Sudan: Darbe karşıtları 'milyonluk gösteri' çağrısı yaparken, ordu, teknokrat hükümetinin başına eski Başbakan Hamduk’u getirmeyi düşünüyor

Sudan güvenlik güçleri Hartum'daki protestoculara göz yaşartıcı gaz bombası attı (AFP)
Sudan güvenlik güçleri Hartum'daki protestoculara göz yaşartıcı gaz bombası attı (AFP)
TT

Sudan: Darbe karşıtları 'milyonluk gösteri' çağrısı yaparken, ordu, teknokrat hükümetinin başına eski Başbakan Hamduk’u getirmeyi düşünüyor

Sudan güvenlik güçleri Hartum'daki protestoculara göz yaşartıcı gaz bombası attı (AFP)
Sudan güvenlik güçleri Hartum'daki protestoculara göz yaşartıcı gaz bombası attı (AFP)

Sudan'da Pazartesi gününden bu yana yaşanan şiddet olaylarında 8 kişi ölürken, 170 kişinin ise yaralandığı ifade edildi. Hartum'da şiddetin tırmanmasına rağmen genel seferberlik ilan eden halk, Cumartesi günü Ordu Komatanı Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki askeri darbeye karşı milyonluk gösteri çağrısında bulundu.
Bugün Roma'da düzenlenecek olan G20 zirvesinin açılışı öncesi bir açıklama yapan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise “Orduyu itidal göstermeye ve daha fazla zayiata yol açmamaya çağırıyorum. İnsanların barışçıl bir şekilde gösteri yapmalarına izin verilmelidir” dedi.
Sudan’da olağanüstü hal ilan eden ordu, geçiş dönemindeki kurumları en kısa sürede tamamlama sözü vererek, gözaltına alındıktan bir gün sonra serbest bırakılan Başbakan Abdullah Hamduk’un teknokrat hükümetinde başbakanlık görevi için ilk adayları olduğunu duyurdu.
Sudan devlet televizyonunun haberine göre, ordu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, halkın adalet, barış ve özgürlük gibi beklentilerini gerçekleştirmek için mümkün olan en kısa sürede demokratik dönüşüm ve geçiş iktidarının kurumlarını tamamlama sözü verdi.
İktidar organlarının bölgecilik, kabilecilik ve particilikten uzak tüm vilayetlerden temsilcilerden oluşacağını ifade eden Burhan, bazı çekincelerine rağmen, feshedilen hükümetin başbakanı Hamduk’un başbakanlık için başlıca adayları olduğunu kaydetti.
Burhan, Sudan halkının onurlu şekilde yaşamasını teminat altına alan sivil demokratik geçiş ve özgür seçimleri gerçekleştirebilmek için devrimi ileri götürme sözü verdi.
Sudan'da 25 Ekim sabahı Başbakan Abdullah Hamduk ile çok sayıda siyasetçi gözaltına alınmış, Hamduk, ertesi gün serbest bırakılmıştı.
Askeri müdahalenin ardından hükümetin sivil kanadı ve çok sayıda siyasi parti, halka sokağa inme çağrısı yapmıştı.
Çağrının ardından başkent Hartum'un farklı bölgelerinde bir araya gelen binlerce Sudanlı, askeri müdahaleye karşı gösteri düzenlemeye başlamıştı.
Sivil yönetim talebiyle ülke genelinde devam eden gösterilerde şu ana kadar 8 kişi öldü, yüzden fazla kişi yaralandı.
Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, olağanüstü hal ilan ettiklerini, Egemenlik Konseyi ve kabinenin feshedildiğini ve Sudan'daki tüm kesimleri temsil edecek teknokrat bir hükümet kurulacağını duyurmuştu.

Burhan: Yeni başbakanın adını en geç bir hafta içinde açıklayacağız
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, en geç bir hafta içinde yeni Başbakan ve Egemenlik Konseyi üyelerinin isimlerinin açıklanacağını bildirdi.
Burhan, Rusya merkezli Sputnik’e yaptığı açıklamada, “Umuyorum ki başbakan ve Egemenlik Konseyi atamaları birkaç gün veya en geç bir hafta içinde yapılır” dedi.
Bakanların seçimine müdahale etmeyeceklerini söyleyen Burhan, kabinenin farklı kesimlerden Sudan halkı tarafından kabul edilecek olan yeni başbakan tarafından atanacağını dile getirdi.
Teknokrat bir başbakan seçeceklerini vurgulayan Burhan, “Bir önceki başbakan, siyasi ve askeri güçlerin mutabakatı ile seçildi. Artık siyasi güç yok. Bu yüzden seçimlere kadar geçiş döneminde halka yol göstermek ve onlara yardım etmek vatani görevimizdir” diye konuştu.
Sudan ordusunun eylemleri, gözaltına alınan politikacılar ve yetkililerin serbest bırakılması ve demokratik yola geri dönüş çağrılarıyla birlikte yaygın uluslararası eleştiri aldı.
 



Hüseyin eş-Şeyh, Filistin Yönetimi’ndeki en yüksek makama içeriden gelen ilk Filistinli oldu

Hüseyin eş-Şeyh Ramallah'taki FKÖ Merkez Konseyi toplantısında (AFP)
Hüseyin eş-Şeyh Ramallah'taki FKÖ Merkez Konseyi toplantısında (AFP)
TT

Hüseyin eş-Şeyh, Filistin Yönetimi’ndeki en yüksek makama içeriden gelen ilk Filistinli oldu

Hüseyin eş-Şeyh Ramallah'taki FKÖ Merkez Konseyi toplantısında (AFP)
Hüseyin eş-Şeyh Ramallah'taki FKÖ Merkez Konseyi toplantısında (AFP)

Hüseyin eş-Şeyh, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yardımcısı olarak atanmasıyla birlikte, Filistin Yönetimi'nin en üst makamına içeriden gelen ilk Filistinli oldu. Şeyh, Fetih Hareketi’nin (El Fetih) kurucu babaları ve eski muhafızlarının elinde geçen 30 yılı aşkın sürenin ardından yeni bir dönemi başlatarak Devlet Başkanı olmaya bir adım daha yaklaştı.

Hüseyin eş-Şeyh, başlıca yönetim kurumları tarafından verilen bir yetkiyle Abbas'ın yardımcısı olarak seçilirken Fetih hareketi ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ, Fetih Hareketi Merkez Konseyi, FKÖ Merkez Konseyi toplantısından önce başkana yardımcısını seçme yetkisi vermesinin ardından başkan yardımcılığı pozisyonunu oluşturdu. Şeyh de FKÖ yönetiminin onayıyla bu pozisyona seçildi. Bu durum Şeyh'i yaklaşan olası devlet başkanlığı seçimlerinde Fetih Hareketi’nin güçlü bir adayı ya da Abbas'ın ölümü ya da yönetemez hale gelmesinden sonra herhangi bir nedenle seçimlerin yapılamaması durumunda fiili devlet başkanı haline getiriyor.

Hüseyin eş-Şeyh'in bu göreve gelmesi, daha eski, daha görünür ve popüler liderleri atladığı düşünüldüğünde şaşırtıcı olsa da son birkaç yılda Filistin Yönetimi, Fetih Hareketi ve FKÖ olmak üzere en önemli üç kurum içinde siyasi ve güvenlik alanlarında mutfağın baş aşçısı olana kadar hızla yükseldiği düşünüldüğünde pek şaşırtıcı değil.

Hüseyin eş-Şeyh kimdir?

Hüseyin Şehade Muhammed eş-Şeyh, 14 Aralık 1960 tarihinde Ramallah'ın Ramle bölgesindeki Deyr Tarif köyünden Filistinli bir mülteci ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta Fetih Hareketi’ne katılan Şeyh, 1978 yılında hareketle ilişkisi ve faaliyetleri nedeniyle İsrail tarafından tutuklandı ve 11 yıl hapis yattı. 1989 yılında ilk Filistin İntifadası'nın başlamasıyla serbest bırakıldı.

İntifada sırasında aktif rol aldı ve Birleşik Ulusal Liderlik ve Fetih Hareketi Yüksek Komutanlığı'nın bir üyesi oldu. Filistin Yönetimi'nin kurulmasıyla birlikte güvenlik güçlerine katıldı ve Önleyici Güvenlik Servisi'nde albay olarak görev yaptı.

Ardından 2000 yılındaki ikinci intifada sırasında Fetih Hareketi’nin bazı nüfuzlu liderleriyle ve daha sonra El Fetih’le bir dereceye kadar anlaşmazlıklar yaşadı, ancak hareketin liderlerinden biri olarak kalmaya devam etti.

2007 yılında Sivil İşler Genel Otoritesi'nin başkanlığını ve Filistin Yönetimi ile İsrail arasında resmi iletişim kanalı olan Yüksek Sivil Koordinasyon Komitesi'nin (CAC) başkanlığını üstlendi.

Şeyh hapishanede İbranice öğrendi. İyi derece İbranice yazabiliyor, okuyabiliyor ve konuşabiliyor. El Fetih'in 2009 yılında Beytüllahim'de düzenlenen altıncı genel konferansında Merkez Komite üyeliğine seçildi, ardından 2016 yılında yeniden seçildi.

Şeyh, 2017 yılında El Fetih'in Filistin Uzlaşı Heyeti Üyesi oldu. Fetih Hareketi Merkez Komitesi, 7 Şubat 2022 tarihinde Merkez Konsey'in 31. oturumunda onu, bundan iki yıl önce koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Saib Ureykat'ın yerine FKÖ Yürütme Kurulu üyesi olarak seçti.

Şeyh’in daha sonra örgütün Yürütme Komitesi sekreterliğine ve Müzakere Departmanı başkanlığına seçilmesi, onu şu anki pozisyonuna daha da yaklaştırdı.

Son iki yıldır Abbas'ın en yakın sırdaşı haline gelen Şeyh, Filistin Yönetimi ile ilgili tüm önemli konularda İsrailliler, Amerikalılar ve Araplarla birçok diyaloğa öncülük etti. Şubat ayında Sivil İşler Genel Müdürlüğü görevinden ayrılan Şeyh, Ramallah'taki Şebab el-Bireh Spor Kulübü'nün başkanlığı da dahil olmak üzere diğer görevlerini sürdürdü.

Abbas, bir hafta önce Şeyh’iFilistin Büyükelçilikleri Komitesi'nin başına atadı.

Hüseyin eş-Şeyh, Yurtdışında ve İsrail'de, uzlaşmaya varabilen bir pragmatist olarak görülüyor.

İsrail basınına göre Şeyh, İsrailli yetkililerle yakın ilişkilere sahip.

Abbas'ın diyalog, diplomasi ve halk direnişi yoluyla İsraillilerle bir barış anlaşmasına varılmasına dayanan yaklaşımını benimseyen Şeyh, Filistin Yönetimi'nin reform ve değişim ihtiyacını kabul etmekle birlikte bunu heba edilmemesi gereken ulusal bir kazanım olarak görüyor.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın başlamasından önce Foreign Policy dergisine konuşan Şeyh, Filistin Yönetimi'nin halka siyasi bir ufuk sunamadığını belirterek “Filistin Yönetimi halkın işgalden kaynaklanan mali ve ekonomik sorunlarını çözemiyor. Fakat Filistin Yönetimi'nin alternatifi kaos ve şiddetten başkası değil!” ifadelerini kullandı.