Filistin Yüksek Fetva Kurulu’ndan Kudüs’te dini çatışma uyarısı

Komorlar Müftüsü, ülkesinin İsrail ile ilişkileri normalleştirme niyetini yalanladı

Geçtiğimiz günlerde Mescid-i Aksa yakınlarındaki Yusufiye mezarlığında Kudüs belediyesi tarafından yıkılan mezarların insan kalıntılarını gösteren bir Filistinli (AFP)
Geçtiğimiz günlerde Mescid-i Aksa yakınlarındaki Yusufiye mezarlığında Kudüs belediyesi tarafından yıkılan mezarların insan kalıntılarını gösteren bir Filistinli (AFP)
TT

Filistin Yüksek Fetva Kurulu’ndan Kudüs’te dini çatışma uyarısı

Geçtiğimiz günlerde Mescid-i Aksa yakınlarındaki Yusufiye mezarlığında Kudüs belediyesi tarafından yıkılan mezarların insan kalıntılarını gösteren bir Filistinli (AFP)
Geçtiğimiz günlerde Mescid-i Aksa yakınlarındaki Yusufiye mezarlığında Kudüs belediyesi tarafından yıkılan mezarların insan kalıntılarını gösteren bir Filistinli (AFP)

Filistin Yüksek Fetva Kurulu’nda gerçekleştirilen toplantıda, İsrail’in özelde Mescid-i Aksa ve genel olarak Kudüs şehrine yönelik ihlallerinin artması konusunda uyarıda bulunuldu. Kurul tarafından yapılan açıklamada, “Kudüs'teki Müslüman ve Hristiyanların dini haklarını hedef alan işgal uygulamaları dizginlenemez hale geldi. İsrail-Filistin çatışmasının, Kutsal Şehir ve halkının sınırlarını aşan dini bir çatışmaya dönüştürme tehdidinde bulunuyor” ifadelerine yer verildi.
Filistin’in tüm bölgelerinden temsilcilerin katıldığı Kurul toplantısının 200’üncü oturumu olması hasebiyle bir kutlama niteliğinde olması gerekiyordu. Ancak, araştırmanın konuları ve ele alınan olaylar, atmosferi kasvetli ve gergin hale getirdi. Uzmanlar, İsrail hükümetinin Arap Kudüs'ünün özelliklerini ortadan kaldırmak için izlediği sistematik bir politika olduğunu vurguladı. Mescid-i Aksa'nın yanındaki Yusufiye Mezarlığı'nın bitişiğindeki Şehitler Türbesi’nin arazisindeki mezarlardaki kazıların devamına izin veren Kudüs'te defnedilenlerin cenazelerinin gasp edilmesi ve Kudüs'teki İslami Mezarlıkların Bakımı Komitesi'nin açtığı davanın reddeden İsrail mahkemesinin kararına atıfta bulundular.
Kurul, ayrıca işgal mahkemesinin ‘sınırlı hak’ olarak isimlendirilen ve Yahudilerin Mescid-i Aksa avlularında sessizce ibadet etme kararı da kınadı. Bu, karar ibadetler sessiz yapıldığı sürece ibadet etmelerine izin vermek demektir. Bu kararın Mescid-i Aksa'ya Yahudileştirme lehine yeni bir realiteyi empoze etmeyi amaçladığına dikkat çekildi. Kurul, işgal güçlerinin Mescid-i Aksa'ya yönelik zulmünü kınadı. Mescid-i Aksa’nın tamamının sadece Müslümanlara ait olduğunu ve kimsenin caminin içişlerine karışmaya hakkı olmadığını vurgulanarak, işgal makamlarını mescide dokunmamaya ve kutsiyetine saygı göstermeye çağrısında bulunuldu.
Yüksek Fetva Kurulu, Filistinlilerin acılarına başka yönlerden de değinerek, zeytin toplayan çiftçilerin yerleşimcilerin topraklarına erişimini engellemeye yönelik saldırılarına maruz kaldıklarına dikkat çekti. Hapishanelerdeki tutsaklar, özellikle açlık grevi yapanlar ve hastalar, ilahi ve uluslararası kanunlara aykırı olarak en kötü suiistimallere ve özgürlüklerine yönelik saldırılara maruz kalan ve genel olarak Filistinlilerin işkenceye anavatanlarından sürülme ve silme politikasına maruz kaldığına değindi. Bu bağlamda Kurul, Kudüs'teki Mezarlık Bakım Komitesi Başkanı Mustafa Ebu Zehra'nın mezarlıkları korumaya çalışırken yaptığı faaliyetlere misilleme olarak işgal güçleri tarafından tutuklanmasını kınadı.
Öte yandan Filistin Din İşleri ve İslami İlişkilerden Sorumlu Devlet Başkanı Danışmanı Mahmud el-Hebbaş, dün Komorlar Cumhuriyeti Müftüsü Ebu Bekir Abdullah Jamal el-Leyl ile görüştü. İkili, söz konusu görüşmede kentin korunması için ortak işbirliği yollarını, Kudüs ve mübarek Mescid-i Aksa'da bulunanların kararlılığını destekleme konularını ele aldı. Komorlar Cumhuriyeti Müftüsü, ülkesinin işgali sona erdirmek ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurmak için Filistinlilerin meşru hakkından yana olduğunu vurguladı. Bazı medya organlarında Komorlar'ın İsrail ile diplomatik ilişkiler kurma niyetiyle ilgili çıkan söylentilerin asılsız olduğunun altını çizdi.



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.