Arap- ABD- Avrupa bloğu, Viyana sürecini tartışıyor

Müttefikler, İran ile nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yeniden başlamasından önce Riyad’da istişarelerde bulundu

Avrupa Troykası (E3), ABD’nin İran Özel Temsilcisi ve diğer ülkeler 19 Kasım’da Riyad’da istişarelerde bulundu (Reuters)
Avrupa Troykası (E3), ABD’nin İran Özel Temsilcisi ve diğer ülkeler 19 Kasım’da Riyad’da istişarelerde bulundu (Reuters)
TT

Arap- ABD- Avrupa bloğu, Viyana sürecini tartışıyor

Avrupa Troykası (E3), ABD’nin İran Özel Temsilcisi ve diğer ülkeler 19 Kasım’da Riyad’da istişarelerde bulundu (Reuters)
Avrupa Troykası (E3), ABD’nin İran Özel Temsilcisi ve diğer ülkeler 19 Kasım’da Riyad’da istişarelerde bulundu (Reuters)

Mustafa el-Ensari
Bir Arap- ABD- Avrupa bloğu, 19 Kasım’da Riyad’da İran ile Viyana’da yaklaşan müzakerelerin seyrini ele aldı. Nükleer faaliyetleriyle ilgili uluslararası endişeler ve İran’ın bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetleriyle ilgili daha şiddetli Arap endişeleri ortasında Tahran ile görüşmeler çöküşün eşiğine yaklaşırken blok, Tahran ile temas hatlarını çizdiler.
ABD Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada üçlü grubun (Fransa, Almanya ve İngiltere) siyasi direktörleri ve ABD’nin İran Özel Temsilcisi, Riyad’da Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Mısır ve Ürdün ile istişarelerde bulundu.
Yetkililerin, İran’ın eylemleri de dahil olmak üzere bölgedeki siyasi ve güvenlik durumu hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirten bakanlık, “İran ve ABD’nin İran nükleer anlaşmasında yer alan Ortak Eylem Planı’na tam ve karşılıklı uyum sağlamasına ilişkin yedinci tur müzakereleri ele aldılar. Üçlü grubun ve ABD’nin temsilcileri, bu amaca yönelik müzakere edilmiş bir çözüme hızla ulaşılmasının, çözümün uygulanmasının ve İran’ın nükleer programının ‘Avrupa ve ABD’nin yanı sıra’ bölge için barışçıl amaçlara yönelik olmasını sağlamanın önemini yinelediler” dedi.

Güvenlik endişelerini ele almak
ABD’nin açıklamasına göre Üçlü Grubun siyasi direktörleri ve ABD’nin İran Özel Temsilcisi, ortakların bölgedeki gerginliği düşürme ve diyalogu teşvik etme çabalarını memnuniyetle karşıladı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, katılımcılar, bölgenin daha geniş güvenlik endişelerini ele almaya devam edeceklerini dile getirdi. Görüşmede, İran’ın balistik füzelerin yanı sıra bölgesel ortaklara karşı saldırılara yol açan insansız hava araçlarının kullanımı ve transferi de dahil, bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetleri ele alındı.
Gelişmiş bölgesel diyaloğun ve İran nükleer anlaşmasındaki Orak Eylem Planı’na karşılıklı uyumun sağlanmasının, tüm Ortadoğu’ya fayda sağlayacağını ve büyüme- refah için uzun vadeli etkileri olan daha büyük bölgesel ortaklıklara ve ekonomik değişimlere izin vereceğini vurguladılar.
ABD’nin İran Özel Elçisi Robert Malley, bölgede daha önce bir tur yapmış, mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin başa geçmesinden bu yana İran’ın müzakereleri istememesi halinde bölge ülkeleri ve Washington’un Avrupalı ​​müttefikleriyle masadaki diğer seçenekleri ele almıştı.
Malley, gazetecilere yaptığı açıklamada ülkesinin, müzakerelerden başka bir seçeneğe de sahip olduğunu söylerken, “Konuştuğumuz kimse bunun olmasını beklemiyordu. Ama herkes, İran’ın farklı bir yön seçmesi, görüşmelerin yeniden başlamasını ertelemeye devam etmesi veya Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın kriterlerini aşan taleplerde bulunması karşısında en azından buna hazırlanmamız gerektiğini söyledi” şeklinde konuştu. Yetkili, görüşmelerin sonuçlarına dair herhangi bir ayrıntı vermedi. Ancak spekülasyonlar, ABD’nin askeri harekâtı düşündüğünü gösteriyor.

‘Diğer araçlar’ bulmacası
Robert Malley, “İran’ın bu yolda bulunmasından giderek daha fazla endişe duyuyoruz. Bu nedenle ortaklarımız ve müttefiklerimizle bu farklı koşullara yaklaşımımızı ele almalıyız. Bu farklı bir yol. İran gitmek istediği yolu seçecektir. İkinci yolu seçerse, Başkan Biden ve Bakan Antony Blinken’in ‘diplomasinin başarısız olması durumunda başka araçlarımız olduğunu ve bu araçları İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemek için kullanacağımızı’ söylediklerini belirtmeliyim” dedi.
Malley, Washington’un İsrail’den olası bir askeri saldırı planını destekleyip desteklemeyeceği sorusuna açık bir yanıt vermekten kaçınırken, “Diplomasinin kapısı hiçbir zaman kapanmamıştır ve asla kapanmayacaktır. İran ile diplomatik anlaşmalara her zaman açığız. Bu sorunun ancak diplomatik yollarla çözülebileceğine inanıyoruz. İlk soru, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın yeniden canlandırılıp canlandırılamayacağıdır. Dediğim gibi, İran nükleer adımlarını hızlandırdıkça, plana tamamen aykırı adımlar attıkça ve uluslararası toplumun gözü ve kulağı olması gereken Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın İran’da olanları öğrenmek üzere çalışmalarını engelleyen adımlar atmaya devam ettikçe plan daha kırılgan hale geliyor” açıklamasında bulundu.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.