Birleşik Krallık'ta tartışılan iddia: "Kolombiya'daki muzun içinde dünyanın en zehirli örümceği geldi"

Bu örümcekler genellikle Güney Amerika'nın kuzeyinde ve Orta Amerika'da bulunuyor (Wikimedia Commons)
Bu örümcekler genellikle Güney Amerika'nın kuzeyinde ve Orta Amerika'da bulunuyor (Wikimedia Commons)
TT

Birleşik Krallık'ta tartışılan iddia: "Kolombiya'daki muzun içinde dünyanın en zehirli örümceği geldi"

Bu örümcekler genellikle Güney Amerika'nın kuzeyinde ve Orta Amerika'da bulunuyor (Wikimedia Commons)
Bu örümcekler genellikle Güney Amerika'nın kuzeyinde ve Orta Amerika'da bulunuyor (Wikimedia Commons)

Bir Sainsbury's müşterisi, muz paketinde dünyanın en zehirli örümceklerinden birini bulmuş olabileceğine inanıyor.
37 yaşındaki Joe Stein, bu hafta kahvaltı hazırlarken meyvelerden birinden sarkan yaklaşık 5 santimetrelik bir "karanlık kütle" keşfetti.
Stein, önce bu kütlenin aniden kıpırdadığını fark edip paketi attı ama daha sonra daha fazla incelemek için meyveyi tekrar aldı.
Stein, o anları, “Paketi açtım, her şey yolundaydı, muzları ters çevirdim ve tek gördüğüm muzlara asılı bu devasa karanlık kütleydi” diye hatırladı.
"O bir örümcekti ve hareket etmeye başladı, ben de kız arkadaşıma 'mutfağa gelme' diye bağırdım."
Örümceğe daha yakından baktıktan ve özelliklerini internette araştıran Stein, bunun bir Brezilya gezgin örümceği olabileceğine inanıyor. Bu örümceğin bilimsel adı Phoneutria, Yunancadan "katil" diye tercüme edilebilir.
Stein'ın muzlarındaki örümceğin vücut uzunluğu da tıpkı gezgin örümceğinki gibi yaklaşık 5 santimetreydi ve vücudu kahverengi kıllarla kaplıydı.
Stein "Bütün paketi plastik bir kutuya boşalttım ve düşer düşmez kapağını kapattım. Hareket etmediğini anlayabiliyordum. Google'da aradık ve yüzde 99 gezgin örümceğe benziyor" dedi.
"Birkaç resim gördüm, aynı görünüyordu; büyük kıllı bacaklar, küçük hörgüçlerin çıktığı büyük bir karın ve siyah bir çizgi."
"Dünyadaki en zehirli ve tehlikeli örümceklerden biri olduğunu öğrenince biraz şoke oldum."
Avrupa merkezli bir böcek koruma örgütü olan Buglife'a göre, bir Brezilya örümceğinin ısırığı yoğun ağrı, görme bozuklukları, tükürük salgısı ve aşırı terlemeye neden olabilir.
Stein, Kolombiya'da yetiştirilen muzların yerleştirildiği paketi Birleşik Krallık'ın West Wickham bölgesindeki bir Sainsbury's şubesinden satın almıştı.
Stein, "İnsanları dikkatli olmaları için bilinçlendirmek istiyorum” dedi.
Örümcek şimdi daha fazla araştırma için Sainsbury's'e gönderildi.
Bir Sainsbury sözcüsü şunları söyledi:
"Bu deneyimlerden dolayı özür dilemek için müşteriyle temas halindeyiz."
"Bunun gibi olaylar son derece nadirdir ve bunları önlemek için izlediğimiz süreçler mevcuttur."
Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature