Suudi Arabistan-İran görüşmeleri devam ediyor: ‘Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz’

Bakan Faysal bin Ferhan, “Yemen çatışmasını sona erdirmenin en hızlı yolu, Husilerin ateşkesi kabul etmesidir” dedi.

Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
TT

Suudi Arabistan-İran görüşmeleri devam ediyor: ‘Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz’

Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin İran ile görüşmeler konusunda ‘ciddi’ olduğunu söyleyerek, “Bu bizim için büyük bir değişim değil. Zira biz her zaman bölgede istikrarı sağlamanın bir yolunu bulmak istediğimizi söylüyoruz” dedi.
Financial Times'a verdiği röportajda Suudi bakan, İran'la yapılan görüşmelerin ‘dostça ve keşif amaçlı’ olduğunu söyledi.
Dün Washington'da gazetecilere açıklamalarda bulunan Prens Faysal, “Bölge için vizyonumuz refah ve istikrarın sağlanmasını hedeflediği için bu görüşmeleri sürdürmeye ve ilerlemesi için bir yol bulmaya kararlıyız. İran'ın bizimle bu vizyonu paylaşacağını umuyoruz” dedi. İran'la yapılan görüşmelerin, Viyana'daki dolaylı görüşmeleri yeniden başlatma niyetleri ilgili olup olmadığına dair Prens Faysal, “Tüm endişeleri gidermek için İran’ı uluslararası toplum ve bölgedeki komşularıyla olumlu ilişkiler kurmaya teşvik ediyoruz" dedi.

İran'ın nükleer programı
Suudi Bakan dün, İran’ın nükleer programının hızlanması ile ilgili olarak, nükleer silahların yayılmasını önlemek ve bölgesel gerilimlerin üstesinden gelmek için gerçek, somut ve etkili bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı.
Prens Faysal bin Ferhan, nükleer anlaşmada yaşanan sorunların İran’ın nükleer faaliyetlerini hızlandırmasını sağladığını ve bu durumun bölgeyi tehlikeli bir aşamaya soktuğu konusunda uyarıda bulundu. ABD yönetimiyle devamlı koordinasyonun sağlanması ile ilgili olarak Suudi Bakan, “İstikrar ve refah adına ikili koordinasyon, bölge için olduğu kadar bizim için de önemli. Bakan Blinken ile yaptığımız görüşmelerde çok çeşitli konuları ele aldık. Blinken’e nükleer müzakere hususunda tutumumuzu aktardım. İran'ın Kapsamlı Ortalık Eylem Planı Anlaşması ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması kapsamındaki taahhütlerinin dışına çıkarak nükleer faaliyetlerini hızlandırmasından endişe duyuyoruz” açıklamasında bulundu.
Suudi Dışişleri Bakanı, B Planı ve ABD yönetiminin sunduğu diğer seçenekler hakkında şunları söyledi:
“Tüm seçeneklerin masada olması önemli. İran'ı, bölgesel meseleleri tartışmanın yanı sıra nükleer dosyayı da görüşmek üzere müzakere masasına gelmeye teşvik edecek tüm araçlar önümüzde olmalı. Bölgenin, İran’ın ve İran halkının refah ve kalkınması, ayrıca İran’ın, geleceğine yatırım yapmaya teşvik edilmesi ancak bu şekilde gerçekleştirilebilir. Bu sorunlarla başa çıkmanın bir yolunu bulabilirsek başarılı ve müreffeh bir bölgeye sahip olabileceğimize inanıyoruz.”
Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin tutumunun, Viyana'da müzakerelerin mümkün olan en kısa sürede yeniden başlamasını teşvik etmek olduğunu ifade ederek, “İran’ın nükleer silah üretmesini engelleyen uzun vadeli ve faydalı bir yol bulunmalı. Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Blinken ile görüşmeler
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesi ile ABD yönetimi arasındaki ilişkilerin güçlü olduğunu vurgulayarak, bölgesel meseleler ve istikrarın sağlanması ile ilgili tartışmalarda aktif olarak yer aldıklarını belirtti. Washington’a yaptığı ziyaret sırasında ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile yaptığı görüşmelerde İran dosyasının gündemin üst sıralarında yer aldığına dikkati çekti.
İki bakan önceki gün Washington'da yaptıkları görüşmede iki ülke arasındaki stratejik ve tarihi ilişkileri ve bu ilişkileri güçlendirmenin yollarını tartışmıştı.
Suudi Dışişleri Bakanı Twitter'dan, "ABD Dışişleri Bakanı ile verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Tüm alanlarda stratejik işbirliğimizin güçlendirilmesi ve iki dost ülkeyi ilgilendiren birçok bölgesel ve uluslararası konuda ortak koordinasyonun artırılması da dahil olmak üzere pek çok konuyu ele aldık” paylaşımında bulundu.
İki bakan, başta Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarın sağlanması ve hem bölgede hem de tüm dünyada barışın tesis edilmesi için iki dost ülkenin yaptığı girişimler başta olmak üzere birçok bölgesel ve uluslararası meseleyi görüştü.
Görüşmede, Yemen'deki siyasi çözüm ve kalkınmayı engelleyen Husi milislerinin Yemen halkına yönelik ihlallerini durdurmaya yönelik ortak çabaların yanı sıra terörizm ve aşırılıkçılıkla mücadelede işbirliği tartışıldı. İki taraf, Husi milislerinin sivil ve ekonomik tesislere yönelik devam eden saldırılarına, uluslararası deniz güvenliğine yönelik tehditlerine ve Yemen halkının acılarını bir pazarlık kozu olarak kullanmalarına son vermek için ortak çabaları güçlendirmenin önemini ele aldı.
İki taraf, İran nükleer programı ve bu kapsamda yürütülen uluslararası müzakereler hakkında da görüş alışverişinde bulundu. İki bakan, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bu konuda yapılan çabalar hakkındaki istişarelerin yanı sıra Afganistan'da güvenlik ve istikrarı garanti eden her adımın desteklenmesinin önemine değindi.
Suudi Bakan, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile de bir araya geldi. Görüşmede, iki ülke arasında, İran'ın uluslararası anlaşmaları ihlal etmesine engel olmak için ortak çabaların yoğunlaştırılmasının yanı sıra İran nükleer dosyası ve bu husustaki uluslararası müzakereler konusunda işbirliğini geliştirmenin yolları tartışıldı. Ayrıca iki taraf, Ortadoğu'da ve başka bölgelerde İran’ın güvenliği ve istikrarı bozan terörist milislere verdiği desteği durdurmak için işbirliğini güçlendirmenin önemini tartıştı.
Prens Faysal bin Ferhan ayrıca, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşleri Koordinatörü Brett McGurk, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşleri Direktörü Büyükelçi Barbara Leaf ve ABD Dışişleri Bakanlığının Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Yale Lambert ile bir araya geldi.
Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkilerini ve bu ilişkileri geliştirme fırsatları gözden geçirilirken, Suudi Arabistan ve ABD'nin Ortadoğu'da ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı destekleme çabaları ele alındı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın bildirdiğine göre, toplantıda İran nükleer dosyasına ilişkin gelişmeler, bu konuda devam eden müzakereler ve İran’ın uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden teröristlere verdiği desteğin yanı sıra Suudi Arabistan’ın, Yemen halkının kalkınmasını ve istikrarını sağlayacak şekilde Yemen’de bir siyasi çözüme ulaşılması için gösterdiği çabalar ele alındı.

Yemen sahnesi
Suudi Dışişleri Bakanı, yaptığı görüşmelerde Yemen meselesine değinmeyi de ihmal etmedi. Suudi Bakan, ülkesinin siyasi diyalog yolunu ve Yemen çatışmasını sona erdirmeyi içeren bir öneri sunduğunu ancak Husilerin şu ana kadar görüşmeyi reddettiğini ve Suudi Arabistan'a saldırmaya devam ettiğini belirtti. Bakan, "ABD ve tüm uluslararası toplumun, çatışmayı sona erdirmeleri yönünde kendilerine sunulan önerileri kabul etmesi için Husilere daha fazla baskı yapması gerektiğine inanıyoruz.  Çatışmayı sona erdirmenin en hızlı yolu, Husilerin masadaki kapsamlı ateşkes önerisini kabul etmesi ve ciddi bir şekilde siyasi görüşmelere katılmasıdır” dedi.
Bakan, limanlar konusunda ise, “Havaalanları ve limanlar açıldı ve buralardaki ticaret trafiğinin yeniden başlamasıyla ilgili görüşmeler sürüyor. Yemen hükümeti ile Husiler arasında gelir dağılımı konusunda anlaşmazlıklar var. Bu bazen gemilerin limana gelmesine engel oluyor. Bu işi çözüme kavuşturmak için ABD ve diğer ortaklarımızla çalışıyoruz” dedi.

Tartışma oturumu
Suudi Bakan, Ortadoğu Enstitüsü, Atlantik Konseyi, Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü, Washington'daki Arap Körfez Devletleri Enstitüsü, Amerikan Dış İlişkiler Konseyi ve Wilson Merkezi gibi bir dizi Amerikan düşünce kuruluşunun üyelerinin katılımıyla bir tartışma oturumu düzenledi.
Tartışma oturumunda, stratejik Suudi-ABD ilişkileri, Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarın temellerinin atılmasındaki işbirliği ve ortak endişe alanlarına değinildi. Ayrıca Yemen'de tüm Yemenli tarafları bir araya getiren bir siyasi bir çözüme ulaşmak ve Yemen ve halkının güvenliğini, istikrarını ve refahını desteklemek için gösterilecek olan Suudi-Amerikan çabaları ele alındı.
Suudi Dışişleri Bakanı, Amerikan düşünce kuruluşlarının üyeleriyle ayrıca, İran nükleer dosyası ve bunun uluslararası barış ve güvenlik ile uluslararası seyrüsefere karşı oluşturduğu tehdit hakkında görüşmeler yaptı. Bakan Ferhan, bölge ve dünya halkları için gerçek bir tehdit oluşturan İran destekli terörist milislerle yüzleşmeleri için uluslararası topluma çağrıda bulundu.
Tartışma oturumunda ayrıca, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz tarafından geçtiğimiz Mart ayının sonunda açıklanan ve büyük bir küresel etkileşim alan Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimleri de dahil olmak üzere Suudi Arabistan’ın dünyayı ve çevreyi koruma çabaları görüşüldü.
Düşünce kuruluşlarının üyeleri, iklim değişikliği olgusuyla yüzleşmeye, toprağı ve doğayı korumaya ve küresel hedeflere ulaşmaya güçlü ve etkili bir şekilde katkıda bulunacak iki öneri sundular. Bu önerilerin, iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel ve uluslararası düzeyde koordineli bir sistem oluşturacağını belirttiler.

Tutumlar ve yükümlülükler
Suudi Dışişleri Bakanı, Lübnan'daki durumla ilgili olarak, geçtiğimiz günlerde yaşananların ciddi ve gerçek bir değişim ve gerçek reformlara odaklanma gereğini gösterdiğini belirtti. Bakan ayrıca, ülkeyi kurtarmak, yapısal ekonomik ve politik sorunları çözmek için sorumluluğun Lübnan yönetimine ait olduğunu belirtti. Suudi Arabistan'ın Lübnan halkına destek sağlamaya devam edeceğini ifade etti.
Diğer taraftan Irak'taki seçim sürecinin başarısına övgüde bulunan Suudi Bakan, "Irak'ın istikrarının bölgesel istikrarı sağlamanın ve bölgeyi doğru bir geleceğe götürmenin bir ayağı olduğuna inanıyoruz" dedi.
Afgan meselesiyle ilgili olarak Prens Faysal, ülkesinin 2001 yılından bu yana Taliban hareketiyle hiçbir temasının olmadığını belirtti. Hareketin Afganistan'da istikrarı sağlamak için Afgan toplumunun tüm unsurlarını bir araya getirmesi gerektiğine inandığını belirterek, “Afgan halkının isteklerini karşılayan bir ülke inşa etme yolunu seçmek Taliban’a düşüyor” dedi.
Suudi Dışişleri Bakanı, petrol fiyatları ve üretimi artırma talepleri hakkında ise şunları söyledi: "Petrol piyasalarının karşılaştığı zorluklar aşacak, istikrarı sağlayacak ve üreticilerin ve tüketicilerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde dengeli bir enerji politikası yürütmeye çalışıyoruz. Sadece kısa vadede değil, orta ve uzun vadede de durumu çok ciddiye alıyoruz. Piyasayı, küresel ekonomiyi koruyacak şekilde yönetmeye kararlıyız."



Suudi Arabistan-ABD görüşmesinde hangi konular ele alınacak?

Trump mayısta, Ortadoğu turunun ilk ayağında Suudi Arabistan'a gitmişti (Reuters)
Trump mayısta, Ortadoğu turunun ilk ayağında Suudi Arabistan'a gitmişti (Reuters)
TT

Suudi Arabistan-ABD görüşmesinde hangi konular ele alınacak?

Trump mayısta, Ortadoğu turunun ilk ayağında Suudi Arabistan'a gitmişti (Reuters)
Trump mayısta, Ortadoğu turunun ilk ayağında Suudi Arabistan'a gitmişti (Reuters)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2018’den bu yana ilk kez ABD’ye gidecek.

Wall Street Journal’ın (WSJ) aktardığına göre 18-19 Kasım’da gerçekleşmesi planlanan görüşmede Selman, ABD Başkanı Donald Trump’la Oval Ofis’te bir araya gelecek.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, Gazze savaşında sağlanan ateşkesin ardından Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesine yönelik görüşmelerin gelecek yıl hız kazanacağını söylüyor.

Görüşmede, ABD ve Suudi Arabistan arasında silah satışı ve istihbarat paylaşımı da dahil çeşitli stratejik işbirliklerini artırma hedeflerinin de masaya getirileceği aktarılıyor.

Bloomberg’ün haberinde, olası anlaşmada yapay zeka ve nükleer işbirliği konularının da yer alacağı yazılıyor.

Diğer yandan iki analizde de Washington ve Riyad arasında doğrudan bir savunma anlaşmasının hemen imzalanmayabileceği belirtiliyor. Fakat bu adımların mutabakata giden yolda önemli olacağı ifade ediliyor.

WSJ’nin haberinde “İran tehdidinin” de Washington'la Riyad arasındaki ortak gündem maddelerinden biri olduğu hatırlatılıyor. Tahran yönetiminin, özellikle Katar’a saldırının ardından İsrail’in olası askeri operasyonlarından endişelendiği aktarılıyor.

İsrail ordusunun 9 Eylül'de Katar'a düzenlediği saldırının ardından Washington ve Doha arasındaki işbirliği daha da pekişti.

İsrail ordusuna ait savaş jetleri, Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binayı vurmuştu. Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğluyla 4 Hamas mensubu ve bir Katar polisi olmak üzere 6 kişi yaşamını yitirmişti. Daha sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ın talebi üzerine saldırı nedeniyle Doha yönetiminden özür dilemişti.

Trump, bu gelişmelerin ardından Katar'a yönelik muhtemel saldırıları ABD'ye tehdit sayan başkanlık kararnamesini 29 Eylül'de imzalamıştı. 

Öte yandan ABD, 22 Haziran'da Tel Aviv ve Tahran arsındaki çatışmalar sürerken İran'daki üç nükleer tesisi vurmuştu. İran da Katar'daki ABD üssü El Udeyd'i hedef alarak misilleme yapmıştı. Trump, Tahran'ın saldırıyı önceden haber verdiğini söylemişti, operasyonda can kaybı yaşanmamıştı.

ABD Başkanı, 10 Ekim’de Gazze’de devreye giren ateşkes ve rehine takası anlaşmasının ardından 16 Ekim’de yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın da İbrahim Anlaşmaları’na katılmasını istediğini söylemişti. Trump’ın ilk döneminde imzalanan anlaşmalar bazı Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ön ayak olmuştu.

Riyad ve Tel Aviv arasındaki normalleşme görüşmeleriyse Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşının ardından askıya alınmıştı.

WSJ’nin görüştüğü kaynaklardan biri, Riyad’ın iki devletli çözüm için baskıyı artıracağını söylüyor. Trump’ın 20 maddelik barış planındaysa Filistin Devleti’nin kurulmasını güvence altına alan açık ibareler bulunmuyor. Netanyahu da iki devletli çözüme başından beri yanaşmıyor.

Bloomberg de ABD ve Suudi Arabistan arasındaki iş ve savunma anlaşmalarının İsrail’le normalleşme sürecinden bağımsız ilerleyebileceğine dikkat çekiyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Bloomberg


IMF: 2025 yılı Ortadoğu ve Körfez bölgesinde büyüme için dayanıklılığın yılı olacak

Cihad Azur, geçtiğimiz hafta IMF ve Dünya Bankası toplantılarında bölge ekonomisi hakkında konuşurken (AFP)
Cihad Azur, geçtiğimiz hafta IMF ve Dünya Bankası toplantılarında bölge ekonomisi hakkında konuşurken (AFP)
TT

IMF: 2025 yılı Ortadoğu ve Körfez bölgesinde büyüme için dayanıklılığın yılı olacak

Cihad Azur, geçtiğimiz hafta IMF ve Dünya Bankası toplantılarında bölge ekonomisi hakkında konuşurken (AFP)
Cihad Azur, geçtiğimiz hafta IMF ve Dünya Bankası toplantılarında bölge ekonomisi hakkında konuşurken (AFP)

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ortadoğu ve Kuzey Afrika ekonomilerinin, artan küresel belirsizlik ve tırmanan jeopolitik gerilimlere rağmen 2025 yılında da ‘olağanüstü bir direnç ve esneklik’ sergilemeye devam ettiğini açıkladı. Ancak bunun yanında risklerin henüz sona ermediğine de dikkati çekti.

IMF geçtiğimiz hafta, bu yıl ve gelecek yıl için bölgeye ilişkin büyüme tahminini yükseltti. Temmuz ayında açıkladığı yüzde 3,2'lik tahminini yüzde 3,3'e çıkarak 2025 yılında yüzde 3,3'lük bir büyüme öngören IMF, 2026 yılında bölgedeki büyümenin yüzde 3,7'ye çıkacağı tahminini açıkladı. Temmuz ayında bu rakamı yüzde 3,4 olarak açıklamıştı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri bu ivmeyi sürdürürken, IMF büyüme tahminini 2025 için yüzde 3,9'a ve 2026 için yüzde 4,3'e yükseltti. Bu güçlü performans, petrol üretimindeki kademeli artışın yanı sıra, yatırım harcamalarındaki artış ve petrol dışı sektörlerdeki dikkate değer büyümeyi yansıtıyor. IMF’nin Suudi Arabistan için öngördüğü büyüme tahmini, geçtiğimiz temmuz ayında açıklanan tahminlere kıyasla önce 0,4 ardından 0,1 puanlık artışla 2025 yılında yüzde 4'e sıçradı. BAE'nin büyüme tahmini de bu yıl yüzde 4,8'e yükselirken, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman gibi ülkelerin yüzde 2,6 ila %2,9 civarında bir büyüme kaydetmesi bekleniyor. Bu durum, Körfez ekonomilerinin dayanıklılığını, jeopolitik ve küresel zorluklara rağmen istikrarlı bir büyüme elde etme kabiliyetini teyit ediyor.

fgt
IMF, Suudi Arabistan için 2025 yılı ekonomik büyüme oranını yüzde 4'e yükseltti (SPA)

IMF, Körfez ülkelerinde petrol dışı gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminini 2025 yılı için yüzde 3,8'e yükseltti. Mayıs ayında açıklanan yüzde 3,4'lük tahminin, 2026'da yüzde 3,6'ya yükselmesi bekleniyor.

Bölge ve gümrük tarifeleri

IMF Ortadoğu ve Orta Asya Bölge Direktörü Dr. Cihad Azur, IMF'nin ‘Ortadoğu ve Orta Asya Ekonomik Görünümü’ raporunun yayınlanması vesilesiyle Dubai'de düzenlenen basın toplantısında, şunları söyledi:

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki ekonomik faaliyetler, küresel belirsizliğin devam etmesi ve jeopolitik gerilimin artmasına rağmen, 2025 yılında şimdiye kadar olağanüstü bir direnç gösterdi.”

Dr. Azur, son zamanlarda yaşanan gerilimin ‘sınırlı ve kısa vadeli’ bir etki yaratarak endişelere yol açmasına rağmen, bölgenin ABD'nin gümrük vergilerine uyguladığı artışların ve küresel ticarete getirdiği kısıtlamaların doğrudan etkilerinden büyük ölçüde kaçındığını belirtti.

Dr. Azur, kısa vadede büyümenin gelecek yıl yüzde 3,7'ye doğru hızlanarak önceki tahminleri 0,3 puan aşmasını ve orta vadede genel olarak istikrarlı kalmasını bekliyor.

Yukarı yönlü revizyon, bazı olumlu faktörleri yansıtıyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki petrol ihraç eden ülkelerdeki büyüme artışı, OPEC+ kesintilerinin kaldırılmasının ardından beklentilerin üzerinde gerçekleşen üretim artışına bağlanabilir. Bu ekonomilerdeki büyümenin 2025 yılında yüzde 3'e, 2026 yılında ise yüzde 3,4'e ulaşması bekleniyor. Dr. Azur, ‘petrolün ötesinde başka faktörlerin de olduğunu’ özellikle KİK düzeyinde ekonomik çeşitlendirme çabalarında kaydedilen muazzam ilerlemeyi övdü ve büyümeyi sürdürmek ve istihdam yaratmak için petrol dışı sektörlerin önemini vurguladı.

cdfgh
Dr. Azur, geçtiğimiz hafta IMF ve Dünya Bankası toplantılarında bölge ekonomisi hakkında konuşurken (AFP)

Petrol ithalatçısı ülkeler için de ivme hız kazanırken büyümenin 2025'te yüzde 3,5'e, 2026'da ise yüzde 4,1'e yükselmesi bekleniyor. Bu büyümenin, düşük petrol fiyatları, yurtdışındaki işçilerden gelen güçlü döviz girdileri, gelen turist sayısındaki artış ve tarım koşullarındaki iyileşmeden kaynaklı olduğu söylenebilir. Dr. Azur, makroekonomik istikrar ve yapısal reformlarda kaydedilen sürekli ilerlemenin, bu ekonomilerin dayanıklılığını artırmaya ve gelecekteki beklentilerini güçlendirmeye yardımcı olduğunu açıkladı. Aynı şekilde mali koşullar da iyileşti, devlet tahvili getiri farkları daraldı ve para birimi değerleri sorunsuz bir şekilde ayarlandı.

Dr. Azur, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da GSYH büyümesinin, güçlü talep, yüksek petrol üretimi ve devam eden reformların etkisiyle bu yıl ve gelecek yıl da artmaya devam edeceğini öngörüyor. Orta vadede, reformlar ve istikrar politikaları yerleşik hale geldikçe büyümenin kademeli olarak artması bekleniyor.

Enflasyon göstergeleri

Enflasyon eğilimleri bölge genelinde farklılık gösterse de çoğu ekonomi ılımlı veya düşüş eğiliminde olan enflasyon oranları ile karşı karşıya. Dr. Azur’a göre bu durum, daha sıkı para politikaları ve gıda ve enerji fiyatlarındaki düşüşün bir sonucu olurken, aynı zamanda devlet tahvili getiri farklarının daralması, sorunsuz para birimi düzeltmeleri ve bazı ülkelerin piyasalara yeniden erişim kazanması da dahil olmak üzere finansal koşullarda iyileşme görüldü.

IMF, KİK ülkelerinde enflasyonun 2025 yılında yüzde 1,7 ile düşük ve istikrarlı kalacağını öngörüyor. Raporda ayrıca, Körfez ülkelerinin cari işlemler fazlasının 2024 yılında GSYİH'nin yüzde 7,1'inden 2030 yılına kadar kademeli olarak yüzde 3,7'ye gerileyeceği belirtildi.

“Büyük riskler”

Dr. Azur, bu tahminlerin olumlu görünümlerine rağmen ‘önemli riskler’ taşıdığını vurguladı. Küresel belirsizliğin ekonomik faaliyeti etkileyebileceği konusunda uyaran Dr. Azur, küresel talebin gerilemesi veya finansal koşulların sıkılaşmasının, büyük finansman ihtiyacı olan ya da devlet borç risklerine yüksek düzeyde maruz kalan bankacılık sistemlerine sahip ülkelere baskı uygulayabileceğini belirtti. Dr. Azur’a göre gelişmiş ekonomilerde süregelen enflasyon da bölgedeki borçlanma maliyetlerini artırabilir.

Jeopolitik gerilimlere değinen Dr. Azur, bu gerilimlerin seviyesinin halen yüksek olduğunu vurguladı. Ateşkes konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, bölgede hala acil insani ihtiyaçlar bulunduğunu belirten Dr. Azur, geçtiğimiz haziran ayında İsrail ile İran arasında patlak veren çatışmanın ticaret üzerinde yalnızca ‘sınırlı ve kısa vadeli’ bir etkisi olduğunu belirtti, ancak istikrarsızlığın yeniden tırmanma riskinin yüksek olduğunu vurguladı.

hyu
IMF, Suudi Arabistan'ın ekonomik büyüme oranı tahminini yüzde 4'e yükseltti (SPA)IMF, Suudi Arabistan'ın ekonomik büyüme oranı tahminini yüzde 4'e yükseltti (SPA)

Dr. Azur, olumlu tarafta ise bölgesel çatışmaların çözülmesinin ve özellikle yönetim, finans sektörünün derinleşmesi ve özel sektörün gelişimi alanlarında yapısal reformların hız kazanmasının orta vadede beklenenden daha güçlü büyüme oranlarına yol açabileceğine inanıyor.

Öncelikler

IMF, kısa vadeli risklerin yönetilmesinde politika önceliklerinin açık olduğu ve aynı zamanda herkes için daha güçlü ve daha kapsayıcı bir büyümenin temellerinin atıldığını vurguladı. Dr. Azur bu bağlamda mevcut büyüme ivmesinin, özellikle sınırlı marjlara sahip ülkelerde, mali ve dışsal tamponları yeniden oluşturmak için ‘değerli bir fırsat’ sunması gerektiğinin altını çizdi.

Ekonomilerin çeşitlendirilmesi, özel sektörün desteklenmesi, yönetimin ve kurumların güçlendirilmesi, ticaret engellerinin azaltılması ve altyapıya yatırım yapılması amacıyla cesur reformların sürdürülmesi çağrısında bulunan Dr. Azur, bu istikrarlı büyümenin, gençlere ve kadınlara daha fazla fırsat sunarak, eğitim ve sağlık hizmetlerini iyileştirerek ve finansmana erişimi genişleterek kapsayıcı olması gerektiğini vurguladı. Dr. Azur, dijital dönüşüm ve yapay zekanın (AI) üretkenliği artırmak için ek fırsatlar sunduğuna işaret etti.

Çatışmadan çıkan ekonomilerle ilgili değerlendirmesinde başarılı bir toparlanma için erken makroekonomik istikrar, dış finansmana erişim (uluslararası destek ve borç hafifletme dahil) ve kurumsal güçlendirmenin kilit faktörler olduğunu vurgulayan Dr. Azur’a göre IMF analizleri, barışın ilk beş yılında makroekonomik oynaklığın azaltılmasının kalıcı toparlanma olasılığını büyük ölçüde artırdığını gösterdi.

Politika yapıcıların şu anda karşı karşıya olduğu temel zorluğun ‘bu direnci kapsamlı ve sürdürülebilir uzun vadeli büyümeye dönüştürmek’ olduğuna dikkati çeken Dr. Azur, 2025 yılının ‘belirsizlik ortamında dayanıklılığın yılı’ olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.


Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve barışın sağlanması için bölgesel ve uluslararası çabalara desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve barışın sağlanması için bölgesel ve uluslararası çabalara desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu bugün, dünya çapında güvenlik ve barışın sağlanmasına yönelik bölgesel ve uluslararası çabaları desteklediğini vurguladı.

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın başkanlık ettiği toplantıda Bakanlar Kurulu, Pakistan ve Afganistan arasında acil ateşkes ve iki ülke arasında kalıcı barış ve istikrarı pekiştirmek için mekanizmaların kurulmasına ilişkin anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, oturumun başında Bakanlar Kurulu'na, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan aldığı telefon görüşmesinin içeriği hakkında bilgi verdi. Söz konusu görüşmede Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler ele alındı; Filistin halkının insani acılarının derhal hafifletilmesi, İsrail'in tamamen geri çekilmesinin sağlanması ve iki devletli çözüme dayalı adil bir barışın sağlanması için pratik adımlar atılmasının önemi üzerinde duruldu.

Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı Selman ed-Dusari, oturumun ardından yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, çeşitli devlet kurumlarındaki kalkınma programları planlarını ele aldığını belirtti. Özellikle kalkınma projeleriyle ilgili çalışmalar, hizmet kalitesini ve verimliliği artırmaya yönelik girişimler ele alındı.

Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, Mekke’nin merkez bölgesinin altyapısının geliştirilmesinde niteliksel bir sıçrama niteliğinde olan ve onu kentsel gelişimde küresel bir model haline getiren ve Rahman’ın Misafirlerine Hizmet Programı'nın hedefleri doğrultusunda Kâbe’yi ziyaret edenlere yüksek kaliteli hizmet sunumuna önemli katkı sağlayan ‘Kral Selman Portalı’ projesinin başlatılmasını memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, konut arzını artırmaya ve ülkenin çeşitli bölgelerinde gayrimenkul dengesini sağlamaya yönelik devam eden uygulama adımlarını övdü. Bu adımların, inşa ve kalkınma sürecine katkı sağlaması, vatandaşlara uygun ve çeşitli konut seçenekleri sunması, ayrıca daha fazla yatırımcı ve inşaat şirketini Suudi Arabistan pazarına çekmesi hedefleniyor.

Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı, Bakanlar Kurulu'nun Suudi Arabistan'ın açık öğretim, kırsal kalkınma ve demiryolu taşımacılığı alanlarında uluslararası kuruluşlardan aldığı ödülleri, devletin bu ve diğer sektörlerin rekabet gücünü ve küresel liderliğini sürdürmesini sağlamak için gösterdiği ilgi ve sınırsız desteğin bir teyidi olarak değerlendirdiğini belirtti.

fy6u
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, ülkenin çeşitli bölgelerinde konut arzını artırmak ve gayrimenkul dengesi sağlamak için devam eden yürütme adımlarını övdü. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, ikinci kez düzenlenen ve dünya çapında 22 ülkenin katıldığı Suudi Uluslararası Demiryolu Fuarı ve Konferansı'nın başarısını ve Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Ulusal Stratejisi'nin hedeflerini desteklemeye katkıda bulunacak 50'den fazla sözleşme ve anlaşmanın imzalanmasını takdir etti.

Bakanlar Kurulu, Şura Meclisi ile ortaklaşa incelenenler de dahil olmak üzere gündemindeki maddeleri gözden geçirdi ve Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Bakanlar Kurulu Uzmanlar Komitesi tarafından varılan sonuçları inceledi.

Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanı’na, Suudi Arabistan-Sudan Koordinasyon Konseyi'nin kurulmasına ilişkin anlaşma taslağını görüşme ve imzalama yetkisi verdi. Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan hükümeti ile Arap Kurak ve Yarı Kurak Alanlar Araştırma Merkezi (ACSAD) arasında bir ev sahipliği anlaşmasını ve Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı ile İtalya’daki Yüksek Ticaret ve İşletme Enstitüsü arasında insan sermayesinin geliştirilmesine yönelik iş birliği hakkındaki bir mutabakat zaptı taslağını onayladı. Eğitim Bakanı’na bu belgeyi imzalama yetkisi verildi.

Kararlarda ayrıca, İçişleri Bakanlığı'nın belediye gayrimenkullerinin elden çıkarılmasına ilişkin yönetmeliklerde yer alan hükümleri uygulaması gerektiği belirtildi. Bu, İçişleri Bakanlığı’nın lojman alanlarında, eğitim şehirlerinde veya bakanlığa tahsis edilmiş sağlık, eğitim, konut, sosyal tesis ve misafirhane alanlarında yer alan taşınmazların yatırım amaçlı değerlendirilmesini kapsıyor.

sdfrgt
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, çeşitli kamu kurumlarının kalkınma planlarını görüştü. (SPA)

Dr. Faysal bin Hamad es-Sukayr'ın Limanlar Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliğine atanması onaylandı ve Mühendis Abdurrahman bin Salih el-Fakih ile Dr. Abdurrahman bin Yusuf el-Ali'nin Yönetim Kurulu üyelikleri yenilendi.

Strathclyde Üniversitesi'nin Riyad'da bir kampüs kurması da onaylandı. Asir Bölgesi Kalkınma Kurumu, Kral Selman Uluslararası Arap Dili Kompleksi ve Bilgi Teknolojisi Sektörünün Geliştirilmesi Ulusal Programı'nın önceki mali yıllara ait nihai hesapları onaylandı.

Bakanlar Kurulu ayrıca, gündemindeki bir dizi genel maddeyle ilgili gerekli adımları attı. Bu maddeler arasında Dış Ticaret Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Medya Düzenleme Genel Müdürlüğü, Darin ve Tarut Adası Kalkınma Kurumu, Kamu Kurumları Performans Ölçüm Ulusal Merkezi, Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü ve Finans Akademisi'nin yıllık raporları yer alıyor.