BAE Kabinesi, 2026'ya kadar sürecek 79 milyar dolar değerindeki federal bütçeyi onayladı

Dün Expo 2020 Dubai genel merkezinde düzenlenen BAE Kabine toplantısına başkanlık eden Şeyh Muhammed bin Raşid (WAM)
Dün Expo 2020 Dubai genel merkezinde düzenlenen BAE Kabine toplantısına başkanlık eden Şeyh Muhammed bin Raşid (WAM)
TT

BAE Kabinesi, 2026'ya kadar sürecek 79 milyar dolar değerindeki federal bütçeyi onayladı

Dün Expo 2020 Dubai genel merkezinde düzenlenen BAE Kabine toplantısına başkanlık eden Şeyh Muhammed bin Raşid (WAM)
Dün Expo 2020 Dubai genel merkezinde düzenlenen BAE Kabine toplantısına başkanlık eden Şeyh Muhammed bin Raşid (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Kabinesi, 2022-2026 yılları için toplamda 290 milyar BAE dirhemi (79 milyar dolar) değerindeki federal genel bütçeyi onayladı.
Expo 2020 Dubai'de düzenlenen konsey toplantısına başkanlık eden BAE Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, kalkınma yolculuğunu sürdürmeyi ve ülkenin konumunu güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi girişim ve karara, aynı zamanda devlet çalışmalarını geliştirme yönünde bir dizi karar, yasa ve mevzuata onay verdi.
BAE'nin gelişmelere ayak uyduran esnek bir federal bütçe ile destekli net ulusal önceliklerle ilerlediğini vurgulayan Şeyh Muhammed bin Raşid, “Ezpo’da BAE pavyonunda bir araya geldik. Burası kreatör Meryem bint Muhammed bin Zayed’in öncülüğünde olağanüstü bir pavyon. Toplantıda 2026'ya kadar sürecek 79 milyar dolar değerindeki federal bütçeyi onayladık. Yeni federal 50 yıla güven, iyimserlik ve küresel arzularla giriyoruz. Önümüzdeki dönemde hükümet çalışmalarına yönelik yeni metodolojiyi onayladık: Çalışma ekipleri aracılığıyla değişim projelerinin uygulanması döngülerine dayalı daha hızlı hükümet. Çalışmalarımız bireysel bakanlıklar değil, stratejik sektörler bazında olacak. Ölçü planlar ve gündemler değil de saha projeleri ve girişimler olacak. Ülkede hükümete bağlı ve özeldeki tüm ekipler ve kurumları bu yönde çalışmaya, değişim projeleri, yaklaşan öncelik ve girişimlere odaklanmaya yönlendiriyoruz. Zirâ bu, öncelikli sektörlerde gelişimi ilerletme ve ülkenin rekabet gücünü artırma yönünde başarıları sürdürmek için kapsamlı ve entegre bir ulusal çerçeve” dedi.
Federal konseylerin oluşturulmasına ek olarak federal birimlerdeki yeni atamaları onaylayan Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, şu açıklamalarda bulundu:
“Şeyh Maktum bin Muhammed bin Raşid Al Maktum’un Federal Genel Bütçe Komitesi Başkanlığı ve Federal Vergi Dairesi Başkanlığına, Şeyh Şahbut bin Nahyan’ın BAE-Suudi Koordinasyon Konseyi İcra Komitesi Başkanlığına, Abdullah en-Nuaymi’nin Yargı Koordinasyon Kurulu Başkanlığına atanmasını kararlaştırdık. Muhammed el-Huseyni Emekli Maaşları ve Sosyal Sigorta Kurumu Başkanlığı ve Etihad Kredi Sigortası (ECI) Genel Başkanlığına, Ahmed Belhul Yüksek Teknoloji Fakülteleri Başkanlığına, Meryem el-Muhairi ise BAE İklim Değişikliği ve Çevre Konseyi Başkanlığına atandı. Herkese yeni görevlerinde başarılar dilerim. Diğer yandan BAE Altyapı ve İskan Konseyi'nin kurulmasını da onayladık. Federal ve yerel konut çabalarını birleştirmek, yol ve altyapı projeleri ile ilgili koordinasyonu pekiştirmek ve BAE için bir kentsel ve konutsal yol haritası oluşturmak hedefleniyor. BAE Siber Güvenlik Konseyi tarafından devlet kurumları için önerilen siber güvenlik standartlarını da benimsedik. Siber alandaki sınırlarımız, her zaman korumamız ve daha sağlam savunmamız gereken temel sınırlardır.”
BAE Kabinesi’nin 2022-2026 yılları için onayladığı federal genel bütçe planı kapsamında 2022 yılında 58,9 milyar BAE dirhemi (16 milyar dolar) harcanacağı düşünülüyor. Kalkınma ve toplumsal yararlar alanı yüzde 41,2’lik bir oran ile 2022 bütçesinin en kapsamlı kısmını teşkil ediyor. Genel ve üniversite eğitimine yüzde 16,3, sosyal meselelere yüzde 6, sağlık sektörüne yüzde 8,4, emekli maaşlarına yüzde 8,2, diğer hizmetlere yüzde 2,6, altyapı ve ekonomik kaynaklar sektörüne ise yüzde 3,8 oranında bütçe ayrılacağı planlanıyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.