Irak’ta ‘en büyük meclis bloğu’ tartışması yeniden başladı: Yeni hükümetin kurulmasıyla ilgili kriz işaretleri bulunuyor

Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, Bağdat’taki 140 seçim merkezindeki oyların elle sayımına başladı.

Bağdat’ta dün seçmenlerin oyları elle sayılırken (AFP)
Bağdat’ta dün seçmenlerin oyları elle sayılırken (AFP)
TT

Irak’ta ‘en büyük meclis bloğu’ tartışması yeniden başladı: Yeni hükümetin kurulmasıyla ilgili kriz işaretleri bulunuyor

Bağdat’ta dün seçmenlerin oyları elle sayılırken (AFP)
Bağdat’ta dün seçmenlerin oyları elle sayılırken (AFP)

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, başkent Bağdat’ın Resafe ve Kerh semtlerindeki 140 seçim merkezinde daha önce elektronik ortamda sayılan oyların elle sayımına başlandığını duyurdu. Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu Meclis’te ‘en büyük bloğu’ oluşturmak için çeşitli taraflarla iletişim halinde olduğunu duyurdu. Bu açıklama, yeni Meclis’te en çok sandalye alması dolayısıyla Sadr Hareketi’ne verilmesi beklenen yeni hükümeti kurma görevi konusunda ülkeyi bir siyasi krizin beklediğine işaret ediyor.Irak resmi haber ajansı INA’da yer alan habere göre, Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği Prosedürler Müdürü Davud Selman, “Komiserlik Kerh ve Resafe semtlerinde oyları elle saymaya başlayacak ve sonuçları 7 gün içinde ilan edecek. Komiserlik bütün sonuçları göndermeyi ve itirazları gözden geçirmeyi tamamlamasının ardından Komiserlik Konseyi sonuçları onaylayacak ve herkese duyuracak. Oyların elle sayımı sadece 140 seçim merkezinde olacak. Bu seçim merkezlerindeki sonuçlar flaş diske depolanmadı ve uydu üzerinden gönderilmedi” ifadelerini kullandı.
Seçim Komiserliği’nin önceki gün ilan ettiği kesin olmayan seçim sonuçlarına göre Şii cephede seçimleri birinci sırada tamamlayan Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın liderliğindeki Sadr Hareketi oldu. Sadr Hareketi’ni ise Nuri el-Maliki’nin liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu takip etti. Buna karşılık Hadi el-Amiri’nin liderliğindeki Fetih koalisyonu başta olmak üzere İran yanlısı siyasi parti ve oluşumlar ise büyük gerileme kaydetti. Sünni cephede Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum Partisi rakibi olan iş insanı Hamis el-Hancer liderliğindeki Azim Koalisyonu’na büyük bir yenilgi yaşattı. Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Kürt cephesindeki rakibi Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) karşı dikkat çekici bir ilerleme kaydetti. Kazanan tarafta yer alan parti ve oluşumları bu sonuçları memnuniyetle karşılarken, kaybeden tarafta yer alan taraflar ise sonuçları öfkeyle karşıladı ve birçoğu ‘siyasi süreci koruma’ adına güce başvurmakla tehdit etti.
Tehdit dilini kullanan tarafların başında İran yanlısı silahlı gruplar geliyor. Zira bu grupların siyasi kanadı kabul edilen Fetih Koalisyonu seçimlerde ağır bir yenilgi aldı.
Geri kalan seçim merkezlerindeki oyların sayımını tamamlamadan sonuçları açıklamakta acele ettiği söylenen Seçim Komiserliği, ilan ettiği sonuçların kesin olmayan sonuçlar olduğunu vurgulayarak, itiraz yolunun açık olduğunu, itiraz ve şikayet sahiplerinin 3 gün içinde itirazda bulunabileceklerini belirtti. Nihai sonuçların açıklanması yaklaşık 20 gün sürecek. Bu sonuçlar duyurulmadan önce Federal Mahkeme tarafından onaylanacak. Bu süreçlerin ardından yeni Meclis’in ilk oturumu düzenlenecek. Ammar el-Hekim liderliğindeki Ulusal Hikmet Akımı hariç seçimden büyük bir yenilgiyle ayrılan bazı liderler Seçim Komiserliği’ni hedef aldı. Bu liderler arasında Irak’ın eski Başbakanı İyad Allavi de bulunuyor. Nitekim Allavi, kızı Sara Allavi’nin seçimlerde kazanabilmesi için tüm ağırlığını ortaya koymasına rağmen başarılı olamadı ve Sara seçimde ağır bir yenilgi aldı. Üstelik Allavi’nin liderlik ettiği Vataniyye Koalisyonu seçimleri boykot edeceğini ilan etmişti. Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri de seçimleri ‘üzerinde oynama yapılmış sahte seçimler’ diye niteleyerek Seçim Komiserliği’ni hedef aldı. Seçim Komiserliği aynı şekilde Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi, Fetih Koalisyonu’nun önde gelen yöneticileri ve silahlı grupların liderlerinin de hedefindeydi.
Seçim sonuçlarına yapılan itirazların ardından elle yapılan sayımın ardından Fetih Koalisyonu’nun aldığı sandalye sayısı 14’ten 17’ye yükselmesine rağmen Sadr Hareketi elde ettiği 73 sandalye ile en büyük blok olma özelliğini koruyor. Yeni hükümeti Meclis’in en büyük bloğu kuracak.
Bu bağlamda ‘Meclis’in en büyük bloğu’ tartışmaları yeniden gündeme geldi. Sadr Hareketi ‘Meclis’in en büyük bloğu’nun seçimde en yüksek oyu alan parti veya oluşum olduğunu savunurken, rakibi Kanun Devleti Koalisyonu ise en büyük bloğun seçimlerden sonra Meclis çatısı altındaki çeşitli parti ve oluşumlar tarafından kurulacağını belirtiyor. Iraklı Hukuk Uzmanı Tarık Harb, yaptığı açıklamada, “Seçim Yasası’nın 45. maddesi ve Anayasa’nın 76. maddesine göre Sadr Hareketi, hükümeti kurma görevi verilecek sayıca en büyük bloktur. Meclis tarafından seçilecek cumhurbaşkanı, hükümet kurma görevini başka bir parti veya oluşuma değil Sadr Hareketi’ne vermekle yükümlüdür. Çünkü seçim sonuçları Hareketin diğer parti ve oluşumlara karşı üstünlüğünü ortaya koydu. Federal Yüksek Mahkeme’nin içtihadı 2020 Yılı ve 9 Sayılı yeni Seçim Kanunu’nun 45. maddesinde kayıt altına alındı ve belirlendi” ifadelerini kullandı. Harb’in bahsettiği madde, milletvekillerin bloklar arasında geçiş yapmalarını engelliyor. Zira daha önceki dönemlerde vekillerin bloklar arasında geçiş yapmaları sebebiyle Meclis’te sayıca en fazla bloğun hangisi olduğunun tespitinde sıkıntılar yaşanıyordu. Harb, açıklamasının devamında, “Bir vekil veya vekillerin bulundukları bloktan tamamen geçiş yapmalarının engellenmesi, Meclis çatısı altındaki blokların sahip olduğu vekil sayılarının sabit kalması ve değişmemesi anlamına gelir. Vekil sayısı nihai sonuçlarda olduğu haliyle kalacak ve söz konusu maddenin geçişi engellemesiyle bir bloktaki vekil sayısının artması mümkün olmayacak. Dolayısıyla Sadr Hareketi seçimi kazananların sayısı bakımından en büyük blok. Bundan dolayı cumhurbaşkanını seçmeyi garanti altına aldı” dedi.
Bloklar arası geçiş ile koalisyonlar arası geçiş arasındaki farka dikkat çeken Harb, “Koalisyonlar arasında geçiş yapmak farklı bir mesele. Birincisinde (bloklar arasında geçiş yapıldığında) bir milletvekili geçiş yaptığı parti ve oluşumun hanesine yazılıyor. Koalisyonda ise blokların vekil sayılarına bir ekleme yapılmıyor. Çünkü koalisyonda blokların vekil sayıları olduğu gibi kalıyor ve değişmiyor. Yani blokların vekil sayıları artmadan olduğu haliyle kalıyor. 2010 seçimlerinde Maliki 89 sandalye Allavi 91 sandalye kazanmıştı. Fakat geçişler (bloklar arası geçişler) açıktı. Bu nedenle Maliki’nin tarafına geçen vekillerle birlikte Maliki’nin bloğundaki vekil sayısı 100’ün üzerine çıktı. Yani Allavi’nin bloğundaki sayıdan daha fazlaydı. Buna binaen hükümeti kurma görevi Maliki’ye verildi” ifadelerini kullandı.
Irak’ın resmi haber ajansı INA’ya değerlendirmelerde bulunan Hukuk Uzmanı Ali et-Temimi, “Federal Yüksek Mahkeme’nin 2010 ve 2014 yıllarındaki içtihatları, sayıca en fazla bloğun seçimlerden sonra bir liste tarafından ya da iki veya daha fazla listeden oluşabileceğini vurguluyordu. Sayıca en fazla blok (anayasa) yemini ettikten sonra birinci oturumda belirlenirdi. 2020 Yılı ve 9 Sayılı Seçim Kanunu’nun 45. maddesi ise hükümet kurulana kadar bloklar, partiler ve oluşumlar arasında geçiş yasağı getirdi. Bu madde bloklar arası koalisyona izin veriyor. Yani Federal Yüksek Mahkeme’nin içtihadının ikinci fıkrası, geçişlerin engellenmesi sebebiyle 45. maddeye göre geçersiz hale geldi. Fakat bu maddenin ikinci fıkrası parti ve bloklar arası koalisyonlara izin veriyor. Bu da hiçbir parti ve oluşumun başka bir parti ve oluşumla tek blok kuramayacağı ve kendi yapısını koruyacağı anlamına geliyor. Buradaki koalisyondan maksat mutlak çoğunluğa ulaşmaktır. Sayıca en büyük blok, her şeyden önce en fazla oyu alan bloktur. Başbakanı belirleyecek olan bu bloktur” dedi.
Siyasi alanda çalışmalar yürüten araştırmacı Vail er-Rukkabi, INA’ya yaptığı açıklamada, “Federal Yüksek Mahkeme’nin sayıca en büyük bloğun hangisi olacağına ilişkin içtihadı geçerliliğini halen koruyor. Bu içtihat seçimlerde kazanan bloğun, sayıca en büyük blok olacağını söylemiyor. Seçim Kanunu sayıca en büyük blokla ilgilenmiyor. Bu da seçimi kazanan bloğun hükümeti kurma hakkına sahip olmadığı anlamına geliyor. Irak Anayasası’nın 76. Maddesine göre bir sonraki başbakanı Meclis çatısı altındaki ittifaklar belirleyecek” diye konuştu.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.