Suriye rejim güçleri Dera’nın doğusunda bir beldeye uyguladığı kuşatmayı kaldırırken, kuzeydeki bir beldede uzlaşı anlaşması imzaladı

Dera’nın kuzeydoğu kırsalındaki Basar el-Harir beldesindeki uzlaşı merkezi (Dera24)
Dera’nın kuzeydoğu kırsalındaki Basar el-Harir beldesindeki uzlaşı merkezi (Dera24)
TT

Suriye rejim güçleri Dera’nın doğusunda bir beldeye uyguladığı kuşatmayı kaldırırken, kuzeydeki bir beldede uzlaşı anlaşması imzaladı

Dera’nın kuzeydoğu kırsalındaki Basar el-Harir beldesindeki uzlaşı merkezi (Dera24)
Dera’nın kuzeydoğu kırsalındaki Basar el-Harir beldesindeki uzlaşı merkezi (Dera24)

Suriye rejimine bağlı Güvenlik Komitesi ve Rus askeri polisler, Muhicce beldesinin iler gelenleriyle beldede bir uzlaşı merkezi kurulması ve silahların teslim edilmesi konusunda yapılan anlaşmanın ardından dün beldeye ve Lacat bölgesine bağlı köylere giderek uzlaşı anlaşmasını uygulamaya başladı. Güvenlik Komitesi iki gün önce bölge sakinleri içinde hakkında yakalama kararı bulunan kişilerin isimlerini, uzlaşı anlaşmasını kabul etmeden önce beldenin ileri gelenlerine teslim etti. Süreç, Rusya’nın üç ay önce Suriye’nin güneyinde yeni uzlaşı bölgeleri kurmak için sunduğu yol haritasına göre ilerliyor. Bölgede haklarında yakalama kararı bulunan bölge sakinleri arasında 2018’den bu yana 5. Kolordu’da görev alan ve güvenlik birimlerine gönüllü hizmet veren kişiler de bulunuyor.
Muhicce beldesi, 2018’de Dera’nın kuzeydoğu kırsalında uzlaşı anlaşmasının yapıldığı ilk belde olma özelliğine sahip. Şam uluslararası otoyolu-Dera yolunun bitişiğinde yer alması dolayısıyla önemli bir coğrafi konuma sahip olan belde, Dera’nın doğu kırsalına kadar ulaşan Lacat Tepeleri bölgeleriyle komşu. Muhicce beldesi, Suriye rejimine ait çok sayıda askeri merkezin çevresinde bulunduğu Ezra bölgesine bağlı. 2018’de yapılan uzlaşı anlaşması ile belde sakinlerinin yer aldığı 5. Kolordu isimli yerel bir askeri grup kuruldu. Haziran 2020’de Suriye rejim güçleri ile 5. Kolordu unsurları arasında çatışmalar yaşandı.
Güvenlik Komitesi ve beraberinde rejimin askeri gücü ile Rus askeri polisler ayrıca Dera’nın kuzeydoğu kırsalında yer alan Basar el-Harir beldesine de girdi. Belde sakinleri uzlaşı sürecinin başlamasıyla birlikte ellerindeki silahları beldedeki bir okulda kurulan uzlaşmaları yürütme merkezine teslim etti. Ayrıca Basar el-Harir beldesine yakın Lacat bölgesine bağlı köylerdeki sakinlerin durumlarını karara bağlama süreci tamamlandı.
Yerel kaynaklar, Dera’nın doğu kırsalındaki El-Hirak kentinde uzlaşmaların tamamlanmasıyla kenti kuşatan rejim güçlerinin çekildiğini bildirdi. Rejim güçlerinin kente girip çıkma süreci birkaç defa tekrarlandı. Uzlaşma sürecinin tamamlanmasının ardından kente konuşlanan rejim güçleri, kentin ileri gelenleri ve 5. Kolordu’dan yerel güçlerinin eşliğinde kentteki bazı noktalarda rutin arama faaliyeti gerçekleştirdi. Tüm bu gelişmeler, rejim güçlerinin uzlaşı sürecini dondurarak kenti 4 gün boyunca kuşatmasının ardından bölgenin ileri gelenlerinin kendilerinden istenen sayıda hafif silahları teslim etmeyi kabul etmesiyle başladı. Nitekim Güvenlik Komitesi’nin kentin ileri gelenlerinden 200 adet kalaşnikov talep etmesi aksi takdirde kente saldırma tehdidinde bulunmasının ardından rejim güçleri kentin giriş ve çıkışlarını ulaşıma kapatmıştı.
Aktivistler Yermuk Havzası’nda kimliği belirsiz kişi veya kişilerin bir rejim unsurunu öldürdüğünü aktardı. Rejim güçleri bunun üzerine Dera’nın batı kırsalındaki beldeler ile Yermuk Havzası bölgesi ve Neva kenti arasındaki yolu ulaşıma kapattı, kimlik sorma ve araçlarda arama çalışması başlattı. Bölgede güvenlik alarmı verildi. Olayın meydana geldiği bölgede bir ay önce yeni uzlaşı anlaşması imzalanmış ve Rus haritası uygulanmıştı. Bu haritaya göre bölgedeki hafif ve orta ağırlıktaki silahların rejime teslim edilmesi gerekiyor. Ancak Suriye’nin güneyinde söz konusu silahlar halen varlığını koruyor.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
TT

Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı mensubu bir kişinin, Palmira’da (Tedmur) ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan saldırının faili olduğu açıklandı. Yetkililer, saldırının ardından aynı teşkilattan 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve soruşturma sürecinin başlatıldığını bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, Tedmur saldırısını gerçekleştiren kişinin yaklaşık 10 aydır Genel Güvenlik Teşkilatında görev yaptığını, farklı şehirlerde çalıştıktan sonra Tedmur’a atandığını söyledi. Kaynak, olayın hemen ardından 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Babba da saldırganın Genel Güvenlik güçlerine mensup olduğunu ve daha önce yapılan bir güvenlik değerlendirmesi doğrultusunda görevden uzaklaştırılmasının planlandığını belirtti. Babba, resmi televizyona yaptığı açıklamada, saldırganın “tekfirci veya aşırı fikirler taşıyabileceğine” dair bir değerlendirme yapıldığını ve bu doğrultuda hakkında karar alınmasının gündemde olduğunu söyledi.

Sözcü, Badiye bölgesindeki iç güvenlik komutanlığının 5 binden fazla personelden oluştuğunu ve personelin haftalık değerlendirme mekanizmasına tabi tutulduğunu, gerekli görüldüğünde idari ve güvenlik tedbirleri alındığını kaydetti.

Önceki yönetimin devrilmesinin ardından iç güvenlik ve polis teşkilatlarında yaşanan çöküş nedeniyle yeni yönetimin güvenlik açığını kapatmak amacıyla geniş çaplı gönüllü alımına gittiği hatırlatıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada saldırıya karşılık verileceğini belirterek, olayın Suriye makamlarının tam kontrolünde olmayan ve “son derece tehlikeli” olarak nitelendirdiği bir bölgede meydana geldiğini söyledi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı gerçekleştiren kişinin öldürüldüğünü, üç ABD askerinin ise yaralandığını açıkladı. CENTCOM, askeri heyetin Tedmur’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlara destek kapsamında bulunduğunu bildirdi.

Suriye yönetimi, Tedmur’da meydana gelen saldırının bir terör saldırısı olduğunu belirterek, ABD hükümeti ve halkına başsağlığı mesajı gönderdi. Açıklamada, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın geçen ay Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında uluslararası koalisyona resmen dahil olduğu kaydedildi.

Suriye çölünde 2015–2016 yıllarında etkisini artıran DEAŞ, bu dönemde Tedmur’u kontrol altına alarak tarihi mirasa büyük zarar verdi ve siviller ile askerleri hedef alan infazlar yaptı. Örgüt, Rusya destekli Suriye güçleri ile ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun operasyonları sonucunda bölgeden çıkarılırken, 2019’dan itibaren geniş alanlardaki varlığını kaybetti. Ancak çöl bölgelerinde faaliyet gösteren hücreleri hâlen saldırılar düzenliyor.

ABD güçleri Suriye’de ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde ve Ürdün sınırı yakınındaki Tanf Üssü’nde konuşlu bulunuyor. Washington, askeri varlığının temel amacının DEAŞ’la mücadele ve yerel müttefiklere destek olduğunu vurguluyor.