezi aktif bir şekilde çalışıyor. Bu iş birliğimiz hem ateşkesin sağlanmasında hem de ilerideki daha sağlam kalıcı bir barışın sağlanmasına yönelik önemli bir unsurdur." ifadelerini kullandı.
Putin, Erdoğan ile görüşecek başka pek çok konu olduğunu da ifade etti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, salgının dünyada turizm sektörüne ciddi zarar verdiğini anlatarak, 2019'da 6,8 milyon Rus turistin Türkiye'yi ziyaret ettiğini, 2020'de ise bu rakamın sadece 1,5 milyon olduğunu bildirdi.
Putin, "Şimdi durum yavaş yavaş normale dönüyor. Bu yılın ilk 9 ayı içerisinde 2,5 milyon Rus turist Türkiye'ye gitti. Bu elbette koronavirüs ile mücadelemizde iş birliğimize de bağlı. Bu istikametteki çalışmalar olumlu ve iyi tempoda gelişiyor. Bu çalışmalar hem genel olarak ekonomimiz hem de turizm sektörümüzün yeniden sağlığa kavuşmasına yardımcı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.



Moskova, Oreşnik füzelerinin aktif hizmete girdiğini duyurdu

Rusya Savunma Bakanlığı, Belarus'ta yeri açıklanmayan bir bölgede gerçekleştirilen eğitim tatbikatı sırasında Rus yapımı "Oreşnik" füze sistemini gösteren bir fotoğraf yayınladı (AP)
Rusya Savunma Bakanlığı, Belarus'ta yeri açıklanmayan bir bölgede gerçekleştirilen eğitim tatbikatı sırasında Rus yapımı "Oreşnik" füze sistemini gösteren bir fotoğraf yayınladı (AP)
TT

Moskova, Oreşnik füzelerinin aktif hizmete girdiğini duyurdu

Rusya Savunma Bakanlığı, Belarus'ta yeri açıklanmayan bir bölgede gerçekleştirilen eğitim tatbikatı sırasında Rus yapımı "Oreşnik" füze sistemini gösteren bir fotoğraf yayınladı (AP)
Rusya Savunma Bakanlığı, Belarus'ta yeri açıklanmayan bir bölgede gerçekleştirilen eğitim tatbikatı sırasında Rus yapımı "Oreşnik" füze sistemini gösteren bir fotoğraf yayınladı (AP)

Rusya Savunma Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, nükleer savaş başlığı taşıma kapasitesine sahip Oreşnik (Oreshnik) füze sisteminin aktif hizmete girdiğini duyurdu. Bu açıklama, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için devam eden barış görüşmelerinde müzakerecilerin bir atılım sağlamaya yönelik çabalarının sürdüğü bir dönemde geldi.

Bakanlık, füzelerin konuşlandırıldığı komşu Belarus'ta bu olayı kutlamak için kısa bir tören düzenlendiğini duyurdu.

Bakanlık, konuşlandırılan füze sayısı veya diğer ayrıntıları açıklamadı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu ayın başlarında Oreşnik füze sisteminin bu ay muharebe hizmetine gireceğini söylemişti.

Binlerce kilometrelik menzil

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre geçen aya kadar bu yeni silah bilinmiyordu ve Putin, bu nedenle 3 bin ila 5 bin 500 kilometre arasındaki hedeflere ulaşabilen "orta menzilli" bir balistik füze olarak tanımladı.

Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Araştırma Enstitüsü'nde (UNIDIR) araştırmacı olan Pavel Podwig, Ostroznosti haber kuruluşuna verdiği demeçte, Oreşnik füzesinin neredeyse tüm Avrupa için de bir tehdit oluşturabileceğini söyledi.

2019 yılına kadar, Soğuk Savaş sırasında 1987'de imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF Anlaşması) uyarınca, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bu tür füzeleri konuşlandırması yasaktı.

Ancak 2019'da ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'yı anlaşmayı ihlal etmekle suçlayarak Washington'u anlaşmadan çekti ve böylece yeni bir silahlanma yarışının önünü açtı.

Devlet haber ajansı TASS'a göre, ilk başarılı testi 2012'de gerçekleştirilen RS-26 Roubej silah programı, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir hedefi vurabilmesi beklenen yeni nesil süpersonik Avangard sistemlerinin geliştirilmesiyle "eş zamanlı" olarak bu projeyi hayata geçirecek kaynakların bulunmaması nedeniyle 2018'de donduruldu.


Netanyahu’nun Somaliland hamlesi ‘Büyük İsrail’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından bir kare (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından bir kare (Arap Birliği)
TT

Netanyahu’nun Somaliland hamlesi ‘Büyük İsrail’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından bir kare (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından bir kare (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi tırmandıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin işgalini ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

dsgthy
İsrail'in hamlesinin ardından Cuma günü Somali hükümeti toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin bağımsız bir devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, Bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somaliland'ın bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, İsrail'in Somaliland'ı tanımasını, uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nde yaşananlardan başka yöne çekmek için bölgede yeni bir çatışma cephesi açmak amacıyla kullanmak istediği yorumunda bulundu. Umde, Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ülkelerinin ve Mısır’ın ulusal güvenliğini korumak için gerekli olduğunu söyledi.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını ve ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, Somaliland Anayasası’nın bu tür bir eylemde bulunmasına izin vermediğini belirtti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.


Riyal'in değer kaybı Tahran çarşısında protestolara yol açtı

Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
TT

Riyal'in değer kaybı Tahran çarşısında protestolara yol açtı

Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)

İran'ın başkenti Tahran'da, İran riyali'nin dolara karşı tarihi değer kaybını protesto eden tüccarlar ve dükkan sahipleri önderliğinde dün ikinci gün üst üste gösteriler düzenlendi.

Sosyal medyada dolaşan videolarda, Tahran çarşısının çeşitli yerlerinde toplanan kalabalıklar görülüyor. Polis, rejim karşıtı sloganlar atan protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.

Protestolar, riyal'in serbest piyasada dolar karşısında yaklaşık 1,39 milyon riyal seviyesine gerilemesinin ardından geldi; riyal bir önceki gün yaklaşık 1,42 milyon riyal seviyesine düşmüş, ardından hafif bir toparlanma göstermişti.

Yargı başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, "döviz piyasası tekelcilerini" uyararak, onlarla "kararlı ve yasal bir şekilde" mücadele edileceğini vurguladı.

Resmi raporlarda, Merkez Bankası Başkanı Muhammed Rıza Farzin'in istifa ettiği ve eski Ekonomi Bakanı Abdulnasır Hemmati'nin yeni Merkez Bankası Başkanı olarak atandığı belirtildi.