Mısır, Afrika Birliği’nde Kongo’nun başkanlığını destekliyor

Etiyopya baraj müzakerelerine devam edilmesinin beklendiği bir ortamda

Sisi, Kongo Cumhurbaşkanı’ndan bir mektup aldı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Kongo Cumhurbaşkanı’ndan bir mektup aldı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Afrika Birliği’nde Kongo’nun başkanlığını destekliyor

Sisi, Kongo Cumhurbaşkanı’ndan bir mektup aldı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Kongo Cumhurbaşkanı’ndan bir mektup aldı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Etiyopya Nahda Barajı müzakerelerinin yeniden başlatılmasına ilişkin girişiminin sonuçları beklenirken, Kongo Cumhuriyeti Afrika Birliği başkanlığı Mısır’dan destek aldı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdel-Fattah El-Sisi dün yaptığı açıklamada, ülkesinin bu yıl boyunca yapılacak Afrika Birliği faaliyetlerine liderlik etme konusundaki önemli sorumluluğu üstlenmesi için Kongo Cumhuriyeti’ni desteklemeye devam ettiğini söyledi.
Sisi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Özel Elçisi ve Kongo'nun Afrika Birliği Daimi Temsilcisi Jean-Leon Ngando’yu, başkent Kahire’de Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin de katılımı ile ağırladığı sırada, Afrika Birliği’nin dönem başkanı Demokratik Kongo Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi’den bir mektup teslim aldı. Mısır cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Kongo Cumhurbaşkanı yazdığı mektupta, Afrika Birliği’nin şu anki başkanlığı kapsamında Mısır’ın kıtadaki çok çeşitli faaliyetleri çerçevesinde sahip olduğu geniş kapsamlı tecrübesine istinaden Kongo Cumhuriyeti’ne verdiği destek ve dayanışma için en içten takdirleri ifade edilmiş ve iki ülke arasındaki seçkin dostluk ve kardeşlik ilişkisine yönelik övgüler ve bu ilişkilerin her konuda güçlendirilmeye devam etmeye yönelik isteğini dile getirmişti.
Sisi ise yaptığı açıklamada Kongo Cumhuriyeti’nin Afrika Birliği’ndeki şu anki başkanlığı kapsamında sarf ettiği çabaya övgüde bulundu. Mısır Cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki seçkin tarihi ilişkilerin bir uzantısı olarak, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler düzeyinde verdiği desteğin yanı sıra yıl boyunca Afrika’daki ortak eylemlere liderlik etme konusunda son derece önemli olan sorumluluğu üstlenmesi için Kongo’ya destek vermeye devam ettiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada, Etiyopya Nahda Barajı dosyası ile ilgili bir açıklamada bulunmadı ancak Ngando ile gerçekleştirdiği toplantıda, Afrika Birliği’nin gündeminde bir öncelik olan kıtadaki ortak çıkarlara yönelik bir dizi konudaki gelişmelere ilişkin konuların ele alındığını belirtti.
Kongo Cumhurbaşkanı daha önce, Dışişleri Bakanı’nın yaklaşık iki hafta önce Mısır, Sudan ve Etiyopya’ya gerçekleştirdiği ziyarette Nahda Barajı ile ilgili müzakerelerin yeniden başlatılması için bir girişimde bulunmuştu ve yanıt bekliyordu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Eylül ayı ortalarında, barajın makul bir süre içerisinde doldurulması ve işletilmesi konusunda bağlayıcı bir anlaşmaya varılması için Afrika Birliği gözetiminde söz konusu üç ülke arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılması için teşvik eden bir başkanlık bildirisini onaylamıştı.
Afrika Birliği, müzakerelerin yeniden başlaması için bir tarih belirlemedi ancak ülkesi Afrika Birliği’ne başkanlık eden Cumhurbaşkanı Felix Tshiseked, geçen ay yaptığı açıklamada müzakerelerin yakın gelecekte yeniden başlayacağını belirti. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ise iki gün önce yaptığı açıklamada, ülkesinin her zaman müzakerelere girmek için hazır olduğunu belirtti ve barajın doldurulması ve işletilmesi konusunda yasal ve bağlayıcı bir anlaşmanın önemi vurguladı.
Diğer yandan, Mısır dün, Nil Havzası ülkeleri ile işbirliğini güçlendirmeyi hedefleyen bir dış politika kapsamında, Güney Sudan’da güneş enerjisiyle çalışan yeraltı içme suyu tesisleri inşa etme projesinin ikinci aşamasını başlattı. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, Güney Sudanlı mevkidaşı Manawa Peter’in katılımı ile yeraltı içme suyu tesisleri için güneybatı Sudan’daki Kabo, Kabori ve el-Recef köylerinde kuyu kazılmaya başlandığını duyurdu. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı, Güney Sudan’ın başkenti Cuba’ya 20-30 kilometre uzaklıkta bulunan ve su kaynaklarından uzak kalan kırsal alanlarda 7 adet yeraltı içme suyu kuyusu inşa etmeyi planlıyor. Su kuyularının Kabo, Kabori, batı el-Recef, Amadi, Munciri, el-Recef, Lado Dağı’nda kurulacağı belirtildi.
Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, bakanlığın Cuba’da şehrinde 6 yeraltı kuyusu inşa ettiğini, aynı zamanda nehir suyunu Wau kentindeki su yollarının yakınındaki nüfus merkezlerine taşımak için bir kaldıraç ünitesinin kurulduğunu, merkez şehirler ile köyleri su yolları ile birbirine bağlamak için bazı nehir yataklarının inşa edildiğini ve Bahr-el Gazel Havzası’ndaki su yollarını arıtmak için proje başlattığını açıkladı.
Mısırlı bakan, Mısır’ın sahip olduğu çalışma gücü, su kaynakları ve diğer alanlarda çeşitli teknik ve kurumsal uzmanlıklar sebebiyle Nil Havzası ülkeleri ve Afrika ülkeleriyle işbirliğini, ülkesinin dış politikasının ana eksenlerinden biri olarak nitelendirdi.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.