Huawei, Biden'a yönelik lobi faaliyetleri için Demokrat lobici Podesta'ya 500 bin dolar ödedi

AA
AA
TT

Huawei, Biden'a yönelik lobi faaliyetleri için Demokrat lobici Podesta'ya 500 bin dolar ödedi

AA
AA

Huawei'nin, Beyaz Saray'da lobi yapmak için temmuzdan eylüle kadar Demokrat lobici Tony Podesta'ya 500 bin dolar ödediği ortaya çıktı.
Huawei, eski Başkan Donald Trump döneminde Google, Qualcomm ve Intel gibi önemli şirketler dahil olmak üzere Amerikan şirketleriyle iş yapmasını engelleyen başkanlık kararnamelerini geri aldırmak üzere kesenin ağzını açtı.
Lobicilik faaliyetlerine ilişkin kamuya açılan federal lobicilik raporunda, Çinli telekomünikasyon şirketinin ABD Başkanı Joe Biden'a yönelik lobi yapmak üzere Hillary Clinton'a yakınlığıyla bilinen Demokrat lobici Tony Podesta'ya 500 bin dolar ödediği görüldü.
Raporda, ödemenin temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan 2021 yılının üçüncü çeyreğinde yapıldığı belirtildi.
Kongreye sunulan lobicilik faaliyet raporunda, Huawei'nin, 2021'in üçüncü çeyreğinde federal lobi faaliyetlerine yaklaşık 1,4 milyon dolar harcadığı ortaya çıktı.
Şirket, geçen yılın aynı döneminde sadece 100 bin dolar harcamışken, bu yılın ikici çeyreğinde ise 1,1 milyon dolar harcamıştı.

Amerikalıları izleme ve istihbarat toplamakla suçlanıyor
ABD, Huawei'yi teknolojisini Pekin adına Amerikalıları izleme ve istihbarat toplama amacıyla kullanmakla suçluyor. Trump, bu suçlamalar ışığında ABD teknoloji şirketlerinin Huawei ile çalışmasını yasaklamış ve şirkete birçok yaptırım getirmişti.
Huawei'nin lobicilik faaliyetlerinin, getirilen kısıtlamaları kaldırmanın yanı sıra ABD'deki dolandırıcılık suçlamalarıyla Kanada'da tutuklu bulunan Huawei yöneticisi Meng Wanzhou'nun serbest bırakılmasını sağlamaya yönelik olduğu ifade ediliyordu.
ABD Adalet Bakanlığı, geçen ayın sonlarında kovuşturmayı erteleme anlaşması ile Meng'in Çin'e dönmesine izin vermişti.
Beyaz Saray, bakanlığın bu kararına Biden yönetiminin müdahil olmadığını iddia etmişti.

FETÖ de Podesta ile çalışmıştı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ABD'deki imajını ve siyasi ilişkilerini diri tutmak amacıyla 2020'de Washington'daki en etkili lobi şirketlerinden Podesta Group ile 15 Temmuz darbesinden yaklaşık iki ay önce anlaştığı ortaya çıkmıştı.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.