Expo 2020 Dubai Direktörü Rim el-Haşimi, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘BAE, uluslararası alandaki en kapsamlı sergiye ev sahipliği yapmak için tüm imkanları seferber etti’

Rim el-Haşimi, etkinliğin şirketleri ve işletmeleri yenilik yapmaya ve ekonomik fırsatlar sunmaya teşvik edecek bir platform olduğunu söyledi.

BAE, rekor düzeyde bir uluslararası katılımla Expo 2020 ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.  / BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi (sağ üst köşe)
BAE, rekor düzeyde bir uluslararası katılımla Expo 2020 ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. / BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi (sağ üst köşe)
TT

Expo 2020 Dubai Direktörü Rim el-Haşimi, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘BAE, uluslararası alandaki en kapsamlı sergiye ev sahipliği yapmak için tüm imkanları seferber etti’

BAE, rekor düzeyde bir uluslararası katılımla Expo 2020 ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.  / BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi (sağ üst köşe)
BAE, rekor düzeyde bir uluslararası katılımla Expo 2020 ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. / BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi (sağ üst köşe)

Dubai, 26 Kasım 2013'te yapılan oylamayla, 164 ülkenin 116’sının desteğini alarak  Expo 2020 etkinliğine ev sahipliği yapacak şehir olmuştu. Dubai Veliaht Prensi ve Yürütme Konseyi Başkanı Şeyh Muhammed ise fuar tarihindeki en iyi oturumun düzenleneceğini vurguladı.
192 katılımcı ülke ile 25 milyon ziyaretçinin katılması beklenen, en az 182 gün boyunca günde 60 canlı etkinliğin düzenleneceği Expo 2020 Dubai, 438 hektar (613 futbol sahası büyüklüğünde) alan üzerine kurulu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Uluslararası İşbirliği Bakanı ve Expo 2020 Dubai Genel Müdürü Rim el-Haşimi, söz konusu etkinlik için tüm kaynakları ve enerjileriyle hazır olduklarını vurguladı. Fuar tarihinde ilk kez katılımcı her ülkenin kendi standı olacağına dikkat çeken Haşimi, etkinlikte ‘Fırsatlar’, ‘Devinim’ ve ‘Sürdürülebilirlik’ olmak üzere üç farklı temanın işleneceği bilgisini verdi.
Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Expo 2020 Dubai’nin dünya için daha iyi bir gelecek yaratmak yolunda önemli olduğunu belirten Haşimi, hazırlanan programların ve etkinliklerin fuar deneyimini zenginleştireceğini vurguladı. Şarku’l Avsat’a etkinliğin mevcut koşullarda düzenlenebilmesinin önemi hakkında bilgi veren Haşimi, BAE'ninki ardından en büyük ikinci standa sahip Suudi Arabistan'ın katılımına ve bölgedeki ekonomik yansımalara ilişkin de birçok açıklamada bulundu:

Expo 2020 Dubai yarın başlıyor. Bu uluslararası çaptaki etkinlik için hazırlıklarınız neler?
Bu uluslararası etkinliğin yaklaşık 170 yıl önceki kuruluşundan bu yana ilk kez bir Arap ve bir İslam ülkesi tarafından düzenlendiği göz önüne alındığında BAE liderliği tüm standartlar doğrultusunda, seçkin bir uluslararası fuar düzenleme sözü verdi. Expo 2020 Dubai'ye ev sahipliği yapma hakkını kazandığımızdan bu yana olağanüstü ve ilham verici bu deneyimi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. BAE, bu amaç için gerekli tüm kaynağı ve enerjiyi kullandı. Bu uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapmak için dünyanın en yüksek sürdürülebilir standartlarına sahip bir alan inşa ettik. Dünya halkları arasında iletişim kurabilmesi, ‘Fikirleri Buluşturmak, Geleceği Yaratmak’ sloganıyla gelecek nesillere daha iyi bir yarın yaratabilmesi için bu alanı son teknoloji araçlar ve ilham verici mimari yeniliklerle donattık. Böylesine uluslararası çapta bir etkinlik bölgede ilk kez düzenleniyor. Geleneksel dağıtım modelinden uzakta, fuar tarihinde ilk kez katılımcı her ülkenin kendi standı olacak. Ülkelerin katılımı, Expo 2020 Dubai'nin temel aldığı üç temadan biri çerçevesinde gerçekleşecek. Bunlar ‘Fırsatlar’, ‘Devinim’ ve ‘Sürdürülebilirlik’. Bu konular dünyadaki birçok temel meselenin de merkezinde yer alıyor. Bu nedenle bu özel etkinlik, dünyanın hepimizin karşı karşıya olduğu sorunlara çözümler aramak ve iş birliği yapmak için, böyle bir küresel platforma şiddetle ihtiyaç duyduğu bir zamanda, önde gelen modern zorlukları ele alacak. Bu deneyimi zenginleştirme, herkes için daha iyi bir gelecek yaratma yönündeki nihai hedefimize ulaşmak için herkese uygun, gerek ciddiyet, gerek eğlence, gerek ise sporun yer aldığı, iş dünyası, ülkeler ve şirketlerin ilgisini çekecek çeşitli programlar ve etkinlikler hazırladık. Sanatçıları, akademisyenleri, müzik yıldızlarını, düşünce liderleri ve yarının öncülerini ağırlayacak olan Expo 2020 Dubai, bilgi, eğlence ve gerilimi bir araya getiren ilham verici bir deneyimle 182 gün boyunca günde sayısı 60'a varan canlı etkinlik sunacak. Başta Arap dünyası ve Körfez ülkeleri olmak üzere her coğrafyadan gelecek ziyaretçiler, etkinlik süresince hem yeniliklerle karşı karşıya kalacak hem de eğlenecek. Diğer halkların kültürleri ve gelenekleri hakkında bilgi edinecek olan ziyaretçiler, kendi kimliği, özgünlüğü ve isteklerini öne çıkaran etkinliklere de şahit olacaklar.”

Mevcut veriler ışığında, Expo 2020 Dubai lansmanı için koşulların uygun olmasını bekliyor musunuz?
Dünyanın zorlukları ele alıp tartışmak ve çözümler geliştirmek için bu uluslararası foruma her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğundan eminiz. Küresel Expo fikri, dünya halklarını ve ülkelerini ortak hedefler ve zorluklar etrafında bir araya getirerek bunları tartışmak ve mümkün olan en iyi çözümleri bulmak üzerine kurulu. Küresel gerçeklik, yeni zorlukları, dolayısıyla yeni hedefleri ortaya koydu. Bu nedenle insanlığın bunların üstesinden gelme yönünde birleşmesi gerekiyor. Salgın, bilhassa teknoloji, eğitim, sağlık, lojistik ve çevresel altyapıda az gelişmiş ülkelerde küresel sağlık ve eğitim sistemi veya diğerlerinde yenilikçi modern düşünce gerektiren birçok zayıflığı ortaya çıkardı. Dolayısıyla dünyanın bu zorlukları ve salgının maruz bıraktığı dengesizlikleri bir an önce ele almak için bu önemli fırsattan faydalanması gerektiğini söylüyoruz.
Hava trafiği, seyahat ve turizmin geri dönüşüne de olumlu ve iyimser bakıyoruz. Bu, salgın ile mücadelede çevremizdeki olumlu gelişmelerin göstergesidir. BAE vatandaşları ve sakinleri aşılamada inanılmaz ilerleme kaydederken Dubai, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere kapılarını yeniden açmayı başardı. Bu uluslararası etkinliğe dahil olan tüm Expo 2020 Dubai çalışanlarının, katılımcılarının ve ziyaretçilerinin sağlık ve güvenliği bizim için önceliktir. Tüm ziyaretçiler için güvenli bir deneyim sağlamak amacıyla Expo 2020 Dubai'de bu hedefe ulaşma yolunda çeşitli önlemler aldık. BAE Sağlık ve Önleme Bakanlığı ve Dubai Sağlık Otoritesi ile yakın iş birliği içinde hayata geçirilen bu prosedürler, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) en son veri ve yönergeleri doğrultusunda hazırlandı. Gelişmeleri takip ediyor, prosedürlerimizi ve yönetmeliklerimizi yurt içi ve dünyadaki gelişmelere göre güncellemek için çalışıyoruz. Tedbirler kapsamında, 18 yaş üzeri ziyaretçilerin Kovid-19 aşısı olmuş olmaları ya da en fazla 72 saat öncesinde test yaptırmış ve negatif sonuç almaları gerekiyor. Maske takma zorunluluğu, dezenfekte istasyonları ve sosyal mesafe kuralları da bu kapsamda uygulanıyor. Expo alanında tıbbi bakım, Kovid-19 testi ve ücretsiz aşı stantları da bulunuyor.

Suudi Arabistan'ın katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu katılımdan beklentileriniz neler?
Expo 2020 Dubai kapsamındaki ikinci en büyük stand sayılan Suudi pavyonu, Fırsatlar başlığı altındaki BAE’ninkinin bitişiğinde 13 bin 69 metrelik bir alanda bulunuyor. Bu, kardeş Suudi Arabistan Krallığı'nın güçlü bir varlığa sahip olma, vizyonu ve arzularını dünyaya sunma, medeniyet, kültür ve mirasını, insani ve coğrafi zenginliğini tanıtma, bölge ve dünya düzeyindeki aktif rolüne katkıda bulunma isteğini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda bu katılım, söz konusu istisnai etkinliğin başarısına kuşkusuz katkı sağlayacak. Bu,entegrasyon ve iş birliğini derinleştirmeye ve Körfez’in mesajını dünyaya iletmeye katkısı nedeniyle tüm Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin başarısıdır. Nitekim Krallığın Expo 2020 Dubai’ye katılımı, tüm dünyanın Suudi Arabistan gibi önemli, bölgesel ve uluslararası ağırlığa sahip bir ülkenin aktif katılımına ihtiyaç duyduğu bu istisnai uluslararası etkinliğe daha fazla ivme sağlıyor. Suudi Arabistan halkının, ikinci ülkeleri konumundaki BAE’de seçkin varlığını göstereceği beklentisindeyiz. Böylece yeni ufuklar keşfedebilir, yarının fırsatlarını kucaklayabilir, hayatımızı değiştirecek, anlamlı olumlu etkileri olacak yenilikleri keşfederek yeni bir dünya kurabiliriz. Expo 2020 Dubai herkes için, Krallık’tan her yaş ve ilgi alanından gelenler için var. Keşif, macera, yemek ve kültür tutkunlarını, çocuklar ve yetişkinler, girişimciler, düşünce liderleri, şirketler ve hükümetler ile geleceği şimdi yaşamak isteyen turistleri ve meraklıları çeşitli etkinlikler bekliyor.

Etkinlikte Dubai'ye ziyaretçi çekebilecek ne gibi faktörler var?
Kovid-19 salgını ardından tüm dünyada gerçekleştirilen ilk büyük etkinliklerden biri olan Expo 2020 Dubai, tek bir yerde buluşmak, en son yenilikleri öğrenmek, birçok yenilikçi kültür ve fikir hakkında bilgi edinmek, eğlenceli, göz kamaştırıcı ve ilham verici bilgi deneyimi sağlayan çok sayıda çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliğin keyfini çıkarmak için dünyanın beklediği bir fırsat.
Ziyaretçilerin tüm duyularıyla hissettiği, yaşamı boyunca kalıcı bir etki bırakan benzersiz tecrübeler edinmesi için özenle tasarlanmış ve uygulanmış programlarıyla tekrarı olmayan bir deneyim sunan Expo 2020 Dubai aynı zamanda konuklarına çok sayıda etkileyici mimari yapıyı ziyaret etme imkanı da verecek. Dubai’deki modern mimariyi temsil eden, dev kubbesi ile Al Wasl Plaza, BAE ve dünyada sürdürülebilir inşanın temsili Sürdürülebilirlik Pavyonu, Fırsatlar ve Devinim Pavyonları, çeşitli ülkelere ait pavyonlar da bu mimari eserlerden bazıları. Mehşur uluslararası mimarlar tarafından tasarlanan tüm büyük pavyonlar, modern mimari şaheserleri ve geleceğin şehirlerini temsil ediyor. Ayrıca alan genelinde görsel sanatlar programları, uluslararası sanatçıların elinden çıkan birçok benzersiz sanat eserleri de olacak. Herkesin daha iyi bir gelecek inşasına katılmasına olanak sağlayan, birey ve toplumların geleceği şekillendirme potansiyelini açığa çıkaran ilham verici deneyimler yoluyla dünyanın çeşitli bölgelerinde kalıcı ve olumlu bir etki bırakmaya çalışıyoruz. Expo 2020 Dubai kapsamındaki ilham verici sanat ve kültür programı kapsamında BAE’li sanatçıların çağdaş tasarım ve eserlerinin yanısıra Al Wasl Opera ve kadınlardan oluşan Firdaus Orchestra (Firdevs Orkestrası) da performans gösterecek.

Son olarak; bu uluslararası etkinlik başta Dubai ekonomisi olmak üzere genel olarak BAE’yi ve bölgeyi nasıl etkileyecek?
BAE, bölge ve dünyadan çeşitli büyüklükteki şirket ve girişimcilerin iletişim kurduğu, etkileşimde bulunduğu, verimli fırsatlarlar karşılaştığı bir platform olacak olan Expo 2020 Dubai, yeniliğe ve ekonomik fırsatların kilidini açmaya dayalı şirket ve işletmeleri teşvik edecek. Diğer yandan elbette ki bu büyüklükte bir proje, şirketlerin işleyişine ve iş olanaklarının yaratılmasına katkı sağlayan büyük yatırımlar gerektiriyor. Nitekim Expo 2020 Dubai’nin sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji, aynı zamanda BAE ve bölgenin geleceği için önemli diğer sektörleri desteklemede de ciddi bir etkisi oldu. Gelecekteki büyümeyi sağlama ve iş fırsatları yaratmada temel şirketlerin önemi konusundaki farkındalıktan yola çıkarak özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere odaklanan Expo 2020 Dubai, BAE ve bölgenin gelecekteki refahının temeli olarak gördüğü küçük ve orta ölçekli şirketlere doğrudan ve dolaylı harcamalarının yüzde 20'sini tahsis etti. Her türden işletme, gençler ve yeni iş liderlerine yönelik etkileşime sahip gündemimiz tarafından sağlanacak birçok ortaklık fırsatı sunulacak. Böylece ekonomik büyüme teşvik edilecek, dünyanın en genç ve en hızlı büyüyen nüfusunun potansiyeli açığa çıkarılacak. Suudi iş sektörünün ve Suudi girişimcilerin bu kapsamdaki katkısı da bu etkinliklerin başarısında ve sonuçlarından yararlanılmasında önemli bir etkiye sahip olacak.



Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği
TT

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra

Ortak iş birliğinde yeni bir dönemin tesis edilmesi, bölgede ekonomik ve lojistik entegrasyona yeni bir yapı taşı eklenmesi ve Suudi Arabistan-Katar Koordinasyon Konseyi çalışmaları kapsamında, Körfez ülkeleri arasında modern altyapı alanındaki en büyük adımlardan biri atıldı. Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin himayesinde, Suudi Arabistan ile Katar arasında yolcu taşımacılığına yönelik hızlı tren projesinin hayata geçirilmesine ilişkin bir anlaşma imzalandı. İki ülke ayrıca, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlayacak söz konusu tren projesinin resmen başlatıldığını duyurdu. Hayati öneme sahip proje, iki kardeş ülke arasındaki köklü ve tarihi ilişkilerin derinliğini yansıtmasının yanı sıra, kalkınma alanında iş birliği ve entegrasyonu güçlendirmeye yönelik stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın pekiştirilmesi ve bölgede daha geniş bir refah ve gelişim ufkuna yönelik ortak iradeyi de ortaya koyuyor. Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin ilanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin ulaştığı düzeyi teyit eden tarihi bir dönüm noktası olarak öne çıkarken, ulaşım sektöründe ikili iş birliğinin somut bir yansıması ve bölge için ortak gelecek vizyonunun sembolü niteliği taşıyor. Modern ve sürdürülebilir bir ulaşım sisteminin geliştirilmesinde iki ülke arasındaki entegrasyonu temsil eden proje, aynı zamanda turizmin büyümesine önemli katkı sağlamayı hedefliyor. Projenin, Suudi Arabistan ve Katar’daki turistik destinasyonlara erişimi kolaylaştırarak ziyaretçi sayısını artırması ve iki başkent arasında kısa ve sık seyahatleri teşvik etmesi bekleniyor.

Suudi Arabistan Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Bakanı Mühendis Salih el-Casir ile Katar Ulaştırma Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdullah Al Sani tarafından yakın zamanda imzalanan anlaşma, Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin fiilen başlamasının işaretini veriyor. Proje, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı ve Veliaht Prens ile Katar Emiri’nin doğrudan ilgi ve desteği altında yürütülüyor; bu durum, iki kardeş ülke arasındaki entegrasyon projeleri arasında stratejik önemini ortaya koyuyor. Bu devasa proje, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ve Katar Ulusal 2030 Vizyonu’nun somut bir uygulaması olarak değerlendiriliyor. Proje, iki ülke liderliğinin, daha bağlantılı ve refah dolu bir gelecek yaratma vizyonunu yansıtıyor ve bölgedeki altyapı entegrasyonuna yönelik daha geniş bir çerçevede konumlanıyor; özellikle ulaşım, enerji ve ticaret alanlarında iş birliğini güçlendiriyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın gerçek bir örneği olarak öne çıkıyor; vatandaşlar arasındaki bağları güçlendirirken, iki ülke arasındaki seyahati daha hızlı, konforlu ve güvenli hâle getiriyor. Ayrıca modern ve sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi yoluyla ekonomik büyümeyi destekliyor, yaşam kalitesini artırıyor ve ileri düzeyde ulaşım seçenekleri sunuyor. Hızlı tren hattı, ekonomik çeşitliliğin sağlanmasına, turizmin canlandırılmasına ve ulaşım sektörünün etkinliğinin artırılmasına katkıda bulunacak. Projenin, başta havaalanları ve büyük ekonomik şehirlerle entegrasyonu sayesinde, iki ülke arasındaki ticaret, yatırım ve iş hareketliliğinde önemli değişiklikler yaratması bekleniyor. Böylece proje, iki halk için daha bağlantılı ve refah dolu bir geleceğin inşasında merkezi bir rol oynayacak ve Körfez’deki stratejik bağlantı zincirinin en önemli halkalarından biri olarak değerlendirilecek.

Suudi Arabistan ile Katar arasında inşa edilecek hızlı tren projesi, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlamanın ötesinde, iki halk arasındaki tarihi ve kültürel bağların derinliğini de yansıtıyor. Proje, yalnızca bir altyapı yatırımı değil; ortak dini ve kültürel değerleri paylaşan, gelenek ve alışkanlıklarıyla birbirine yakın iki halkın birleşik geleceğini simgeleyen bir sembol niteliği taşıyor. Proje, ülkedeki ulaştırma ve lojistik sektörüne de önemli katkılar sağlayacak. Sektör, Kral Selman bin Abdulaziz’in liderliğinde ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın desteğiyle kapsamlı yapısal reformlar ve 280 milyar Suudi riyalini aşan ulusal ve uluslararası yatırım sözleşmeleriyle güçlendirilmiş durumda. Suudi Arabistan, güçlü ve yatırım çekici ulaşım ile lojistik altyapısına sahip bir ülke olarak öne çıkıyor. Riyad-Doha hızlı tren hattı, toplam 785 kilometrelik uzunluğuyla yolculara hızlı ve sürdürülebilir bir seyahat imkânı sunacak. Proje, Riyad’daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı ile Doha’daki Hamad Uluslararası Havalimanı’nı birbirine bağlayarak iş ve turizm amaçlı seyahatlerde esneklik sağlayacak. Hattın güzergâhı Riyad, Hufuf ve Dammam olmak üzere üç önemli Suudi şehrine de uzanacak ve toplamda 5 ana yolcu istasyonu yer alacak. Bu istasyonlar, konfor, hız ve akıllı teknolojileri bir araya getirerek modern bir yolculuk deneyimi sunacak. Trenin saatte 300 kilometreyi aşan hızı, iki başkent arasındaki seyahat süresini yaklaşık iki saate indirecek. Bu sayede ticaret ve turizm hareketliliği artacak, ekonomik büyüme desteklenecek ve yaşam kalitesi yükseltilecek. Proje, yıllık 10 milyondan fazla yolcuya hizmet verecek ve Suudi Arabistan ile Katar’daki önemli turistik ve kültürel noktaların keşfini kolaylaştıracak. Ayrıca proje, hafif ve orta ağırlıktaki yük taşımacılığını geliştirerek sınır ötesi lojistik çözümler sunacak, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artıracak ve teslim sürelerini kısaltarak operasyonel maliyetleri düşürecek. Yapım ve işletme aşamalarında ise Suudi Arabistan ve Katar’da 30 binden fazla doğrudan ve dolaylı istihdam yaratması öngörülüyor. Tüm bu özellikleriyle proje, bölgesel kalkınmayı destekleyen ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasındaki entegrasyonu güçlendiren stratejik bir altyapı yatırımı olarak öne çıkıyor.

Bu stratejik projenin altyapı inşaatları, yerel müteahhitlik şirketleri tarafından gerçekleştirilecek; modern tren teknolojileri ise alanında uzman uluslararası şirketler tarafından sağlanacak. Projenin tamamlanması, altı yıllık bir zaman çizelgesine göre yürütülecek ve en yüksek uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uygun olarak gerçekleştirilecek. Tren hattında en son demiryolu teknolojileri ve akıllı mühendislik çözümleri kullanılacak, böylece güvenli ve sorunsuz bir işletme sağlanacak. Proje, çevresel sürdürülebilirliği destekleyerek karbon emisyonlarını azaltacak ve bölgedeki akıllı ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine geçişi teşvik edecek. Böylece ekonomik ve lojistik entegrasyonda yeni bir dönemin temelleri atılmış olacak. Hızlı tren, iki ülke arasındaki ticaret ve turizm hareketliliğinin haritasını yeniden çizecek. Geleneksel ulaşım yollarının ötesine geçerek bireylerin hareketini kolaylaştıracak, turizm ile büyük spor ve eğlence etkinliklerini canlandıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek. Projede tamamen temiz enerji kullanılacak; elektrikli trenler sayesinde çevreye olumlu katkı sağlanacak ve bireysel taşımacılıktan toplu taşımaya geçiş, çevresel yükü büyük ölçüde hafifletecek. Altı yıl içinde tamamlanması planlanan proje, güvenli ve sorunsuz işletmeyi garanti eden en son demiryolu ve akıllı mühendislik teknolojilerini bir araya getirecek. Suudi Arabistan-Katar hızlı tren hattı, hız, sürdürülebilirlik ve benzersiz yolculuk deneyimini bir araya getirerek bölgede ulaşım ve seyahat geleceği için yeni bir standart oluşturacak ve yenilik ile ilerlemenin sembolü olacak.

Başarıyı veren Allah’tır…


Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.