Silahlı bir grubun Hartum’u işgal etme tehdidinin ardından başkentte güvenlik gerilimi yaşanıyor

Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde oturma eylemi yapanların arasındaki gruplar Sudan Haber Ajansı’na ve gazetecilere saldırdı, Kültür ve Enformasyon Bakanlığı’nın etrafını kuşattı.

21 Ekim'de Hartum'da sivil yönetimi desteklemek için düzenlenen mitingler sırasında dumanların arasındaki bir protestocu (Reuters)
21 Ekim'de Hartum'da sivil yönetimi desteklemek için düzenlenen mitingler sırasında dumanların arasındaki bir protestocu (Reuters)
TT

Silahlı bir grubun Hartum’u işgal etme tehdidinin ardından başkentte güvenlik gerilimi yaşanıyor

21 Ekim'de Hartum'da sivil yönetimi desteklemek için düzenlenen mitingler sırasında dumanların arasındaki bir protestocu (Reuters)
21 Ekim'de Hartum'da sivil yönetimi desteklemek için düzenlenen mitingler sırasında dumanların arasındaki bir protestocu (Reuters)

Sudan’ın başkenti Hartum, barış sürecine taraf olan silahlı hareketlerin Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde düzenlediği oturma eylemindeki unsurların Kültür ve Enformasyon Bakanlığı’na saldırmalarından, Sudan’ın medya kuruluşlarını basmalarından ve gazeteciler ile güvenlik personeline saldırmalarından sonra saatler süren bir gerilime tanık oldu. Bu, Darfur Valisi Minni Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’nin barışçıl taleplerine cevap verilmezse silah zoruyla Hartum’a girmekle tehdit etmesinden saatler sonra yaşandı. Öte yandan Başbakan Abdullah Hamduk'un ofisi, dün (cumartesi) Bakanlar Kurulu'nun feshedilmesine onay verdiği yönünde yoğun bir şekilde medya kuruluşlarında dolaşan iddiaları yalanladı.
Sivil giyimli unsurlar Sudan Haber Ajansı'nın (SUNA) Hartum'un merkezindeki genel merkezinin yanı sıra gazetecilere ve ajansın güvenlik personeline ve polise saldırdılar. Saldırganlar daha sonra Kültür ve Enformasyon Bakanlığı’nın etrafını sardılar. SUNA Genel Müdürü Muhammed Abdulhamid olaya ilişkin yaptığı açıklamada, iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ittifakından bir grup liderin ajansın genel merkezinde düzenlemeyi planladığı bir basın toplantısıyla eş zamanlı olarak, sivil giyimli bir grubun ajansın ana kapısından zorla içeri girdiğini ve güvenlik görevlilerine saldırdığını ifade etti.

Abdulhamid sözlerini şöyle sürdürdü:
“Saldıran taraflar kim bilmiyorum; protestolar, ajansın önünde toplanan sivilleri taşıyan üç aracın gelmesiyle başladı. Kısa bir süre sonra abartılı bir oranda şiddet uygulayan ve büyük bir kaosa neden olan yaklaşık 150 kişiden oluşan büyük bir grup çıkageldi. Olayların daha da kötüye gitmesinden korkuyoruz. Saldırgan grup ajansın ana kapısının önünde araba lastikleri yaktı. Polisi ve Genel İstihbarat Teşkilatı'nı aradık ancak bu gruplar ajansa geldikten çok sonra olay yerine geldiler.”
Sudan Kurtuluş Hareketi adına konuşan bir lider iki gün önce Cumhuriyet Sarayı önündeki oturma eyleminde Hartum'u silah zoruyla işgal etme tehdidinde bulunarak “Barışçıl talebimize yanıt verilmezse bunu silahla alacağız” dedi.
Lider “Kuvvetlerimiz yakın bir yerde. Dört çeker araçlarla (Land Cruiser) Hartum'a gireceğiz” ifadelerini kullanarak, Sudan Kurtuluş Hareketi’nin tüm küçük silahlara ve füze fırlatıcılarına ve hatta Antonov uçaksavar füzelerine sahip olduğunu söyledi. Ancak çok geçmeden geri adım attı ve hareketin lideri Minni Arko Minavi yaptığı basın açıklamasında, “Sosyal medyada oturma eylemi alanında bazı taraflara tehditkâr bir üslupla konuşan ve şiddet çağrısı yapan genç bir adamın videosu yayıldı. Sudan Kurtuluş Hareketi gerek sözlü gerek başka şekilde olsun her türlü şiddeti reddediyor ve buna çağrı yapan herhangi bir kişiyi, harekete mensup bir üyeyi ya da başkasını kınıyor” şeklinde konuştu.
Minavi “Videoda konuşan kişi kendi kişisel görüşünü yansıtmıştır. Konuşması yakından veya uzaktan Sudan Kurtuluş Hareketi’ni temsil etmemektedir” dedi.
Öte yandan Darfur Barosu yaptığı açıklamada, ordunun iktidarı devralması için alenen çağrıların yapıldığını, bununla birlikte vatandaşlardan da orduyu iktidarı devralması için kışkırtanlara, fitne çıkaranlara ve kamu güvenliğini bozanlara karşı cezai işlem başlatılmasıyla ilgili çok sayıda talep geldiğinin gözlemlendiğini belirtti.
Baro ve ortaklarının, aleyhlerinde yeterli delil bulunanların hakkında cezai kovuşturma başlatacağı ifade edilen açıklamada, fitne savunucularına hoşgörü gösterilmemesi çağrısında bulunuldu.
Maliye Bakanı Cibril İbrahim başkanlığındaki Adalet ve Eşitlik Hareketi ile Darfur Valisi Minni Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, 16 Ekim'den beri Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde oturma eylemi düzenliyor. Ordu liderleri tarafından desteklenen eylemde geçiş hükümetinin feshedilmesi isteniyor.
Öte yandan Başbakan Abdullah Hamduk, Bakanlar Kurulu'nun feshedilmesine onay verdiği yönündeki haberlerin "asılsız" olduğunu söyleyerek bunun çeşitli tarafların tutumlarını yansıttığını söyledi.
Başbakanlık Basın Ofisi yaptığı açıklamada, geçiş kurumlarının kaderini belirleme hakkının Başbakan’ın tekelinde olmadığını ve 15 Ekim'de Sudan halkına yaptığı konuşmada krizi herkesin katılacağı bir diyalogla çözme doğrultusunda açıkladığı adımlara bağlı olduğunu söyledi.
Açıklamada, Başbakan’ın Egemenlik Konseyi'nin askeri bileşeni ve ÖDBG Merkez Konseyi temsilcileriyle demokratik sivil geçiş sürecini korumayı ve ülkenin güvenlik ve selametini korumayı amaçlayan görüşmeler yaptığı kaydedildi.
Ayrıca Başbakan'ın ülkedeki siyasi krizi çözmenin yollarını tartışmak üzere geçiş yönetiminin çeşitli tarafları ve siyasi güçler ile temaslar ve toplantılar yapmaya devam ettiğinin altı çizildi.
Diğer taraftan iktidar koalisyonu ÖDBG Merkez Konseyi lideri Yasir Arman, hükümetin herhangi bir taraftan gelen emir veya “fermana” müsaade etmeyeceğini ve çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.
Arman, SUNA'ya yönelik saldırıyı ve basın toplantısını engelleme girişimini, devrik rejimden geriye kalanların "pis" bir çalışması olarak nitelendirerek, bunun kabul edilemez olduğunu ve anayasal belgenin ve ifade özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu söyledi.
Arman, şu anki krizin yapay olduğunu, yavaş yavaş gelen bir darbe şeklinde olduğunu ve krizin şahısların veya tarafların çıkarları için değil, Sudan halkının çıkarları için çözülmesi gerektiğini söyledi.
Hartum'da herhangi bir silahlı hareketin varlığının barış anlaşmasının baltalanmasının nedenlerinden biri olduğunu ve Hartum'daki herhangi bir silahın barış süreci haritasının parçası olmadığını da sözlerine ekledi.
Başbakan Siyasi Danışmanı olan Arman, liderlikte ikilik olmaması gerektiğini vurgulayarak, Sudan'ın bir dönüm noktasından geçtiğini ve fon ve bütçesi olan birden fazla tarafın olmasının Sudan'ın yıkımına yol açacağını belirtti.
Arman, Cibril İbrahim ve Minni Arko Minavi'nin hareketlerine ÖDBG'nin yanında durmaları için bir mesaj gönderdi ve ÖDBG'nin demokratik süreci baltalamaya çalışan taraflardan ziyade, Komünist Partisi gibi devrimde yer alan tüm güçlerden seçilmeleri şartıyla hükümetin tabanının genişletilmesini tartışmaya hazır olduğunu söyledi.
Üst düzey hükümet kaynakları Şarku'l Avsat'a verdikleri demeçte, Egemenlik Konseyi'nin askeri bileşeninin hala hükümeti feshetmeye istekli olduğunu ve Başbakan Abdullah Hamduk'un bu talebi bir kez daha reddettiğini söylediler.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.