Esed'in, mali yardımları kur manipülasyonuyla rejime yönlendirdiği ortaya çıktı

Birleşmiş Milletlerin (BM) Suriye'ye yönlendirdiği Batılı ülkeler kaynaklı finansal ve insani yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerinden çok Esed rejimine fayda sağladığı ortaya çıktı.

AA
AA
TT

Esed'in, mali yardımları kur manipülasyonuyla rejime yönlendirdiği ortaya çıktı

AA
AA

ABD merkezli Stratejik Uluslararası Etütler Merkezi (CSIS), BM şemsiyesi altında Suriye'ye akan milyonlarca doların izini sürerken bu yardımların büyük bir kısmının halihazırda Batılı ülkelerce yaptırım uygulanan Esed rejimine gittiğini tespit etti.
CSIS'in raporunda, Esed rejiminin yıllardır ülkeye gelen insani yardımları kendi destekçilerinin bulunduğu alanlara ve askerlerine kaydırdığının bilindiği, rejimin finansal yardımların yarısından fazlasını da kur manipülasyonuyla kendisine yönlendirdiği ifade edildi.
Raporda, "Suriye hükümeti, uluslararası kuruluşları çarpıtılmış bir döviz kurunu kullanmaya zorlayarak 2020'de Suriye'ye yardım amacıyla gönderilen her bir doların 51 sentinin rejimin eline geçmesini sağladı." ifadesi kullanıldı.
1 ABD dolarının iç savaştan önce 50 Suriye lirasına denk olduğu, savaş sürecinde ise 4 bin 700 Suriye lirasına çıktığı belirtilen raporda, Suriye lirası sürekli değer kaybederken rejimin, BM ve yardım kuruluşlarının gönderdiği paraların Suriye Merkez Bankasının belirlediği 1,500 Suriye lirası üzerinden bozdurulmasını sağladığı bildirildi.
Böylece yardım amacıyla gönderilen paraların daha sahaya ulaşmadan büyük ölçüde eridiği, üstelik bunun ABD, Avrupa Birliği ve İngiltere tarafından yaptırım listesine alınan Suriye Merkez Bankasının döviz rezervine katkı sağladığı kaydedildi.
Raporda, Batılı ülkelerin 2014'ten bu yana yıllık ortalama 2,4 milyar dolar mali yardım yaptığı belirtildi. BM'nin itirazları üzerine Suriye Merkez Bankasının dolar kurunu 2 bin 500 Suriye lirasına çıkardığı ancak yine de kurun piyasa değerinden yüzde 32 fazla olduğu ifade edildi.
Raporda, şu ana kadar Suriye Merkez Bankasında ne kadar para bozdurulduğunun bilinmediği, sadece 2019-2020 döneminde 779 döviz işlemi yapıldığı belirtildi.
BM yardım birimlerinin geçen yıl Suriye'de malzeme alımı için 113 milyon dolar bozdurduğu ve burada piyasa değeri üzerinden yaklaşık 60 milyon dolar kayıp oluştuğu bildirildi. Raporda, 2021 verileri de eklenince bu kaybın 100 milyon doları aştığı kaydedildi.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.