Uzayda ilk uzun metrajlı filmi çeken Rus ekibi dünyaya döndü

Uzay istasyonuna giden Rus aktris Yulia Peresild, kozmonot kıyafetleriyle görüntülenmişti (AFP)
Uzay istasyonuna giden Rus aktris Yulia Peresild, kozmonot kıyafetleriyle görüntülenmişti (AFP)
TT

Uzayda ilk uzun metrajlı filmi çeken Rus ekibi dünyaya döndü

Uzay istasyonuna giden Rus aktris Yulia Peresild, kozmonot kıyafetleriyle görüntülenmişti (AFP)
Uzay istasyonuna giden Rus aktris Yulia Peresild, kozmonot kıyafetleriyle görüntülenmişti (AFP)

Uluslararası Uzay İstasyonu'nda "Vyzov" (Sınanma) isimli filmi çekmek için 12 gün önce uzaya gönderilen Rus ekibi dünyaya döndü.
Rusya Uzay Ajansı ROSCOSMOS'tan yapılan açıklamaya göre, Rus oyuncu Yuliya Peresild ve yönetmen Klim Şipenko ile kozmonot Oleg Noviskyi başkanlığındaki Soyuz MS-18 uzay aracı, TSİ ile 07.35'te Kazakistan'ın Jezkazgan kentine 148 kilometre uzaklıktaki araziye başarıyla iniş yaptı.
Ekibi, ROSCOSMOS Başkanı Dmitriy Rogozin karşıladı.
Uzayda ilk uzun metrajlı filmi çekmek için Rusya'daki Yuri Gagarin Kozmonot Hazırlama Merkezi'nde özel eğitim sürecinden geçen oyuncu Peresild ile yönetmen Şipenko, 5 Ekim'de kozmonot Anton Şkaplerov'un başkanlığındaki Soyuz MS-19 uzay aracıyla Baykonur Uzay Üssü'nden uzaya gönderilmişti.
"Vyzov" filminde, oyuncu Yuliya Peresild, kalp ameliyatıyla bir kozmonotun hayatını kurtarmak için uzaya gitmek zorunda kalan cerrah rolünü oynayacak.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news