Mali'de ‘ne savaşın ne de barışın olması’ Cezayir’i zora soktu

Cezayir, güney komşusunun Rus paralı asker şirketi ile arasındaki bir anlaşmayı finanse ettiği iddialarını reddetti.

Mali Ulusal Uzlaşı Bakanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı bir araya geldiler
Mali Ulusal Uzlaşı Bakanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı bir araya geldiler
TT

Mali'de ‘ne savaşın ne de barışın olması’ Cezayir’i zora soktu

Mali Ulusal Uzlaşı Bakanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı bir araya geldiler
Mali Ulusal Uzlaşı Bakanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı bir araya geldiler

Cezayir, 2015 yılında Mali Barış ve Uzlaşı Anlaşması’nı imzalayan tarafları, başta ülkenin kuzeyindeki muhalif hareketlerin silahsızlandırılması olmak üzere şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle çöküşün eşiğine gelen anlaşmayı kurtarmak için toplantıya çağırdı. Toplantı çağrısı, Cezayir'in Rusya merkezli bir paralı asker şirketinin Mali’de faaliyet göstermeye başlamasıyla ilgili sert tartışmaların yaşandığı bir dönemde yapılırken Cezayir, söz konusu paralı askerleri finanse ettiği iddialarını reddetti.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, Malili bir heyetin geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günleri olmak üzere Cezayir’e iki günlük bir ziyaret gerçekleştirdikleri, Barış ve Uzlaşı Anlaşması’nın şartlarının derhal ve uygun bir şekilde yerine getirilmesini sağlayacak en verimli yolların görüşüldüğü belirtildi.
Bakanlığın açıklamasında, ziyaretin, uluslararası arabuluculuk çabalarının denetçisi ve Mali'de barış ve uzlaşıyı yeniden sağlamak için yapılan anlaşmayı takip eden komitenin başkanı sıfatıyla Cezayirli yetkililerin daveti üzerine gerçekleştiği vurgulandı.
Açıklamaya göre Mali heyetinde, Mali Ulusal Uzlaşı Bakanı İsmael Wague ve anlaşmayı imzalayan ve 1993 yılından bu yana merkezi hükümetle silahlı çatışma halinde olan Cezayir’in kuzey sınırlarında konuşlu beş silahlı grubun temsilcileri yer aldı.
Öte yandan Cezayir Dışişleri Bakanı Ramazan Lamamra tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
“Cumhurbaşkanı (Abdulmecid) Tebbun, tüm zorlukların üstesinden gelmek ve Cezayir’in arabuluculuk yaptığı Barış ve Uzlaşı Anlaşması'nın tam ve gönüllü olarak uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmak için gösterdikleri amansız çabalarında Malili kardeşlerini desteklemek için her türlü çabayı sarf etmeyeceğine söz verdi.”
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Mali heyetiyle yapılan görüşmelerin oldukça verimli geçtiği ve Barış ve Uzlaşı Anlaşması’nın şartlarının yerine getirilmesinin kolaylaştırılmasıyla ilgili olarak her iki tarafın da gündeme getirdiği bir takım meselelerin ele alındığı belirtildi. Açıklamaya göre Malili heyet, başkent Bamako'ya döndüklerinde, barışı engelleyen tüm sorunları gündeme getirme ve anlaşmanın uygulanmasını takip eden komitenin bir sonraki toplantısını düzenlemek için en iyi koşulları sağlama sözü verdiler. Açıklamada ayrıca, Malili heyetin Cezayir'in oynadığı destekleyici role övgüde bulundukları belirtildi.
Görüşmeyi yakından takip eden diplomatik bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Cezayir, Mali’de ne savaş ne de barışın olması halinden çok rahatsız oluyor. Mali’deki mevcut durum, ülkenin kuzeyine dönmek isteyen terör gruplarına olanak sağlıyor. Cezayir bunu kabul edemez. Cezayir, geçtiğimiz yıllarda teröristlerin topraklarına sızmasından büyük zarar gördü” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra silahlarını bırakmama konusunda en katı silahlı muhalif örgüt olan Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi, 2015 yılından bu yana düzenli ordu ile militanlar arasında zaman zaman silahlı çatışmalara sahne olan Gao, Kidal ve Timbuktu gibi kuzeydeki ana şehirlerdeki kalelerini terk etmeyi de reddediyor. Cezayir, daha önce iki tarafa da, ülkenin kuzeyinde özerklik veya federal bir rejim kurulmadan halkın tüm kesimlerinin doğrudan oy kullanmasıyla seçilen geniş yetkilere sahip yerel konseylerin kurulmasını öngören anlaşmanın şartlarına uyulmamasından duyduğu memnuniyetsizliği bildirmişti. Anlaşma aynı zamanda, Tuareg savaşçılarının ülkenin kuzeyde bir güvenlik gücüyle birleştirilmesi ve kuzey sakinlerinin devlet kurumlarında daha iyi bir şekilde temsil edilmesini de öngörüyor.
Fakat anlaşmanın hiçbir maddesi, 6 yıldır hükümet ile muhalefet arasındaki güven eksikliği ve muhalif silahlı gruplar arasında ülkenin kuzeyindeki nüfuz alanları konusunda çatışmaların başlaması nedeniyle uygulanmıyor.
Malili heyetin Cezayir’deki görüşmeleri, Cezayir'in Mali ile Rusya merkezli paralı asker şirketi Wagner arasındaki bir anlaşmayı finanse ettiği iddiasıyla ilgili tartışmaların yaşandığı bir dönemde gerçekleşti. Fransa'da mülteci olan Cezayirli bir gazeteci tarafından yönetilen online bir gazete, Paris'in dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan ve Cezayir'in Sahra altı bölgesindeki stratejik derinliğine odaklandığı Mali’den askeri güçlerini çekme kararı almasından sonra Cezayir ve Moskova’nın Rus paralı asker şirketi aracılığıyla Mali’nin güvenlik dosyasını ortak bir şekilde yönettiklerini iddia etti.
 Cezayir Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, geçtiğimiz Perşembe günü Cezayir'in Rus paralı asker şirketi olarak ile ilişkilendirildiği iddiaların ‘asılsız’ olduklarını söyledi. Bakanlık Sözcüsü, bu haberin Fransa'nın eski Cezayir Büyükelçisi Bernard Emie’nin direktörü olduğu Fransız istihbaratına bağlı Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü'nün (DGSE) çıkarlarına bağlılığıyla bilinen bir basın kuruluşu tarafından ortaya atıldığını belirtti.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."